OHAL 19 Ocak 2017 Tarihinden İtibaren 3 Ay Süre ile Uzatıldı
Anayasamızın 120 ve 121 inci maddeleri ile bu maddeler uyarınca yayımlanan 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu (Kanun)’na göre Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu; anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde, Milli Güvenlik Kurulu’nun görüşünü de aldıktan sonra; yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde 6 ayı geçmemek üzere olağanüstü hal (OHAL) ilan edebilmektedir. Kanuna göre OHAL kararı Resmi Gazete’de yayımlanmalı ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nin onayına sunulmalıdır. Meclis, olağanüstü hal süresini değiştirme, Bakanlar Kurulu’nun istemi üzerine, her defasında 4 ayı geçmemek üzere, süreyi uzatma veya olağanüstü hali kaldırma yetkisine sahiptir.
Bu çerçevede; 21 Temmuz 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 21.07.2016 günü saat 01:00’den itibaren 90 gün süreyle OHAL ilan edilmiş, söz konusu karar TBMM’nin 21.07.2016 tarihli birleşiminde onaylanmıştı. OHAL süresi 13 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan TBMM’nin 11.10.2016 tarihli ve 1130 sayılı kararı ile de 19.10.2016 tarihinden itibaren 3 ay süre ile uzatılmıştı (Detaylar için 13.10.2016 Tarihli Yazımız).
05 Ocak 2017 tarihli ve 29939 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan TBMM’nin Olağanüstü Halin Uzatılmasına Dair 03.01.2017 tarihli ve 1134 sayılı Kararı ile OHAL süresi 19.01.2017 tarihi saat 01:00’den geçerli olmak üzere 3 ay daha uzatıldı.
OHAL’in en önemli hukuki etkisi olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nun, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda Anayasanın 91 inci maddesindeki kısıtlamalara ve usule bağlı olmaksızın, kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkarabilmesidir. 2935 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesine göre bu kararnameler Resmi Gazete’de yayımlanmalı ve aynı gün TBMM’nin onayına sunulmalıdır. Çıkarılan KHK’lar kanunlar hiyerarşisi içerisinde kanunlar ile eşit seviyededir.
Bu çerçevede, daha önce OHAL kapsamında çıkarılan KHK’larla düzenlenen OHAL süresince devam edecek ve bankaları ve diğer finans şirketlerini ilgilendirdiği düşünülen uygulamalar aşağıda özetlenmiştir:
1- OHAL süresince yayımlanan KHK’lar kapsamında alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle açılan davalarda yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecektir (668 sayılı KHK’nın değiştirilerek kabul edilmesi hk. 6755 sayılı Kanun md. 38).
2- OHAL’in ilanından itibaren (21.07.2016 saat 01:00’den itibaren) ve devamı süresince iflasın ertelenmesi talebinde bulunulamayacak, bu yönde yapılan talepler mahkemelerce iflasa ilişkin araştırma yapılmaksızın derhal reddedilecektir (669 sayılı KHK’nın Değiştirilerek Kabul Edilmesi Hk. 6756 sayılı Kanun md. 4/1) (Detaylar için 05.09.2016 tarihli yazımız).
3- OHAL’in ilanından önceki dönemde (21.07.2016 tarihinden önce) yapılan iflasın ertelenmesi talepleri ile ilgili olarak,
a) OHAL süresince iflasın ertelenmesi kararı verilemeyecek,
b) OHAL’in ilanından sonra ve devamı süresince herhangi bir tedbir kararı verilemeyecek, verilmişse derhal kaldırılacaktır,
c) OHAL’in ilanından önceki dönemde 2004 sayılı Kanunun 179/a maddesi uyarınca verilmiş olan tedbir kararları, mahkemece ivedilikle ele alınarak, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti ve iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu iddiasıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanan (TMSF’nin kayyım olarak atandığı/kayyımı olduğu şirketler) veya hakim ortakları ya da yöneticileri hakkında adli soruşturma yürütülen sermaye şirketleri ile kooperatifler lehine verildiği anlaşılan tedbir kararları derhal kaldırılacaktır (6756 sayılı Kanun md. 4/2) (Detaylar için 05.09.2016 tarihli yazımız).
4- Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kişi, kurum ve kuruluşlar ile ilgili olarak 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un “İşlemlerin Ertelenmesi” başlıklı 19/A maddesinin birinci fıkrasında 7 işgünü olarak belirlenen süre, olağanüstü halin devamı süresince 30 işgünü olarak uygulanacaktır (670 sayılı KHK md. 7) (Detaylar için 17.08.2016 tarihli yazımız).
5- OHAL’in devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve aynı Kanun’un 128 inci maddesi uyarınca el konulan taşınmaz, hak ve alacakların idaresi için kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak TMSF atanacaktır (674 sayılı KHK’nın Değiştirilerek Kabul Edilmesi Hk. 6758 sayılı Kanun md. 19) (Detaylar için 05.09.2016 tarihli yazımız).
6- FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan gerçek ve tüzel kişilerin % 50’den daha az ortaklık payı olduğu şirketlerde, bu payların yönetimi ve temsili amacıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133 üncü maddesi uyarınca yetkili hakim veya mahkeme tarafından TMSF kayyım olarak atanacaktır (675 sayılı KHK md. 9) (Detaylar için 02.11.2016 tarihli yazımız).
7- OHAL kapsamında yürürlüğe konulan KHK’lar gereğince 17.08.2016 tarihinden sonra kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne veya Hazine’ye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarından alacaklı olduğu iddiasında bulunanlarca kapatma kapatma tarihinden itibaren 60 gün içinde ilgili idarelere başvurulabilecektir. Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce devralınan varlıklarla ilgili olup, kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülükler;
– hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemesi,
– ek mali külfet getirmemesi,
– asıl borçlu ve diğer kefiller hakkında kesin aciz vesikası bulunan haller hariç olmak üzere kefaletten doğmaması ve
– Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY)’ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması,
şartlarıyla uygun bir takvim dahilinde ödenecektir (670 sayılı KHK md. 5) (Detaylar için 19.08.2016 tarihli yazımız).
8- TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketler ile KHK’larla kapatılan kurum ve kuruluşların veya bunların bağlı olduğu şirketlerin Hazine tarafından devralınan ve satış ve tasfiye için TMSF’ne devredilen varlıklarının, ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturulmasına karar verilmesi durumunda bu karar tarihinden itibaren iki yıl içerisinde ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturan varlıklar ile ilgili işletmelere ait menkul, gayrimenkul ve her türlü hak ve alacaklar ile üçüncü kişiler nezdindekiler de dahil nakit varlıklarının imtiyazlı alacaklılar dâhil üçüncü kişiler tarafından haczi, muhafaza altına alınması ve satışı talep edilemeyecektir (678 sayılı KHK md. 33) (Detaylar için 19.12.2016 tarihli yazımız).
9- TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerde, şirketin doğrudan veya dolaylı borçlarının ödenmesi için öncelikle şirket lehine kefil olan ortak, yönetici veya bunlarla bağlantılı üçüncü gerçek veya tüzel kişilerin malvarlığına müracaat edilecektir. TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin, müşterek müteselsil borçluluğu kapsayan kefaletleri dahil, kefil olduğu borçlarda ise kayyımlık kararının devamı süresince borcun öncelikle asıl borçludan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidilecektir (678 sayılı KHK md. 37) (Detaylar için 19.12.2016 tarihli yazımız).
10- TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketler, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar, TMSF’nin gözetiminde, TMSF’nin ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetilecektir. Bu şirketlerin yöneticileri TMSF’nin ilişkili olduğu Bakan tarafından atanacak ve görevden alınacaktır. Bu şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tespit edilmesi durumunda, şirketin yahut varlıklarının veya 5271 sayılı Kanun’un 128/10 maddesinde belirtilen malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine TMSF’nin ilişkili olduğu Bakan tarafından karar verilebilecektir (680 sayılı KHK md. 81 ile değişik 6758 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesi). Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar 17 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır (Detaylar için 17.01.2017 tarihli yazımız).
Aşağıdaki uygulamalar ise sadece OHAL sürecine özgü olmamakla birlikte OHAL sürecinde yayımlanan KHK’larla yapıldığı ve henüz bu KHK’lar kanunlaşmadığı için ayrıca belirtilmiştir:
11- Belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin %50’sinden fazlası bu belediyelere ait ortaklıklarda, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na göre imzalanan her türlü mal veya hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin sözleşmelerdeki yüklenicilerin, terör örgütlerine iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğunun Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) tarafından bildirilmesi ya da imzalanan bu sözleşmeler nedeniyle belediye menfaatinin önemli ölçüde ihlal edildiğinin belirlenmesi halinde bu sözleşmeler belediye başkanı veya belediye başkan vekili tarafından tek taraflı olarak resen feshedilecek ve bu hallerde ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilecektir (677 sayılı KHK md. 8) (Detaylar için 19.12.2016 tarihli yazımız).
12- Terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu, Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) veya EGM tarafından bildirilen gerçek ve tüzel kişiler doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde kamu ihalelerine katılamayacaklar, bu kapsamda olduğu tespit edilen istekliler ihale dışı bırakılacak, ancak bunların verdikleri geçici teminatlar gelir kaydedilmeyecektir (678 sayılı KHK md. 30) (Detaylar için 19.12.2016 tarihli yazımız).
13- Karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev veya lokavtın; büyükşehir belediyelerinin şehir içi toplu taşıma hizmetlerini, bankacılık hizmetlerinde ekonomik veya finansal istikrarı bozucu nitelikte olması durumunda Bakanlar Kurulu, bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı 60 gün süre ile erteleyebilecektir (678 sayılı KHK md. 35) (Detaylar için 19.12.2016 tarihli yazımız).
Saygılarımızla,