Türkiye’de Bitcoin (Kripto Para) Alım Satımı Yasal mı?
Bir merkezi otorite veya bankaya bağlı olmadan kişiler arasında ödeme yapılmasına izin verecek bir ödeme sistemi oluşturulması fikrinden doğan Bitcoin ve benzeri kripto paraların isimlerini özellikle Bitcoin’in değerinde geçtiğimiz aylarda görülen yükseliş sonrası sıkça duyar olduk.
Hali hazırda söz konusu kripto paralar alım satımını yapan kişilerce bir ödeme aracından çok spekülatif bir yatırım ürünü gibi görülse de, Bitcoin projesine ilişkin www.bitcoin.org adresinde verilen bilgiler, Bitcoin’i, yaratıcı bir ödeme ağı ve yeni bir para birimi olarak tanımlıyor. Aynı sitenin sıkça sorulan sorular bölümünde ise Bitcoin daha geniş anlamda aşağıdaki şekilde tanımlanmış:
Bitcoin yeni bir ödeme sistemini bizlere sunan bir konsensus ağı ve tamamen dijital bir paradır. Sahibi ve merkezi bir otoritesi bulunmayan ve gücünü kullanıcılarından alan ilk eşler arası ödeme yöntemidir. Bir kullanıcının persfektifinden bakacak olursak Bitcoin normal parayla internetten alışveriş yapmaya benzer. Bitcoin ayrıca en çok öne çıkan üçlü kayıt usülü muhasebe sistemi sayılır.
Bitcoin ve benzeri kripto paralara ilgi hızla artarken ülkemizde, diğer birçok ülkede olduğu gibi Bitcoin ve benzeri diğer paralara ilişkin bir düzenleme henüz yapılmadı. Bu paralarla ilgili bir düzenleme önerisinin Nisan ayında yapılacak G-20 zirvesi sonrası ülke liderlerinin üzerinde uzlaşacağı bir model üzerinden ortaya çıkması ve OECD üzerinden tüm dünya ülkelerine önerilmesi bekleniyor. Bu sebeple bu yazının yazıldığı tarihte Bitcoin’i ülkemiz mevzuatı açısından bir para birimi olarak mı, menkul kıymet olarak mı yoksa bir emtia olarak mı tanımlamamız gerektiğini henüz bilmiyoruz. Bununla birlikte, yazının geri kalan kısmında Bitcoin, Ethereum gibi sanal para birimlerini yaygın kullanımda olduğu şekli ile “Kripto Para” olarak adlandıracağız.
Türkiye’de kripto paralar hakkında ilk resmi açıklamanın 2013 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yapıldığını söyleyebiliriz. BDDK, 25 Kasım 2013 tarihli ve 2013 / 32 sayılı Basın Açıklaması’nda, bazı basın yayın kuruluşlarında ve internette “Bitcoin” hakkında çeşitli haberlerin çıktığının görüldüğünü belirterek aşağıdaki açıklamayı yapmıştı:
Bilindiği üzere, 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” (Kanun) 27.06.2013 tarih ve 28690 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun Geçici 1 inci maddesine göre bu Kanunda öngörülen yönetmelikler Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde hazırlanarak yürürlüğe konulacaktır. Kanunun Geçici 2 nci maddesine göre ise Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibari ile ödeme hizmetleri sunan ya da elektronik para ihraç eden ve bu Kanun kapsamında ihdas edilen ödeme veya elektronik para kuruluşu kategorisine dahil edilebilecek olan kuruluşlar Kurumumuzca çıkarılacak ilgili yönetmeliklerin yayımı tarihinden başlayarak bir yıl içinde Kurumumuza başvurarak gerekli izinleri almak ve uygulamalarını bu düzenlemelerde yer alan hükümlereuygun hale getirmek zorundadır.
Herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin, mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla Kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendirilmemekte, bu nedenle de söz konusu Kanun çerçevesinde gözetim ve denetimi mümkün görülmemektedir.
Diğer taraftan, Bitcoin ve benzeri sanal paralar ile gerçekleştirilen işlemlerde tarafların kimliklerinin bilinmemesi, söz konusu sanal paraların yasadışı faaliyetlerde kullanılması için uygun bir ortam yaratmaktadır. Ayrıca Bitcoin, piyasa değerinin aşırı oynak olabilmesi, dijital cüzdanların çalınabilmesi, kaybolabilmesi veya sahiplerinin bilgileri dışında usulsüz olarak kullanılabilmesi gibi risklerin yanı sıra yapılan işlemlerin geri döndürülemez olmasından dolayı operasyonel hatalardan ya da kötü niyetli satıcıların suistimalinden kaynaklı risklere de açıktır.
Herhangi bir mağduriyet yaşanmaması adına, yukarıda belirtilen hususların duyurulmasında ve bu çerçevede Bitcoin ve benzeri sanal paraların barındırdığı muhtemel risklerin kamuoyuna hatırlatılmasında fayda mülahaza edilmektedir.
BDDK bu açıklaması ile Bitcoin ve benzeri kripto paraların, resmi ve özel bir kuruluş tarafından ihraç edilmemesi nedeniyle 6493 sayılı Kanun kapsamındaki “elektronik para” tanımı içinde yer almadığını ve bu nedenle kendi gözetim ve denetimine tabi olmadığını teyit etmişti. Yine bu açıklamada Bitcoin alım satımında ortaya çıkabilecek siber güvenlik ve suistimal risklerine karşı kullanıcıları uyarmıştı.
6493 SAYILI ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
…
ç) Elektronik para: Elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değeri,
d) Elektronik para kuruluşu: Bu Kanun kapsamında elektronik para ihraç etme yetkisi verilen tüzel kişiyi,
…
ifade eder.
Türkiye’de, Türk Lirası (TL) dışında başka bir para birimi ile ödeme işleminden bahsedince bu işlemlerin “1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun” ve alt mevzuatı çerçevesindeki durumuna da bakmak gerekiyor. 1567 sayılı Kanuna istinaden yayımlanan “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar” (32 sayılı Karar)’da, efektif, banknot şeklindeki bütün yabancı ülkeler paraları; döviz ise, efektif dahil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nev’i hesap, belge ve vasıtalar olarak tanımlanıyor. Bu tanım baz alındığında belirli bir ülke tarafından ihraç edilmeyen kripto paraların efektif ve döviz tanımına girdiğini söylemenin mümkün olmadığını görüyoruz. Belki sadece Venezuela Devleti tarafından ihraç edilen kripto para El Petro’nun döviz tanımı içinde değerlendirilebileceğini ifade edebiliriz.
TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARAR
Tanımlar
Madde 2 – Bu Karar’ın uygulanmasında,
…
g) Efektif: Banknot şeklindeki bütün yabancı ülkeler paralarını,
h) Döviz (kambiyo): Efektif dahil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nev’i hesap, belge ve vasıtaları,
Bitcoin ve benzeri kripto paralar, resmi ya da özel bir kuruluş veya bir devlet tarafından ihraç edilmemesi sebebiyle 32 sayılı Karar’daki döviz tanımı içinde yer almadığından, bu Karar’ın 4 üncü maddesindeki “Türkiye’de yerleşik kişilerin, dışarıda yerleşik kişilerden, Türkiye’de yapacakları işlemler nedeniyle döviz kabul etmeleri serbesttir” kuralına da tabi olmuyorlar. Dolayısıyla Türkiye’de yerleşik iki kişi arasında Türkiye içinde yapılan işlemlerde kripto para ile ödeme yapılmasında 32 sayılı karar açısından bir engel bulunmuyor.
TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARAR
Döviz
Madde 4- …
c) Türkiye’de yerleşik kişilerin, dışarıda yerleşik kişilerden, Türkiye’de yapacakları işlemler nedeniyle döviz kabul etmeleri serbesttir.
Konuya Sermaye Piyasası mevzuatı açısından baktığımızda ise, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’nun “Sanal Paralara dayalı işlemler hk.” 01.12.2017 tarihli bir yazısı olduğunu görüyoruz. SPK, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB)’ne hitaben düzenlendiği bu yazıda; sanal para birimleri ile ilgili ülkemizde bir düzenleme ve tanımlama bulunmadığını, Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında yer alan türev araçlara dayanak teşkil edebilecek unsurlar içerisinde de sanal para birimlerinin bulunmadığını belirterek bu aşamada, müşterilere yönelik olarak sanal para birimlerine dayalı spot veya türev işlemler yapılmaması gerektiği hususunda TSPB üyelerine duyuru yapılmasının uygun görüldüğünü belirtiyor.
Anlaşılacağı üzere kripto paralar sermaye piyasası mevzuatı açısından da henüz düzenlemesi bulunmayan bir konu olmakla birlikte, SPK, aracı kurumların bu aşamada kripto paralar üzerinden müşterilerine yönelik olarak spot veya türev işlemler yapmalarını uygun görmemiş.
Kripto paralara yönelik en güncel tarihli basın açıklaması ise Finansal İstikrar Komitesi’nin 10 Ocak 2018 tarihinde yapılan 34. Toplantısı sonrası Hazine Müsteşarlığı’ndan geldi. Söz konusu açıklamada Müsteşarlık; Finansal İstikrar Komitesi’nin 10 Ocak 2018 tarihli toplantısında yeni finansal teknolojilerin sunduğu fırsatlara ilişkin değerlendirmelerde bulunulduğunu belirtilerek ülkemizde yasal bir dayanağı olmayan kripto paralara ilişkin düzenlemelerin geliştirilmesi için bir çalışma grubunun oluşturulmasına karar verildiğini açıkladı. Ayrıca bu açıklamada, kripto paraların risklerine yönelik kamuoyunun bilgilendirilmesine karar verildiği belirtilerek aşağıdaki hususlara vurgu yapıldı:
– Kripto paraların ülkemizde yasal bir dayanağı bulunmamaktadır ve bu kapsamda gerçekleştirilen işlemler herhangi bir resmi otoritenin güvencesi altında değildir.
– Kripto paralar (en bilinen örneğiyle Bitcoin), piyasa değerinin aşırı oynak olabilmesi, dijital cüzdanların çalınabilmesi, kaybolabilmesi veya sahiplerinin bilgileri dışında usulsüz olarak kullanılabilmesi gibi olumsuz özelliklere sahiptir. Ayrıca kullanıcıların ve hizmet alınan firmaların operasyonel hatalarından ya da kötü niyetli kişilerin suiistimallerinden kaynaklanan zararların, işlemlerin geri döndürülemez nitelikte olması nedeniyle düzeltilmesi veya iptal edilmesi mümkün değildir.
– Kripto paraya dayalı bazı iş modelleri, büyük kârlar vadeden oluşumlar şeklinde yapılanarak kişilerin bilgi eksikliğini suistimal etmekte ve önemli maddi kayıplara neden olabilmektedir.
– Kripto para ihraç edecek girişimlerin başlangıç sermayesi elde etmeye dönük uygulamaları genellikle herhangi bir düzenleme ve gözetim kapsamında yapılmadığından dolandırıcılık için uygun bir zemin oluşturmaktadır.
– Kripto paranın dolaşımda olduğu piyasanın herhangi bir resmi otorite ya da garantör kurum tarafından denetlenme imkanı olmadığından, bazı kişilerce yatırım aracı olarak görülen kripto paranın aynı zamanda yasadışı faaliyetlerde de kullanılabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Tüm bu hususlar çerçevesinde, kripto paralar ile ilgili işlem yapan kişilerin herhangi bir zarara uğramamaları için dikkatli olmaları ve kripto paralar ile ilgili işlem yaptıklarında yukarıda bahsi geçen olası olumsuzluklarla karşılaşabileceklerinin farkında olmaları gerekmektedir.
Söz konusu çalışma grubunun kripto paralara ilişkin nasıl bir düzenleme yapacağını bilemeyiz, ancak, diğer ülke örneklerine bakıldığında kripto paraların işlem gördüğü ve bir nevi hibrid bir borsa ve takas kurumu olarak faaliyet gösteren kripto para borsalarının kuruluş ve faaliyet esaslarının belirlenmesini, faaliyetlerinin lisansa tabi hale getirilmesini ve bu kurumların karapara aklanmasının ve terörün finansmanının önlenmesi mevzuatına tabi hale getirilmesini beklemek yanlış olmayacaktır. Ayrıca, kripto paraların niteliğinin (para, menkul kıymet veya emtia olarak) belirlenerek bu ürünlerin vergilendirme rejiminin de oluşturulacağını söyleyebiliriz. Bu çalışmalar Nisan ayında yapılacak G-20 zirvesi sonrasında kripto paralara ilişkin çıkacak kararlar ve düzenleme önerilerine göre daha da net bir hal alabilecektir.
Mevcut durumda ilgili resmi kurumlar tarafından yapılan yukarıdaki açıklamalarda dikkat çekilen riskler ve yapılması önerilen işlemler hariç kripto paralara ilişkin ülkemiz mevzuatında en net düzenleme “5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun” ve alt düzenlemelerinde yer alıyor. 5549 Sayılı Kanun’un 4 üncü maddesine göre, yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halinde bu işlemlerin yükümlüler tarafından MASAK Başkanlığı’na bildirilmesi gerekiyor.
SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN
Şüpheli işlem bildirimi
MADDE 4 – (1) Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halinde bu işlemlerin yükümlüler tarafından Başkanlığa bildirilmesi zorunludur.
(2) Yükümlüler, Başkanlığa şüpheli işlem bildiriminde bulunulduğunu, yükümlülük denetimi ile görevlendirilen denetim elemanları ile yargılama sırasında mahkemeler dışında, işleme taraf olanlar dahil hiç kimseye açıklayamazlar.
(3) Yükümlülerin hangi faaliyetlerinden dolayı ve hangi usûl ve esaslara göre şüpheli işlem bildiriminde bulunacağı yönetmelikle belirlenir.
