Mevzuat Uyum: Yalnızca Bir Zorunluluk Değil, Hayati Bir Gerekliliktir!
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Ancak kaybettiğimiz canların acısı hala yüreğimizde. Bu vesileyle, 6 Şubat 2023’teki büyük deprem felaketinde ve 21 Ocak 2025’te Bolu Kartalkaya’da meydana gelen yangında hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde meydana gelen yangın, afet ve acil durum yönetiminde mevzuat uyumun hayati önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Yetkili mercilerin açıklamalarına göre, bu olayda 78 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi ise yaralanmıştır. Yangının nedenleri ve alınan güvenlik önlemleri konusunda resmi makamların yürüttüğü incelemeler devam etmektedir.
Bu tür olaylar, turizm tesisleri gibi yüksek riskli alanlarda güvenlik tedbirlerinin eksiksiz uygulanmasının ne kadar kritik olduğunu göstermektedir. Afet yönetimi açısından, gerekli önlemlerin eksikliği veya denetim süreçlerindeki yetersizlikler, riskleri artırabilir ve sonuçları ağırlaştırabilir. Afet yönetimi konusunda, mevzuata tam uyum sağlanması ve ulusal ve uluslararası yangın güvenliği standartlarına eksiksiz bağlılık gösterilmesi büyük önem taşımaktadır. Proaktif güvenlik önlemlerinin alınması, sıkı denetimlerin uygulanması ve kamu-özel sektör iş birliği içinde risk yönetimi politikalarının geliştirilmesi, olası can kayıplarını önlemeye yardımcı olabilir.
Afet ve acil durum yönetiminde mevzuata uyum bir tercih değil, insan hayatını korumanın temel gerekliliğidir.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Açısından Kuruluşlarda “Mevzuat Uyum”
Mevzuat uyum (compliance), işletmelerin ve kuruluşların faaliyet gösterdiği sektörde yürürlükte olan yasal düzenlemelere, teknik standartlara ve etik kurallara eksiksiz şekilde uymasını ifade eder. Özellikle afet ve acil durum yönetimi açısından mevzuat uyum; tesislerin yangın, deprem, sel ve diğer afet risklerine karşı proaktif tedbirler almasını ve kriz anlarında etkili müdahale mekanizmalarına sahip olmasını zorunlu kılar.
İşletmelerde mevzuat uyum fonksiyonu, yalnızca yasal yükümlülükleri yerine getirme amacı taşımaz; aynı zamanda riskleri önceden tespit eden, olası ihlalleri önleyen ve işletmelerin krizlere karşı dayanıklılığını artıran bir mekanizma olarak işler. Afet yönetimi perspektifinden bakıldığında, mevzuat uyumun etkin şekilde sağlanması için şu temel adımların izlenmesi gerekmektedir:
- Mevzuat ve Düzenlemelere Uygunluk: İşletmelerin yangın güvenliği, afet planlaması ve iş sağlığı güvenliğiyle ilgili tüm yasal mevzuatları ve uluslararası standartları ( vd.) eksiksiz takip etmesi, yenilikleri uygulaması ve bu doğrultuda gerekli yatırımları yapması gereklidir.
- Risk Değerlendirmesi ve Önleyici Tedbirler: Olası afet riskleri yalnızca teorik olarak belirlenmemeli, işletmelerin fiziksel yapısı, konumu ve çevresel faktörler göz önünde bulundurularak detaylı risk analizleri yapılmalıdır. Otomatik yangın söndürme sistemleri, acil tahliye yolları, duman tahliye mekanizmaları gibi güvenlik önlemleri tam kapasiteyle çalışır durumda olmalı ve acil durum senaryolarına göre düzenli olarak test edilmelidir.
- Eğitim ve Tatbikatlar: Tüm personelin afet farkındalığı kazanması ve kriz anında refleks olarak doğru adımları atabilmesi için düzenli eğitimler verilmelidir. Acil durum senaryolarına dayalı tatbikatlar, yalnızca prosedür gereği değil, gerçekçi koşullarda yapılmalıdır.
- Denetim ve Sürekli İyileştirme: Bağımsız denetimlerin yalnızca periyodik olarak yapılması yeterli değildir; bu denetimlerin sonuçları hızlıca değerlendirilerek eksikliklerin derhal giderilmesi gereklidir. Denetimlerin kâğıt üzerinde bir formaliteden ibaret olmaması, işletmelerin güvenlik önlemlerini sürekli geliştirmesi hedeflenmelidir.
Mevzuat Uyumun Önemi: İhmale Yer Yok, Can Güvenliği Önceliklidir!
Mevzuat uyum, yalnızca yasal zorunlulukları yerine getirmek için değil, aynı zamanda bir kuruluşun itibarını koruması, iş sürekliliğini sağlaması ve en önemlisi insan hayatını güvence altına alması için kritik bir gerekliliktir. Özellikle turizm tesisleri gibi yüksek riskli alanlarda mevzuata tam uyum sağlamak, doğrudan insan hayatının korunmasıyla ilgilidir.
Konaklama tesisleri, yalnızca konaklama hizmeti sunan ticari kuruluşlar değil, aynı zamanda müşterilerinin can güvenliğini sağlamakla yükümlü olan yapılardır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK), tüketicilerin sağlık ve güvenliğini koruyarak sunulan hizmetlerin güvenilir olmasını amaçlamaktadır. TKHK’nın 1. maddesi, kamu yararı doğrultusunda tüketicinin sağlığını, güvenliğini ve ekonomik çıkarlarını koruyucu önlemler alınmasını zorunlu kılmaktadır.
Buna ek olarak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun haksız fiillerden doğan borç ilişkileri başlıklı bölümü uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenler, bu zararı gidermekle yükümlüdür. TBK’nın 576. maddesi ise konaklama işletmelerinin, müşterilerinin eşyalarının güvenliğinden ve genel olarak güvenli bir ortam sağlamaktan sorumlu olduğunu açıkça düzenlemektedir.
Yangın güvenliği açısından, konaklama tesislerinin yürürlükteki standartlara uygun hareket etmesi büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda, acil çıkış planlarının güncel tutulması, yangın alarm ve söndürme sistemlerinin düzenli bakımının yapılması ve misafirlerin olası acil durumlar hakkında bilgilendirilmesi temel gereklilikler arasındadır. Yetkili merciler tarafından yapılan incelemeler sonucunda, olayın nedenleri ve sorumluluklarla ilgili nihai değerlendirmeler netleşecektir. Ancak genel anlamda, afet yönetiminde mevzuata tam uyum sağlanmasının, olası can kayıplarını ve riskleri en aza indirmek açısından kritik olduğu unutulmamalıdır.
İnsan hayatı en önemli değerdir ve güvenlik tedbirlerinin eksiksiz uygulanması, yalnızca bir yasal zorunluluk değil, aynı zamanda etik bir sorumluluktur.
Denetimsizlik Felaket Getirir: Mevzuata Uyum Sağlanmalı!
Denetim eksiklikleri, afet ve acil durum yönetiminde ciddi riskler doğurabilir. Bu nedenle, güvenlik tedbirlerinin etkin bir şekilde uygulanması ve ilgili mevzuata tam uyum sağlanması büyük önem taşımaktadır. Turizm tesisleri, özellikle kayak merkezleri, oteller ve tatil köyleri gibi alanlar yüksek risk faktörleri barındırmaktadır. Bu tesislerde yoğun insan trafiği, yangın riski taşıyan ısıtma sistemleri ve sınırlı tahliye imkanları bulunması nedeniyle denetim süreçlerinin titizlikle yürütülmesi gerekmektedir.
Denetim mekanizmaları, kağıt üzerindeki bir prosedür olmaktan çıkıp, gerçek anlamda güvenliği sağlayan bir sistem haline getirilmelidir. Tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için işletmelere belirli bir süre tanınmalı, ancak gerekli iyileştirmelerin yapılmaması durumunda yaptırım uygulanması hususunda ilgili yetkili kurumların değerlendirmeleri esas alınmalıdır.
Denetim süreçlerinin şeffaf ve sürekli iyileştirilebilir bir yapıda olması, hem işletmelerin hem de misafirlerin güvenliği açısından kritik bir gerekliliktir. Bu çerçevede, mevzuata uyum sağlanması yalnızca yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir güvenlik anlayışının temel unsurlarından biridir.
