Nakit Karşılıklı Kredilere İlişkin BDDK Tebliğ ve Genelgesinde Yapılan Değişiklikler
02 Mart 2017 tarihli ve 29995 sayılı Resmi Gazete’de BDDK tarafından, “Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ve
– bu Tebliğ değişikliği ile bağlantılı olarak 09 Mart 2017 tarihinde BDDK internet sitesinde ‘’Nakit Karşılığı Kredi Konulu 2017/1 sayılı BDDK Genelgesi’’ yayımlandı.
Bu Tebliğ ve Genelge ile değişiklik yapılmadan önceki uygulamada Bankacılık Kanunu anlamında kredi sınırlamalarına tabi olmayan nakit karşılıklı bir krediden söz edilebilmesi için rehin blokaj taahhütnamelerinde (RBT) mevduatın rehin alındığı kredi hesabının açıkça belirtilmesi ve ilgili kredi hesabı ile rehinli mevduatın vadesi arasında vade uyumunun sağlanması gerekiyordu. Her bir kredi için ayrı bir RBT alınarak rehin alınan mevduat hesabı ile kredi hesap numaralarının RBT’lerde açıkça gösterilmesi zorunluluğu nakit karşılıklı kredilerde bankalara operasyonel zorluklar doğuruyor; ayrıca, ilgili mevduatın kredinin vadesi boyunca serbest bırakılamaması kredi riskinin azalması ile paralel olarak mevduatın ilgili kısmının borçlunun serbest kullanımına bırakılmasını engelliyordu.
Bu kez yapılan değişiklikle bankaların uygulamada rehin ya da genel kredi sözleşmeleri (GKS) ile müşterinin veya risk grubunun bankadan olan tüm risklerine yönelik ve süresiz olarak aldıkları havuz teminatların kredi riski azaltımında dikkate alınabilmesine imkan tanınmış ve işlem özelinde düzenlenecek sözleşmelerle hangi kredi karşılığında hangi mevduatın rehinli olduğunun kredi ve mevduat hesap numaraları belirtilerek mevduat rehni/teminat alınması zorunluluğu kaldırılmıştır. Ayrıca, kredi tutarının azalmasından dolayı boşta kalan mevduat/teminat tutarının borçlunun serbest kullanımına bırakılabilmesine veya başka kredilerin teminatı olarak kullanılabilmesine imkan tanınmıştır.
Bununla birlikte, yeni uygulamada nakit karşılıklı kredilerde, kredi / rehinli mevduat ilişkisinin işlem özelinde ve sözleşme bazında kurulması zorunluluğu kaldırılırken bunun sistemsel olarak yapılması öngörülmüştür. Buna göre Bankacılık Kanunu uygulamasında sermaye yeterliliği, kredi riski ve kredi sınırları hesaplamalarında nakit karşılıklı kredi olarak değerlendirilecek bir krediden söz edebilmek için bankanın borçludan olan tüm alacaklarına karşılık olarak mevduatlarının rehin tutulmasını sağlayacak hukuki sözleşmelerin varlığı saklı kalmak kaydıyla,
1- söz konusu mevduatların hangi kredi karşılığında rehinli oldukları veya temlik alındıkları ve,
2- Kredi riski / kredi limiti hesaplamalarında kullanılırken hangi tarihteki hesaplamalarda dikkate alındıkları
sistemsel olarak kayıt altına alınmalı ve bu bilgiler geriye doğru raporlanabilecek şekilde denetime hazır bulundurulmalıdır. Bu çerçevede bankaların, bankacılık yazılımları/sistemlerindeki mevcut yapılarının BDDK Genelgesi ile istenen kayıt altına alma ve raporlama yapısına uygun olup olmadığı kontrol etmeleri, gerekli ise sistemsel geliştirme yapmaları gerekecektir.
Diğer taraftan, yapılan değişiklik uyarınca kredi tutarının azalmasından dolayı kredi sınırı hesabında etkisiz kalan teminat/mevduat tutarı serbest bırakılabilecek veya başka bir kredi sınırı hesaplamasında kullanılabilecektir.
Açılmış bir kredinin teminatına sonradan rehin veya temlik yolu ile mevduat alınması ya da daha önce yapılan eşleştirmenin değiştirilmesi durumunda, kredi sadece söz konusu rehnin veya temlikin eşleştirildiği tarih ile sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde nakit karşılığı kredi olarak kabul edilecek ve sadece bu dönem için Bankacılık Kanunu uygulamasında kredi sınırlarına tabi olmayacaktır.
Saygılarımızla,
KREDİ RİSKİ AZALTIM TEKNİKLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
KREDİ RİSKİ AZALTIM TEKNİKLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ’DE 02.03.2017 TARİHİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN İŞLENDİĞİ HALİ)
2017/1 SAYILI GENELGE: NAKİT KARŞILIĞI KREDİ
KREDİ RİSKİ AZALTIM TEKNİKLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ |
|
|
YENİ DÜZENLEME |
Finansal teminatların dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar MADDE 20 – (1) Finansal teminatların dikkate alınabilmesi için, düşük korelasyon ilişkisinin varlığı, teminatın hukuki geçerliliğinin mevcudiyeti ve asgari operasyonel yönetime ilişkin şartların sağlanması esastır. … (7) Banka nezdindeki mevduat ya da nakit benzeri kıymetlerin, teminat olarak dikkate alınabilmesi için, mevduat ya da nakit benzeri kıymetlerin rehin veya temlik süresi ile hangi kredi karşılığında rehinli oldukları veya temlik alındıkları sözleşme ile açıkça belirlenmeli ve kredinin vadesi boyunca kredi borçlusunun serbest kullanımına bırakılmamalıdır.
|
Finansal teminatların dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar MADDE 20 – (1) Finansal teminatların dikkate alınabilmesi için, düşük korelasyon ilişkisinin varlığı, teminatın hukuki geçerliliğinin mevcudiyeti ve asgari operasyonel yönetime ilişkin şartların sağlanması esastır. … (7) Finansal teminatların rehin veya temlik süreleri, hangi kredi karşılığında rehinli oldukları veya temlik alındıkları, kredi riski azaltımı hesaplamasında kullanılırken hangi risk tutarlarına ilişkin olarak ve hangi tarihteki hesaplamalarda dikkate alındıkları sistemsel olarak kayıt altına alınmalı ve bu bilgiler denetime hazır bulundurulmalıdır. Risk ağırlıklı varlık tutarı hesaplaması amacıyla finansal teminatın belirli bir kredi karşılığında alınması durumunda, yapılan eşleştirme koruma süresi boyunca veya 57 nci maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla korumanın süresiz veya alacağın vadesinden daha uzun süreli alınması durumunda alacağın vadesine kalan süre boyunca tutarlı bir biçimde devam ettirilir. Finansal teminatın müşterinin birden çok riski için sözleşme uyarınca hukuki koruma sağlıyor olması durumunda, kredi riskine esas tutar hesaplamasında bir risk ile eşleştirilen teminatın başka bir risk ile eşleştirilmesi ancak teminatın daha önce kullanıldığı herhangi bir hesaplamada geriye dönük vade uyumsuzluğu oluşturmayacak şekilde bankada tutulması şartıyla mümkündür. Kredi tutarının azalmasından dolayı kredi riski azaltımı hesabında etkisiz kalan teminat tutarı serbest bırakılabilir veya tekrar kredi riski azaltımında kullanılabilir. |
NAKİT KARŞILIĞI KREDİ KONULU 2013/1 ve 2017/1 SAYILI BDDK GENELGELERİNİN KARŞILAŞTIRMASI 09.03.2017 Tarihinde BDDK İnternet Sitesinde Yayımlanan Duyuru |
|
|
YENİ DÜZENLEME |
