Perakende Ticarette Yeni Dönem: Fahiş Fiyat, Stokçuluk ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Düzenlemelerine Yönelik Bir Analiz
Koronavirüs (Covid-19) salgınının ülkemizde etkilerinin hissedilmesiyle birlikte kamuoyunu yoğun bir şekilde meşgul eden konulardan biri de temizlik, hijyen ve bazı gıda ürünlerinde yaşanan ölçüsüz fiyat artışları ve arz değer zincirindeki kimi aktörlerce fırsatçı bir yaklaşımla tatbik edilen iyi niyetli olmayan uygulamalar olmuştur. Bilindiği üzere ülkemizde uygulanan serbest piyasa sisteminde bir mal veya hizmetin fiyatının arz ve talep dengesine bağlı olarak oluşması temel olmakla birlikte piyasalarda rekabetin sağlanamaması halinde, kamunun piyasa aksaklıklarını gidermek için gerekli tedbirleri alması özellikle tüketicilerin zarar görmemeleri bakımından izahtan varestedir. Nitekim Anayasa‘nın 167. maddesi, “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır, piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler” ve 171.maddesi “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.” hükümlerini vazetmektedir.
Bilindiği üzere 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında tüketicilerin korunması ve aynı zamanda haksız rekabet karşısında işletmelerin zarar görmemesi için Ticaret Bakanlığı tarafından 31.08.2018 tarihli ve 30521 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile anılan Yönetmeliğe “Haksız Ticari Uygulama Olarak Kabul Edilen Örnek Uygulamalar” başlıklı Ek’inin “A – Aldatıcı Ticari Uygulamalar” bölümüne; “Girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi fiyat değişimlerinden etkilenmemesine rağmen bu durumlardan etkileniyormuş gibi hareket ederek tüketiciye sunulan mal veya hizmetin satış fiyatında haklı bir gerekçe olmaksızın artış yapmak.” şeklinde bir bent eklenmiştir. Ancak söz konusu hükmün “aldatma iradesinin” varlığını içermesi ve sadece satış fiyatı bakımından tüketicilere yönelik olması sebebi ile uygulama sahasının dar olduğu açıktır. Ayrıca tüm dünya ile birlikte ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle kamuoyunda tepki çeken özellikle koruyucu maske, dezenfektan, eldiven, kolonya başta olmak üzere temizlik, hijyen ve bazı gıda ürünlerindeki fahiş fiyat artışlarına yönelik olarak uygulanacak idari para cezalarının mevzuatsal dayanağı da bu bent olmuştur. Nitekim Ticaret Bakanlığı tarafından 04.03.2020 ve 26.03.2020 tarihlerindeki basın duyurularında şikayetlerin Reklam Kurulu’nda incelenmesi sonucunda fahiş fiyat uygulayan firmalara idari para cezaları bu bent kapsamında uygulanmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nca 11.03.2020 tarihinde kamuoyuna yapılan duyuruda; 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 231/c maddesi uyarınca koronavirüs hastalığı gerekçe gösterilerek bazı gıdalar, temel ihtiyaç maddeleri, hijyen ürünleri ve bazı tıbbi ekipmanlar ile ilgili olarak haksız fiyat artışı ve stokçuluk yapmak suretiyle haksız kazanç elde eden firmalar hakkında resen inceleme başlatıldığı belirtilmişti. Rekabet Kurumu tarafından 23.03.2020 tarihinde kamuoyuna yapılan duyuruda; salgının yaşandığı bugünlerde, yaş meyve ve sebze piyasası başta olmak üzere ülkemiz gıda piyasasında fırsatçı bir yaklaşımla fahiş fiyat artışları yapıldığının müşahede edildiği ve rekabeti bozucu eylemlerde bulunan kişi ve kurumlar hakkında Rekabet Kanunu ile belirlenen en ağır idari para cezasının uygulanacağı ifade edilmişti.
Ticari hayatı önemli ölçüde etkileyecek nitelikteki bu gelişmeler ve istikametinin seyri bağlamında toplumsal refahı korumak amacıyla fahiş fiyat artışı ve stokçulukla daha etkin ve geniş kapsamlı mücadele etmek için Devlet tarafından 07.04.2020 tarihli ve 31102 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“7244 sayılı Kanun”) ile perakende ticarete ilişkin önemli yenilikler getirilmiştir. Bu düzenleme ile fahiş fiyat artışı ve stokçuluk faaliyetlerine karşı uzun zamandır gündeme gelen yaptırımlar hukuki dayanağa kavuşmuştur. 7244 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu’na (“6585 sayılı Kanun”) “Fahiş fiyat artışı, stokçuluk ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu” başlıklı ek 1.madde eklenerek üreticinin, tedarikçinin veya perakende işletmelerinin bir mal veya hizmetin satış fiyatında fahiş fiyat artışı yapması, piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunması yasaklanmıştır. Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik düzenlemelerin yapılması ve gerektiğinde denetim ve inceleme yapılarak idari para cezası uygulanması konusunda yetkili olan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu (“Kurul”) oluşturulmuştur. Nitekim Ticaret Bakanlığı’nın 17.04.2020 Tarihli Basın Duyurusu’nda vatandaşları fahiş fiyat artışlarına karşı korumak amacıyla Reklam Kurulu eliyle yürütülen mücadelenin daha etkin bir şekilde ve kapsamı genişletilerek Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu ile devam edeceği açıklanmıştır.
28.05.2020 tarihli ve 31138 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği (“Yönetmelik“) ile olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda faaliyet gösterecek Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun oluşumu, görev ve yetkileri ile üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarının denetlenmesine ve idari para cezalarının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Covid-19 salgını ile ortaya çıkan yeni konjonktür, ülkemizdeki gelişmeler ve istikametinin seyrine bakıldığında özellikle hassas dönemlerde üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerce girdi maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmadan fahiş fiyat artışı yapılmaması ve serbest ticareti ve piyasa dengesini bozan veya tüketicilerin mallara ulaşmasını engelleyen faaliyetlerde bulunulmaması açısından Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun boşluğu dolduran önemli bir sigorta işlevi göreceği kanısına varılmaktadır.
Bununla birlikte 7244 sayılı Kanun ile perakende ticarete ilişkin hayata geçirilen yapı ve kavramlar ile sürecin işleyişi hakkında tereddüt oluşturan ve soru işaretlerine neden olan belirsizlikler; salgın dönemi itibariyle aksiyonların hızlı bir şekilde uygulamaya konulması gereğinin yan bir neticesi olarak uygun bir istişare zemininin yeterli düzeyde oluşamamasına binaen gündemde hususi bir yer teşkil etmiştir. 7244 sayılı Kanun ile gündem teşkil eden tartışma konusu belirsizliklere yönelik Yönetmelik ile netlik kazandırılan konulara genel itibariyle aşağıda yer verilmektedir:
- Kurulun faaliyet konusu, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamaları ile sınırlıdır.
Kurulun faaliyet konusu 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu’na binaen üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamaları ile sınırlı olacağı düzenlemektedir. Kurulun sekretaryasını yürütecek olan Ticaret Bakanlığı bünyesindeki İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün 17.04.2020 tarihli Duyurusu’nda fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik denetim ve incelemelerde bulunacak ve gerektiğinde idari para cezası verecek olan Kurulun olağan dışı durumlarda özellikle temel ihtiyaç maddeleriyle ilgili yaşanan sorunları çözmek için Kurul Başkanlığını yapacak olan İç Ticaret Genel Müdürü’nün çağrısı üzerine toplanacağını ve çalışmalarını yürüteceği belirtilmiştir.
Bakıldığında Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun ihdası; toplumsal refaha menfi etki edebilecek olağan dışı durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin olası fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarını önlemeye yönelik olağan hallerde öngörülen kural ve uygulamaları tamamlayıcı, hızlı ve etkin bir yönetsel model ihtiyacının tezahürü olarak değerlendirilebilecektir.
- Kurul, olağan dışı durumlar ile sınırlı olarak faaliyet gösterecektir.