Bu Kanun maddesinin uygulamasına ilişkin 25.08.2014 tarihli ve 29099 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (Sıra No: 13)“nin 6 ncı maddesinde de, MASAK Başkanlığı’nın, elektronik ve kağıt ortamındaki şüpheli işlemlerin bildirimlerine ilişkin usul ve esasları belirlemek üzere yükümlüler için genel ve sektörel mahiyette şüpheli işlem bildirim rehberleri yayımlayacağı düzenleniyor.
Bu bağlamda, MASAK sitesinde “sektörel ŞİB rehberleri” başlığı altında, Bankalar (T.C. Merkez Bankası ve Yatırım Bankaları Hariç) ve PTT için 03.08.2016 tarihinde yayımlanan Sektörel ŞİB Rehberi‘nde, bankacılık işlemlerine ilişkin şüpheli işlem tipleri arasında “Müşteri hesaplarından bitcoin satan aracı kuruluşlara bitcoin alımına yönelik para transferi yapılması“na yer verilmiş.
“T-001-3.47 Müşteri hesaplarından bitcoin satan aracı kuruluşlara bitcoin alımına yönelik para transferi yapılması.
Söz konusu rehberde verilen şüpheli işlem tipolojisinde sadece bitcoin alımına yönelik işlemler şüpheli görülüyor gibi bir anlam çıksa da, banka aracılığıyla yapılan işlemlerin şüpheli bulunması durumunda Bitcoin ile sınırlı olmaksızın tüm kripto para birimlerine ilişkin hem alım hem satım yönlü işlemlerin şüpheli işlem bildirimine konu edilebileceği tabidir. MASAK Başkanlığı’nın şüpheli işlem tipolojileri arasında bitcoin alımına yönelik para transferine yer vermesinin temel sebebi de, yukarıda verilen BDDK basın açıklamasında da dikkat çekilen bitcoin ve benzeri sanal paralar ile gerçekleştirilen işlemlerde tarafların kimliklerinin bilinmemesinin söz konusu sanal paraların yasadışı faaliyetlerde kullanılması için uygun bir ortam yaratmasıdır.
Aslında kripto para işlemlerinde tarafların kimliklerinin bilinmediğini söylemek tam olarak mümkün değil. Söz konusu kripto paraların alım satımının yapıldığı borsalar bir düzenlemeye tabi olmasa da, müşterilerini tanımak için bir takım KYC (know-your-customer) ve kimlik doğrulama prosedürleri izliyorlar. Bu kurumların bazılarının uyguladığı çift faktörlü kimlik doğrulama gibi güvenlik tedbirleri ise neredeyse finansal kuruluşların uyguladığı tedbirlerle aynı düzeyde.
Ancak, kripto paralar ortaya çıkış mantığı gereği sınırlar ve ülkeler arasında bir düzenlemeye ve merkezi kurumlara tabi olmadan çok hızlı bir şekilde el değiştirebildiğinden bu durum, elde ettiği suç gelirlerini ülkeler ve kişiler arasında bir denetime takılmadan transfer etmek isteyen kötü niyetli kişilerin kripto paraları tercih etmelerine sebep olabilir. Günümüzde bankacılık sistemleri müşteri kabul süreçleri ve uluslar arası para transferlerinde oldukça sıkı kontrol kuralları izleyerek karapara aklayıcıların bankacılık ve ödeme sistemlerini kullanmalarını engelleyecek tedbirler uyguluyor. Kripto paraların dijital cüzdanlar arasında transferlerinde benzeri kontrol prosedürlerinin olmaması ise bu paraların suç gelirlerinin aklanması faaliyetlerinde kullanılması riskini yükseltiyor. MASAK’ta bu riskin farkında olarak ve kripto paraların işlem gördüğü borsaların henüz yükümlü sınıfında da olmaması ve kendi gözetim ve denetim yapısına tabi olmamasına da bağlı olarak kripto paralar üzerinde yapılan şüpheli işlemleri şimdilik bankacılık sistemi üzerinden izleme yönünde bir tedbir geliştirmiş gözüküyor.
Saygılarımızla,
BDDK’NIN BITCOIN HAKKINDA 25.11.2013 TARİHLİ BASIN AÇIKLAMASI
SERMAYE PİYASASI KURULU’NUN SANAL PARALARA DAYALI İŞLEMLER HAKKINDA 01.12.2017 TARİHLİ YAZISI
HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI’NIN FİNANSAL İSTİKRAR KOMİTESİ’NİN 10 OCAK 2018 TARİHİNDE GERÇEKLEŞEN 34. TOPLANTISINDA ALINAN KARARLARA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI