Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Yönetmelik Neleri Değiştirecek?
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) mevcut “Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik“in (Karşılıklar Yönetmeliği) yeniden yazımı için bir süredir çalışmalar yürütüyordu. Mevcut Yönetmeliğin yenilenmesi ihtiyacı genel olarak, yürürlükteki Karşılıklar Yönetmeliği’nin uygulamasının karmaşık olması ve yoruma açık hükümleri bulunmasından ve uluslararası alanda IAS 39 Değer Düşüklüğü Karşılığı ve IFRS 9 Beklenen Zarar Yaklaşımı ile getirilen yeniliklere uyum sağlayamayarak güncelliğini kaybetmesinden ortaya çıktı.
BDDK, Karşılıklar Yönetmeliği’nin yeniden yazımı çalışmaları kapsamında 2015 yılı Ocak ayında bankalara gönderdiği bir anket ile bankaların Karşılıklar Yönetmeliği’nin yanısıra Uluslararası Muhasebe Standartları (UMS)’nı dikkate alarak hazırladıkları mali tablolar ve UMS 39 (IAS 39) ile IFRS 9 uygulamaları hakkında bilgi almıştı. Bu anket sonucunda bankalarımızın büyük çoğunluğunun (özellikle yabancı ortaklı bankaların) ana ortakla konsolidasyon kapsamında veya yurt dışından finansman sağlama amacıyla tümüyle IFRS (International Financial Reporting Standards – Uluslararası Finansal Raporlama Standartları) uyumlu finansal tablo hazırladıkları ortaya çıkmıştı.
Uluslararası uygulamalar kapsamında kredi ve değer düşüş karşılıkları IAS 39 standardı dikkate alınarak hesaplanıyor. Ülkemizde bankalar için geçerli olan mevcut uygulamada ise kredi zararları ve değer düşüş karşılıkları bu standart yerine Karşılıklar Yönetmeliği’ndeki özel ve genel karşılık ayrılması hükümlerine göre yapılıyor (UMS çerçevesinde kredi karşılıkları ve değer düşüşlerinin hesaplanmasında kullanılan IAS 39 standardı, 2008 küresel krizi sonrası kredi zararlarının mali tablolara yetersiz ve geç yansıtıldığı için eleştirildi ve IAS 39’daki gerçekleşen kredi zararı modeli yerine IFRS 9’daki beklenen zarar (expected loss) modeli gündeme geldi. IFRS 9 standardının uygulaması 01.01.2018 tarihinde zorunlu hale gelecek ve bu standardın yürürlüğe girmesi ile birlikte IAS 39’daki gerçekleşen kredi zararı modeli de sona ermiş olacak).
BDDK’nın yukarıdaki kapsamda yürüttüğü çalışmalar çerçevesinde hazırladığı “Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlara İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” (Yeni Karşılıklar Yönetmeliği / Yeni Yönetmelik) nihai olarak 22 Haziran 2016 tarihli ve 29750 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlandı. 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe girecek olan bu Yönetmelik yürürlükteki (01 Kasım 2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan) “Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik“i (Eski Karşılıklar Yönetmeliği / Mevcut Yönetmelik) yürürlükten kaldırmış olacak. Böylece 2017 yılı başında bankacılıkta kredilerin sınıflandırılması ve karşılık ayrılması konusunda yaklaşık 15 yıllık bir uygulama (Mevcut Yönetmeliğin yürürlükten kaldırdığı 30.06.2001 tarihli Yönetmelik’in de benzer bir mantıkla yazıldığı düşünülürse) yerini yeni ve uluslararası standartlara uyumlu bir uygulamaya bırakmış olacak.
Yeni Yönetmelik genel olarak bankaların kredilerini sınıflandırırken yakın izleme (II. grup) olarak sınıflandırdıkları kredilerini artırıcı, donuk alacak olarak sınıflandırdıkları kredilerini tekrar canlı alacak olarak sınıflandırma koşullarını ağırlaştırıcı, TFRS 9 uygulamayacak olan bankaların ayıracakları karşılıkları artırıcı hükümler içeriyor. Yeni Yönetmeliğin yürürlükten kaldıracağı mevcut Yönetmeliğe göre hangi yenilik ve değişiklikleri içerdiğine dair detaylı incelememiz aşağıda yer alıyor.
YÖNETMELİĞİN YÜRÜRLÜK TARİHİ VE TFRS 9 UYGULAMASININ BAŞLANGICI
Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Yeni Yönetmelik 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe girecek olup, kredilerin sınıflandırılması bu Yeni Yönetmelik kapsamında yapılırken bankaların kredileri için ayıracakları karşılıklar ise TFRS 9 kapsamında ayrılacaktır.
Yönetmeliğin Geçici Madde 1’i uyarınca bankalara TFRS 9 kapsamında karşılık ayırmaya başlamaları için 01.01.2018 tarihine kadar 1 yıllık bir intibak süresi tanınmıştır. Bu anlamda Yeni Yönetmeliğin bankaların ayıracakları karşılıklar üzerindeki tam etkisini 2018 yılında görmeye başlayacağımız söylenebilecektir.
Yine Yönetmeliğin Geçici Madde 1’i uyarınca 01.01.2018 tarihine kadar TFRS 9’a uyum sağlayamayan bankalara BDDK’ya uyum sağlamamaya ilişkin detaylı gerekçelerini içeren bir başvuru yapmaları halinde Kurul kararıyla banka bazında TFRS 9 uygulamasına geçilmesi konusunda ilave süre tanınması konusunda yetki verilmiştir.
Ayrıca, Yeni Yönetmeliğin 9/6 maddesi ile BDDK’ya, bankanın detaylı gerekçelerini içeren başvurusu üzerine, faaliyetlerini de dikkate alarak yapacağı değerlendirmeye göre banka bazında karşılıkların TFRS 9 yerine, Yeni Yönetmeliğin 10 uncu, 11 inci, 13 üncü ve 15 inci maddeler kapsamında ayrılmasına karar verme yetkisi verilmiştir. Ancak, bu durumda TFRS 9 uygulamak istemeyen bankaların ayıracakları genel karşılıkların özellikle gayrinakdi krediler kısmında, özel karşılıkların da değişen teminat grupları nedeniyle genel olarak Mevcut Yönetmeliğe göre daha fazla olacağı görülmektedir.
KREDİLERİN SINIFLANDIRILMASINA İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLER
BORÇLUNUN BİR KREDİSİNİN DONUK ALACAK OLARAK SINIFLANDIRILMASI HALİNDE DİĞER TÜM KREDİLERİNİN DE DONUK ALACAK OLARAK SINIFLANDIRILMASI KURALINDA TÜKETİCİ KREDİLERİNE İSTİSNA TANINDI
Yeni Yönetmelik’te de borçlunun aynı banka tarafından verilmiş birden çok kredisinin mevcut bulunması ve bu kredilerden herhangi birinin yapılan sınıflandırma gereği donuk alacak olarak kabul edilmesi durumunda, söz konusu borçlunun bankadan kullanmış olduğu tüm kredilerin donuk alacak olarak aynı grupta sınıflandırılması uygulamasına devam edilmektedir. Ancak, bu uygulamaya tüketici kredileri yönünden daha önce olmayan bir istisna tanınmıştır. Buna göre; tüketici kredileri borçlu yerine kredi bazında değerlendirilebilecek ve birden fazla tüketici kredisi kullandırılmış olan bir borçlunun bu kredilerinden birinin donuk alacak olarak sınıflandırılması halinde, diğer tüketici kredileri bankaca Birinci Grup haricindeki gruplar altında sınıflandırılabilecektir (Yeni Yönetmelik md. 5/5).
Borçlunun bir kredisinin donuk alacak haline dönüşmesi halinde henüz gecikmeye düşmemiş tüketici kredilerinin de donuk alacak olarak sınıflandırılması uygulamada tereddüt ve sorun yaratan bir madde idi. Bu konuda daha önce Mevcut Yönetmelik uygulaması ile ilgili yayımladığımız sıkça sorulan soruya buradan ulaşabilirsiniz (SSS-4).
BİRİNCİ VE İKİNCİ GRUPTA İZLENİRKEN YENİDEN YAPILANDIRMAYA KONU EDİLEN ALACAKLAR YAKIN İZLEME OLARAK SINIFLANDIRILACAK
Yeni Yönetmelik’te İkinci Grup-Yakın İzlemedeki Krediler’e ilişkin verilen tanımda (md. 4-b/8) Birinci Grupta veya İkinci Grupta izlenirken yeniden yapılandırmaya konu edilen ve donuk alacak olarak sınıflandırma koşullarını taşımayan kredilerin de ikinci grupta izleneceği belirtilmiştir. Mevcut uygulamada birinci grup içerisinde izlenen kredilerin sözleşme koşullarında, kredilerin gruba ilişkin öngörülen koşulları taşımaya devam etmesi şartıyla ikinci gruba alınmadan değişiklik yapılabiliyordu. Sözleşme koşullarındaki değişikliğin vade uzatımına ilişkin olması halinde ilave genel karşılık ayrılması şartı da Karşılıklar Yönetmeliği’nde 27.09.2016 tarihinde yapılan değişiklikle kaldırılmıştı. Bu çerçevede, Yeni Yönetmelik ile gelen bu düzenlemenin Eski Yönetmeliğe göre daha ağır bir yükümlülük içerdiğini söyleyebiliriz.
DONUK ALACAKLARIN TEKRAR CANLI ALACAK OLARAK SINIFLANDIRILMASI KOŞULLARI AĞIRLAŞTIRILIYOR
Mevcut uygulamada, donuk alacak haline gelen ilk kredinin tamamen geri ödenmesi durumunda, kredi müşterisinin diğer kredileri Yönetmelik’te belirtilen sınıflandırma esasları çerçevesinde değerlendirilerek yeniden sınıflandırılabiliyordu (Eski Yönetmelik md. 5/2).
Yeni uygulamada ise donuk alacakların canlı alacak olarak yeniden sınıflandırılması için aşağıdaki koşulların tamamının sağlanmış olması zorunlu tutuluyor (Yeni Yönetmelik md. 6/3):
a) Kredinin donuk alacak grubunda sınıflandırılmasına neden olan gecikmiş ödemelerin tamamının teminatlara başvurulmaksızın tahsil edilmiş olması,
b) Yeniden sınıflandırma tarihi itibarıyla ödemesi gecikmiş herhangi bir alacağın bulunmaması ve (a) bendinde belirtilen ödemeler hariç olmak üzere, bu tarihten önceki son iki ödemenin vadesinde ve eksiksiz yapılmış olması,
c) Birinci veya İkinci Grupta sınıflandırma koşullarının sağlanmış olması,
Kısmen aktiften silinen veya teminatı bankaca kredi borcuna karşılık olarak edinilen veya ayni olarak ödeme yapılan krediler ise yeni uygulamada tekrar canlı alacak olarak sınıflandırılamayacak (Yeni Yönetmelik md. 6/4).
YENİDEN YAPILANDIRMA VE YENİDEN FİNANSMAN KAVRAMLARININ TANIMI YAPILDI
YENİDEN FİNANSMAN TANIMI
Yeni Yönetmelik’te uygulamada var olmasına ilişkin daha önce mevzuatsal bir tanımı bulunmayan “Yeniden Finansman” kavramı aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır (Yeni Yönetmelik md. 3/j).
“Yeniden finansman: Mevcut kredisini ödemekte güçlük çeken veya çekmesi muhtemel olan bir borçluya bu kredinin kısmen veya tamamen ödenmesini sağlamak amacıyla yeni kredi kullandırılmasını, … ifade eder.”
YENİDEN YAPILANDIRMA TANIMLANDI
Mevcut Yönetmelik’te “yeniden yapılandırma” ve “yeniden finansman” kavramlarına ilişkin tanımlar yer almazken, birinci grup (standart) ve ikinci grup (yakın izleme) kredilerin yapılandırılması ve donuk alacakların yapılandırılması için olmak üzere iki farklı yeniden yapılandırma uygulaması bulunuyordu. Buna göre, mevcut uygulamada;
– Birinci ve ikinci gruptaki kredilerin sözleşme koşullarında, bu gruplarda sınıflandırma koşullarını taşımaya devam etmeleri kaydıyla istenilen sayıda değişiklik yapılabiliyordu. Yapılan bu değişikliğin ilk ödeme planının uzatılmasına yönelik olması halinde ilave genel karşılık ayrılması uygulaması da Karşılıklar Yönetmeliği’nde 27.09.2016 tarihinde yapılan değişiklikle sona erdirildi. Bu çerçevede, mevcut uygulamada, birinci ve ikinci gruptaki kredilerin, bu gruplarda sınıflanma koşullarını taşımaya devam etmeleri şartıyla istenilen sayıda yeniden yapılandırılmasına (sözleşme koşullarında değişiklik yapılmasına) imkan bulunduğunu söyleyebiliriz.
– Mevcut Karşılıklar Yönetmeliği’ne göre donuk alacakların yeniden yapılandırılması ise geçici likidite sıkıntısı yaşayan borçlular özelinde yapılmak üzere en fazla iki defa ile sınırlı olmak üzere yapılabiliyordu. Buna göre, mevcut uygulamada yeniden yapılandırılan veya yeni bir ödeme planına bağlanan donuk alacaklar,
1- O tarihe kadar sınıflandırılarak izlendikleri Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Grup krediler ve diğer alacaklar içinde en az 6 ay süreyle takip edilmeye devam edilmeleri,
2- Toplam alacak tutarının en az yüzde %15’inin geri ödenmiş olması ve ödemelerin aksatılmaması kaydıyla, 6 aylık sürenin sonunda “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılabiliyor,
3- Yeniden yapılandırmaya ilişkin sözleşme gereği yapılması gereken ödemelerin aksatılması halinde, yeniden yapılandırılan krediler ve diğer alacaklar her yıl kalan anapara borcunun % 20’sinin tahsil edilmiş olması kaydıyla, azami bir kez daha yeniden yapılandırılabiliyor,
4- “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılan kredilerin, yeniden canlı alacak olarak sınıflandırılması için ise bir süre sınırı bulunmuyor, bu alacaklar Yönetmelik’te belirtilen sınıflandırma esasları çerçevesinde nitelikleri yeniden değerlendirilmek suretiyle belirlenecek gruplar altında sınıflandırabiliyordu.
01.01.2017 tarihinde yürürlüğe girecek olan Yeni Yönetmelik’te ise yeniden yapılandırma kavramı aşağıdaki şekilde daha detaylı olarak tanımlanırken bu alacakların donuk alacak ve yakın izlemede kalma süreleri uzatılmış oldu.
YENİDEN YAPILANDIRMA VE BORÇLUYA İMTİYAZ SAĞLANMASI KAVRAMLARI
Yeni Yönetmelik’te “Yeniden Yapılandırma”, kredi borçlusunun ödemelerinde karşılaştığı veya karşılaşması muhtemel olan finansal güçlükler nedeniyle borçluya tanınan ve geri ödeme sıkıntısı çekmeyen bir borçluya tanınmayacak olan imtiyazlar olarak tanımlanmıştır (Yeni Yönetmelik md. 7).