Yönetmelik ile Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun yalnızca olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlar ile sınırlı faaliyet göstereceği düzenlenmektedir. Her ne kadar Covid-19 salgını sebebiyle olağanüstü hal ilan edilmemiş olsa da bu salgının da Yönetmelikte öngörülen “diğer acil durumlar” kapsamında değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Kurulun faaliyet sahasının zamana yönelik sınırlarını çizen “olağanüstü hal”, “afet” dışındaki unsurlarından “ekonomik dalgalanma dönemleri” ve “diğer acil durumlar”ın müphemlik arz eden kapsamının ilerleyen dönemde idari uygulamalar neticesinde belirginleşeceği öngörülmektedir.
- “Fahiş Fiyat Artışı” ve “Stokçuluk” tanımlanarak çerçevesi belirlenmiştir.
Yönetmelikte “Fahiş Fiyat Artışı”; olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından satışa sunulan ve kamunun beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmaksızın yapılan aşırı ve adil olmayan artışı olarak tanımlanmıştır. “Stokçuluk” ise olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin piyasada darlık yaratan, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozan faaliyetleri ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyen faaliyetleri olarak tanımlanmıştır.
Bakıldığında bu düzenlemelerin hedefinin serbest piyasa sisteminin işleyişine müdahale etmek olmadığı açıktır. Bilakis düzenlemelerin asıl amacının, hem haksız fiyat artışları ile mağdur edilen tüketicilerin, hem de haksız rekabet karşısında dürüst ticaret prensiplerine bağlı olarak faaliyet gösteren işletmelerin korunması olduğu izlenimi edinilmektedir.
- Kurulun görev kapsamı Rekabet Kurumu’nun görev sahasından ayrışmaktadır.
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu’nun 4.maddesi teşebbüsler arasındaki anlaşmalar sonucunda ortaya çıkan fiyat artışlarını ve arz kısıtlamalarını yasaklamaktadır. Anılan Kanunun 6.maddesi kapsamında ise aşırı fiyat ihlali ancak aşırı fiyat uygulayan teşebbüsün hâkim durumda olması halinde mevzu bahis olmaktadır. Dolayısıyla teşebbüslerin bağımsız kararları ile fahiş fiyat artışı yapması / arz kısıtlamasına gitmesi durumunda veya fahiş fiyat artışı yapan teşebbüsün hâkim durumda olmaması halinde Rekabet Kurumu’nun müdahale etme ihtimali düşüktür. Dolayısıyla yeni ihdas edilen Kurulun görev ve yetki kapsamının, Rekabet Kurumu’nun görev sahasından ayrıştığı ve birbirlerini tamamlayıcı bir işlev içerdiği görülmektedir. Yeni düzenleme ile olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda teşebbüsler arası bir anlaşma sonucu olmayan ve hâkim durumdaki teşebbüslerce gerçekleştirilmeyen fahiş fiyat artışlarına idari para cezası uygulanabilecektir. Bir başka deyişle hâkim durum ve rekabete aykırı anlaşmalar dışında kalan aşırı fiyatlama davranışları yaptırımla sonuçlanabilecektir.
Bilindiği üzere asli fonksiyonları rekabet hukuku kurallarını uygulamak ve ayrıca rekabet savunuculuğu yoluyla serbest piyasanın ve iktisadi özgürlüğün önündeki engellerin kaldırılmasını sağlayarak piyasalarda rekabetin geliştirilmesine katkıda bulunmak olan rekabet kurumlarının; kartelleşmeyi ve tekelleşmeyi engelleyerek tüketicilerin refahı için çalışan piyasaların varlığını temin etmek noktasındaki rolleri yadsınamaz. Bununla beraber olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda hâkim durumu kötüye kullanma veya rekabete aykırı anlaşma yoluyla gerçekleşen fahiş fiyat artışlarının Kurul ve Rekabet Kurumu arasında nasıl değerlendirileceği de netleştirilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca 6585 sayılı Kanunun ceza hükümleri başlıklı 18.maddesinde “Diğer kanunlara göre daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, (…) bu kanundaki idari para cezası verilir” hükmü bulunmaktadır. Bu bağlamda hâkim durumu kötüye kullanma veya rekabete aykırı anlaşma yoluyla gerçekleşen fahiş fiyat artışlarında 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu’nun öncelikli uygulanacağı söylenebilecektir. Bakıldığında 14.05.2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı (TBMM) gündemine sunulan Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nde bu konuya yer verilmediği görülmekte olup; yasama çalışmalarında herhangi bir değişiklik olmadığı takdirde konunun ileriki dönemlerdeki idari uygulamalar ile açıklık kazanacağı öngörülmektedir.