19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun “Kredi sınırlamalarına tâbi olmayan işlemler” başlıklı 55 inci maddesinin (a) bendi uyarınca, karşılığı nakit, nakit benzeri kıymet ve hesaplar ile kıymetli maden olan işlemler, anılan Kanunun 54 üncü maddesinde düzenlenen kredi sınırlamalarına tabi olmayan işlemlerdendir. Uygulamada, özellikle hâkim hissedar grubu ile yoğun bir şekilde nakit karşılığı kredi ilişkisine girdiği tespit edilen bankalarda, teminatların kaldırılması durumunda ciddi riskler oluşabilmektedir. Bu itibarla, söz konusu bent kapsamında nakit karşılığı verilen krediden bahsedebilmek için, karşılık olarak rehinli tutulan veya temlik alınan mevduatın rehin veya temlik belgelerinde hangi kredi karşılığında rehinli olduğunun veya temlik alındığının açıkça belirtilmesi ve kredinin vadesi boyunca söz konusu mevduatın, mevduat sahiplerinin serbest kullanımına bırakılmaması gerekmektedir. Dolayısıyla, nakit karşılığı verilen kredilerde, kredinin vadesi ile rehinli olan veya temlik alınan mevduatın vadesi arasında uyumun sağlanması gerekmektedir. Diğer taraftan, açılmış bir kredinin teminatına sonradan rehin veya temlik yolu ile mevduat alınması ya da teminat değişikliğine bağlı olarak kredinin kullanımı sırasında daha önce tesis edilmiş mevduat rehni veya mevduatın temliki işlemlerinin sona erdirilmesi durumunda, kredi sadece söz konusu rehnin veya temlikin tesis edildiği tarih ile sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde nakit karşılığı kredi olarak kabul edilecek ve sadece bu dönem için Kanunun 55 inci maddesi uyarınca kredi sınırlarına tabi olmayacaktır. |
19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun “Kredi sınırlamalarına tabi olmayan işlemler” başlıklı 55 inci maddesinin (a) bendi uyarınca, karşılığı nakit, nakit benzeri kıymet ve hesaplar ile kıymetli maden olan işlemler anılan Kanunun 54 üncü maddesinde düzenlenen kredi sınırlamalarına tabi olmayan işlemlerdendir. Uygulamada özellikle hakim hissedar grubu ile yoğun bir şekilde nakit karşılığı kredi ilişkisine girdiği tespit edilen bankalarda, teminatların kaldırılması durumunda ciddi riskler oluşabilmektedir. Bu itibarla, söz konusu bent kapsamında nakit karşılığı verilen krediden bahsedebilmek için, karşılık olarak rehinli tutulan veya temlik alınan mevduatın hukuki bağlayıcılıklarına ilişkin sözleşmelerin varlığı saklı kalmak kaydıyla hangi kredi karşılığında rehinli olduğunun veya temlik alındığının ve hangi tarihteki hesaplamalarda dikkate alındığının sistemsel olarak kayıt altına alınması ve bu bilgilerin denetime hazır bulundurulması gerekmektedir. Kredi sınırı hesaplaması amacıyla nakit teminatın belirli bir kredi karşılığında alınması durumunda, yapılan eşleştirmenin tutarlı bir biçimde devam ettirilmesi esastır. Nakit teminatın müşterinin veya risk grubunun birden çok riski için sözleşme uyarınca hukuki koruma sağlıyor olması durumunda, kredi sınırı hesaplamasında bir risk ile eşleştirilen teminatın başka bir risk ile eşleştirilmesi ancak teminatın daha önce kullanıldığı herhangi bir hesaplamada geriye dönük vade uyumsuzluğu oluşturmayacak şekilde bankada tutulması şartıyla mümkündür. Kredi tutarının azalmasından dolayı kredi sınırı hesabında etkisiz kalan teminat tutarı serbest bırakılabilir veya başka bir kredi sınırı hesaplamasında kullanılabilir. Diğer taraftan, açılmış bir kredinin teminatına sonradan rehin veya temlik yolu ile mevduat alınması ya da yukarıda bahsedildiği şekilde daha önce yapılan eşleştirmenin değiştirilmesi durumunda, kredi sadece söz konusu rehnin veya temlikin eşleştirildiği tarih ile sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde nakit karşılığı kredi olarak kabul edilecek ve sadece bu dönem için Kanunun 55 inci maddesi uyarınca kredi sınırlarına tabi olmayacaktır. |