Sonuç: Mevzuata Uyum Hayat Kurtarır, İhmal Can Alır!
Kartalkaya’da yaşanan trajedi, afet ve acil durum yönetiminde mevzuata tam uyumun yalnızca bir zorunluluk değil, aynı zamanda insan hayatını koruma açısından hayati bir gereklilik olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu tür olaylar, yalnızca güvenlik önlemlerinin yetersizliği değil, aynı zamanda denetim süreçlerinin etkin bir şekilde işletilmemesi ve risk yönetimi uygulamalarının güçlendirilmemesi durumunda oluşabilecek olumsuz sonuçlara dikkat çekmektedir.
Afetlerin ve kazaların önlenmesi için yalnızca yasal gerekliliklerin kâğıt üzerinde yerine getirilmesi yeterli değildir. Denetim mekanizmalarının etkin çalışması, çalışanların düzenli eğitim alması ve toplum genelinde afet farkındalığının artırılması büyük önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, mevzuata uyum sağlanmadığında yalnızca ekonomik kayıplar yaşanmaz; en büyük bedel, geri döndürülemeyecek şekilde kaybedilen insan hayatıdır.
Kartalkaya’daki yangın, yalnızca belirli bir tesisin eksikliklerinden kaynaklanan bir olay olarak değerlendirilmemeli, aynı zamanda risk yönetimi ve afet güvenliği uygulamalarının bütüncül bir yaklaşım gerektirdiği gerçeğini hatırlatan önemli bir örnek olarak ele alınmalıdır. Bu olay, yetkililer, işletmeler ve toplum için farkındalık yaratması gereken kritik bir dönüm noktasıdır. Afet yönetimi ve mevzuata uyum konularında güçlü bir denetim mekanizmasının oluşturulması, ulusal ve uluslararası standartlara bağlı kalınması ve işletmelerin risk analizlerini sürekli güncelleyerek önleyici tedbirleri devreye alması gerekmektedir.
Mevzuata uyum, yalnızca bir yasal yükümlülük değil, aynı zamanda etik ve toplumsal bir sorumluluktur. Tüm paydaşlar – devlet, özel sektör ve bireyler – afetlere karşı dirençli bir toplum oluşturmak için üzerine düşeni yapmalı, güvenlik kültürü yaygınlaştırılmalıdır. Yangın ve acil durum yönetiminde reaktif değil, proaktif yaklaşımlar benimsenmeli; tesislerin risk analizleri düzenli olarak güncellenmeli ve sıkı denetimler uygulanmalıdır.
Son olarak, unutulmamalıdır ki insan hayatı en değerli varlıktır ve hiçbir eksikliğin, ihmalkârlığın ya da yetersiz önlemin bedeli olmamalıdır!
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
“UYARI: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.”
Not: Bu yazı, FLS Europe Dergisi’nin 5.sayısında yayımlanmış olup, ulaşmak için tıklayınız.
Bu yazının hazırlanmasına vesile olan Mevzuat Uyum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gürdoğan YURTSEVER ve Fire & Life Safety (FLS) Europe Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İsa ERSOY’a teşekkürü bir borç bilirim.
Mevzuat uyum yazı serimizin altıncı yazısı olan bu çalışmamız, umarım ilgililer açısından faydalı olur. Bununla birlikte, önceki yazılarımıza aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz:
- “Mevzuat Uyum Fonksiyonu ve Rekabet Kurumu Yerinde İncelemeleri” adlı birinci yazımıza ulaşmak için tıklayınız.
- “Şirketlere “Mevzuat Uyum Fonksiyonu” Değer Katar!” adlı ikinci yazımıza ulaşmak için tıklayınız.
- “Mevzuat Uyum Fonksiyonunun Geleceği” adlı üçüncü yazımıza ulaşmak için tıklayınız.
- “Bankacılık ve Sigortacılıkta Uyum Kontrolleri ile BDDK İç Sistemler Yönetmeliği Revizyonu” adlı dördüncü yazımıza ulaşmak için tıklayınız.
- “Sürdürülebilirlik Yolunda Mevzuat Uyumun Rolü” adlı beşinci yazımıza ulaşmak için tıklayınız.