Ödeme Hizmetleri, E-Para ve Açık Bankacılık Hakkındaki 7192 Sayılı Kanun ve Getirdikleri
22.11.2019 tarih ve 30956 sayılı Resmi Gazete’de “7192 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” (“Yeni Kanun”) yayımlanmıştır. 19 maddeden oluşan ve Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği ile ilgili maddesi yayımı tarihinden altı ay sonra, diğer maddeleri 1/1/2020 tarihinde yürürlüğe girecek olan bu Kanun ile 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun (“6493 sayılı Kanun“) başta olmak üzere,
- 5411 sayılı Bankacılık Kanunu,
- 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu (“5464 Sayılı Kanun”)
- 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’da değişiklikler yapılmıştır.
Bilindiği üzere “Ödeme Kuruluşu” ile “Ödeme Hizmeti Sağlayıcısı” kavramları birbirinden farklıdır. Ödeme kuruluşu, ödeme hizmeti sağlamak ve gerçekleştirmek üzere yetkilendirilen tüzel kişidir. Mevzuatta bir üst kavram olarak tanımlanan “ödeme hizmeti sağlayıcısı” ifadesiyle ise işbu yazıda Bankalar, Elektronik Para (e-para) ve Ödeme Kuruluşları, Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. kastedilmektedir.
Anılan Kanun ışığında getirilen önemli yenilik ve değişikliklere özetle aşağıda yer verilmiştir:
- BDDK’nın ödeme hizmeti sağlayıcısı kuruluşlara yönelik 6493 Sayılı Kanun kapsamındaki görev ve yetkileri TCMB’ye devredilmiştir.
Bilindiği üzere 6493 sayılı Kanun kapsamında müşterilere ödeme hizmeti sunan veya e-para ihracı faaliyetinde bulunan ödeme hizmeti sağlayıcıları ile ilgili olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK); ödeme hizmeti sağlayıcılarının veya diğer finansal kuruluşların üye olarak birbirleri arasında işlem gerçekleştirecekleri ödeme sistemleri ve menkul kıymet mutabakat sistemleri ile ilgili olarak ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) görevlendirilmişti. BDDK’nın 6493 sayılı Kanun çerçevesindeki düzenleme, gözetim ve denetim fonksiyonları; özellikle ödeme ve e- para kuruluşlarının izin ve yetki başvuruları ile başlayan uygulama süreci denetim sonuçlarının değerlendirilmesini ve tespit edilen aykırılıklara idari para cezası uygulanmasından faaliyet ve kuruluş izninin iptaline kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsamaktaydı.
Yeni Kanun ile ödemeler dünyasındaki baş döndürücü gelişmeler ve sektörün dinamizmi ışığında 2013 yılındaki düzenleme ile oluşturulan TCMB ve BDDK arasındaki ikili yapı ve kontrol mekanizmasının değiştirilmesi ve tek bir çatı altında toplanması amaçlanmıştır. Böylelikle BDDK’nın ödeme hizmeti sağlayıcıları üzerinde 6493 sayılı Kanun kapsamındaki düzenleme, gözetim ve denetim fonksiyonları TCMB’ye devredilmiştir.
Bu fonksiyon devriyle birlikte BDDK’nın kamuya ilan edilmiş olan ve 2019-2021 dönemini kapsayan Stratejik Planı’ndaki e-para ve ödeme kuruluşlarına dair çeşitli verilerin yer aldığı bir bültenin hazırlanmasına yönelik belirlenen stratejik hedefin, uygulanma imkanının kalmayacağı anlaşılmaktadır.
- AB’nin PSD2 düzenlemesi ile paralel olarak iki yeni ödeme hizmeti tanımlanmıştır.
