Sermaye Piyasası Kanunu’nun Bilgi Bazlı Piyasa Dolandırıcılığı Maddesinde Değişiklik Yapıldı
07.04.2015 tarihli ve 29319 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “6637 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 11 ve 12 nci maddeleri ile 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunun düzenlendiği 107 nci maddesinin 2 nci fıkrasında ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’nun gelirlerinin düzenlendiği 130 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında değişiklikler yapıldı.
Yapılan değişiklik kapsamında bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunun maddi unsurları arasına “menfaat sağlama” unsuru eklendi. Maddenin değişiklik öncesi halinde menfaat sağlanmasa dahi sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan veya yanlış bilgi verilmesi, söylenti çıkarılması, haber yapılması suç sayılıyordu.
Söz konusu değişiklikle ilgili TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna verilen Kanun teklifinin gerekçesinde, bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunun, sermaye piyasası aracının fiyatını, değerini veya yatırımcıların yatırım kararlarını etkileme amacıyla gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin somut olay bazında tespiti güç olduğundan, söz konusu amacın, fiili gerçekleştirenin kendisine veya başkasına doğrudan ya da dolaylı menfaat temin etmesi şartı ile somutlaştırılmasının hedeflendiği belirtilmiştir.
Bu değişiklik TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda önemli tartışmalara neden olmuştu. Kanun teklifinin 16 ncı maddesinde yeralan 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun ”Piyasa Dolandırıcılığı” başlıklı 107 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki değişiklik komisyona;
“(2)Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle kendisine veya bir başkasına doğrudan yahut dolaylı menfaat sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar”
şeklinde gelmiş iken Plan ve Bütçe Komisyonu sırasında verilen bir önerge ile “kendisine veya bir başkasına doğrudan yahut dolaylı” ifadesi madde metninden çıkarılmıştı. Böylece suçun işlenmesinde bir başkasına doğrudan yada dolaylı menfaat sağlansa dahi suçun oluşmaması sağlanmış, suçun diğer maddi unsurlarını gerçekleştiren kişinin yalnızca kendi menfaati olması durumunda suçun oluşacağı kabul edilmiştir.
Şahsi menfaat şartı olmadan piyasada yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayanlar için ceza öngörülmemesi eleştirilere neden olmuş, Kanun taslağının ilk halinde yer alan ve madde metninden çıkarılan ifadenin ise yalan yanlış haberler ile herhangi bir şirketin değerinin düşmesine ya da zarar görmesine neden olan kişiler için, kendi menfaati yoksa bir ceza verilmesini engellediği belirtilmişti.
GÜNCELLEME-11.04.2015- Bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı maddesinde yapılan değişikliğin tartışmalara neden olduğunu görünce bu suç hakkında SPK’nın yaklaşık 2 sene önce 07.01.2013 tarihinde yaptığı basın açıklamasını da kullanarak ilave açıklama yapmak istedik. 6362 sayılı yeni SPK Kanunu Resmi Gazete’de yayımlandıktan kısa bir süre sonra bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçu hakkında SPK’nın yaptığı basın açıklamasında (07.01.2013 tarihli Basın Açıklaması Metni) aşağıdaki bilgiler verilmişti:
“Bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı” suçu yeni ihdas edilen bir suç olmayıp, 1981 tarih ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun (Eski SPKn.) 47/I.A-3 maddesinde de düzenlenmiştir. Aşağıda karşılaştırmalı olarak verildiği üzere, eski SPKn. ile yeni SPKn. arasında “bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı” fiiline ilişkin olarak piyasa mekanizmalarına müdahale anlamına gelebilecek önemli bir fark bulunmamaktadır.
…
Eski SPKn. md.47/I.A-3 hükmü, bilgi bazlı piyasa manipülasyonu fiilini daha genel bir şekilde ifade ederek, suçun oluşması için bu fiillerin sermaye piyasası araçlarının değerlerini etkileyebilecek nitelikte olmasını yeterli saymıştır. Dolayısıyla önceki düzenlemede bilgiyi yayan kişinin amacına bakılmaksızın bilginin “değeri etkileyebilecek olması” yeterli görülmüştür. Yeni SPKn. md.107/2 hükmünde ise bu fiiller daha ayrıntılı şekilde sayılmış, ancak suçun oluşması için bu bilgileri yayan kişilerin “sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla” hareket etmiş olduklarının, yani özel kastlarının, ispatı zorunlu tutulmuştur.
Bu nedenle, yeni SPKn. md.107/2 hükmü, iyiniyetli, amacı konusunda şüphesi bulunmayan piyasa yorumcularına daha fazla hareket imkanı sağlayacak niteliktedir. Eski düzenlemede yer almayan bazı ifadelere yeni düzenlemede yer verilmiş olması suçun kapsamının genişlediği anlamına gelmemektedir. Zira, “söylenti çıkarmak”, rapor hazırlamak” “bunları yaymak” ifadeleri, fiilin daha açık şekilde sayılması amacını taşımakta olup, esasen yeni bir fiil olarak değerlendirilmeyecek örneklerdir. Diğer taraftan bir kişinin maddede yazılı amaçla bu fiilleri işlediğinin ispat edilmesi halinde, kabul etmek gerekir ki piyasayı ve yatırımcıları korumak adına bu tür fiiller kovuşturulmalıdır. Benzer bir düzenlemenin Avrupa Birliği mevzuatının “Piyasa Bozucu Eylemler Direktifinde” (Market Abuse Directive 2003/6/EC)’de düzenlendiği dikkate alındığında, yeni SPKn’nun bu hükmünün eski SPKn. hükmüne göre daha objektif ve açık olduğu değerlendirilmektedir.”
Yukarıda verilen SPK açıklamasında da belirtildiği gibi yeni SPK Kanunu’nda bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunun maddi unsurları genişletilmiş, yapılan son değişiklikle de bu unsurlar arasına menfaat sağlama ibaresi eklenmiştir. Böylece bu suçun işlenmesi için yapılması gereken eylemlerin sayısı artmış, daha doğrusu menfaat sağlanmadığı sürece yapılan eylemlerle bu suçun oluşmayacağı kabul edilmiştir.
Kanun’un SPK’nın gelirlerinin belirlendiği 130 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında yapılan değişiklikle de SPK tarafından düzenlenen ve denetlenen borsaların ve diğer teşkilatlanmış piyasaların, merkezî takas kurumlarının, merkezî saklama kurumlarının ve MKK’nın gelirlerinin sabit bir oranı üzerinden alınan gelirler, her sene ilgili kurumların bildirmesini ve bunun üzerinden de yeniden SPK geliri hesaplanmasını gerektirdiğinden, bunun yerine, 2015 yılı gelirlerinden başlamak üzere 2014 yılı geliri üzerinden SPK’ya gelir kaydedilmiş olan tutarların Tüketici Fiyat Endeksi ve Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksinin, Aralık ayından bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim oranlarının aritmetik ortalaması oranı üzerinden artırılması suretiyle gelir hesaplanmasına imkân tanınması amaçlanmıştır. Bunun yanı sıra, fıkrada belirtilen kurumlardan 2014 yılında henüz kurulmamış olanlar için ise mevcut Kanun’da olduğu üzere sabit bir oran belirlenmesi öngörülmüştür.
Saygılarımızla,
PROCOMPLIANCE
6362 SAYILI SERMAYE PİYASASI KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER KARŞILAŞTIRMA
07.04.2015 tarih ve 29319 sayılı Resmi Gazete |
|
ESKİ METİN |
YENİ METİN |
Piyasa Dolandırıcılığı
MADDE 107 – … (2) Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.
|
Piyasa Dolandırıcılığı
MADDE 107 – … (2) Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.
|
Kurulun bütçesi, harcama ve işlemlerinin denetimi
MADDE 130 – … (4) Kurul tarafından düzenlenen ve denetlenen borsaların ve diğer teşkilatlanmış piyasaların, merkezî takas kurumlarının, merkezî saklama kurumlarının ve MKK’nın faiz gelirleri hariç tüm gelirlerinin azami yüzde onu Kurul bütçesine Kurul tarafından gelir olarak kaydedilebilir. Ancak, bu maddeye göre yapılacak ödemelerin zamanı ve tutarları, gelirin elde edildiği yılı izleyen takvim yılında Kurulun nakit durumu dikkate alınarak Kurul tarafından en az otuz gün öncesinden ilgili kurumlara bildirilir. Bir takvim yılı içinde talep edilmeyen tutarlar izleyen yıllarda ödenecek tutara eklenir ve Kurul tarafından aynı usul ile talep edilebilir. Bu gelirlerin hangi kurumdan ne oranda tahsil edileceği her takvim yılı için Kurul tarafından belirlenir.
|
Kurulun bütçesi, harcama ve işlemlerinin denetimi
MADDE 130 – … (4) 2015 yılı gelirlerinden başlamak üzere, Kurul tarafından düzenlenen ve denetlenen borsaların ve diğer teşkilatlanmış piyasaların, merkezî takas kurumlarının, merkezî saklama kurumlarının ve MKK’nın faiz gelirleri hariç tüm gelirleri üzerinden, Kurula 2014 yılı gelirleri üzerinden kaydedilmiş olan gelir tutarlarının her yıl, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Türkiye geneli için hesaplanan Tüketici Fiyat Endeksi ve Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksinin, Aralık ayından bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim oranlarının aritmetik ortalaması oranında artırılması suretiyle bulunacak tutarları Kurul bütçesine Kurul tarafından gelir olarak kaydedilir. Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten sonra kurulacak, fıkra kapsamındaki kurumların, kuruluşlarını takip eden yıldan başlamak üzere, faiz gelirleri hariç tüm gelirlerinin azami yüzde onu olmak üzere her takvim yılı için Kurulca belirlenecek oranı Kurul bütçesine Kurul tarafından gelir olarak kaydedilir. Ancak, bu fıkraya göre yapılacak ödemelerin zamanı ve tutarları, gelirin elde edildiği yılı izleyen takvim yılında Kurulun nakit durumu dikkate alınarak Kurul tarafından en az otuz gün öncesinden ilgili kurumlara bildirilir. Bir takvim yılı içinde talep edilmeyen tutarlar izleyen yıllarda ödenecek tutara eklenir ve Kurul tarafından aynı usul ile talep edilebilir. |