Sürdürülebilirlik Yolunda Mevzuat Uyumun Rolü
Marmara Üniversitesi Sivil Toplum Kuruluşları Uygulama ve Araştırma Merkezi (STKAM) ve Mevzuat Uyum Derneği’nin işbirliğiyle 28 Mart 2024’te düzenlenen “Sürdürülebilirlik Yolunda Mevzuat Uyumun Rolü” adlı webinar, başarıyla gerçekleştirilmiştir. Konuşmacısı olduğum bu webinardan ilham alarak, uzun zamandır ara verdiğim mevzuat uyum yazı serimize kaldığımız yerden devam etmek istiyorum.
Mevzuat uyum yazı serimizin beşincisi olan bu yazımızda, sürdürülebilirlik yolculuğunda mevzuat uyumun hayatımızdaki yerini ve sürdürülebilirlik üzerindeki etkisini ele alacağız; günlük hayatımızın her köşesinde karşılaştığımız düzenlemelerin, aslında sürdürülebilir bir dünya için atılan adımların bir parçası olduğunu göreceğiz.
Günlük Hayatta Mevzuat Uyum
Günlük hayatımız, farkında olmasak da birçok düzenleme ve regülasyonla şekillenmektedir. Sabah uyandığımızda aslında hepimiz, düzenlemelerin ve standartların gölgesinde bir güne başlarız. Gıdadan giyime, kişisel bakımdan teknolojiye kadar neredeyse her şey bir regülasyona tabidir. En basitinden hayatımızın neredeyse her anında yanında bulundurduğumuz akıllı telefonlar, bilgisayarlar bile bizlere ulaşana kadar birçok regülasyon gereksiniminden geçmektedir. Bu düzenlemeler, hayatımızın her anında kendini gösterse de, çoğu zaman varlıklarının farkında bile olmayız. Hayatımızda otomatikleşen bu düzenlemelerin olmadığı bir dünyayı tahayyül ettiğimizde ise kaos ortamıyla karşılaşabileceğimiz aşikardır. Günlük hayatımızı daha güvenli ve sürdürülebilir kılan bu düzen sayesinde, daha sağlıklı ve adil bir toplumda yaşıyoruz diyebiliriz.
Düzenlemelerin Dönüştürücü Gücü ve Mevzuat Uyum
Düzenlemelerin önemini göstermek adına tarihten çarpıcı bir örnek vermek gerekirse, otomobillerin ve trafik kurallarının çıkış seyrini ve geçirdiği merhaleleri söyleyebiliriz. İlk otomobiller 19. yüzyılın sonlarında hayatımıza girdiğinde, trafik kuralları neredeyse yoktu. Ancak artan kaza oranları ve trafikteki kaos, düzenlemelere duyulan ihtiyacı artırdı. Zamanla trafik lambaları, ehliyet zorunluluğu, emniyet kemeri, hız sınırları ve alkollüyken araç kullanma yasağı gibi düzenlemeler devreye girdi. Günümüzde ise bu düzenlemeler, güvenliğin yanı sıra sürdürülebilirliği de gözetmektedir. Örneğin, emisyon standartları ve elektrikli araçlara yönelik teşvikler, daha çevre dostu bir ulaşımı teşvik etmektedir. Tabii bu düzenlemeler akşamdan sabaha oluşmadı. Günlük hayatımızın düzenlenmesi, yüzyıllar boyunca yaşanan deneyimler, hatalar ve kazanımların bir sonucudur. İnsanlık, acı tecrübelerden ders alarak ve ihtiyaçlarını karşılayarak bu düzenlemeleri oluşturdu. Bu süreç, toplumun refahını ve güvenliğini sağlamak amacıyla da devam ediyor. Yeni bir paradigma olan sürücüsüz otonom araçlar günümüzün gündem konularından biridir. Diğer taraftan düzenlemelerin yapılması bir gerek şart olmakla birlikte, tek başına yeter şart değildir tabii ki. Bunu bir çiçek bakımı gibi düşünmek gerekir; az suladığımızda çiçek kurur, fazla suladığımızda ise çürür. Düzenleme, yani mevzuat yapma işini kararınca yapmak gerekir.
Bu bağlamda, mevzuat uyum fonksiyonunun öneminin altını çizmek faydalı olacaktır. “Söz uçar yazı kalır” atasözünün de işaret ettiği gibi, yazının icadından bu yana düzenlemeler, mevzuat; insanlık tarihini ve hayatımızı bir yönüyle şekillendirmiştir. Günümüzde ise her sektörü ilgilendiren yeni düzenlemeler hızla artmaya devam etmekte, etki alanı genişlemekte, sıkılaşmakta ve daha karmaşık hale gelmektedir. Düzenlemelere uyumsuzluk ise yüksek tutarlı cezalar, yaptırımlar, maddi ve itibar kayıplarına neden olmaktadır. Bu sürecin iyi yönetilebilmesi, düzenlemelere zamanında ve etkili bir şekilde uyum sağlanması açısından “mevzuat uyum fonksiyonu” kritik bir rol üstlenmektedir. Mevzuat uyum; bir fonksiyon olarak kuruluşların yönetim kurulları ve üst yöneticileri başta olmak üzere tüm çalışanların içinde bulunduğu bir süreçtir. Ayrıca, uyum riskini başarıyla yönetebilmek için, başta finans kuruluşları olmak üzere birçok kurumda mevzuat uyum bölümleri ve birimleri, uyum görevlileri ve çalışanları faaliyet göstermektedir. Bu fonksiyonun önemi, tüm dünyada giderek artmaktadır.
Mevzuat uyum fonksiyonu kurum ve kuruluşlar açısından;
- Yasal Riskleri Azaltır,
- Çalışan Sadakatini Yükseltir ,
- Paydaşlara Güven Verir,
- Kuruluşun, Rakiplere Karşı Şirketin, Konumunu Sağlamlaştırır ,
- Topluma Karşı Sorumlu Bir Kurum, Şirket Olunmasını Sağlar,
- Kurum İtibarını Güçlendirir.
Bunun yanında kuruluşların ve şirketlerin, hızla değişen sektör ve coğrafya gereksinimlerine ve paydaş beklentilerine uyum sağlamak için oluşturulan uyum programları da çeşitlilik gösterebilmektedir. Bu programlar, etik kurallar, sektörel düzenlemeler, veri koruma, rekabet hukuku, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele, kara para aklama ve terör finansmanının önlenmesi, uluslararası yaptırımlar ve tüketici düzenlemeleri gibi alanlarda çeşitlenmektedir. Ayrıca, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında sürdürülebilirlik de şirketler dünyasında uyum fonksiyonu ile ilişkilendirilebilmektedir.
Sürdürülebilirlik ve Mevzuat Uyum
Bugün ve geçmişten bahsettik; şimdi geleceğe odaklanmalıyız. Gelecek dediğimizde aklımıza gelen en önemli konulardan biri “sürdürülebilirlik”tir. Sürdürülebilirlik konusu çok boyutlu ve geniş kapsamlıdır. Sürdürülebilirliğin özünde iklim değişikliği yer alır. Şimdi büyük ölçüde insan faaliyetlerinden kaynaklanan bir dinamikle, yani ‘iklim değişikliği’ ile karşı karşıyayız. İnsanlık tarihinde benzeri görülmemiş bir süreç olarak ifade edebiliriz. Zira mevcut iktisadi sistem, sosyal eşitsizlikleri ve çevresel sorunları beraberinde getirdiği için dönüştürülmesi gereği karşımıza çıkmaktadır. Ekonominin karbon salınımını azaltmayı hedefleyen bu dönüşüm süreci, önceki ekonomik değişimlerden farklıdır. Bu nedenle, tüm politikaların iklim değişikliği ile mücadele ekseninde yeniden şekillendiği bir dönemden geçiyoruz. Bu süreçte, küresel olarak birçok çaba harcanmakta ve çeşitli önlemler alınmaktadır. Ancak, şu an için bu çabaların yeterli olduğunu söylemek zor. Özellikle Paris Anlaşması kapsamında ülke taahhütlerinin uygulanması ve hedeflere ulaşılması konusunda hala ciddi zorluklar yaşanmaktadır. Bu konuda, hem ülkemizde hem uluslararası alanda kapsamlı, takvime bağlı ve hedef odaklı çalışmalar yürütülmektedir.
Sürdürülebilirlikle ilgili hedefler ve beklentiler de, bilimsel gelişmeler, teknolojik yenilikler ve artan kamuoyu bilinci gibi birçok faktörden etkilenerek sürekli evrim geçirmektedir. Bu evrim, mevzuatın da bu değişen dinamiklere uyum sağlamasını gerekli kılmaktadır. Sürdürülebilirlik ve mevzuat düzenlemeleri arasında birbiriyle beslenen bir ilişki var. Mevzuat, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için bir çerçeve oluştururken, sürdürülebilirlik de mevzuatın sürekli gelişmesini sağlar. Örneğin, iklim değişikliğiyle mücadele, döngüsel ekonomiye geçiş ve sosyal adalet gibi konularda mevzuat, şirketlerin ve bireylerin davranışlarını şekillendirir. Pandemi sürecinde yaşanan sağlık krizinin ardından, sürdürülebilirliğin önemi daha da belirgin hale gelmiştir. Bu süreçte, tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması, uzaktan çalışma gibi yeni çalışma modellerinin yaygınlaşması ve çevre dostu teknolojilere yönelik yatırımların artması gibi önemli gelişmeler yaşanmıştır. Şu an iklim değişikliği ile mücadelede gelinen noktayı değerlendirdiğimizde, politika belirleme ve kapsayıcı çözümler geliştirmeye dönük ülkemizde kamuda çalışmaların hızlandığını söyleyebiliriz. Yürütülen çalışmaların etkilerinin ise 2025’ten itibaren günlük hayatlarımıza giderek artan bir şekilde yansıyacağını söylemek mümkün.
Sonuç olarak, mevzuat uyum, sürdürülebilir bir geleceğin inşasında kilit bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, düzenlemelerin sürdürülebilirlik hedeflerine uygun olarak tasarımı ve / veya güncellenmesi ile etkili bir şekilde uygulanması kritik önemdedir. Bu sürecin başarıya ulaşması, tüm paydaşların ortak çabasını gerektirir. Her bir birey olarak, okyanusta bir damla misali, bu dönüşümün bir parçası olabilir ve sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunabiliriz. Nasıl ki trafik kuralları zamanla daha güvenli bir ulaşım sistemi sağladıysa, mevzuat uyum da sürdürülebilir bir dünya için yolumuzu aydınlatacak ve geçişimizi hızlandıracaktır.
Not: Mevzuat uyum yazı serimizin beşinci yazısı olan bu çalışmamız, umarım ilgililer açısından faydalı olur. Bununla birlikte;
-
- “Mevzuat Uyum Fonksiyonu ve Rekabet Kurumu Yerinde İncelemeleri” adlı birinci yazımıza ulaşmak için tıklayınız.
- “Şirketlere “Mevzuat Uyum Fonksiyonu” Değer Katar!” adlı ikinci yazımıza ulaşmak için tıklayınız.
- “Mevzuat Uyum Fonksiyonunun Geleceği” adlı üçüncü yazımıza ulaşmak için tıklayınız.
- “Bankacılık ve Sigortacılıkta Uyum Kontrolleri ile BDDK İç Sistemler Yönetmeliği Revizyonu” adlı dördüncü yazımıza ulaşmak için tıklayınız.
Bu yazının hazırlanmasına vesile olan 28.03.2024’teki “Sürdürülebilirlik Yolunda Mevzuat Uyumun Rolü” adlı webinarın düzenlenmesinde değerli katkıları için STKAM Müdürü Prof. Dr. Esra Yüksel ACI, Bağımsız Danışman Ertan KÜÇÜKYALÇIN, Mevzuat Uyum Derneği Genel Sekreteri Vural GÖRAL’a teşekkürü bir borç bilirim.
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
“UYARI: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.”