Avrupa Birliği’nin (AB) Ödeme Hizmetleri Direktifi (Payment Services Directive “PSD”) olarak adlandırılan ve 2009 yılında yürürlüğe giren birinci düzenlemesi (PSD1) ile etkin, hızlı, güvenli ve rekabetçi bir ödeme piyasası amaçlanırken aynı kurallara tabi büyük bir piyasanın oluşması sağlanmış ve bankalara ek olarak ödeme hizmeti sağlayıcısı konumundaki FinTech şirketlerinin de finansal sistemde birer aktör olmasının önü açılmıştır. Benzer şekilde ülkemizde de söz konusu AB müktesebatı ve ülke uygulamaları dikkate alınarak 2013 yılında devreye alınan 6493 sayılı Kanun ile bu sahada faaliyet gösteren şirketler yasal hüviyet kazanırken yenilikçi girişimlere imkân tanınmıştır. PSD1’in ardından ödemeler dünyasında yenilikçiliği, rekabeti ve güvenliği arttırmak amacıyla daha geniş ve kapsamlı hâliyle AB’nin ikinci (PSD2) düzenlemesi; 2016 yılında yürürlüğe girmiş, verilen iki yıllık uyum süresi Eylül 2019’a kadar uzatılmıştı. Finans sektöründe devrim niteliği taşıyan PSD2 ile birlikte ödeme hizmetleriyle sınırlı olmayan birçok yenilik getirilerek piyasanın kuralları değiştirilirken, pek çok farklı hizmet tipini kapsama alan uygulamalar da devreye konulmuştur.
Gelişmelere paralel şekilde bu yeniliklerin kanuni temelde yer alması gereğinden hareketle Yeni Kanun’da PSD2 ile uyumlu iki yeni ödeme hizmeti tanımlanarak ödeme hizmeti kapsamı genişletilmiştir. Bu çerçevede Yeni Kanun ile aşağıdaki hizmetler TCMB’nin denetimine tabi birer “ödeme hizmeti” olarak değerlendirilmiştir:
- Müşterinin isteği üzerine başka bir ödeme hizmeti sağlayıcısında bulunan ödeme hesabıyla ilgili sunulan ödeme emri başlatma hizmeti,
- Müşteri onayının alınması koşuluyla, müşterinin ödeme hizmeti sağlayıcıları nezdinde bulunan bir veya daha fazla ödeme hesabına ilişkin konsolide edilmiş bilgilerin çevrim içi platformlarda sunulması hizmeti.
Böylelikle “ödeme emri başlatma” ve “hesap bilgileri sağlama” hizmetleri PSD2’deki hizmetlerin birer benzeri olarak Yeni Kanun’da yerlerini almışlardır. Bunun yanı sıra TCMB’ye, bir ödeme hizmeti sağlayıcısındaki verilerin söz konusu hizmetler kapsamında başka bir ödeme hizmeti sağlayıcısı ile paylaşılmasına ilişkin her türlü usul ve esası belirleme yetkisi verilmektedir. Ayrıca bu hizmetleri sağlamak isteyenler ile halihazırda bu hizmetleri sağlayan kuruluşların, TCMB tarafından çıkarılacak ilgili düzenlemelerin yayımı tarihinden başlayarak en geç bir yıl içinde TCMB’ye başvuru yaparak lisans / izin alması gerekecektir.
- Açık bankacılık açısından temel yapı taşı niteliğinde önemli bir adım atılmıştır.
Bir ödeme hizmeti sağlayıcısındaki verilerin, Yeni Kanun’da tanımlanan ödeme emri başlatma ve hesap bilgileri sağlama hizmetleri kapsamında başka bir ödeme hizmeti sağlayıcı ile paylaşılmasına ilişkin düzenlemeleri yapmak üzere TCMB yetkilendirilerek, BDDK’ca taslak olarak kamunun görüşüne açılan Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik ile gündeme gelen açık bankacılık konusunda PSD2’ye paralel önemli bir adım atılmıştır. Nitekim 2019-2023 dönemini kapsayan ve 23.07.2019 tarihli ve 30840 (mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 11. Kalkınma Planı ile açık bankacılık hukuki altyapısını güçlendirmek amacıyla AB PSD2 ile mevzuat uyumun sağlanması planlanan eylemlerden biri olarak zikredilmiştir.