Belirtilmesinde fayda görülen bir diğer hususta; Avrupa Birliği mevzuatındaki “de minimis” kuralına benzer bir şekilde uygulamada kaynakların öncelikli olarak daha önemli ihlallere yönlendirilmesinden hareketle, Rekabet Kurumu’nca nesnel kıstaslar göz önüne alınarak belirli anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararları soruşturmaya konu olmayabilmektedir. TBMM gündeminde yer alan anılan Kanun teklifinde “de minimis” kuralının uygulama ile paralel bir şekilde yasama çalışmalarına konu olduğu da görülmektedir. 4054 sayılı Kanun’da yapılması planlanan değişikliğin bu haliyle yürürlüğe girmesiyle birlikte Rekabet Kurumu’nun “de minimis” kuralı gereğince soruşturma konusu etmediği pazar payı, ciro gibi eşikleri aşmayan rekabete aykırı anlaşma yoluyla gerçekleşen fahiş fiyat artışları Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nun radarına girebilecektir.
- İdari para cezalarının tatbikindeki belirsizliklerin giderimi mühimdir.
Bahsi geçen eylemlere yönelik uygulanacak idari para cezası yaptırımlarının tutarları 7244 sayılı Kanunun 13. maddesi ile belirlenmiştir. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’nca olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından bir mal veya hizmetin satış fiyatında fahiş artış yapıldığının tespiti halinde 10.000-TL’den 100.000-TL’ye kadar, stokçuluk faaliyetlerinde bulunulduğunun tespiti halinde ise 50.000-TL’den 500.000-TL’ye kadar idari para cezası verilecektir.
Yönetmelikte idari para cezasının belirlenmesinde işlenen fiilin ağırlığı ve haksızlık içeriği, işletmenin türü, büyüklüğü ve bulunduğu sektör, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk faaliyetinden sağlanan menfaat ile daha önce aynı konuda idari para cezası uygulanıp uygulanmadığı gibi hususların dikkate alınacağı belirtilmektedir. Hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik açısından bakıldığında alt ve üst sınırı belirli olan idari para cezasının takdirinde dikkate alınacak unsurların; somutluktan uzak, muğlak ve keyfiyete kayabilecek nitelikte olduğu söylenebilecektir. İdari para cezalarının tatbikindeki belirsizliklerin dünyadaki fahiş fiyata ilişkin iyi (“price gouging laws”) düzenleme örnekleri ile değerlendirilerek önümüzdeki dönemde idari karar ve uygulamalar neticesinde belirginleşeceği öngörülmektedir.
Ayrıca 7244 sayılı Kanun’da ve Yönetmelikte öngörülen idari para cezalarının tatbiki halinde hukuki itiraz ve dava yolunu düzenleyen bir hüküm bulunmadığı görülmektedir. Bu bakımdan 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun hukuki başvuru yoluna ilişkin hükümlerinin söz konusu idari para cezalarının hukuka uygunluk denetiminde de tatbik edilebileceği söylenebilir.
- Geçiş dönemi öngörülmüştür.
Yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte idari para cezalarının tatbikinde ivme kazanılacağı açıktır. Ayrıca Yönetmelikte 7244 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 17.04.2020 tarihinden önce fahiş fiyat artışı uygulamaları hakkında Ticaret Bakanlığı’na yapılan başvuruların 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ikincil mevzuatı kapsamında Reklam Kurulu tarafından sonuçlandırılacağı düzenlenmektedir.
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
NOT: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.
7244 sayılı Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun:
Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği: