Wolfsberg Grubu Bankaların Muhabir İlişkilerinde Muhatap Bankayı Tanıma ve Dönemsel Değerlendirme Süreçlerinde Kullandıkları Anketi Güncelledi
Muhabir banka ilişkileri, karapara aklanmasının ve terörizmin finansmanının önlenmesi literatürü açısından yüksek riskli kabul edilen bankacılık hizmetlerinden biri. Bu sebeple bankalar yurt dışı bankalarla girecekleri muhabir ilişkiler öncesinde karşı bankayı tanımak için kapsamlı müşterini tanı ilkelerini uygulamak zorunda.
Ülkemizde de 10.12.2007 tarihli ve 2007/13012 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik” (Tedbirler Yönetmeliği)’in “Muhabirlik ilişkisi” başlıklı 23 üncü maddesi uyarınca finansal kuruluşlar, yurt dışı muhabirlik ilişkisinde, muhatap finansal kuruluşun aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele sistemini değerlendirmek, sistemin uygun ve etkin olduğundan emin olmak, kendilerinin ve muhatap finansal kuruluşun sorumluluklarını söz konusu Yönetmeliğin “Müşterinin Tanınmasına İlişkin Esaslar” başlıklı Üçüncü Bölümündeki yükümlülükleri karşılayacak şekilde bir sözleşmeyle açıkça belirlemek zorundalar.
Muhabirlik ilişkisi
MADDE 23- (1) Finansal kuruluşlar yurt dışı muhabirlik ilişkilerinde;
a) Muhatap finansal kuruluşun aklama veya terörün finansmanı yönünden soruşturma geçirip geçirmediği ve ceza alıp almadığı, iş konusu, itibarı ve üzerindeki denetim yeterliliği hususlarında kamuya açık kaynaklardan yararlanarak sıhhatli bilgi edinmek,
b) Muhatap finansal kuruluşun aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele sistemini değerlendirmek, sistemin uygun ve etkin olduğundan emin olmak,
c) Yeni muhabir ilişkiler kurmadan önce üst düzey yöneticinin onayının alınmasını sağlamak,
ç) Kendilerinin ve muhatap finansal kuruluşun sorumluluklarını bu Yönetmeliğin Üçüncü Bölümündeki yükümlülükleri karşılayacak şekilde bir sözleşmeyle açıkça belirlemek,
d) Muhabirlik ilişkisinin aktarmalı muhabir hesapların kullanılmasını kapsadığı durumlarda muhatap finansal kuruluşun bu Yönetmeliğin Üçüncü Bölümündeki esaslar çerçevesinde yeterli önlemleri aldığından ve talep edildiğinde ilgili müşterilerin kimlik bilgilerini sağlayabileceğinden emin olmak,
için gerekli tedbirleri alır.
(2) Finansal kuruluşlar, tabela bankalarla ve hesaplarını tabela bankalara kullandırmadığından emin olamadıkları finansal kuruluşlarla muhabirlik ilişkisine giremezler.
Yine Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan sıkça sorulardan “Yurtdışı muhabirlik ilişkilerinde muhatap finansal kuruluşla sözleşme nasıl yapılacaktır?” başlıklı 60 ıncı soruya verilen cevapta, finansal kuruluşların, kendilerinin ve muhatap finansal kuruluşun muhabirlik ilişkisi kapsamındaki sorumluluklarını müşterinin tanınmasına ilişkin esasları da kapsayacak şekilde belgeye bağlamaları gerektiği, bu kapsamda finansal kuruluşların, yurtdışı muhabirlik ilişkilerinde karşılıklı olarak uyguladıkları AML/CFT politikalarını içeren imzalı anket formlarını kullanabilecekleri belirtiliyor.
Söz konusu sıkça sorulan soruda belirtildiği gibi bankalar yurt dışı muhabirlik ilişkilerinde muhatap bankanın karapara aklanmasının ve terörizmin finansmanının önlenmesi kapsamında uyguladığı tedbirleri ve politikalarını değerlendirirken muhatap bankanın doldurduğu imzalı AML/CFT anketlerini kullanıyorlar. Söz konusu değerlendirme sürecinde bankalar kendi geliştirdikleri muhabir banka anket formlarını kullandıkları gibi bu değerlendirme sürecini kısmen veya tamamen 13 uluslar arası bankanın bir araya gelerek oluşturduğu Wolfsberg Grubu‘nun geliştirdiği standart anket formunu kullanarak da yapabiliyorlar.
Ancak, son yıllarda muhabir banka ilişkilerinde artan risk algısı özellikle büyük ölçekte muhabirlik hizmeti veren uluslar arası bankaları giderek artan ölçüde kendi ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdikleri anket formlarını kullanmaya yöneltti. Bu durum da özellikle ülkemiz bankaları gibi muhabir ilişkisi alan tarafta olan ülke bankalarının cevaplamaları gereken anket sorusu yükünde bir artışa ve aynı soruların genellikle farklı formatlarda sorulması sebebiyle de artan bir verimsizliğe yol açtı.
Wolfsberg Grup, bu konuda ortaya çıkan ihtiyaçları dikkate almış olacak ki 22.02.2018 tarihinde Grubun internet sitesinde yapılan açıklamada, Grubun geliştirdiği standart anket formunda (The Correspondent Banking Due Diligence Questionnaire (CBDDQ) kapsamlı bir güncelleme yapıldığı duyuruldu.
Buna göre, mevcut anket formundaki soru sayısı 28 adetten 110 adede çıkarıldı. Grup ayrıca, mevcut kapsamlı due-diligence anketinin (CBDDQ) yanısıra, bu anketin daha kısa bir versiyonunu içeren “Wolfsberg Grup Finansal Suç Anketi (Wolfsberg Group Financial Crimes Questionnaire -FCCQ)” isimli ikinci bir anket formunu da yayınladı.
Muhabirlik ilişkilerinde muhatap bankayı tanımak için uygulanabilecek yeni Wolfsberg Anketi’nin kapsamı ayrıca, muhatap bankanın rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi, uluslar arası yaptırımlar uyum gibi konularda uyguladığı politika ve tedbirleri değerlendirmeye imkan verecek soruları da içerecek şekilde genişletildi.
Yeni ankete verilen soruların finansal kuruluşlarca en az yılda bir güncellenmesi öneriliyor. Ayrıca yeni anketin Uyum Görevlisi yanında Uluslar arası Muhabir İlişkilerinden sorumlu üst düzey yönetici tarafından imzalanması zorunluluğunun getirilmesi de başka bir yenilik olmuş. Bu tip anketler mevcutta sadece uyum görevlisi veya vekilinin imzası ile düzenleniyordu.
Umarız 22 Şubat 2018 tarihinde yayımlanan yeni anket formu uluslar arası bankalarca bir an önce kullanıma alınır ve burada mevcutta değişik versiyonlar ve formatlarla oluşan anket enflasyonu sona erer.
Konuyla ilgili yerel mevzuatımıza döner ve muhabir ilişkisi kurulmasında yerel mevzuatımız uyarınca muhatap finansal kuruluşun aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele sisteminin değerlendirilmesi dışında yapılması gerekenlere bakarsak anket (veya sözleşme) düzenlenmesi dışında aşağıdaki yükümlülüklerin de bulunduğunu görüyoruz.
– 09.04.2008 tarihli ve 26842 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (Sıra No: 5)“nin “finansal kuruluşların kendi aralarında gerçekleştirdikleri işlemler” başlıklı 2.2.1 maddesine göre müşteri konumunda olan finansal kuruluşa ilişkin olarak Tedbirler Yönetmeliği’nin 7 nci maddesinin birinci fıkrasındaki bilgilerin alınarak kaydedilmesi gerektiği belirtilmiş, ancak alınan bu bilgilerin Tedbirler Yönetmeliği’nin anılan maddesi uyarınca teyidinin zorunlu olmadığı ifade edilmiştir. Bu çerçevede bankaların Tedbirler Yönetmeliği’ne göre yükümlü konumunda olan yurt içi finansal kuruluşlarla yaptıkları işlemlerde aynı Yönetmelik uyarınca ticaret siciline kayıtlı tüzel kişilerden istemeleri gereken bilgileri almaları gerekmekte, ancak, bu bilgilerin teyidi için ilgili finansal kuruluşlardan bir belge istemelerine gerek bulunmamaktadır.
Finansal Kuruluşların Kendi Aralarında Gerçekleştirdikleri İşlemler
Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde tanımlanan finansal kuruluşların kendi aralarında gerçekleştirdikleri işlemlerde, müşteri konumunda olan finansal kuruluşa ilişkin olarak Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasındaki bilgiler alınarak kaydedilir. Bu bilgilerin Yönetmeliğin anılan maddesi uyarınca teyidi zorunlu değildir.
Bu kapsamdaki müşterilerle ilgili olarak Yönetmeliğin 17 nci maddesindeki yükümlülükler ile 17/A maddesindeki teyide ilişkin yükümlülükler uygulanmayabilir. Ayrıca Yönetmeliğin 19 uncu maddesi uyarınca müşterinin durumunun sürekli iş ilişkisi kapsamında izlenmesi ve müşteri hakkındaki bilgi, belge ve kayıtların güncellenmesi sıklığı azaltılabilir.
Türkiye’de yerleşik bir finansal kuruluşun müşterisinin yabancı ülkede yerleşik bir finansal kuruluş olması durumunda yukarıda bahsedilen basitleştirilmiş tedbirlerin uygulanabilmesi için, yabancı finansal kuruluşun aklama ve terörün finansmanıyla mücadele alanındaki uluslararası standartlara uygun düzenleme ve denetime tabi olan bir ülkede yerleşik olması gerekmektedir.
Öte yandan finansal kuruluşlar, elektronik ortamda yüz yüze gerçekleştirilmeyen işlemler bakımından güvenli iletişim ağlarının kullanılması, işlem talep eden veya talimat veren kişinin kimliğini ve yetkisini tespite ve doğrulamaya yarayan şifrelerin kullanılması da dahil gerekli tedbirleri almak zorundadırlar.
Müşterinin tanınması konusunda yurt içi yerleşik finansal kuruluşların tanınmasına ilişkin getirilen bu basitleştirilmiş tedbir, aynı Tebliğ hükmü çerçevesinde yurt dışı yerleşik finansal kuruluşların aklama ve terörün finansmanıyla mücadele alanındaki uluslararası standartlara uygun düzenleme ve denetime tabi olan bir ülkede yerleşik olması durumunda yabancı finansal kuruluşlar içinde uygulanabilmektedir.
Bu konuda MASAK sitesinde 55 numaralı sıkça sorulan soruya verilen cevapta da, finansal kuruluşların kendi aralarında gerçekleştirdikleri işlemlerde, müşteri konumunda olan finansal kuruluşa ilişkin olarak Tedbirler Yönetmeliği’nin 7 nci maddesinin birinci fıkrasındaki bilgilerin alınmasının gerekli olduğu, söz konusu bilgiler arasında tüzel kişiliği temsile yetkili kişinin kimlik bilgilerinin de yer aldığı, bununla birlikte alınan kimlik bilgilerinin teyit zorunluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Saygılarımızla,
Hamdi GİRGİN
“NOT: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir.”
Wolfsberg Group Muhabir Banka Değerlendirme Anketi (CBDDQ) Versiyon 1.2
Wolfsberg CBDDQ Anketi Doldurma Rehberi (Versiyon 1.0)
Wolfsberg CBDDQ Anketi Sıkça Sorulan Sorular (Versiyon 1.0)
Wolfsberg CBDDQ Anketi Terimler Sözlüğü (Versiyon 1.0)
Wolfsberg’s CBDDQ Publication Guidance 220218 V1.0