Yazılımların birbirleri ile iletişim altyapısını sağlayan uygulama programlama arayüzleri (API) ile bankalar ve FinTech girişimleri arasındaki izinli veri paylaşımına imkân veren açık bankacılık, “API bankacılığı” olarak da adlandırılmaktadır. Değişiklikte yer alan yetkinin kullanılması durumunda, bilhassa bankalar özelinde (PSD2’de olduğu üzere) banka hesaplarındaki hareketlerin takip edilmesini ve transfer emri verilebilmesini sağlayacak API ve anahtarlar ödeme hizmeti sağlayıcılarına açılabilecektir. Bu bakımdan bilhassa bankacılıktaki API geliştirme çalışmalarının, bankacılığın çehresini değiştireceği öngörülmektedir. Bu doğrultuda özellikle Bankaların API stratejisi geliştirmeleri, API arayüzlerini düzenlemeleri, Banka içinde API yönetişim mekanizmalarını ve sahipliğini belirlemeleri ve bu sayede katma değerli hizmetlerin sayısını artırmayı hedeflemeleri sıcak bir gündem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Üçüncü parti kuruluşların, müşterilerin finansal bilgilerine erişebildiği güvenli bir bankacılık modelini temsil eden açık bankacılık ile ilgili genel bilgilere 31.07.2018 tarihli yazımızda ve dünyadaki uygulamaları ile ilgili gelişmelere ise 01.08.2018 tarihli yazımızda değinmiştik.
- “Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği” kurulacaktır.
Kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşu olarak “Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği”nin kurulması öngörülmüş ve tüm ödeme ve e-para kuruluşlarının da üye olması zorunlu tutulmuştur. Ayrıca söz konusu kuruluşlara üyelik için Birlik’in kurulmasından itibaren bir aylık bir süre verilmiştir.
- Kartlara dair takas ve mahsuplaşma faaliyetleri, BDDK’nın yetki sahasından çıkarılmıştır.
5464 sayılı Kanun, 6493 sayılı Kanun’dan önce yürürlüğe girdiği için takas ve mahsup işlemleri de 5464 sayılı Kanun kapsamında düzenlenmişti. Değişiklik ile esasen ödeme sistemi faaliyeti olan “takas ve mahsup” faaliyetlerine ilişkin ifadeler 5464 sayılı Kanun metninden çıkarılmıştır. Böylelikle düzenleyici otoritenin tekilleştirilmesi amacına binaen takas ve mahsuplaşma faaliyetlerinin de TCMB’nin yetkisi altında yürütülmesi ve bu faaliyetler açısından ikili yetki durumunun ortadan kaldırılmasının amaçlandığı görülmektedir.
- Ücret ve masrafların nitelik ve azami tutarlarını belirleme yetkisi TCMB’ye verilmiştir.
BDDK’nın 6493 sayılı Kanun kapsamındaki ikincil düzenleme yapma yetkisi TCMB’ye devredilmiştir. Diğer taraftan, ödeme hizmeti kapsamındaki belirli bir işlem türüne ilişkin olarak herhangi bir isim altında işlemin taraflarından birinin aldığı ücret, masraf, komisyon ve diğer menfaatlerin nitelikleri ile azami miktar ya da oranlarını tespit etme, bunları kısmen veya tamamen serbest bırakma yetkisi TCMB’ye verilmiştir.
Değişiklik öncesi durumda ödeme hizmeti sağlayıcısı kuruluşlar sundukları ödeme hizmetlerine binaen alacakları ücretleri serbestçe belirleyebilmekteydiler.
- E-para kuruluşlarının Bankalara yatırdığı fonlara TCMB blokajı uygulaması yeniden düzenlenecektir.
E-para ihraç eden kuruluşun e-para karşılığı topladığı fonları e-para kullanılıncaya kadar güvenli bir şekilde himaye etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, e-para ihraç eden kuruluşların sıkı bir şekilde denetlenmesi; finansal sisteme olan güvenin sürdürülmesi ve tüketiciler başta olmak üzere e-para kullanıcılarını korumak açısından önem arz etmektedir. Bu amaçla BDDK tarafından Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Yönetmelik ile e-para kuruluşunun topladığı fonların bankalar nezdinde bulundurulması, bankaların ise bu fonları TCMB nezdindeki hesaplarında bloke etmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmişti. Yapılan değişiklikle e-para kuruluşlarının bankalara yatırdıkları fonların bankalarca TCMB nezdinde bloke edilmesi uygulaması; usul ve esasları ikincil mevzuatta düzenlenmek üzere 6493 sayılı Kanun’dan çıkarılmıştır. Ayrıca e-para kuruluşlarının hangi faaliyetlerinin kredi verme faaliyeti kapsamına girip girmediği ikincil mevzuatta düzenlenmek üzere TCMB’nin değerlendirmesine bırakılmıştır.
- Kanun’da sayılmayan ödeme işlemleri toplam büyüklük ve etki alanı açısından kapsama alınabilir.
Finansal piyasalar sürekli gelişmekte ve her geçen gün neredeyse yeni bir ödeme çeşidi – aracı doğmaktadır. Elektronik ödeme yöntemleri gün geçtikçe hayatımızda daha fazla yer tutmakta ve mal – hizmet alımları için her gün sayısız ödeme gerçekleştirilmektedir. Bunun yanı sıra 6493 sayılı Kanunun mevcut halinde ise “ödeme hizmetleri” sınırlı sayıda düzenlenmiştir.
Değişiklik ile ödemeler dünyasında toplam büyüklük ve etki alanı açısından belirlenecek seviyeye ulaşan ödeme hizmetlerinin ve ön ödemeli araçlarla yapılan işlemlerin TCMB’ye verilen yetkiyle kanuni bir değişikliğe gerek kalmadan kapsama dahil edilmesi mümkün hale gelmiştir. Örneğin yaygın olarak kullanılan ve yüksek işlem hacmi olan ulaşım, yemek, süpermarket ve mağaza kartları gibi ön ödemeli vasıtalar ileride 6493 sayılı Kanun kapsamına dahil edilebilir. Nitekim verilen yetkiye istinaden TCMB bu araçları 6493 sayılı Kanun kapsamına alabilecek ve böylece bunları da düzenlemeye ve denetime tabi kılabilecektir. Böylelikle artık ödemeler sahasındaki faaliyetlerin kalitatif olması kadar kantitatif olması da önem kazanmaktadır.
- Ödeme hizmeti sağlayıcılarının taraf oldukları hukuki ilişkilerin izlenmesi TCMB uhdesindedir.
Ödeme hizmeti sağlayıcılarının 6493 sayılı Kanun çerçevesindeki faaliyetleri nedeniyle taraf oldukları hukuki ilişkilerin bu sahada oluşabilecek sorunların tespiti ve gelişim alanlarının belirlenmesi amacıyla TCMB tarafından izleneceği düzenlenmiştir. Ayrıca TCMB’ye söz konusu hukuk ilişkiler ile ilgili olarak belirli şartlar altında uyulması gereken usul ve esasları belirleme yetkisi verilmektedir.
Bahse konu “Hukuki İlişki” ifadesinden tam olarak hangi tür ilişkilerin kastedildiği açıklanmamaktadır. Geniş bir şekilde yorumlanması halinde; ödemeler dünyasındaki ihtilaflı konuların, müşteri şikayetlerinin çözümünden ödeme hizmeti son kullanıcıları ile ödeme hizmet sağlayıcılarına hizmet sunan tedarikçilerle olan ilişkilere kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsadığı şekilde anlaşılabilir.
- Ödemeler sahasında MASAK mevzuatı kapsamındaki denetimler TCMB’ce yapılacaktır.
Değişiklik ile ödemeler sahasında yetkili otorite haline gelen TCMB tarafından ödeme ve e-para kuruluşlarının MASAK yükümlülük uyum – ihlal denetiminin de yapılmasına yönelik düzenlemeye gidilmiştir.
- İdari para cezası tutarları güncellenmiştir.
Yeni Kanun’la beraber 6493 sayılı Kanun’da yer alan idari para cezası tutarları yeniden değerleme oranı göz önünde bulundurularak güncellenmiş ve 20.000TL- 500.000TL’den 40.000TL- 900.000TL’ye çıkarılmıştır. Söz konusu idari para cezasını da vermeye yetkili kuruluş, Yeni Kanun’da yer alan diğer değişikliklere paralel olarak TCMB olarak belirlenmiştir. İlaveten verilecek idari para cezalarına karşı idare mahkemelerinde dava açılabilecektir.
- İkincil mevzuat için geçiş hükümleri öngörülmüştür.
TCMB’nin Yeni Kanun’da yer alan söz konusu değişikliklere uygun düzenlemeler çıkarması için, 1 Ocak 2020’den itibaren 1 yıllık geçiş süreci öngörülmüş olup, bu süre boyunca BDDK düzenlemelerinin geçerli olacağı belirtilmiştir.
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
“UYARI: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.”
6493 SAYILI ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN (KANUN’UN EN SON 08.03.2018 TARİHİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERLE GÜNCELLENMİŞ HALİ)