Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yatırım Kuruluşlarına İlişkin Rehberde Ne Değişti?
01.07.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve aracı kurum ve bankaların sermaye piyasası faaliyetlerine ilişkin “III-37.1 sayılı Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ (Yatırım Hizmetleri Tebliği)” ile “III-39.1 sayılı Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğ (Yatırım Kuruluşları Tebliği)”lerinin uygulanmasına yönelik olarak hazırlanan “Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yatırım Kuruluşlarına İlişkin Rehber”de (Rehber) SPK’nın 14.05.2015 tarih ve 12/619 sayılı İlke Kararı ile güncellemeler yapıldı.
SPK’nın 15.05.2015 tarihli duyurusu ile kamuoyuna açıklanan değişikliklere baktığımızda aşağıdaki hususların ön plana çıktığını görüyoruz.
1- Uygunluk ve Yerindelik testleri ile bu testlere ilişkin uyarı ve bildirimlerin şubeler veya çağrı merkezi üzerinden kayıt tutulan telefonlar aracılığı ile yapılmasına imkan bulunmadığı hususu rehbere işlendi. Diğer bir ifadeyle bu testlerin çağrı merkezi ya da kayıtlı telefonlar aracılığıyla yapılması talepleri uygun görülmemiş oldu.
2- Uygunluk ve yerindelik testlerinin tüzel kişi müşteriler açısından uygulanması ihtiyari bırakıldı. Dolayısıyla tüzel kişi statüsündaki müşterilere bu testlerin uygulanması zorunluluğu kaldırılmış oldu.
3- Ortak (müşterek) hesaplar ve vekalet ile açılan hesaplarda uygunluk ve yerindelik testlerinin yapılmasına ilişkin açıklamalar girildi. Ortak (müşterek) hesaplar açısından; hesabın teselsüllü müşterek hesap olması halinde hesap sahiplerinden yalnızca birine testlerin yapılmasının yeterli olacağı, hesabın teselsülsüz müşterek hesap olması halinde ise tüm hesap sahiplerine testlerin uygulanması ve en muhafazakar sonucun işlemlerde esas alınması gerektiği açıklandı. Vekaleten açılan hesaplarda vekalet verenin yatırım stratejisine ilişkin verilmiş bir talimatı olmadığı sürece testlerin vekile uygulanacağı belirtildi.
4- Uygunluk ve yerindelik testlerinin değerlendirilmesi ve onaylanmasının aynı personel tarafından yapılmasının mümkün olduğu belirtildi. Uygunluk testi için gerekli bilgi ve belgeleri müşteriden temin ederek, testi uygulayacak personel ile müşteriye hesap açacak personelin Sermaye Piyasası Faaliyetleri Düzey 1 lisans belgesine sahip olmasının gerekli olmadığı, ancak, yerindelik testinin en az Sermaye Piyasası Faaliyetleri Düzey 1 lisans belgesine sahip personel tarafından uygulanması gerektiği açıklaması yapıldı. Bununla birlikte; SPK, Yerindelik Testini uygulayacak personelin lisans zorunluluğuna ilişkin 14.07.2015 tarihli yazısı ile yaptığı açıklamada “Rehber’de yerindelik testinin uygulanmasında ilgili personelden aranan lisans belgesi yükümlülüğünün testin değerlendirme sürecine personelin fiilen katılımının söz konusu olduğu durumlar dikkate alınarak getirildiğini, testi uygulayan personelin test ve sonuçlarına müdahale ve değerlendirmesinin olmayacağı, personelin yalnızca müşteriden alınan açıklama ve yanıtları sisteme gireceği durumlarda, yerindelik testinin uygulanmasını teminen müşteriden gerekli bilgileri alarak sisteme tanımlayan personelde lisans şartının aranmayabileceğini” belirtti.
5- Uygunluk testi yapılmadan müşterilere satışı yapılabilecek sermaye piyasası araçlarına ilişkin olarak uygunluk testinin sonuç bölümünde yer alan açıklamalara aşağıdaki ifadenin de eklenmesi kabul edildi:
“Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu’nda (TEFDP) işlem gören yatırım fonları ile para piyasası fonları (likit fonlar) ve kısa vadeli tahvil ve bono fonları ile Hazine Müsteşarlığı tarafından ihraç edilmiş borsalarda ve teşkilatlanmış diğer pazar yerlerinde işlem gören kamu borçlanma araçları için uygunluk testi yapılması zorunlu olmayıp, bu test sonucu dahil olacağınız risk kategorisinden bağımsız olarak bu sermaye piyasası araçlarına yatırım yapabilirsiniz.”
6- Yerindelik testinde portföy riskinin dikkate alınmasını teminen yerindelik testinin sonuç bölümünde yer alan açıklamalara aşağıdaki ifadenin de eklenmesi kabul edildi:
“Test sonucunda yer verilen gruplarda yer alan sermaye piyasası araçları, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin önerileri çerçevesinde genel örnek niteliğinde olup, bu sermaye piyasası araçlarından her biri kendi barındırdığı özellikler sebebiyle farklı bir risk kategorisine dahil olabilir. Söz konusu sermaye piyasası araçlarına tek tek değil de, bir portföy oluşturmak suretiyle yatırım yapıldığında oluşan portföyün riski daha farklı bir kategoriye dahil olabilir. Bu kapsamda yatırım kuruluşunuzun her bir kategori için belirlediği risk ölçütlerini de dikkate alabilirsiniz.”
7- Bir sermaye piyasası aracı olan yatırım fonu katılma paylarının menkul kıymet olarak nitelendirilmemesine rağmen, yatırım kuruluşlarının, yatırım fonu katılma paylarının alım satımı aracılığı faaliyetiyle ilgili olarak sermaye piyasası aracı kategorileri itibarıyla yapılacak faaliyeti gösterir tabloda “diğer menkul kıymetler” seçeneğini işaretlemesi gerektiği açıklandı.
8- Emir iletimine aracılık eden kuruluşun müşteriye yapacağı bildirimlerle ilgili olarak Yatırım Hizmetleri Tebliği’nin 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca, lehine faaliyet gösterilen yatırım kuruluşunun SPK’nın belge ve kayıt düzenlemeleri uyarınca müşteriye yaptığı bildirimlerin, emir iletimine aracılık eden yatırım kuruluşu tarafından da yapılabileceği, ancak bu durumda emir iletimine aracılık eden kuruluş tarafından yapılan bildirimlerin, lehine faaliyet gösterilen kuruluşun bildirim yükümlülüğü ile ilgili sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, müşteriye bildirimin yapılmaması ya da usulsüz bildirim yapılması durumunda müşteriye karşı sorumluluğun lehine faaliyet gösterilen yatırım kuruluşuna ait olduğu belirtildi.
9- Saklamadaki varlıklarla ilgili bildirimlerin emir iletimine aracılık eden yatırım kuruluşu tarafından yerine getirilmesiyle ilgili olarak ise, öncelikle gerekçeleri ile birlikte müşterinin bu bildirimden ve bu bildirimin çıkarlarına aykırı olup olmadığı hususundan haberdar edilmesi ve müşterinin talebi ve onayının aranması, müşteri ile imzalanacak çerçeve sözleşmede; müşteriye bildirimin yapılmaması ya da usulsüz bildirim yapılması durumunda müşteriye karşı sorumluluğun lehine faaliyet gösterilen yatırım kuruluşuna ait olduğu; emir iletimine aracılık eden ve lehine faaliyet gösterilen kuruluşun kayıtları arasında bir uyumsuzluğun olması halinde lehine faaliyet gösterilen kuruluşun kayıtlarının esas alınacağı hususlarına yer verilmesi ve izin verilenin dışındaki bilgilerin gizliliğinin nasıl sağlanacağı hususlarının birlikte çalışacak yatırım kuruluşlarının iş akışı kapsamında ayrıntılı olarak belirtilmesi ve her halükarda Yatırım Hizmetleri Tebliği’nin 64 üncü maddesi kapsamında müşteri çıkarlarının ihlal edilmemesi gerektiği açıklaması yapıldı. Ancak, müşteri sayısı fazla olan bankalarda, rehberde belirtilen ve yukarıda altı çizili olarak verilen şekilde müşteriden talep ve onay alınmasının pratikte uygulanabilir bir düzenleme olmadığı görüşü bulunuyor.
10- Bireysel portföy yöneticiliği ve yatırım danışmanlığı faaliyetleri yürüten yatırım kuruluşlarında, bireysel portföy yöneticiliği ve yatırım danışmanlığı faaliyetlerinin aynı birim bünyesinde yürütülmesinin mümkün olduğu, ancak bu faaliyetlerde bulunacak yatırım kuruluşlarının zorunlu olarak kurması gereken araştırma birimini söz konusu faaliyetleri yürütecek birimden ayrı olarak oluşturması gerektiği belirtildi. Diğer taraftan bireysel portföy yöneticilerinin veya yatırım danışmanlarının aynı zamanda müşteri temsilcisi olarak görev yapmalarının mümkün olduğu açıklandı.
11- Yatırım Hizmetleri Tebliği’nin “Müşteri ile saklamacı kuruluş arasında mutabakat” başlıklı 68 inci maddesindeki “Saklama hizmeti sunulan müşteriler ile saklamaya yetkili yatırım kuruluşunun iç kontrolden sorumlu birimi veya personeli tarafından müşteriye ait sermaye piyasası araçları ve nakde ilişkin her takvim yılında en az 1 defa yazılı veya elektronik ortamda mutabakat sağlanması zorunludur. Söz konusu mutabakat işlemlerinin sonucu iç kontrolden sorumlu olmak üzere istihdam edilen en üst düzey personel tarafından aracı kurumun yönetim kuruluna, bankanın iç denetim komitesine ve ihtilaf olması halinde Kurula 3 iş günü içerisinde yazılı olarak bildirilir.” yükümlülüğünün uygulanması 01.01.2016 tarihine ertelendi.
12- Müşterilere ait çerçeve sözleşmeler ile formların asıllarının saklanmasının dışarıdan hizmet alımına konu edilmesinin;
– Müşterilere ait çerçeve sözleşmeler ile belirtilen formların aracı kurum nezdinde elektronik ortamda saklanmaya devam edilmesi,
– Hizmet sağlayıcı kuruluş ile yapılacak olan sözleşmeye Yatırım Kuruluşları Tebliği’nin 52 nci maddesinde sayılan asgari hususların yanı sıra, aracı kurumun talebi halinde çerçeve sözleşmeler ile formların asıllarına ne kadar sürede ve nasıl ulaşılabileceğine ilişkin hüküm konulması
kaydıyla mümkün olduğu; diğer taraftan SPK, diğer resmi kurumlar ya da mahkemeler ve müşterinin kendisinin bu sözleşme ve formların aslını talep etmesi halinde, talep edilen belgelerin asıllarına ulaşılmasına ilişkin tüm sorumluluğun aracı kuruma ait olacağı açıklandı. Burada da dışarıdan hizmet alımına konu edilebilen çerçeve sözleşmeler ve formların saklanması hizmetinin aracı kurum nezdinde elektronik ortamda saklanmaya devam edilmesi şartına bağlanmasının bu hizmetin dışarıdan alınmasından beklenen faydayı kaldırdığı yönünde görüşler var. Çünkü sözleşmelerin elektronik ortamda aracı kuruma iletilmesi ilave bir altyapı yatırımı gerektiriyor.
13- Bankalarda çalışan belli personelin lisans yükümlülükleri ile ilgili geçiş süreci tanındı. Lisanslama ve Sicil Tutmaya İlişkin Esaslar Hakkında VII-128.7 sayılı Tebliğin yayımlandığı 14.08.2014 tarihi itibarıyla bankalarda risk yönetim elemanı, risk yönetim elemanının bağlı olduğu birimin yöneticisi, türev araçlar muhasebe ve operasyon sorumlusunun bağlı olduğu birimin yöneticisi olarak çalışanların son 1 yıldır bu görevde bulunmaları şartıyla, bu kişilerin 2015 yılından itibaren açılacak ilk altı Lisanslama sınavına katılmak şartıyla görevlerine devam edecekleri hüküm olundu. Bu kişilerden dördüncü sınavın sonuçlarının açıklandığı tarihe kadar Sermaye Piyasası Faaliyetleri Düzey 3 Lisans Belgesini, altıncı sınavın sonuçlarının açıklandığı tarihe kadar Türev Araçlar Lisans Belgesini almaya hak kazanamayanlar, son sınavın sonuçlarının açıklanmasını takip eden ay sonu itibarıyla bu görevlerde çalışamayacaklar.
14- Banka şubelerinde görev yapan personelin hiyerarşik olarak şube müdürlerine bağlı olmakla birlikte yatırım hizmet ve faaliyetleri ile ilgili olarak banka genel müdürlüğünde bulunan birimlere bağlı olmaları halinde işlevsel olarak bağlı bulundukları Genel Müdürlük Biriminin yöneticisinin aranan lisans belgesine sahip olması gerektiği açıklandı.
15- Bankaların da ihtisas personeli için Yatırım Kuruluşları Tebliği’nin 18 inci maddesinin on ikinci fıkrasında belirtilen unvanları kullanmalarının zorunlu olduğu, bu zorunlulukla ihtisas personelinin lisans yükümlülüklerinin kolaylıkla tespit edilebilmesi ve müşterilerin muhatap oldukları personelin yetkileri konusunda kurumlar arasındaki farklılığın giderilmesinin amaçlandığı belirtildi. Bu unvanlarla birlikte kullanılmak şartıyla kurum içi unvanların da kullanılmasının mümkün olduğu açıklandı. Yatırım Kuruluşları Tebliği’nin 18 inci maddesinde belirtilen ve zorunlu olarak kullanılması gereken ihtisas personeli unvanları Tebliğ’de müşteri temsilcisi, türev araçlar müşteri temsilcisi, borsa üye temsilcisi, araştırma uzmanı, yatırım danışmanı, kurumsal finansman uzmanı ve portföy yöneticisi, takas ve operasyon sorumlusu ile türev araçlar muhasebe ve operasyon sorumlusu olarak sayılmıştır. Bankacılık sektörü bu düzenlemeye bankaların asli faaliyetleri arasında yer almayan, bir yan faaliyet olan sermaye piyasası faaliyetlerinin bu kapsamda bir organizasyon değişikliği gerektirmesinin düzenlemeden beklenen faydayı ortadan kaldıracağı yönünde bir görüş verdi.
16- Bankalarda yatırım hizmet ve faaliyetleriyle ilgili olarak çalışan personelin lisans yükümlülükleri ile ilgili olarak kurum içi unvanlarından bağımsız olarak Yatırım Kuruluşları Tebliği uyarınca öngörülen görev tanımına karşılık gelen unvanlarının dikkate alınarak lisans yükümlülüklerinin belirlenmesi gerektiği açıklandı.
17- Yatırım fonlarıyla ilgili olarak, SPK’ca belirlenen Sürekli Bilgilendirme Formlarının KAP’ta yer aldığı dikkate alınarak “Genel Risk Bildirim Formu” dışında ilave risk bildirimlerinin yapılmasına gerek bulunmadığı açıklandı. Diğer bir ifadeyle yatırım fonları alım / satımı faaliyetleri ilave risk bildirimi yükümlülüğünden muaf tutuldu.
18- Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri Genel Risk Bildirim Formu’na ek olarak yatırım kuruluşlarının yatırım fonları dışında işlem yaptıkları her bir sermaye piyasası aracıyla ilgili olarak müşterilerine yapmak zorunda olduğu ilave risk bildirimlerinin, sermaye piyasası aracı veya araç grupları bazında hazırlanacak (türev araçlar, borçlanma araçları gibi) risk bildirim formları veya işlem yapılacak tüm sermaye piyasası araçlarına ilişkin riskleri açıklayan tek bir risk bildirim formu ile yapılmasının mümkün olduğu belirtildi.
19- Talebe dayalı profesyonel müşteri olarak sınıflandırılacaklarda aranan “a) İşlem yapılması talep edilen piyasalarda son 1 yıl içinde, her 3 aylık dönemde en az 500.000 Türk Lirası hacminde ve en az 10 adet işlem gerçekleştirmiş olmaları” şartının “a) Son 1 yıl içinde, her 3 aylık dönemde en az 500.000 Türk Lirası hacminde ve en az 10 adet sermaye piyasası işlemi gerçekleştirmiş olmaları” olarak uygulanması kabul edildi.
20- İrtibat bürosunun faaliyete geçebilmesi için ticaret siciline tescil yapılması zorunluluğu kaldırıldı. Aracı kurumların irtibat bürolarının faaliyete geçmesine ilişkin olarak SPK izninin tebliği üzerine aracı kurumun internet sitesinde ve Kamuyu Aydınlatma Platformunda ilan olunması yeterli sayıldı.
21- Aracı kurumların marka kullanım izinlerine ilişkin çeşitli hususlara açıklık getirildi.
Saygılarımızla,
PROCOMPLIANCE