Borçluya sağlanan imtiyazlar ise, finansal güçlük nedeniyle yükümlülüklerini yerine getiremeyen ya da getiremeyecek olan borçlu lehine;
a) Kredi sözleşmesi koşullarının değiştirilmesi veya
b) Kredinin kısmen veya tamamen yeniden finanse edilmesi olarak tanımlanmıştır.
Aşağıdaki durumlarda, borçluya imtiyaz tanındığı kabul edilmektedir:
a) Yeniden yapılandırma öncesi ve sonrası sözleşme koşulları arasında borçlu lehine farklılıklar bulunması,
b) Yeniden yapılandırma kapsamında yapılan yeni sözleşmede, yeniden yapılandırma tarihinde benzer risk profiline sahip diğer borçlulara sağlananlardan daha avantajlı koşulların yer alması.
Bankanın dâhil olduğu risk grubundaki gerçek ve tüzel kişilere kullandırılan krediler, Yeni Yönetmelik’te de eskiden olduğu gibi yeniden finansman sağlanmaması kaydıyla yapılandırılabilmektedir.
AŞAĞIDAKİ DURUMLARDA AKSİ İSPATLANANA KADAR KREDİNİN YENİDEN YAPILANDIRILDIĞI KABUL EDİLMEKTEDİR (Yeni Yönetmelik md. 7/4)
a) Kredi donuk alacak olarak izlenmemekle birlikte, yeniden yapılandırma öncesindeki üç aylık dönemde kredinin anapara ve/veya faizinin tamamen veya kısmen ödenmesinde 30 günü aşan gecikme olması veya yeniden yapılandırmanın gerçekleşmemesi durumunda ödemelerin tamamında veya bir kısmında 30 günün üzerinde gecikme olmasının muhtemel olması,
b) Banka tarafından yeni bir kredi kullandırılmasıyla eş anlı veya yakın zamanlı olarak, borçlunun yeni kullandırılan bir krediyi yeniden finansman öncesindeki üç aylık dönemde anapara ve/veya faiz ödemesi 30 güne kadar gecikmiş başka bir kredisini ödemek için kullanması.
c) Anapara ve/veya faiz ödemeleri 30 güne kadar gecikmiş veya sözleşme hükmünün uygulanmaması halinde ödemelerinde 30 güne kadar gecikme olması muhtemel olan borçlu bakımından, kredi sözleşmesinde yer alan ve borçluya imtiyaz tanınmasını sağlayan bir hükmün uygulanması.
Yukarıdaki hükümler 2017 yılında başlayacak uygulamada bankaların ödemelerinde 30 güne yaklaşan gecikmeler olan firmaları daha yakından takip etmeleri gerektiğini göstermektedir. Ancak, Yeni Yönetmelik’te yukarıdaki çerçevede yeniden yapılandırılmış olarak kabul edilen alacakların hangi grup altında sınıflandırılacağı belirtilmemiştir. Yeni Yönetmeliğin 7/6 maddesindeki ifadeden bu tür yeniden yapılandırılmış kabul edilen alacakların ikinci grup altında sınıflandırılması gerektiği düşünülmektedir.
YENİDEN YAPILANDIRILAN KREDİLERİN TEKRAR CANLI ALACAK OLARAK SINIFLANDIRILMASINA İLİŞKİN KOŞULLAR AĞIRLAŞTIRILDI
Yeni Yönetmeliğin 7 nci maddesi 5 inci fıkrasına göre yeniden yapılandırılmış bir donuk alacak aşağıdaki koşulların tümünün sağlanmış olması halinde İkinci Grup altında yeniden yapılandırılmış bir alacak olarak sınıflandırılabilmektedir:
a) Borçlunun finansal durumunun değerlendirilmesi sonucunda donuk alacak olarak sınıflandırma koşullarının ortadan kalktığının tespit edilmesi,
b) Yeniden yapılandırma sonrasında en az 1 yıl süreyle donuk alacak olarak izlenmesi (eski uygulamada donuk alacak olarak izleme süresi 6 ay idi),
c) Yeniden yapılandırma sonrasında İkinci Gruba alındığı tarih itibarıyla anapara ve/veya faiz ödemelerinde herhangi bir gecikme olmaması ve gelecekteki ödemelerin zamanında yapılmasına dair herhangi bir şüphe bulunmaması,
ç) Yeniden yapılandırmaya konu edilen krediye ilişkin gecikmiş ödemelerin ve/veya aktiften silinmiş anapara tutarlarının tahsil edilmiş olması (eski uygulamada toplam alacak tutarının %15’inin tahsil edilmiş olması şartı vardı).
Öte yandan, Yeni Yönetmeliğin 4 üncü maddesi (c) fıkrasının 5 numaralı alt bendine göre yeniden yapılandırıldıktan sonra yukarıdaki koşulları sağladığı için yakın izleme olarak sınıflandırılan ve 1 yıllık izleme süresi içerisinde anapara ve/veya faiz ödemesi 30 günden fazla geciken veya bu izleme süresi içinde bir kez daha yeniden yapılandırmaya tabi tutulan alacakların tekrar 3 üncü grup krediler (donuk alacaklar) arasında izlenmesi gerekmektedir.
İkinci Grup altında sınıflandırılan yeniden yapılandırılmış alacakların tekrar canlı alacak (yeniden yapılandırma kapsamından çıkarılması) olarak sınıflandırılabilmesi için ise aşağıdaki koşulların tümünün sağlanması gerekmektedir (Yeni Yönetmelik md. 7/6):
a) Sınıflandırma tarihinden itibaren en az 1 yıl süreyle İkinci Grup altında yeniden yapılandırılmış alacak olarak izlenmiş olması,
b) Bir yıllık izleme süresinde kalan anapara ve faiz ödemelerinin en az %10’unun ödenmiş olması.
c) İzleme süresi içinde, borçluya kullandırılan herhangi bir kredinin anapara ve/veya faiz ödemelerinde otuz günden fazla gecikme olmaması,
ç) Yeniden yapılandırmaya neden olan finansal güçlüğün ortadan kalkmış olması.
Bu çerçevede, mevcut uygulamada yeniden yapılandırılmış bir alacak 6 ay süresince donuk alacak olarak izlenmesi ve toplam alacak tutarının en az %15’inin tahsil edilmiş olması şartı ile “yenilenen ve itfa planına bağlanan krediler hesabı”na alınarak bu hesapta asgari bekleme süresi olmadan canlı alacak olarak izlenme koşullarını taşıdığı kanaatine varılırsa tekrar canlı alacak olarak sınıflandırılabiliyorken; 2017 yılında başlayacak olan uygulamada, söz konusu alacağın tekrar canlı alacak olarak izlenmesi için en az 1 yıl donuk alacak, en az 1 yıl da yakın izlemede izlenme şartı olmak üzere 2 yıllık bir asgari bekleme süresi ve gecikmiş ödemelerin tamamının, izleme süresince ise kalan anapara ve faiz ödemelerinin en az %10’unun tahsil edilmiş olması şartı gelmiş bulunmaktadır.
BDDK TARAFINDAN TFRS 9 UYGULAMAMASINA İZİN VERİLECEK BANKALARCA UYGULANACAK HÜKÜMLER
BDDK TARAFINDAN TFRS 9 UYGULAMAMASINA İZİN VERİLEN BANKALARCA AYRILACAK KARŞILIKLAR
Yeni Yönetmelik uyarınca (md. 9/6) BDDK, bankanın detaylı gerekçelerini içeren başvurusu üzerine, faaliyetlerini de dikkate alarak yapacağı değerlendirmeye göre banka bazında karşılıkların TFRS 9 yerine, Yeni Yönetmeliğin 10 uncu, 11 inci, 13 üncü ve 15 inci maddeleri kapsamında ayrılmasına karar verebilmektedir.
Bankaların TFRS 9 uygulamamasına BDDK tarafından bankanın gerekçelerini dikkate alarak banka bazında izin verileceği için bu maddeler kendilerine BDDK tarafından TFRS 9 uygulamama izni verilen bankalarca uygulanacak maddelerdir. Diğer bir ifadeyle Yeni Yönetmeliğin yürürlüğe gireceği 01.01.2017 ile TFRS 9 uyumu için son tarih olan 01.01.2018 arasında bankalar, Mevcut Karşılıklar Yönetmeliği’ndeki kurallar dahilinde karşılık ayırmaya devam edeceklerdir.
TFRS 9 UYGULAMAYACAK BANKALARCA AYRILACAK GENEL KARŞILIKLAR (GAYRİNAKDİ KREDİLER İÇİN GENEL KARŞILIK YÜKÜMLÜLÜĞÜ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTIYOR, İSTİSNALAR KALKIYOR)
Yeni Yönetmelik’te (md. 10) TFRS 9 uygulamayacak bankaların standart nitelikli ve yakın izlemedeki nakdi kredileri için ayıracakları genel karşılık oranları %50 oranında artırılmıştır (1,5 katına çıkarılmıştır). Ancak Yönetmeliğin geçici 2 nci maddesi ile nakdi krediler için ayrılacak genel karşılık oranlarına ilişkin uygulamanın 01.01.2018 tarihine kadar Mevcut Yönetmelik ile aynı olması sağlanmıştır (01.01.2018 tarihine kadar TFRS 9 uygulamayan bankaların nakdi kredilerine uygulayacakları genel karşılık oranları Mevcut Yönetmelik’teki oranların aynısıdır).
Bu bankaların gayrinakdi kredileri ve taahhütleri için ayıracakları genel karşılık oranlarında ise mevcut uygulamada olduğu gibi nominal risk tutarı üzerinden maktu oranlarda (standart nitelikli gayrinakdi krediler için %0,2, yakın izlemedeki gayrinakdi krediler için %0,4) genel karşılık ayrılması yerine bu krediler için “Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik” hükümlerine göre hesaplanan risk tutarı üzerinden, nakdi krediler için geçerli olan genel karşılık oranları uygulanmaya başlanacaktır.
Bu çerçevede bu tip bir bankanın standart nitelikli krediler içerisinde izlenen nakit temini dışında bir amaçla verilen teminat mektuplarına mevcut uygulamada %0,2 oranında genel karşılık ayrılırken, yeni uygulamada bu teminat mektupları Sermaye Yeterliliği Yönetmeliği’ne göre orta riskli kabul edildiği için bu gayrinakdi kredilere öncelikle %50 risk ağırlığı uygulanacak daha sonra bu tutar üzerinden %1,5 genel karşılık ayrılacaktır. Bu da 100 TL’lik standart nitelikli nakit temini dışındaki bir teminat mektubu (SY’de orta riskli %50 risk ağırlığı uygulanır) için ayrılan genel karşılık miktarını 0,2 TL’den 0,75 TL’ye artırmaktadır (3,75 katı). Aynı tutar 100 TL’lik çekler için ödeme taahhütleri (SY’de orta/düşük riskli %20 risk ağırlığı uygulanır) için ayrılacak genel karşılık tutarını ise 0,2 TL’den 0,3 TL’ye artırmaktadır (Genel karşılık tutarında %50 artış).
“Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik”te gayrinakdi krediler için uygulanan risk ağırlıkları (BDDK’nın 28.03.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Genelgesi’nde verilen risk ağırlıklandırması örneğinden alınmıştır)
a) Yüksek riskli gayrinakdi krediler ve taahhütler (Uygulanacak risk ağırlığı %100);
1) Nakit temini için verilen garanti ve kefaletler (Lehdarın üstlendiği bir finansal yükümlülüğün
teminatı olarak verilen garanti ve kefaletler),
2) Aval verilen kabul kredileri,
3) Gayri kabili rücu garanti (teminat) akreditifleri ile teyitli ihracat akreditifleri,
4) Ciro zincirinde herhangi bir bankanın yer almadığı cirolar,
5) Faktoring garantileri,
6) Teminat mektupsuz prefinansman kredilerine verilen garantiler,
7) Banka aktif değerleri ile ilgili geri alım taahhüdüyle yapılan satış işlemleri,
8) Yurt dışından temin edilen nakdi krediler için verilen garantiler,
9) Vadeli aktif değerler alım taahhütleri,
10) Vadeli mevduat satım taahhütleri,11) İştirak ve bağlı ortaklıkların sermayesine iştirak taahhütleri,
12) Kredi türevleri,b) Orta riskli gayrinakdi krediler ve taahhütler (Uygulanacak risk ağırlığı %50);
1) Nakit temini amacıyla verilenler dışında kalan diğer garanti ve kefaletler,
2) Menkul kıymet ihracında satın alma garantileri,
3) Kullandırma garantili bir yıldan uzun vadeli kredi tahsis taahhütleri,
4) Menkul kıymet ihracına aracılık taahhütleri,
5) Düşük, orta/düşük ve yüksek riskli olarak sınıflandırılanlar dışındaki akreditifler,c) Orta/düşük riskli gayrinakdi krediler ve taahhütler (Uygulanacak risk ağırlığı %20);
1) Çekler için ödeme taahhütleri,
2) Teminatı ihraç veya ithal edilecek malın kendisi olan bir yıldan kısa vadeli ithalat ve ihracat
akreditifleri,
3) Düşük riskli olanlar dışında kalan cayılabilir taahhütler,
4) (a), (b) ve (ç) bendi kapsamında yer almayan cayılamaz taahhütler,
5) Kullandırma garantili bir yıl ve daha kısa vadeli kredi tahsis taahhütleriç) Düşük riskli gayrinakdi krediler ve taahhütler (Uygulanacak risk ağırlığı %0);
1) Aval verilmemiş kabul kredileri,
2) Lehdar adına ödeme yükümlülüğü bulunmayan akreditifler,
3) Ciro zincirinde herhangi bir banka bulunan cirolar,
4) İki güne kadar valörlü döviz alım satım taahhütleri,
5) Aktif değerler satım taahhütleri ve vadeli mevduat alım taahhütleri,
6) Herhangi bir şarta ve ihbara bağlı olmaksızın cayılabilen ya da borçlunun kredi kalitesindeki bozulmadan dolayı otomatik olarak iptali mümkün olan cayılabilir taahhütler
Ayrıca, Yeni Yönetmelik’te bu bankaların ülke ve transfer riskleri için de ayrıca genel karşılık ayıracakları belirtilmiş, ancak bu hesaplamanın nasıl yapılacağına ilişkin bir detay verilmemiştir.
TFRS 9 UYGULAMAYACAK BANKALARIN AYIRACAKLARI ÖZEL KARŞILIKLAR
TFRS 9 uygulamayacak bankalarca ayrılacak özel karşılıklar mevcut uygulamaya oldukça benziyor (Yeni Yönetmelik md. 11). Ancak, Yeni Yönetmelik’in özel karşılığa ilişkin maddelerinde de bankaların, gerçekleşen kredi zararı için ayıracakları özel karşılıkları hesaplarken ülke ve transfer risklerini de dikkate alacakları belirtiliyor.
Diğer taraftan, mevcut uygulamada bir müşterinin kredilerinin donuk alacak haline dönüşmesi halinde gayrinakdi kredileri için gayrinakdi kredi tutarının “Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik”te belirtilen krediye dönüştürme oranlarıyla çarpılması suretiyle bulunacak tutar üzerinden özel karşılık ayrılırken Yeni Yönetmelik’te gayrinakdi krediler için ayrılacak özel karşılık hesaplanırken “Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik”teki risk ağırlıklarının esas alınacağı belirtilmektedir. Bu değişiklik takipteki kredi müşterilerine verilen kredi kartları harcama limiti ile çekler için ödeme taahhütleri için ayrılacak özel karşılıklarda azalmaya neden olurken daha evvel Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik’te %50’den düşük krediye dönüştürme oranı belirlenen belirli grup teminat mektupları ve kontrgarantiler için ayrılan özel karşılıklarda yükselmeye sebebiyet verecektir.
“BANKALARIN KREDİ İŞLEMLERİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK’TE YER ALAN KREDİYE DÖNÜŞTÜRME ORANLARI (MEVCUT UYGULAMADA KULLANILAN ORANLARDIR)
a) Nakit temini amacıyla verilen teminat mektupları, kabul kredileri, menkul kıymet ihracında satın alma garantileri, kredi kartları harcama limiti ile çekler için ödeme taahhütleri % 100 oranında,
b) Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerine yönelik olarak verilen teminat mektupları ile Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.’nin katıldığı konsorsiyumlar şeklinde yurt dışı kuruluşlara verilecek teminat mektupları ve yurt dışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. tarafından düzenlenecek avans ve kesin teminat mektuplarına ilişkin olarak bankaların verecekleri kontrgarantiler % 40 oranında, bu kapsamda verilecek teminat mektubu ve kontrgarantilerin, her bankanın riskin en az % 15’ini üstlenmesi ve katılan banka sayısının üçten az olmaması şartıyla oluşturulacak konsorsiyum tarafından verilmesi durumunda ise % 20 oranında,
c) Türkiye’de faaliyette bulunan bankalarca ihraç olunan veya ödemesi garanti edilen menkul kıymetler karşılığında veya bu bankaların mukabil kefaletlerine dayanılarak verilen gayrinakdi krediler % 25 oranında,
ç) Diğer gayrinakdi krediler % 50 oranında,
d) Birinci fıkra kapsamındaki aval, garanti ve kefaletler Kanunun 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası hükmünde yer alan sekiz kat sınırının hesabı hariç olmak üzere, aval veya garanti verilen ya da kefil olunan kredinin dikkate alınma oranı ile aynı oranda dikkate alınır.
TFRS 9 UYGULAMAYAN BANKALARCA TEMİNATLARIN DİKKATE ALINMASI
Mevcut Yönetmelik’te bankaların kredilerine ilişkin teminatlarını sınıflandırırken kullandıkları teminat grupları 4 grup iken Yeni Yönetmelik’te TFRS 9 uygulamayacak olan bankalar için teminat grupları sayısı 5’e çıkarılmıştır (Yeni Yönetmelik md. 13).
Bu çerçevede, teminat gruplarının özel karşılık hesaplamasında esas alınacak dikkate alınma oranları da aşağıdaki şekilde değişmiştir:
TEMİNAT GRUPLARI |
ESKİ |
YENİ |
Birinci Grup Teminatlar |
% 100 |
% 100 |
İkinci Grup Teminatlar |
% 75 |
% 80 |
Üçüncü Grup Teminatlar |
% 50 |
% 60 |
Dördüncü Grup Teminatlar |
% 25 |
% 40 |
Beşinci Grup Teminatlar |
YOK |
% 20 |
Teminat gruplarının içeriğindeki en önemli değişiklikler ise,
– 1. Grup teminatlar içerisinde yer alan OECD ülkelerinin merkezi yönetimleri ile merkez bankaları veya bu ülkelerde faaliyet gösteren bankalar tarafından verilen garanti ve kefaletlerdeki OECD ülkesi kriteri kaldırılarak Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca % 0 risk ağırlığına tabi kuruluşlarca ihraç edilen menkul kıymetler veya bunlar tarafından verilen garanti ve kefaletler kriteri getirilmiştir. Böylece I. Grup teminat olarak sınıflandırılacak yabancı ülke merkezi yönetimleri, merkez bankaları ve diğer banka teminatlarının belirlenmesinde ülkelerin derecelendirme notlarının esas alınacağı bir yapıya geçilecektir. Söz konusu yapı (merkezi yönetimleri ile merkez bankaları veya bu ülkelerde faaliyet gösteren bankalar tarafından verilen teminatların gruplarının belirlenmesinde derecelendirme kuruluşlarının verdiği notların kullanımı) diğer teminat grupları içinde geçerli olacaktır.
– Türkiye’de faaliyette bulunan bankalarca verilen garanti, kefalet, teminat mektubu, aval, kabul ve cirolar ile diğer teminatlar eskiden I. Grup teminatlar arasında yer alırken yeni uygulamada II. grup teminatlar arasına alınmış, böylece bankaların verdikleri teminatların dikkate alınma oranları düşmüştür.
– Aşağıdaki teminatlar II. Grup teminatlar arasından çıkarılarak üçüncü grup teminatlar arasına alınmıştır (dikkate alınma oranları düşmüştür):
a) Emtiayı temsil eden kıymetli evrak ile rehinli her türlü emtia ve menkuller,
b) Gayrimenkul ipotekleri,
c) Deniz konşimentosuna veya taşıma senedine dayalı ya da ihracat kredi sigortası poliçesi kapsamında sigortalanmış ihracat vesaiki,
d) Ticari alacak sigortası poliçeleri,
– Gerçek ve tüzel kişilerden alınan, gerçek ticari ilişkiden kaynaklanan kambiyo senetleri II. Grup teminatlar arasından IV. Grup Teminatlar arasına alınırken, gerçek ve tüzel kişilerden alınan kefaletler III. Grup teminatlardan IV. Grup teminatlara kaydırılmıştır (dikkate alınma oranları düşmüş)
– Aşağıda verilen teminat çeşitleri III. Grup teminatlar arasından çıkarılarak IV. Grup teminatlar arasına alınmıştır.
a) Ticari işletme rehni,
b) Diğer ihracat vesaiki,
c) Taşıt rehni, ticari taşıt hat rehni ve ticari taşıt plaka rehni,
d) Uçak veya gemi ipoteği,
– Yatırım fonu katılma paylarının, dahil olduğu grubun belirlenmesinde fon tipine bakılması yerine katılma paylarını ihraç eden fonun içerdiği para ve sermaye piyasası araçlarının ağırlıklarına bakılarak gruplandırma yapılması uygulamasına geçilecektir. Yatırım fonlarında yapılacak bu uygulamanın gerçek hayata uyarlanmasının oldukça zor olacağı düşünülmektedir.
TEMİNATLARA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
Bankalar, aldıkları teminatların Yeni Yönetmelik uygulamasında dikkate alınmasında, 11.07.2014 tarihli ve 29057 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların İç Sistemleri ve İçsel Sermaye Yeterliliği Değerlendirme Süreci Hakkında Yönetmelik uyarınca yayımlanan Bankaların Kredi Yönetimine İlişkin Rehber’de yer alan teminat ve garantilerin yönetimine ilişkin ilkeleri dikkate alacaklar (Yeni Yönetmelik md. 12/1).
TEMİNATLARIN DEĞERLEMESİ
TFRS 9 uygulayan ve uygulamayan bankalarca teminatların değerlemesine ilişkin olarak aşağıdaki esaslar dikkate alınacak (Yeni Yönetmelik md. 14):
a) Bankalar 06.09.2014 tarihli ve 29111 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ” kapsamında kredi riski azaltım tekniği olarak dikkate alınabilecek nitelikteki teminatlarını bu tebliğde yer verilen esas ve usullere göre değerlemeye tabi tutacak.
b) Bankalar, “Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ” kapsamında kredi riski azaltım tekniği olarak dikkate alınamayacak nitelikteki teminatlarını, teminat türleri ile kredilerin vadesine göre belirleyecekleri makul aralıklarla değerleyecekler. Bankalar teminatların değerleme sıklıklarına ilişkin politikalarını gerekçeleri ile belgelendirmek zorundalar.
DONUK ALACAK OLARAK SINIFLANDIRILAN KREDİLERİN GAYRİMENKUL İPOTEĞİ NİTELİĞİNDEKİ TEMİNATLARI SINIFLANDIRMA TARİHİNDE YENİDEN DEĞERLEMEYE TABİ TUTULMAK ZORUNDA
Yeni Yönetmeliğin 14-1-(d) maddesine göre donuk alacak olarak sınıflandırılan kredilerin gayrimenkul ipoteği niteliğindeki teminatları, sınıflandırma tarihini takip eden ay sonuna kadar yeniden değerlemeye tabi tutulmak zorunda. Bu yeniden değerlemenin nasıl yapılacağı ile ilgili olarak ise “Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ”deki düzenlemeler geçerli olacak. İlgili Tebliğ’in 21 inci maddesinde bu konuda, gayrimenkulün değerinin gözden geçirilmesine ve yeniden değerleme gerektiren gayrimenkullerin belirlenmesine yönelik olarak bankalarca istatistiksel yöntemlerin kullanılabileceği; gayrimenkulün değerinin genel piyasa fiyatlarına göre önemli oranda azalmış olabileceğine ilişkin göstergelerin bulunması halinde ise gayrimenkulün yetkili değerleme kuruluşları tarafından yeniden değerleneceği belirtilmektedir.
DONUK ALACAKLAR İÇİN HESAPLANAN FAİZ TAHAKKUK REESKONTLARININ DİPNOTLARDA GÖSTERİLMESİ
Yeni Yönetmeliğin 17-2 maddesi uyarınca TFRS 9 uygulayan bankaların bu Yönetmeliğe göre donuk alacak olarak kabul edilen finansal varlıkları için hesapladıkları faiz tahakkukları, reeskontları ve değerleme farklarını finansal tablo dipnotlarında açıklamaları gerekmektedir.
BELGELENDİRİLECEK HUSUSLAR VE KURULMASI GEREKEN SİSTEMLER
Yeni Yönetmeliğin 18 inci maddesine göre;
KURULMASI GEREKEN SİSTEMLER
– Bankaların, karşılık tutarlarını, kendi içsel politikaları, Türkiye Muhasebe Standartları ve BDDK tarafından çıkarılan düzenleme ve rehberler ile uyumlu bir biçimde belirlemeye yönelik olarak ölçekleri ve işlemlerinin karmaşıklığına uygun iç sistemleri kurmaları gerekiyor,
– Bankaların, İkinci Grupta yer alan kredileri gecikme gün sayısına göre 0-30, 31-60 ve 61-90 gün olmak üzere üç ayrı alt grupta izlemek için gerekli alt yapıyı oluşturmaları gerekiyor,
– Bankaların, canlı veya donuk alacaklar altında sınıflandırılan yeniden yapılandırılmış kredilerin izlenmesine ve raporlanmasına yönelik gerekli sistemi oluşturmaları gerekiyor,
– Bankaların, donuk alacak olarak sınıflandırılan kredilerin teminatlarından yapılan tahsilat tutarlarını teminat türü bazında takip etmek için gerekli sistemi kurmaları gerekiyor,
BELGELENDİRİLMESİ ve DENETİME HAZIR BULUNDURULMASI GEREKEN HUSUSLAR
– Bankaların, bu Yönetmelikte yer alan kredilere ilişkin sınıflandırmalar ile kendi içsel politikalarına göre oluşturdukları derecelendirme sistemi arasında eşleştirmeyi yapmaları ve bunu denetime hazır bulundurmaları gerekiyor,
– Bankaların, donuk alacağın canlı olarak sınıflandırılmasına, donuk veya canlı alacakların alt grupları arasında daha yüksek kredi değerliliğini gösteren grupta yeniden sınıflandırılmasına ve ayrılan karşılık tutarlarına ilişkin değerlendirmelerini belgelendirmeleri ve denetime hazır bulundurmaları gerekiyor,
– Borçlusuna herhangi bir imtiyaz sağlamayan sözleşme değişikliklerinde, bu değişikliklerin yapılma gerekçesinin bankalarca belgelendirilmesi gerekiyor,
– Bankaların, gerçek ve tüzel kişilerden alınan garanti ve kefaletler ile bunlar tarafından keşide edilen senet ve çekleri teminat olarak dikkate almaları durumunda bu kişilerin kredi değerliliğine ilişkin değerlendirmelerini denetime hazır bulundurmaları gerekiyor.
İLK 200 KREDİ RAPORUNDA ALT SINIR 500.000 TL’YE ÇIKARILDI
Mevcut Karşılıklar Yönetmeliği’ne göre bankaların, azami 3 aylık bilanço dönemleri itibarıyla olmak üzere veya bu süreye bağlı kalmaksızın risk doğuran herhangi bir gelişme ortaya çıktığında, kredi verilmeden önce yapacakları kredi ve risk analizinden bağımsız şekilde kredi müşterilerinin, borçluların ve teminatların niteliklerini inceleyerek krediler ve diğer alacakların tamamen veya kısmen yeniden sınıflandırılıp sınıflandırılmayacağını değerlendirmeleri ve bu kapsamda, tutarı 250.000 TL’sini aşan krediler ve diğer alacaklar ile her halde tutar olarak en büyük ilk 200 kredi veya diğer alacağa ilişkin değerlendirme sonuçlarını, gerekçeleri ile beraber münhasıran rapora bağlamaları ve söz konusu raporları denetime hazır bulundurmaları gerekmektedir.
Yeni Yönetmelik’te söz konusu 250.000 TL’lik sınır 500.000 TL’ye çıkarılmış olup, değerlendirme sonuçlarının rapora bağlanması ifadesi yerine belgelendirilmesi ifadesinin kullanılması tercih edilmiştir. Bu çerçevede, bankalar, 01.01.2017 tarihinden itibaren azami 3 aylık bilanço dönemleri itibarıyla olmak üzere veya bu süreye bağlı kalmaksızın makroekonomik şartlarda veya borçlunun faaliyet gösterdiği sektörlerde veya bunlardan bağımsız olarak borçluya ilişkin koşullarda bankaya olan yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde risk doğuran herhangi bir gelişme ortaya çıktığında, kredi verilmesi aşamasında yaptıkları kredi ve risk analizinden bağımsız şekilde, tutarı 500.000 TL’sını aşan krediler ile her halde tutar olarak en büyük ilk 200 krediyi inceleyerek kredilerinin yeniden sınıflandırılıp sınıflandırılmayacağını değerlendirmek ve değerlendirme sonuçlarını belgelendirmek zorunda olacaklardır.
YÖNETMELİĞİN UYGULANMASINA İLİŞKİN ÇIKARILACAK REHBER
Yeni Yönetmeliğin 20 nci maddesine göre, BDDK, bu Yönetmeliğin uygulamasına ilişkin rehberler çıkarmaya yetkili kılınmıştır.
BDDK, bu çerçevede, Basel Komitesinin 18.12.2015 tarihinde yayımladığı “Kredi Riskine ve Beklenen Kredi Zararının Muhasebeleştirilmesine İlişkin Rehber”i (http://www.bis.org/bcbs/publ/d350.htm ) Türkçe’ye çevirerek yayımlamayı planlıyor.
01.01.2017 TARİHİNDEN İTİBAREN YÜRÜRLÜKTEN KALKACAK OLAN UYGULAMALAR
2017 yılı başında yürürlüğe girecek olan Yeni Yönetmelik ile birlikte aşağıdaki uygulamaların sona ereceği görülmektedir:
– Mevcut Yönetmeliğin 1 inci ve 2 nci grupta izlenen kredilere, kredilerin bu gruplarda kalma koşullarını sağlamaya devam etmeleri şartıyla ve duruma ilişkin finansal tablo dipnotlarında bilgi verilerek sözleşme koşullarında krediler bu gruplarda kalarak değişiklik yapılmasına imkan veren maddeleri,
– Veriliş tarihinden itibaren 5 yıllık süre geçmiş bulunan çek defterlerinin her bir çek yaprağına ilişkin, Çek Kanunu ve ilgili mevzuattan kaynaklanan ödeme yükümlülükleri için genel karşılık oranlarının dörtte bir oranında uygulanmasına ilişkin madde,
– Takipteki kredi müşterilerine verilmiş bulunmakla birlikte veriliş tarihinden itibaren 5 yıllık süre geçmiş olan çek defterlerinin her bir çek yaprağına ilişkin, Çek Kanunu ve ilgili mevzuattan kaynaklanan ödeme yükümlülükleri için özel karşılık oranlarının dörtte bir oranında uygulanmasına ilişkin madde,
– Bankaların bilanço dışına çıkardıkları kredi müşterilerine ve donuk alacak olarak sınıflandırdıkları ve %100 oranında özel karşılık ayırdıkları kredi müşterilerine verdikleri çek defterlerinden veriliş tarihinden itibaren 2 yıl geçmiş olanlar için çek defterinin iadesine yönelik olarak çek defteri sahiplerine iadeli taahhütlü mektup ile yapacakları bildirimi takiben 15 gün içerisinde çek defterlerinin iade edilmesi ihtarında bulunmaları koşuluyla, çek defterlerinin her bir çek yaprağına ilişkin ödemekle yükümlü oldukları miktar için özel karşılık ayırmamalarına imkan tanıyan madde,
– Teminat mektupları, kabul kredileri, akreditif taahhütleri, cirolar, menkul kıymet ihracında satın alma garantileri, faktoring garantileri, diğer garanti ve kefaletler ve teminat mektupsuz prefinansman kredileri toplamı, Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde hesaplanan özkaynağın 10 katını aşan bankaların, standart nitelikli tüm gayrinakdi kredileri için genel karşılık oranını binde üç (standart oranın %50 fazlası) olarak uygulamasına ilişkin madde,
– Genel Karşılık oranının Birinci Grupta izlenen nakdi ve gayrinakdi transit ticarete, ihracat sayılan satış ve teslimlere ve döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlere yönelik olarak kullandırılan krediler için yüzde sıfır (% 0) olarak, küçük ve orta büyüklükteki işletmelere kullandırılan nakdi krediler için binde beş (% 0,5), gayrinakdi krediler için ise binde bir (% 0,1) olarak uygulanmasına ilişkin maddeler (avantajlı genel karşılık uygulaması),
– Bankalarca denizcilik, turizm, enerji sektörlerinde kullanılmak üzere kullandırılan kredilerin yeniden yapılandırılmasında kolaylıklar sağlayan ve uygulaması 31.12.2016 tarihinde sona erecek olan geçici maddeler.
01.01.2017 – 01.01.2018 ARASINDAKİ UYGULAMA
Yönetmelik 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe girmesine karşın Yönetmeliğin TFRS 9 kapsamında karşılık ayrılmasına ilişkin maddesine uyum için bankalara 01.01.2018 tarihine kadar süre verildiği için 2017 yılında bankaların karşılık ayırırken hangi düzenlemeleri esas alacağı önem kazanıyor. Bu noktada bazı görüşler bankaların 2017 yılında TFRS 9’a geçinceye kadar Yeni Yönetmeliğin TFRS 9 uygulamayan bankalarca ayrılacak karşılıklara ilişkin maddelerine göre karşılık ayırmaları gerektiği yönünde (Bu görüş kabul edilirse 2017 yılı içinde bankaların ayırmaları gereken genel karşılıklar özellikle gayrinakit krediler yönünden artarken değişen teminat gruplaması da özel karşılıklarda bir artışa sebep olacaktır). Ancak, Yeni Yönetmeliğin 9 uncu maddesi 6 ncı fıkrasına baktığımızda bu maddelerin uygulamasına BDDK’nın, bankanın detaylı gerekçelerini içeren başvurusu üzerine, faaliyetlerini de dikkate alarak yapacağı değerlendirmeye göre banka bazında karar verebileceğini görüyoruz. Dolayısıyla, bankaların Yönetmeliğin bu maddelerini BDDK tarafından her bir banka bazında bu maddelerin uygulanmasına ilişkin kararı olmadıkça uygulamalarının doğru olmayacağı görüşündeyiz.
Bu çerçevede, 2017 yılında bankaların TFRS 9’a geçinceye kadar yürürlükten kalkacak olan Karşılıklar Yönetmeliği hükümlerine göre karşılık ayırmaya devam etmeleri gerektiği; TFRS 9’a geçmeyecek olan bankaların da bu konuda BDDK’ya detaylı gerekçelerini içeren bir başvuru yapmaları, BDDK’nın bu başvuru üzerine bankanın faaliyetlerini de dikkate alarak yapacağı değerlendirmeye göre banka bazında karşılıkların TFRS 9 yerine, Yeni Yönetmeliğin 10 uncu, 11 inci, 13 üncü ve 15 inci maddeler kapsamında ayrılmasına karar vermesi durumunda bu çerçevede karşılık ayırmaya başlamaları gerektiği görüşündeyiz.
Yönetmeliğin yeniden yapılandırmaya ve sınıflandırmaya ilişkin hükümleri ise 01.01.2017 tarihinden sonra yapılan yeniden yapılandırma işlemlerini kapsayacak şekilde yürürlüğe girecektir (Bu husus BDDK tarafından da 02.09.2016 tarihli ve 13097 sayılı yazısı ile teyit edildi).
Hamdi GİRGİN
“NOT: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir.”
01.01.2017 TARİHİNDE YÜRÜRLÜKTEN KALKACAK OLAN “BANKALARCA KREDİLERİN VE DİĞER ALACAKLARIN NİTELİKLERİNİN BELİRLENMESİ VE BUNLAR İÇİN AYRILACAK KARŞILIKLARA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK” (YÖNETMELİK’TE 27.09.2016 TARİHİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN İŞLENDİĞİ HALİ)
Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik (Karşılıklar Yönetmeliği’nin 27.09.2016 Tarihli Değişiklikler İşlenmiş Hali ile Karşılaştırması) 22.06.2016 tarih ve 29750 sayılı Resmi Gazete |
|
ESKİ DÜZENLEME |
YENİ DÜZENLEME |
Amaç ve kapsam MADDE 1– (1) Bu Yönetmeliğin amacı, bankaların kredileri ve diğer alacaklarının niteliklerine göre sınıflandırılması ve bunlar için ayrılacak karşılıklara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. |
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, bankaların kredilerinin niteliklerine göre sınıflandırılması ve bunlar için ayrılacak karşılıklara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. |
Dayanak
MADDE 2– (1) Bu Yönetmelik 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 53 ve 93 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. |
Dayanak MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 37 nci, 53 üncü, 57 nci ve 93 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. |
Tanımlar MADDE 3- (1) Bu Yönetmelikte yer alan; a) Banka: Bankacılık Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan bankaları b) Kanun: 5411 sayılı Bankacılık Kanununu, c) Karşılıklar: Krediler ve diğer alacaklardan doğmuş veya doğması beklenen ancak miktarı kesin olarak belli olmayan zararların karşılanması amacıyla mali tablolarda hesaben ayrılarak gider yazılan tutarları, ç) Krediler ve diğer alacaklar: Kanunun 48 inci maddesi uyarınca kredi sayılan işlemler ile bilançonun aktifinde kayıtlı diğer alacakları, d) Teminat: Kredilerin ve diğer alacakların geri ödenememesi riskine karşılık banka alacağının tamamen veya kısmen güvence altına alınmasını sağlayan her türlü varlık, garanti ve kefaletler ile sözleşmeden doğan hakları, e) Kurul: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunu, f) Tüketici kredileri: Gerçek kişilere ait tasarruf mevduatlarına bağlı olarak kullandırılan kredili mevduat hesabı kredileri ile bankalar tarafından uygulanan tekdüzen hesap planlarına göre tüketici kredisi olarak izlenen krediler ve gerçek kişilere kredi kartları vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan kredileri, ifade eder. |
Tanımlar MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte yer alan; a) Banka: Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan bankaları, b) Canlı alacaklar: Bu Yönetmelik uyarınca Birinci ve İkinci Grup altında sınıflandırılmış kredileri, c) Finansal garanti: Borçlunun sözleşmede öngörülen bir ödemesini vadesinde yerine getirememesi sebebiyle, alacaklının maruz kaldığı zararın tazmini için garantiyi veren banka tarafından alacaklıya belirli ödemeler yapılmasını gerektiren sözleşmeyi, ç) Kanun: 5411 sayılı Bankacılık Kanununu, d) Karşılıklar: Kredi zararlarının karşılanması amacıyla finansal tablolarda hesaben ayrılarak gider yazılan tutarları, e) Krediler: Kanunun 48 inci maddesi uyarınca kredi sayılan işlemler ile bilançonun aktifinde kayıtlı diğer alacakları, f) Kurul: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunu, g) Kurum: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu, ğ) Net gerçekleşebilir değer: Teminatların, Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan Türkiye Muhasebe Standartlarına göre hesaplanan gerçeğe uygun değerinden; ilgili teminatların elden çıkarılmasıyla doğrudan ilişkilendirilebilecek tahmini tüm maliyetler ile teminat üzerinde banka dışında bir başka tarafın hakkı veya tasarrufu mevcut ise bankanın tasarrufunda bulunmayan tutarların düşülmesi ile bulunan değeri, h) Risk Merkezi: Kanunun Ek 1 inci maddesinde belirtilen Risk Merkezini, ı) TFRS 9: Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan TFRS 9 Finansal Araçlar Standardını, i) Tüketici kredileri: Gerçek kişilere ait tasarruf mevduatlarına bağlı olarak kullandırılan kredili mevduat hesabı kredileri ile bankalar tarafından uygulanan tekdüzen hesap planlarına göre tüketici kredisi olarak izlenen krediler ve gerçek kişilere kredi kartları vasıtasıyla, ticari amaçlı olanlar hariç mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan kredileri, j) Yeniden finansman: Mevcut kredisini ödemekte güçlük çeken veya çekmesi muhtemel olan bir borçluya bu kredinin kısmen veya tamamen ödenmesini sağlamak amacıyla yeni kredi kullandırılmasını, ifade eder. |
Kredilerin ve diğer alacakların sınıflandırılması MADDE 4- (1) Bankalar, yurtdışı şubeleri dahil, kredilerini ve diğer alacaklarını tahsil kabiliyetine ve borçluların kredi değerliliğine göre, bu Yönetmelikte belirlenen esas ve usulleri dikkate almak suretiyle, aşağıda belirtilen gruplar itibariyle sınıflandırarak izlemek zorundadırlar: a) Birinci Grup – Standart Nitelikli Krediler ve Diğer Alacaklar: Bu grupta; 1) Kredilendirilebilir nitelikte finansman yapısına sahip gerçek ve tüzel kişilere kullandırılan, 2) Anapara ve faiz ödemeleri, borçlusunun ödeme gücüne ve nakit akımına göre yapılandırılan, 3) Ödemeleri süresinde yapılan, gelecekte de geri ödeme sorunları beklenmeyen, tamamen tahsil edilebilecek nitelikte olan, 4) Borçlusunun kredi değerliliğinde zayıflama tespit edilmemiş olan ve zafiyet belirtisi bulunmayan, krediler ve diğer alacaklar sınıflandırılır. Bankaların kredi ve diğer alacaklarından bu grup içerisinde izlenenlerin gruba ilişkin öngörülen koşulları taşımaya devam etmeleri şartıyla sözleşme koşullarında değişiklik yapılabilir. b) İkinci Grup – Yakın İzlemedeki Krediler ve Diğer Alacaklar: Bu grupta; 1) Kredilendirilebilir nitelikte finansman yapısına sahip gerçek ve tüzel kişilere kullandırılmış olan ve anapara veya faiz ödemelerinde halihazırda herhangi bir sorun bulunmayan, ancak, borçlunun ödeme gücünde veya nakit akımında olumsuz gelişmeler gözlenmesi ya da bunun gerçekleşeceğinin tahmin edilmesi veya krediyi kullananın önemli ölçüde finansal risk taşıması gibi nedenlerle yakından izlenmesi gereken veya, 2) Anapara veya faiz ödemelerinin kredi sözleşmesinde yeralan şartlara uygun olarak yapılmasında sorunlar doğması muhtemel olan ve bu sorunların giderilmemesi durumunda borcun tamamının veya bir kısmının geri ödenmeme riski bulunan veya, 3) Geri ödenmesi kuvvetle muhtemel bulunmakla beraber, mazur görülecek çeşitli nedenlerle anapara veya faiz ödemelerinin tahsili, vadelerinden veya ödenmesi gereken tarihlerden itibaren otuz günden fazla geciken ancak Üçüncü Grupta sınıflandırılma için gerekli gecikme süresi koşulunu taşımayan veya, 4) Borçlusunun kredi değerliliği zayıflamamış olmakla birlikte düzensiz ve kontrolü güç bir nakit akımı yapısına sahip olması nedeniyle zafiyete uğrama ihtimali yüksek olan, krediler ve diğer alacaklar sınıflandırılır. Kredi müşterisinin aynı banka tarafından verilmiş birden çok kredisinin mevcut bulunması ve bu kredilerden herhangi birinin bu grupta ve diğerlerinin Birinci Grupta sınıflandırılmış olması durumunda, söz konusu kredi müşterisinin bankaya olan tüm borçları bu grupta sınıflandırılır. Bankaların kredi ve diğer alacaklarından bu grup içerisinde izlenenlerin gruba ilişkin öngörülen koşulları taşımaya devam etmeleri şartıyla, sözleşme koşullarında değişiklik yapılabilir. c) Üçüncü Grup – Tahsil İmkânı Sınırlı Krediler ve Diğer Alacaklar: Bu grupta; 1) Borçlusunun özkaynaklarının veya verdiği teminatların borcun vadesinde ödenmesini karşılamada yetersiz bulunması nedeniyle tamamının tahsil imkanı sınırlı olan ve gözlenen sorunların düzeltilmemesi durumunda zarara yol açması muhtemel olan veya, 2) Borçlusunun kredi değerliliği zayıflamış olan ve kredinin zafiyete uğramış olduğu kabul edilen veya, 3) Anaparanın, faizin veya her ikisinin tahsili vadesinden veya ödenmesi gereken tarihlerden itibaren doksan günden fazla geciken ancak yüz seksen günü geçmeyen veya, 4) Borçlusunun işletme sermayesi finansmanında veya ilave likidite yaratmada sıkıntılar yaşaması gibi nedenlerle anaparanın veya faizin veya her ikisinin bankaca tahsilinin vadesinden veya ödenmesi gereken tarihten itibaren doksan günden fazla gecikeceğine kanaat getirilen, krediler ve diğer alacaklar sınıflandırılır. ç) Dördüncü Grup – Tahsili Şüpheli Krediler ve Diğer Alacaklar: Bu grupta; 1) Mevcut koşullarda geri ödenmesi veya tasfiyesi muhtemel görünmeyen veya, 2) Vadesi gelen veya ödenmesi gereken kredi tutarlarının tamamının kredi sözleşmesinde yer alan hususlar çerçevesinde banka tarafından tahsilinin sağlanamayacağı kuvvetle muhtemel olan veya, 3) Borçlusunun kredi değerliliğinin önemli ölçüde zayıfladığı ve zafiyete uğradığı kabul edilen, ancak birleşme, yeni finansman bulma imkanı veya sermaye artırımı gibi olanakların borçlunun kredi değerliliğine ve kredinin tahsil kabiliyetine yapması beklenen katkı nedeniyle henüz tam anlamıyla zarar niteliği taşımadığı düşünülen veya, 4) Anapara veya faizin ya da her ikisinin vadesinden veya ödenmesi gereken tarihten itibaren tahsilinin gecikmesi yüz seksen günü geçen, ancak bir yılı geçmeyen, krediler ve diğer alacaklar sınıflandırılır. d) Beşinci Grup – Zarar Niteliğindeki Krediler ve Diğer Alacaklar: Bu grupta; 1) Tahsilinin mümkün olmadığına kanaat getirilen veya, 2) Ana paranın veya faizin veya her ikisinin vadesinden veya ödenmesi gereken tarihten itibaren tahsili bir yıldan fazla gecikmiş olan veya, 3) Üçüncü ve Dördüncü Gruplarda belirtilen özellikleri taşımakla birlikte, vadesi gelen ve ödenmesi gereken alacak tutarlarının tamamının bir yılı aşacak bir sürede tahsilinin sağlanamayacağının kuvvetle muhtemel olması nedeniyle zafiyete uğramış olduğuna ve borçlusunun kredi değerliliğini tam anlamıyla yitirdiğine banka tarafından kanaat getirilen, krediler ve diğer alacaklar sınıflandırılır. (2) Bu maddede belirtilen sınıflandırma sistemi bakımından fiilen gerçekleştiği kabul edilen temel kriter, krediler ve diğer alacakların tahsillerinin, gruplara ilişkin tanım ve açıklamalarda belirtilen süreler kadar gecikmesidir. Bunun yanısıra, bankalarca, kredinin özelliklerine uygun olarak birinci fıkrada belirtildiği şekilde sınıflandırılması için söz konusu gruplara ilişkin tanım ve açıklamalarda belirtilen diğer hususların gerçekleştiğinin ya da gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunun ve borçlunun kredi değerliliğinin zayıfladığının, kredinin zafiyete uğramış olduğunun veya tahsil edilemeyeceğinin tespit edilmesi veya bu konuda kesin bir kanaate sahip olunması gerekir. (3) Krediler ve diğer alacaklara ilişkin ödemelerin tahsilindeki gecikme ilgili gruplarda belirtilen süreleri geçmemiş olsa dahi, bankalar, bu maddede belirtilen kriterleri ve risk yönetim ilkelerini dikkate almak suretiyle, kredilerini ve diğer alacaklarını Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Grup içinde sınıflandırabilir. Bankalar, kredi ve diğer alacakları için, bunlara ilişkin ödemelerin tahsilindeki gecikmelerin gerçekleştiği ay sonuna kadar gerekli karşılığı ayırmak zorundadırlar. (4) Bankanın dâhil olduğu risk grubunu oluşturan gerçek ve tüzel kişilere kullandırılanlar hariç olmak üzere, Kanun’un 49 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca bir risk grubu teşkil eden gerçek ve tüzel kişilere kullandırılan krediler, bu Yönetmelik uygulamasında risk grubunu oluşturan kişiler itibarıyla ayrı ayrı değerlendirilir. |
Kredilerin sınıflandırılması MADDE 4 – (1) Bankalar, yurt dışı şubeleri dâhil, kredilerini aşağıda belirtilen esaslara göre sınıflandırarak izlemek zorundadırlar. a) Birinci Grup-Standart Nitelikli Krediler: Bu grupta; 1) Kredilendirilebilir nitelikte finansman yapısına sahip gerçek ve tüzel kişilere kullandırılan, 2) Anapara ve faiz ödemeleri, borçlusunun ödeme gücüne ve nakit akımına göre yapılandırılan, 3) Ödemeleri süresinde yapılan veya otuz günden fazla gecikmeyen, gelecekte de geri ödeme sorunları beklenmeyen, teminatlara başvurulmaksızın tamamen tahsil edilebilecek nitelikte olan, 4) Borçlusunun kredi değerliliğinde zayıflama tespit edilmemiş olan ve 5) TFRS 9’a göre on iki aylık beklenen kredi zarar karşılığı uygulamasına tabi olan, krediler sınıflandırılır. b) İkinci Grup-Yakın İzlemedeki Krediler: Bu grupta; 1) Kredilendirilebilir nitelikte finansman yapısına sahip gerçek ve tüzel kişilere kullandırılmış olan, ancak, makroekonomik şartlardaki veya borçlunun faaliyet gösterdiği sektörlerdeki veya bunlardan bağımsız olarak borçluya ilişkin olumsuz gelişmeler nedeniyle borçlusunun ödeme gücünde veya nakit akımında olumsuz gelişmeler gözlenen ya da bunun gerçekleşeceği tahmin edilen veya 2) Kredinin kullandırıldığı esnada borçlunun önemli ölçüde finansal risk taşıması gibi nedenlerle yakından izlenmesi gereken veya 3) Anapara ve/veya faiz ödemelerinin kredi sözleşmesinde yer alan şartlara uygun olarak yapılmasında sorunlar doğması muhtemel olan ve bu sorunların giderilmemesi durumunda teminatlara başvurulmaksızın borcun tümüyle tahsil edilememe riski bulunan veya 4) Borçlusunun kredi değerliliği 5) Kredi değerliliğinin zayıflaması olarak yorumlanamayacak nedenlerle anapara ve/veya faiz ödemelerinin tahsili, vadelerinden veya ödenmesi gereken tarihlerden itibaren otuz günden fazla geciken ancak doksan günü geçmeyen veya 6) TFRS 9 kapsamında borçlusunun kredi riskinde önemli derecede artış olan veya 7) Geri ödemesi tamamen teminata bağlı olan kredilerde teminatın net gerçekleşebilir değeri alacak tutarının altına düşen veya 8) Birinci Grupta veya İkinci Grupta izlenirken yeniden yapılandırmaya konu edilen ve donuk alacak olarak sınıflandırma koşullarını taşımayan veya 9) Donuk alacak gruplarında izlenirken yeniden yapılandırmaya konu edilen ve 7 nci maddede belirtilen koşulların gerçekleşmesini müteakiben canlı alacak olarak sınıflandırılan, krediler sınıflandırılır. c) Üçüncü Grup-Tahsil İmkânı Sınırlı Krediler: Bu grupta; 1) Borçlusunun kredi değerliliği bozulmuş olan veya 2) Teminatların net gerçekleşebilir değerinin veya borçlunun özkaynaklarının borcun vadesinde ödenmesini karşılamada yetersiz bulunması nedeniyle teminata başvurulmaksızın tamamının tahsil imkanı sınırlı olan ve gözlenen sorunların düzeltilmemesi durumunda zarara yol açması muhtemel olan veya 3) Anaparanın ve/veya faizin tahsili, vadesinden veya ödenmesi gereken tarihten itibaren doksan günden fazla geciken ancak yüz seksen günü geçmeyen veya 4) Makroekonomik şartlardaki veya borçlunun faaliyet gösterdiği sektörlerdeki veya bunlardan bağımsız olarak borçluya ilişkin olumsuz gelişmeler nedeniyle işletme sermayesi finansmanında veya ilave likidite yaratmada sıkıntılar yaşanması gibi nedenlerle anaparanın ve/veya faizin bankaca tahsilinin vadesinden veya ödenmesi gereken tarihten itibaren doksan günden fazla gecikeceğine kanaat getirilen veya 5) Yeniden yapılandırılarak canlı alacak olarak sınıflandırılan ve bir yıllık izleme süresi içerisinde anapara ve/veya faiz ödemesi otuz günden fazla geciken veya bu izleme süresi içinde bir kez daha yeniden yapılandırmaya tabi tutulan, krediler ve diğer alacaklar sınıflandırılır. ç) Dördüncü Grup-Tahsili Şüpheli Krediler: Bu grupta; 1) Anaparanın ve/veya faizin tamamının kredi sözleşmesinde yer alan hususlar çerçevesinde teminata başvurulmaksızın tahsilinin sağlanamayacağı muhtemel olan veya 2) Borçlusunun kredi değerliliği ciddi şekilde bozulmuş olan, ancak birleşme, yeni finansman bulma imkânı veya sermaye artırımı gibi olanakların borçlunun kredi değerliliğine ve kredinin tahsil kabiliyetine yapması beklenen katkı nedeniyle henüz tam anlamıyla zarar niteliği taşımadığı düşünülen veya 3) Anapara ve/veya faizin vadesinden veya ödenmesi gereken tarihten itibaren tahsilinin gecikmesi yüz seksen günü geçen, ancak bir yılı geçmeyen veya 4) Makroekonomik şartlardaki veya borçlunun faaliyet gösterdiği sektördeki veya bunlardan bağımsız olarak borçluya ilişkin olumsuz gelişmeler nedeniyle anapara ve/veya faizin vadesinden veya ödenmesi gereken tarihten itibaren tahsilindeki gecikmenin yüz seksen günü geçmesi beklenen, krediler sınıflandırılır. d) Beşinci Grup-Zarar Niteliğindeki Krediler: Bu grupta; 1) Borçlusunun kredi değerliliğinin tümüyle ortadan kalkmış olması nedeniyle tahsil beklentisi bulunmayan veya toplam alacak tutarının ancak ihmal edilebilir bir kısmının tahsil edilmesi beklenen veya 2) Üçüncü ve Dördüncü Gruplarda belirtilen özellikleri taşımakla birlikte, vadesi gelen ve ödenmesi gereken alacak tutarlarının tamamının bir yılı aşacak bir sürede tahsilinin sağlanamayacağı muhtemel olan veya 3) Anaparanın ve/veya faizin ödenmesi gereken tarihten itibaren tahsili bir yıldan fazla gecikmiş olan, krediler sınıflandırılır.
|
Donuk alacaklar MADDE 5- (1) 4 üncü madde uyarınca, Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Gruplarda sınıflandırılan tüm alacaklar, tahakkuk ettirilen faizlerin ve borçlu üzerindeki faiz benzeri yüklerin ana paraya ilave edilip edilmediğine veya yeniden finanse edilip edilmediğine bakılmaksızın, bu Yönetmeliğin uygulanmasında donuk alacak olarak kabul edilir. (2) Kredi müşterisinin aynı banka tarafından verilmiş birden çok kredisinin mevcut bulunması ve bu kredilerden herhangi birinin yapılan sınıflandırma gereği donuk alacak olarak kabul edilmesi durumunda, söz konusu kredi müşterisinin bankaya olan tüm borçları donuk alacak olarak aynı grupta sınıflandırılır. Donuk alacak haline gelen ilk kredinin tamamen geri ödenmesi durumunda, kredi müşterisinin diğer kredileri 4 üncü madde çerçevesinde değerlendirilerek yeniden sınıflandırılabilir. (3) Borçlu cari hesap şeklinde kullandırılan ve herhangi bir vade kaydı bulunmayan nakdi kredilerde; a) Dönem faizleri ile fer’ilerinin vadesinden veya ödenmesi gereken tarihten itibaren doksan günden daha fazla sürede ödenmeyerek anaparaya ilave edilmesi veya b) Borcun, hesabın katedilmesini izleyen doksan günden fazla sürede ödenmemesi veya c) 11 inci madde hükmüne uygun olmayan bir şekilde kredi borçlusuna bir başka kredi açılarak tahsili gecikmiş olan faizlerin ve anaparanın finanse edilmesi veya ç) Hesap limitinin doksan günden daha fazla kesintisiz olarak aşılması durumunda alacak, donuk alacak kabul edilerek ilgili grupta tasnif edilir. |
Donuk alacaklar MADDE 5 – (1) Bu Yönetmelik uygulamasında; a) 4 üncü madde kapsamında Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Grupta sınıflandırılan veya b) 23/10/2015 tarihli ve 29511 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ uyarınca borçlusunun temerrüt ettiği kabul edilen veya c) TFRS 9’a göre borçlunun temerrüdü dolayısıyla ömür boyu beklenen kredi zarar karşılığı uygulamasına tabi olan, krediler donuk alacak olarak kabul edilir. (2) Finansal garantiler, alacaklının tazmin talebi riskinin ortaya çıkması veya finansal garantiye esas teşkil eden borçlunun alacaklıya olan yükümlülüğünün birinci fıkradaki koşulları taşıması durumunda nominal tutarları üzerinden donuk alacak olarak sınıflandırılır. (3) Borçlu cari hesap şeklinde kullandırılan ve herhangi bir vade kaydı bulunmayan nakdi krediler; a) Borçlu cari hesaba ilişkin dönem faizleri ile diğer alacakların vadesinden veya ödenmesi gereken tarihten itibaren doksan günden daha fazla sürede ödenmeyerek anaparaya ilave edilmesi veya b) Borcun, hesabın kesilmesini izleyen doksan günden fazla sürede ödenmemesi veya c) Kredi borçlusuna bir başka kredi açılarak tahsili gecikmiş olan anaparanın ve/veya faizlerin yeniden finanse edilmesi veya ç) Hesap limitinin doksan günden daha fazla kesintisiz olarak aşılması durumunda donuk alacak olarak kabul edilir. (4) Birinci, ikinci ve üçüncü fıkralar uyarınca donuk alacak olarak kabul edilen krediler ilgili donuk alacak gruplarında sınıflandırılır. (5) Borçlusunun aynı banka tarafından verilmiş birden çok kredisinin mevcut bulunması ve bu kredilerden herhangi birinin yapılan sınıflandırma gereği donuk alacak olarak kabul edilmesi durumunda, söz konusu borçlunun bankadan kullanmış olduğu tüm kredileri donuk alacak olarak aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, tüketici kredileri borçlu yerine kredi bazında değerlendirilebilir ve birden fazla tüketici kredisi kullandırılmış olan bir borçlunun bu kredilerinden birinin donuk alacak olarak sınıflandırılması halinde, diğer tüketici kredileri bankaca Birinci Grup haricindeki gruplar altında sınıflandırılabilir. (6) Borçlunun kredilerinin donuk alacak olarak sınıflandırılması halinde, borçlunun dâhil olduğu risk grubu içerisinde yer alan diğer borçluların kredi değerliliği de sınıflandırma tarihinde ayrıca değerlendirilir ve 4 üncü maddede belirtilen koşulların taşınması halinde bunların kredileri de donuk alacak olarak sınıflandırılır. |
Krediler ve diğer alacakların sınıflandırılmasında dikkate alınacak hususlar MADDE 6- (1) Kredilerin ve diğer alacakların niteliklerinin değerlendirilmesinde, Bankaların İç Sistemleri Hakkında Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar, banka yönetimlerinin mevzuata, bankacılık ilke ve teamüllerine ve banka yapılarına uygun olarak belirlediği kredilendirme politikaları ve kuralları ile risk izleme süreçlerinde yer alan yazılı ve yazılı olmayan kriterler esas alınır. (2) Kredilerin ve diğer alacakların 4 üncü madde kapsamında sınıflandırılmasında; a) Kredi Değerliliğinin Zayıflaması: Borçlunun, varlıklarının yükümlülüklerini vadesinde ve tam olarak karşılamada yetersiz hale gelmesi, finansal kaldıraç oranının bankaca kredi değerlendirilmesinde kullanılan standart kriterlere göre kabul edilebilir seviyede olmaması, borç ödeme gücünden önemli ölçüde yoksun hale gelmesi, işletme sermayesinin ve/veya özkaynaklarının kredinin tahsil kabiliyetini zaafa uğratacak ölçüde yetersiz kalması durumlarından herhangi birinin varlığını, b) Kredinin Zafiyete Uğraması: Yapılan değerlendirmelerde cari şartlar ve olayların esas alınması kaydıyla, kredi sözleşmesinde yer alan bağlayıcı şartlar çerçevesinde vadesi gelen kredi tutarının banka tarafından tahsilinin sağlanamayacağının kuvvetle muhtemel olması durumunu, c) Kredinin Kayıtlı Değeri: Kredinin, bankanın muhasebe defterlerinde görünen ve özel karşılık düşülmeden önceki hesap değerini, ifade eder. (3) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında kredi değerliliğinin zayıflamış olup olmadığı, kredi riskini etkileyen tüm şahsi, finansal ve ekonomik faktörlerin, finansal, sektörel ve firma değeri ile ölçeğine ve firma yönetiminin niteliğine ilişkin analizleri içeren yöntemlerin kullanılarak, sürekli değerlendirilmesi suretiyle belirlenir. (4) Bankalarca krediler ve diğer alacakları bakımından gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel bir durumun tespiti, makul ve desteklenebilir varsayımlar ve hesaplamalar kullanılarak yapılacak tahminlere dayandırılmalıdır. Bir kredinin veya diğer alacağın zafiyete uğrama düzeyinin ölçülmesi, bankanın bu şekilde tahminde bulunmasını ve durumu bir bütün olarak değerlendirerek karar vermesini gerektirir. Bankalar, kredilerinin ve diğer alacaklarının niteliklerinin belirlenmesinde ve bunların tasnif edilmesinde belirlenen diğer kriterlere ilave olarak, kredinin zafiyete uğramış olup olmadığının tespiti için; a) Geleceğe ilişkin tahmini nakit akımlarının bugünkü değerinin, faizin fer’ileri dikkate alınmak suretiyle kredinin içsel getirisini ifade eden etkin faiz haddi ile iskonto edilerek, b) Kredinin değerinin gözlenebilir piyasa fiyatına/rayicine göre, c) Teminata dayalı kredilendirmelerde veya kredinin geri ödemesinin ya da tasfiyesinin tamamen teminatın nakde çevrilmesine bağlı olduğu durumlarda, nakde çevrilme kuvvetle muhtemel ise kredinin zafiyete uğramış olup olmadığının teminatın rayiç değerine göre, ölçülmesi yöntemlerinden birini kullanabilirler. (5) Verilen krediyle ilgili olarak geleceğe ilişkin tahmini nakit akımlarının bugünkü değeri veya kredinin gözlenebilir piyasa fiyatı/rayici veya kredinin teminatının rayiç değeri, söz konusu kredinin kayıtlı değerinin altında ise banka, kredinin, tahsilinin sağlanamayacağının kuvvetle muhtemel olması nedeniyle zafiyete uğradığına kanaat getirerek, diğer faktörleri de dikkate almak suretiyle, krediyi ilgili grup altında sınıflandırır. (6) Kredi zafiyetinin ölçülmesinde, kredinin kayıtlı değerine, tahakkuku ve reeskontu yapılan faizler, ertelenen komisyonlar, diğer yükler ile kredinin tutarını etkileyen tüm gelir ve gider unsurları dahil edilir. (7) Nakit akımlarına ilişkin bankanın elde ettiği fiili sonuçlar söz konusu ölçümlemede esas alınan tahminlerden farklı olabilir. Geleceğe ilişkin tahmini nakit akımı ile gerçekleşen fiili nakit akımı arasında önemli farklar gözlenirse, ölçüm işlemi yeniden yapılır. Banka, tahmini nakit akımının miktarını ve zamanlamasını, münferit krediler bazında en iyi şekilde ortaya koyacak bir değerlendirme yapmalıdır. Bu değerlendirmede, kredi borçlusunun kredi değerliliğinin saptanmasında ve derecelendirilmesinde kullanılacak veriler esas alınır. Bununla beraber, küçük bakiyeli ve aynı ortak özelliğe sahip büyük gruplar oluşturan tüketici kredileri, kredi kartları alacakları, ipotekli ev kredileri gibi zafiyete uğramış bazı bireysel kredilerin risk özelliklerinin, zafiyete uğramış diğer kredilerin risk özellikleri ile benzerlik taşıması durumunda, banka zafiyete uğrama durumunu ölçmek için ortalama tahsil süresi, ortalama tahsil miktarı ve fiili faiz oranları gibi istatistikleri kullanabilir ve bu kredileri birlikte ve bir bütün olarak değerlendirebilir. (8) Bankanın sahip olduğu ve değerlemeye tabi tutulan tutarları elde etme maliyetlerinin altına düştüğünde “Menkul Değerler Değer Düşüş Karşılığı” veya “İştirakler, Bağlı Ortaklıklar ve Vadeye Kadar Elde Tutulacak Menkul Değerler Değer Düşüş Karşılığı” ayrılması zorunlu olan tahvil ve benzeri sermaye piyasası araçları ile ortaklık payları, bu varlıkları çıkaranların kredi değerliliklerinde ve risk özelliklerindeki değişime ve bunların kullandıkları kredilerin durumuna bağlı olarak 4 üncü madde uyarınca yeniden değerlendirilerek Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grup krediler ve diğer alacaklar içinde sınıflandırılır. (9) Tahvil ve benzeri menkul değerleri veya ortaklık payını ihraç eden kuruluş, bunları aktifinde bulunduran bankadan kredi kullanmış veya herhangi bir şekilde borcu oluşmuş ise, tahvil ve benzeri menkul değerler veya ortaklık payı da 4 üncü madde ve bu maddede belirtilen hususlar dikkate alınarak kredi veya diğer alacaklar ile aynı grupta sınıflandırılır. |
|
Değerleme, muhasebeleştirme ve raporlama MADDE 12- (9) Bankalar, azami üç aylık bilanço dönemleri itibarıyla olmak üzere veya bu süreye bağlı kalmaksızın risk doğuran herhangi bir gelişme ortaya çıktığında, kredi verilmeden önce yapacakları kredi ve risk analizinden bağımsız şekilde kredi müşterilerinin, borçluların ve teminatların niteliklerini 4 üncü maddede belirtilen hususlar ve kredi değerliliği bakımından inceleyerek krediler ve diğer alacakların tamamen veya kısmen yeniden sınıflandırılıp sınıflandırılmayacağını değerlendirirler. Bu kapsamda, tutarı iki yüz elli bin Türk Lirasını aşan krediler ve diğer alacaklar ile her halde tutar olarak en büyük ilk iki yüz kredi veya diğer alacağa ilişkin değerlendirme sonuçlarının, gerekçeleri ile beraber münhasıran rapora bağlanması ve söz konusu raporların denetime hazır bulundurulması zorunludur.
|
Yeniden sınıflandırma MADDE 6 – (1) Bankalar, azami üç aylık bilanço dönemleri itibarıyla olmak üzere veya bu süreye bağlı kalmaksızın makroekonomik şartlarda veya borçlunun faaliyet gösterdiği sektörlerde veya bunlardan bağımsız olarak borçluya ilişkin koşullarda bankaya olan yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde risk doğuran herhangi bir gelişme ortaya çıktığında, kredi verilmesi aşamasında yaptıkları kredi ve risk analizinden bağımsız şekilde, kredileri 4 üncü maddede belirtilen hususlar bakımından inceleyerek kredilerinin yeniden sınıflandırılıp sınıflandırılmayacağını değerlendirirler. (2) Üçüncü fıkrada belirtilen donuk alacağın canlı olarak sınıflandırılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, donuk ve canlı alacakların alt grupları arasında daha yüksek kredi değerliliğini gösteren gruplarda yeniden sınıflandırılması için 4 üncü maddede ilgili grup için belirtilen koşulların taşınması zorunludur. (3) Donuk alacakların canlı alacak olarak yeniden sınıflandırılması için aşağıdaki koşulların tamamının sağlanmış olması zorunludur: a) Kredinin donuk alacak grubunda sınıflandırılmasına neden olan gecikmiş ödemelerin tamamının teminatlara başvurulmaksızın tahsil edilmiş olması. b) Yeniden sınıflandırma tarihi itibarıyla ödemesi gecikmiş herhangi bir alacağın bulunmaması ve (a) bendinde belirtilen ödemeler hariç olmak üzere, bu tarihten önceki son iki ödemenin vadesinde ve eksiksiz yapılmış olması. c) 4 üncü maddede belirtilen Birinci veya İkinci Grupta sınıflandırma koşullarının sağlanmış olması. (4) Kısmen aktiften silinen veya teminatı bankaca kredi borcuna karşılık olarak edinilen veya ayni olarak ödeme yapılan krediler canlı alacak olarak sınıflandırılamaz. |
Kredilerin ve diğer alacakların yeniden yapılandırılması MADDE 11- (1) 4 üncü maddede belirtilen sınıflandırma esasları kapsamında kredilere ve diğer alacaklara ilişkin olarak bankaya olan ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin geçici likidite sıkıntısından kaynaklanması halinde, borçluya likidite gücü kazandırmak ve banka alacağının tahsilini sağlamak amacıyla gecikmiş faizler de dahil olmak üzere krediler ve diğer alacaklar, bu maddede belirlenen usul ve esaslara uyulmak kaydıyla, gerektiğinde ilave kredi açılmak suretiyle yeniden yapılandırılabilir ya da yeni bir itfa planına bağlanabilir. (2) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında, geçici likidite sıkıntısı, yükümlülüklerini zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirebilecek ödeme gücüne sahip olan bir kredi borçlusunun normal faaliyetlerden kaynaklanan fon giriş ve çıkışlarının, satış gelirlerinin veya faaliyet gelirlerinin beklenmedik ve geçici bir nedene bağlı olarak dalgalanmasından dolayı düzensiz hale gelmesinden kaynaklanan yönetilebilir bir nakit açığı olarak dikkate alınır. (3) Yeniden yapılandırılan krediler, o tarihe kadar sınıflandırılarak izlendikleri Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Grup krediler ve diğer alacaklar içinde en az altı ay süreyle takip edilmeye devam olunur. Bu süre içinde söz konusu alacaklar için, izlendikleri gruba uygulanan özel karşılık oranlarında karşılık ayrılmasına devam edilir. (4) Yeniden yapılandırılan krediler, toplam alacak tutarının en az yüzde onbeşinin (%15) geri ödenmiş olması, en az altı ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, ve ödemelerin aksatılmaması kaydıyla, bu sürenin sonunda “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılabilir. (5) Bu madde ve yeniden yapılandırmaya ilişkin sözleşme gereği yapılması gereken ödemelerin aksatılması halinde, yeniden yapılandırılan krediler ve diğer alacaklar her yıl kalan anapara borcunun yüzde yirmisinin (% 20) tahsil edilmiş olması kaydıyla, azami bir kez daha yeniden yapılandırılabilir. (6) Kanunun 49 uncu maddesinde belirtilen, bankanın dâhil olduğu risk grubundaki gerçek ve tüzel kişilerden olan krediler ve diğer alacaklar, bu maddede belirtilen esaslar dâhilinde ilave kredi açılmaması kaydıyla yeni bir itfa planına bağlanabilir. (7) Bankalar, “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na intikal eden alacakları, 4 üncü maddede belirtilen sınıflandırma esasları çerçevesinde niteliklerini yeniden değerlendirmek suretiyle belirlenecek gruplar altında sınıflandırabilirler. |
Yeniden yapılandırma MADDE 7 – (1) Canlı veya donuk alacaklar için uygulanabilen yeniden yapılandırma, kredi borçlusunun ödemelerinde karşılaştığı veya karşılaşması muhtemel olan finansal güçlükler nedeniyle borçluya tanınan ve geri ödeme sıkıntısı çekmeyen bir borçluya tanınmayacak olan imtiyazları ifade eder. Borçluya sağlanan imtiyazlar, finansal güçlük nedeniyle yükümlülüklerini yerine getiremeyen ya da getiremeyecek olan borçlu lehine; a) Kredi sözleşmesi koşullarının değiştirilmesi veya b) Kredinin kısmen veya tamamen yeniden finanse edilmesidir. (2) Aşağıdaki durumlarda, borçluya imtiyaz tanındığı kabul edilir: a) Yeniden yapılandırma öncesi ve sonrası sözleşme koşulları arasında finansal güçlük yaşayan veya yaşaması muhtemel olan borçlu lehine farklılıklar bulunması. b) Yeniden yapılandırma kapsamında yapılan yeni sözleşmede, yeniden yapılandırma tarihinde benzer risk profiline sahip diğer borçlulara sağlananlardan daha avantajlı koşulların yer alması. (3) Kredi sözleşmesinde yer alan ve finansal güçlük yaşayan borçluya imtiyaz tanınmasını sağlayan hükümlerin uygulanması da yeniden yapılandırma olarak kabul edilir. (4) Aşağıdaki durumların varlığı halinde, aksi ispatlanana kadar, kredinin yeniden yapılandırıldığı kabul edilir: a) Kredi donuk alacak olarak izlenmemekle birlikte, yeniden yapılandırma öncesindeki üç aylık dönemde kredinin anapara ve/veya faizinin tamamen veya kısmen ödenmesinde otuz günü aşan gecikme olması veya yeniden yapılandırmanın gerçekleşmemesi durumunda ödemelerin tamamında veya bir kısmında otuz günün üzerinde gecikme olmasının muhtemel olması. b) Banka tarafından yeni bir kredi kullandırılmasıyla eş anlı veya yakın zamanlı olarak, borçlunun yeni kullandırılan bir krediyi yeniden finansman öncesindeki üç aylık dönemde anapara ve/veya faiz ödemesi otuz güne kadar gecikmiş başka bir kredisini ödemek için kullanması. c) Anapara ve/veya faiz ödemeleri otuz güne kadar gecikmiş veya sözleşme hükmünün uygulanmaması halinde ödemelerinde otuz güne kadar gecikme olması muhtemel olan borçlu bakımından, kredi sözleşmesinde yer alan ve borçluya imtiyaz tanınmasını sağlayan bir hükmün uygulanması. (5) Aşağıdaki koşulların tümünün sağlanması halinde, yeniden yapılandırılmış bir donuk alacak İkinci Grup altında yeniden yapılandırılmış bir alacak olarak sınıflandırılır: a) Borçlunun finansal durumunun değerlendirilmesi sonucunda donuk alacak olarak sınıflandırma koşullarının ortadan kalktığının tespit edilmesi. b) Yeniden yapılandırma sonrasında en az bir yıl süreyle donuk alacak olarak izlenmesi. c) Yeniden yapılandırma sonrasında İkinci Gruba alındığı tarih itibarıyla anapara ve/veya faiz ödemelerinde herhangi bir gecikme olmaması ve gelecekteki ödemelerin zamanında yapılmasına dair herhangi bir şüphe bulunmaması. ç) Yeniden yapılandırmaya konu edilen krediye ilişkin gecikmiş ödemelerin ve/veya aktiften silinmiş anapara tutarlarının tahsil edilmiş olması. (6) Beşinci fıkrada belirtilen koşulların gerçekleşmesi sebebiyle İkinci Grup altında yeniden yapılandırılmış alacak olarak sınıflandırılan ve canlı olmakla birlikte İkinci Grup altında yeniden yapılandırılmış alacak olarak sınıflandırılan krediler aşağıdaki koşulların tümünün sağlanması halinde yeniden yapılandırma kapsamından çıkarılır: a) Sınıflandırma tarihinden itibaren en az bir yıl süreyle İkinci Grup altında yeniden yapılandırılmış alacak olarak izlenmiş olması. b) Bir yıllık izleme süresinde kalan anapara ve faiz ödemelerinin en az yüzde onunun (%10) ödenmiş olması. c) İzleme süresi içinde, borçluya kullandırılan herhangi bir kredinin anapara ve/veya faiz ödemelerinde otuz günden fazla gecikme olmaması. ç) Yeniden yapılandırmaya neden olan finansal güçlüğün ortadan kalkmış olması. (7) Kanunun 49 uncu maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan bankanın dâhil olduğu risk grubundaki gerçek ve tüzel kişilere kullandırılan krediler, bu maddede belirtilen esaslar dâhilinde yeniden finansman sağlanmaması kaydıyla yeniden yapılandırılabilir. |
Krediler ve diğer alacakların sınıflandırılmasında dikkate alınacak hususlar MADDE 6- … (7) Nakit akımlarına ilişkin bankanın elde ettiği fiili sonuçlar söz konusu ölçümlemede esas alınan tahminlerden farklı olabilir. Geleceğe ilişkin tahmini nakit akımı ile gerçekleşen fiili nakit akımı arasında önemli farklar gözlenirse, ölçüm işlemi yeniden yapılır. Banka, tahmini nakit akımının miktarını ve zamanlamasını, münferit krediler bazında en iyi şekilde ortaya koyacak bir değerlendirme yapmalıdır. Bu değerlendirmede, kredi borçlusunun kredi değerliliğinin saptanmasında ve derecelendirilmesinde kullanılacak veriler esas alınır. Bununla beraber, küçük bakiyeli ve aynı ortak özelliğe sahip büyük gruplar oluşturan tüketici kredileri, kredi kartları alacakları, ipotekli ev kredileri gibi zafiyete uğramış bazı bireysel kredilerin risk özelliklerinin, zafiyete uğramış diğer kredilerin risk özellikleri ile benzerlik taşıması durumunda, banka zafiyete uğrama durumunu ölçmek için ortalama tahsil süresi, ortalama tahsil miktarı ve fiili faiz oranları gibi istatistikleri kullanabilir ve bu kredileri birlikte ve bir bütün olarak değerlendirebilir. (9) Tahvil ve benzeri menkul değerleri veya ortaklık payını ihraç eden kuruluş, bunları aktifinde bulunduran bankadan kredi kullanmış veya herhangi bir şekilde borcu oluşmuş ise, tahvil ve benzeri menkul değerler veya ortaklık payı da 4 üncü madde ve bu maddede belirtilen hususlar dikkate alınarak kredi veya diğer alacaklar ile aynı grupta sınıflandırılır. |
Diğer hususlar MADDE 8 – (1) Bankaların kredi sınıflandırmasına ilişkin değerlendirmeyi kredi bazında yapması esastır. Ancak, tür, kredi riski derecelendirme notu, teminat, kullandırma tarihi, vadeye kalan süre, sektör, borçlunun coğrafi konumu ve kredi teminat oranı gibi ortak kredi riski özelliklerine sahip küçük bakiyeli krediler, bu Yönetmelik hükümlerine göre sınıflandırılmaları bakımından birlikte değerlendirilebilir. (2) Türkiye Muhasebe Standartları uyarınca gerçeğe uygun değeri üzerinden ölçülen finansal varlıklar, bu varlıkları ihraç edenlerin kredi değerliliklerinde ve risk özelliklerindeki değişime ve bunların kullandıkları kredilerin donuk alacak olarak sınıflandırılmasına bağlı olarak 4 üncü madde uyarınca yeniden değerlendirilerek ilgili donuk alacak grubunda sınıflandırılır.
|
TFRS 9 kapsamında karşılık ayrılması MADDE 9 – (1) Bankaların kredileri için TFRS 9 kapsamında karşılık ayırmaları esastır. (2) Bu Yönetmelik uygulamasında TFRS 9 kapsamında ayrılan karşılıklardan; a) On iki aylık beklenen kredi zarar karşılığı tutarları ve borçlunun kredi riskinde önemli derecede artış nedeniyle ayrılan ömür boyu beklenen kredi zarar karşılığı tutarları genel karşılık olarak, b) Borçlunun temerrüdü dolayısıyla ayrılan ömür boyu beklenen kredi zarar karşılığı tutarları özel karşılık olarak, addedilir. (3) TFRS 9’a göre karşılık ayıran bankalarca, krediler tanımında yer almakla birlikte, TFRS 9 kapsamına girmeyen krediler için bu Yönetmelik uyarınca ayrıca bir karşılık ayrılması zorunluluğu yoktur. (4) Bankalar, birinci fıkra uyarınca beklenen kredi zararı için ayıracakları karşılıkları hesaplarken ülke ve transfer risklerini de dikkate alır. (5) Kurul, kredilerin büyüklüğü, türü, vadesi, para birimi, faiz yapısı, kullandırıldığı sektör ve coğrafi dağılımı, teminatları ile benzeri hususlarda zaman içerisinde gözlenen yoğunlaşmaları, kredi risk düzeyini ve yönetimini dikkate alarak, banka veya kredi bazında bankalardan bu madde uyarınca ayrılan karşılıklardan daha yüksek tutarda karşılık ayrılmasını isteyebilir. (6) Kurul, bankanın detaylı gerekçelerini içeren başvurusu üzerine, faaliyetlerini de dikkate alarak yapacağı değerlendirmeye göre banka bazında karşılıkların TFRS 9 yerine, 10 uncu, 11 inci, 13 üncü ve 15 inci maddeler kapsamında ayrılmasına karar verebilir. |
|
Genel karşılıklar MADDE 7- (1) Bankalar, a) Standart nitelikli nakdi kredileri toplamının yüzde biri (% 1) ve teminat mektupları, aval ve kefaletleri ile diğer gayrinakdi kredileri toplamının binde ikisi (% 0,2) oranında, b) Yakın izlemedeki nakdi kredileri toplamının yüzde ikisi (% 2) ve teminat mektupları, aval ve kefaletleri ile diğer gayrinakdi kredileri toplamının binde dördü (% 0,4) oranında genel karşılık ayırırlar. Bu fıkrada belirtilen oranlar, veriliş tarihinden itibaren beş yıllık süre geçmiş bulunan çek defterlerinin her bir çek yaprağına ilişkin, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili mevzuattan kaynaklanan ödeme yükümlülükleri için dörtte bir oranında uygulanır. Bu hükmün uygulanmasında standart nitelikli nakdi krediler ve yakın izlemedeki nakdi krediler, “Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabı”, “Tahsili Şüpheli Ücret, Komisyon ve Diğer Alacaklar Hesabı” ve “Zarar Niteliğindeki Krediler ve Diğer Alacaklar Hesabı” dışında bilânço içi hesaplarda izlenen kredileri ve diğer alacakları kapsar. (2) (YÜRÜRLÜKTEN KALKTI, 27.09.2016 TARİHLİ RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANAN YÖNETMELİK) (3) Teminat mektupları, kabul kredileri, akreditif taahhütleri, cirolar, menkul kıymet ihracında satın alma garantileri, faktoring garantileri, diğer garanti ve kefaletler ve teminat mektupsuz prefinansman kredileri toplamı, Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde hesaplanan özkaynağın on katını aşan bankalar, standart nitelikli tüm gayrinakdi kredileri için genel karşılık oranını binde üç olarak uygularlar. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, bu orana bağlı olmaksızın sermaye yeterliliği standart oranını dikkate alarak aynı ya da daha yüksek bir oranda genel karşılık ayrılmasını zorunlu tutabilir. (4) “Türev Finansal Araçlardan Alacaklar” hesaplarında izlenen tutarlar, Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelikte belirtilen krediye dönüştürme oranlarıyla çarpılmak suretiyle bulunacak tutar üzerinden, nakdi krediler için geçerli olan genel karşılık oranı uygulanmak suretiyle genel karşılık hesaplamasında dikkate alınır. (5) Kanunun 55 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen krediler, (d) ve (h) bentlerinde yer alanlar hariç olmak üzere, genel karşılık hesaplamasında dikkate alınmaz. 6) Bankalar, birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen genel karşılık oranlarını, Birinci Grupta izlenen nakdi ve gayrinakdi transit ticarete, ihracat sayılan satış ve teslimlere ve döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlere yönelik olarak kullandırılan krediler için yüzde sıfır (% 0) olarak, küçük ve orta büyüklükteki işletmelere kullandırılan nakdi krediler için binde beş (% 0,5), gayrinakdi krediler için ise binde bir (% 0,1) olarak uygulayabilir. (7) Genel karşılığa tabi gayrinakdi krediler; teminat mektupları, kabul kredileri, akreditif taahhütleri, cirolar gibi bankayı bir şartın ifa edilememesinden dolayı ileride doğabilecek bir borç yükümlülüğü altına sokarken, aynı zamanda da diğer şahıslardan alacaklı duruma getiren her türlü cayılamaz gayrinakdi kredilerdir. (8) Aylık olarak, her ayın son günü itibariyle hesaplanan genel karşılık tutarları gider yazılarak pasifte “Genel Karşılıklar” hesabında muhasebeleştirilir. (9) Kurul, kredilerin kullandırılacağı sektörlerin ve ülkelerin risk durumlarını dikkate alarak bu maddede belirtilen oranlardan daha yüksek oranlar belirlemeye yetkilidir. |
TFRS 9 uygulamayan bankalarca ayrılacak genel karşılıklar MADDE 10 – (1) TFRS 9 uygulamayan bankalar; a) Standart nitelikli nakdi kredileri toplamının en az binde on beşi (%1,5) oranında, b) Yakın izlemedeki nakdi kredileri toplamının en az yüzde üçü (%3) oranında, olmak üzere, gerçekleşmiş olmakla birlikte henüz kredi bazında tespit edilmemiş kredi zararlarını karşılayacak düzeyde genel karşılık ayırırlar. (2) Bankalar, birinci fıkra uyarınca ayrılacak genel karşılıklara ilave olarak ülke ve transfer riskleri için de ayrıca genel karşılık ayırırlar. (3) Gayrinakdi krediler, taahhütler ve türev finansal araçlar 23/10/2015 tarihli ve 29511 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre hesaplanan risk tutarı üzerinden, nakdi krediler için geçerli olan genel karşılık oranı uygulanmak suretiyle genel karşılık hesaplamasında dikkate alınır. (4) Rehin veya temlik sözleşmesi düzenlenmiş olması kaydıyla nakit, mevduat, katılım fonu ve altın depo hesapları, banka nezdinde saklanan altın, Türkiye Cumhuriyeti Merkezi Yönetimi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca ihraç edilen borçlanma araçları ve bunların fon kullanıcısı olduğu kira sertifikaları ile bunlar tarafından verilen garanti ve kefaletler teminat alınmak suretiyle kullandırılan krediler ile Türkiye Cumhuriyeti Merkezi Yönetimine ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına kullandırılan krediler genel karşılık hesaplamasında dikkate alınmaz. (5) Kurul, kredilerin büyüklüğü, türü, vadesi, para birimi, faiz yapısı, kullandırıldığı sektör ve coğrafi dağılımı, teminatları ile benzeri hususlarda zaman içerisinde gözlenen yoğunlaşmaları, kredi risk düzeyini ve yönetimini dikkate alarak, banka veya kredi bazında birinci fıkrada belirtilen oranlardan daha yüksek genel karşılık oranları belirleyebilir.
|
Özel karşılıklar MADDE 8- (1) 4, 5 ve 6 ncı maddeler dikkate alınarak sınıflandırılan krediler veya diğer alacakların; a) Üçüncü Gruba alındığı tarihten itibaren en az yüzde yirmisi (% 20), b) Dördüncü Gruba alındığı tarihten itibaren en az yüzde ellisi (% 50), c) Beşinci Gruba alındığı tarihten itibaren yüzde yüzü (% 100), oranında özel karşılık ayrılır. Bu fıkrada belirtilen oranlar, Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci grupta sınıflandırılan kredileri bulunan kredi müşterilerine verilmiş bulunmakla birlikte veriliş tarihinden itibaren beş yıllık süre geçmiş olan çek defterlerinin her bir çek yaprağına ilişkin, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili mevzuattan kaynaklanan ödeme yükümlülükleri için dörtte bir oranında uygulanır. Bankalar bu gruplarda sınıflandırdıkları krediler ve diğer alacaklar için yüzde yüz (%100) oranında özel karşılık ayırmaları kaydıyla, aynı kredi müşterilerine verdikleri çek defterlerinden veriliş tarihinden itibaren iki yıl geçmiş olanlar için çek defterinin iadesine yönelik olarak çek defteri sahiplerine iadeli taahhütlü mektup ile yapacakları bildirimi takiben onbeş gün içerisinde çek defterlerinin iade edilmesi ihtarında bulunmaları koşuluyla, çek defterlerinin her bir çek yaprağına ilişkin ödemekle yükümlü oldukları miktar için özel karşılık ayırmayabilir. Bankalar tarafından bilanço dışına çıkarılan kredi ve diğer alacakların müşterilerine verilmiş olan çek defterleri için de bu hükümler geçerlidir. (2) 6 ncı maddenin sekizinci fıkrasında belirtilen varlıklardan ortaklık payları dışındakilerin; a) İlgili hesaplarda izlendikleri sürece ayrılmış bulunan değer düşüş karşılığı tutarları; 1) Bu varlıkların Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grup krediler ve diğer alacaklar içinde sınıflandırılması halinde ayrılması gereken özel karşılıklara ilişkin hesaplara aktarılır; 2) Ayrılması gereken özel karşılık tutarından az ise ilave özel karşılık ayrılır; fazla ise bu karşılık tutarı özel karşılık olarak korunur. b) Değerlemeye tabi tutulması sonucu ayrılması gereken değer düşüş karşılığı, ayrılması gereken özel karşılık tutarından daha fazla ise özel karşılık daha yüksek olan tutar üzerinden ayrılır. Ortaklık payları ise, doğrudan ortaklığın veya pay sahibi olunan ortaklığa kredi kullandırımının söz konusu olması halinde bahse konu kredi ya da kredilerin, Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grup krediler ve alacaklar içerisinde sınıflandırma koşullarına göre durumu değerlendirilmek suretiyle belirtilen gruplarda sınıflandırılır. Bu şekilde sınıflandırılan ortaklık payları, ilgili Türkiye Muhasebe Standartlarına göre değer düşüklüğü testine tabi tutularak hesaplanan değerleri üzerinden izlenir. Ancak, Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grup krediler ve alacaklar içerisinde sınıflandırılan ve ilgili Türkiye Muhasebe Standartlarına göre değer düşüklüğü testine tabi tutulan ortaklık payına ilişkin değer düşüklüğü tespit edilemese dahi bankalarca bahsekonu ortaklık payı için ilgili sınıflandırmada öngörülen oranda olmak üzere özel karşılık ayrılabilir. (3) Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bir kredi müşterisinin herhangi bir nakdi kredisinin donuk alacak haline dönüşmesi nedeniyle gayri nakdi kredisinin veya bu müşteriyle ilgili olarak “Türev Finansal Araçlardan Alacaklar” hesaplarında izlenen tutarların da donuk alacak kapsamına alınması durumunda, bunların Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelikte belirtilen krediye dönüştürme oranlarıyla çarpılması suretiyle bulunacak tutar üzerinden özel karşılık ayrılır. Ancak, gayrinakdi kredinin veya türev finansal araçlardan alacakların nakde dönüştüğü andan itibaren, nakde dönüşen tutarın tamamı donuk alacak olarak dikkate alınır. (4) Kurul, kredilerin kullandırılacağı sektörlerin ve ülkelerin risk durumlarını dikkate alarak bu maddede belirtilen oranlardan daha yüksek oranlar belirlemeye yetkilidir. |
TFRS 9 uygulamayan bankalarca ayrılacak özel karşılıklar MADDE 11 – (1) Donuk kredilerden; a) Üçüncü Grupta sınıflandırılanların en az yüzde yirmisi (%20), b) Dördüncü Grupta sınıflandırılanların en az yüzde ellisi (%50), c) Beşinci Grupta sınıflandırılanların yüzde yüzü (%100), oranında olmak üzere gerçekleşen kredi zararını karşılayacak tutarda özel karşılık ayrılır. (2) Bankalar, birinci fıkra uyarınca gerçekleşen kredi zararı için ayıracakları özel karşılıkları hesaplarken ülke ve transfer risklerini de dikkate alır. (3) 8 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen varlıklar için ilgili hesaplarda izlendikleri sürece ayrılmış bulunan değer düşüş karşılığı tutarları, a) Bu varlıkların Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grup krediler içinde sınıflandırılması halinde ayrılması gereken özel karşılıklara ilişkin hesaplara aktarılır; b) Ayrılması gereken özel karşılık tutarından az ise ilave özel karşılık ayrılır; fazla ise bu karşılık tutarı özel karşılık olarak korunur. (4) 5 inci maddenin beşinci fıkrası uyarınca, bir kredi müşterisinin herhangi bir nakdi kredisinin donuk alacak haline dönüşmesi nedeniyle gayrinakdi kredisinin veya bu müşteriyle ilgili olarak “Türev Finansal Araçlardan Alacaklar” hesaplarında izlenen tutarların da donuk alacak kapsamına alınması durumunda, bunlar için Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre hesaplanan risk tutarı üzerinden özel karşılık ayrılır. Ancak, gayrinakdi kredinin veya türev finansal araçlardan alacakların nakde dönüştüğü andan itibaren, nakde dönüşen tutarın tamamı donuk alacak olarak dikkate alınır. (5) Kurul, kredilerin büyüklüğü, türü, vadesi, para birimi, faiz yapısı, kullandırıldığı sektör ve coğrafi dağılımı, teminatları ile benzeri hususlarda zaman içerisinde gözlenen yoğunlaşmaları, kredi risk düzeyini ve yönetimini dikkate alarak, banka veya kredi bazında bu maddede belirtilen oranlardan daha yüksek özel karşılık oranları belirleyebilir.
|
Teminatlara ilişkin genel esaslar MADDE 12 – (1) Bankalar, aldıkları teminatların bu Yönetmelik uygulamasında dikkate alınmasında, 11/7/2014 tarihli ve 29057 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların İç Sistemleri ve İçsel Sermaye Yeterliliği Değerlendirme Süreci Hakkında Yönetmelik uyarınca yayımlanan Bankaların Kredi Yönetimine İlişkin Rehber’de yer alan teminat ve garantilerin yönetimine ilişkin ilkeleri dikkate alırlar. (2) Hukuki olarak geçerliliği ve bağlayıcılığı olmayan sözleşmelere dayalı olarak alınan teminatlar bu Yönetmelik uygulamasında dikkate alınmaz. Teminata ilişkin sözleşmelerin ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerdeki bağlayıcılığı da hukuki açıdan incelenir. (3) Kredi değerliliği bulunmayan gerçek kişilerden ve tüzel kişilerden alınan kefalet ve garantiler ile bu kişilerce keşide edilen senet ve çek niteliğindeki kıymetler bu Yönetmelik uygulamasında teminat olarak değerlendirilmez (Eski Yönetmelik md. 10/3’te var). |
|
Teminatlar MADDE 9- (1) Bankalar, kredilerine ve diğer alacaklarına ilişkin teminatları aşağıda belirtilen teminat grupları itibariyle sınıflandırarak takip etmek zorundadır. Teminat tutarı sadece özel karşılık tutarının hesaplanmasında, alacak tutarından yapılacak indirim olarak dikkate alınır. a) Birinci Grup Teminatlar; 1) Rehin veya temlik sözleşmesi düzenlenmiş olması kaydıyla nakit, mevduat, katılım fonu ve altın depo hesaplarını, Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca çıkarılan ya da ödenmesi garanti edilen bono tahvil ve benzeri menkul kıymetler karşılığı yapılan repo işlemlerinden sağlanan fonları ve (B) tipi yatırım fonu katılma belgelerini, kredi kartından doğan üye işyeri alacaklarını ve banka nezdinde saklanan altını, 2) Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığıyla yapılan işlemler ile bu kurumlarca çıkarılan ya da ödenmesi garanti edilen bono, tahvil, 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında ihraç edilen kira sertifikaları ve benzeri menkul kıymetler karşılığı yapılan işlemleri, 3) OECD ülkeleri merkezi yönetimleri ile merkez bankalarınca ya da bunların kefaletiyle ihraç edilen menkul kıymetler ile bunlar tarafından verilecek garanti ve kefaletleri, 4) OECD ülkelerinde faaliyet gösteren bankaların garanti ve kefaletlerini, 5) Avrupa Merkez Bankasınca ya da bu Bankanın kefaletiyle ihraç edilecek menkul kıymetler ile bu Banka tarafından verilecek garanti ve kefaletleri, 6) Türkiye’de faaliyette bulunan bankaların kendi kredi sınırları dâhilinde verecekleri kefaletler, teminat mektupları aval, kabul ve ciroları, 7) Türkiye’de faaliyette bulunan bankalar tarafından ihraç edilen bono ve tahvilleri, bankaların fon kullanıcısı olduğu kira sertifikalarını ve bankalar tarafından ihraç edilen ipotek teminatlı menkul kıymetleri ve varlık teminatlı menkul kıymetleri, kapsar. b) İkinci Grup Teminatlar; 1) Altın haricindeki kıymetli madenleri, 2) Borsaya kote edilmiş hisse senetleri ve (A) tipi yatırım fonu katılma belgeleri, 3) Borçlu tarafından ihraç edilenler hariç olmak üzere, özel sektör tahvillerini ve varlığa dayalı menkul kıymetleri, 4) Kredi riskine karşı koruma sağlayan kredi türev anlaşmalarını, 5) Gerçek ve tüzel kişilerin kamu kurumları nezdinde doğmuş istihkak alacaklarının temliki veya rehnini, 6) Paraya tahvili kolay menkul kıymetler ile emtiayı temsil eden kıymetli evrak, piyasa değerini aşmayan tutarda rehinli her türlü emtia ile menkulleri, 7) Ekspertiz kıymeti yeterli olmak kaydıyla, tapulu gayrimenkullerin ipotekleri ile tahsisli araziler üzerine yapılan gayrimenkullerin ipoteklerini, 8) Deniz konşimentosuna veya taşıma senedine dayalı ya da ihracat kredi sigortası poliçesi kapsamında sigortalanmış ihracat vesaikini, 9) Gerçek ve tüzel kişilerden alınan, gerçek ticari ilişkiden kaynaklanan kambiyo senetlerini, 10) Ticari alacak sigortası poliçelerini, 11) Hazine Müsteşarlığının desteğini haiz olmayan Kredi Garanti Fonu kefaletlerini, kapsar. c) Üçüncü Grup Teminatlar; 1) Ticari işletme rehnini, 2) Diğer ihracat vesaikini, 3) Taşıt rehni, ticari taşıt hat rehni ve ticari taşıt plaka rehnini, 4) Uçak veya gemi ipoteğini, 5) Kredibilitesi borçlununkinden daha yüksek gerçek ve tüzel kişilerin kefaletlerini, 6) Gerçek ve tüzel kişilerden alınan diğer senetleri, kapsar. ç) Dördüncü Grup Teminatlar; ilk üç grup dışında kalan teminat türlerini kapsar. (2) Finansal kiralama işlemlerinde kiralayan sıfatıyla bankanın mülkiyetinde bulunan kıymetler, bu maddede belirlenmiş bulunan niteliklerine uygun teminat gruplarına göre dikkate alınır.
|
TFRS 9 uygulamayan bankalarca teminatların dikkate alınması MADDE 13 – (1) TFRS 9 uygulamayan bankalar, kredilerine ilişkin teminatları aşağıda belirtilen teminat grupları itibarıyla sınıflandırarak takip etmek zorundadır. a) Birinci Grup Teminatlar; 1) Rehin veya temlik sözleşmesi düzenlenmiş olması kaydıyla nakit, mevduat, katılım fonu ve altın depo hesaplarını, kredi kartından doğan üye işyeri alacaklarını ve banka nezdinde saklanan altını, 2) Türkiye Cumhuriyeti Merkezi Yönetimi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca ihraç edilen borçlanma araçları ve bunların fon kullanıcısı olduğu kira sertifikaları ile bunlar tarafından verilen garanti ve kefaletleri, 3) Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca yüzde sıfır (%0) risk ağırlığına tabi kuruluşlarca ihraç edilen borçlanma araçları, bunların fon kullanıcısı olduğu kira sertifikaları ile bunlar tarafından verilen garanti ve kefaletleri, 4) Avrupa Merkez Bankasınca ya da bu Bankanın kefaletiyle ihraç edilen borçlanma araçları ile bu Banka tarafından verilen garanti ve kefaletleri, 5) İkinci ve üçüncü fıkralarda belirtilen menkul kıymetlere dayalı olarak yapılan repo işlemlerinden sağlanan fonları ve bu menkul kıymetleri içeren yatırım fonu katılma paylarını, kapsar. b) İkinci Grup Teminatlar; 1) Altın haricindeki kıymetli madenleri, 2) Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca %20 risk ağırlığına tabi kuruluşlar tarafından ihraç edilen borçlanma araçları, bunların fon kullanıcısı olduğu kira sertifikaları ile bunlar tarafından verilen garanti ve kefaletleri, 3) Türkiye’de faaliyette bulunan bankalarca verilen garanti, kefalet, teminat mektubu, aval, kabul ve cirolar, 4) Türkiye’de faaliyette bulunan bankalarca ihraç edilen borçlanma araçları ile ipotek teminatlı menkul kıymetleri ve varlık teminatlı menkul kıymetleri ve bunların fon kullanıcısı oldukları kira sertifikalarını, 5) Borsada işlem gören pay senetlerini, 6) Borçlu tarafından ihraç edilenler hariç olmak üzere, Türkiye’de kurulu özel sektör kuruluşları tarafından ihraç edilen borçlanma araçlarını, ipotek teminatlı menkul kıymetleri, varlık teminatlı menkul kıymetleri ve bunların fon kullanıcısı oldukları kira sertifikalarını, 7) Kredi riskine karşı koruma sağlayan kredi türev anlaşmalarını, 8) Gerçek ve tüzel kişilerin kamu kurumları nezdinde doğmuş istihkak alacaklarının temliki veya rehnini, 9) Kredi Garanti Fonu A.Ş. tarafından verilen ve Hazine Müsteşarlığının desteğini haiz olmayan kefaletleri, kapsar. c) Üçüncü Grup Teminatlar; 1) Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca %50 risk ağırlığına tabi kuruluşlar tarafından ihraç edilen borçlanma araçları, bunların fon kullanıcısı olduğu kira sertifikaları ile bunlar tarafından verilen garanti ve kefaletleri, 2) Emtiayı temsil eden kıymetli evrak ile rehinli her türlü emtia ve menkulleri, 3) Gayrimenkul ipoteklerini, 4) Deniz konşimentosuna veya taşıma senedine dayalı ya da ihracat kredi sigortası poliçesi kapsamında sigortalanmış ihracat vesaikini, 5) Ticari alacak sigortası poliçelerini, 6) Borsada işlem görmeyen pay senetlerini, kapsar. ç) Dördüncü Grup Teminatlar; 1) Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca %100 risk ağırlığına tabi kuruluşlar tarafından ihraç edilen borçlanma araçları, bunların fon kullanıcısı olduğu kira sertifikaları ile bunlar tarafından verilen garanti ve kefaletleri, 2) Ticari işletme rehnini, 3) Diğer ihracat vesaikini, 4) Taşıt rehni, ticari taşıt hat rehni ve ticari taşıt plaka rehnini, 5) Uçak veya gemi ipoteğini, 6) Kredi değerliliği borçlununkinden daha yüksek gerçek kişilerin ve tüzel kişilerin kefaletlerini, 7) Kredi değerliliği borçlununkinden daha yüksek gerçek kişilerden ve tüzel kişilerden alınan senet ve çekleri, kapsar. d) Beşinci Grup Teminatlar, ilk dört grup dışında kalan teminat türlerini kapsar. (2) Finansal kiralama işlemlerinde kiralayan sıfatıyla bankanın mülkiyetinde bulunan varlıklar, bu maddede belirlenmiş bulunan niteliklerine uygun teminat gruplarına göre dikkate alınır. (3) Yatırım fonu katılma payları, katılma paylarını ihraç eden fonun içerdiği para ve sermaye piyasası araçlarının ağırlıkları oranında ilgili teminat gruplarında dikkate alınır. |
Özel karşılıkların hesaplanmasında teminatların dikkate alınması MADDE 10- (1) Teminatların değerlemesi ve muhasebeleştirilmesi, Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve ilgili Tebliğlerde belirlenen esas ve usullere göre yapılır. Ancak, a) Gayrimenkul ipoteği cinsinden teminatların değerlemesinde; 1) İpotek değerinin varlığın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığının gayrimenkulün rayiç değeri (aynı yerde, benzer vasıflı gayrimenkullerin satış fiyatının tespiti ve belgelendirilmesi) veya söz konusu gayrimenkul sigortalanmış ise sigortaya esas bedel ile karşılaştırılarak tespit edilmesi, 2) Rayiç değerin ipotek değerinin altında kalması halinde, kredinin teminatını oluşturan tutarın hesabında ipotek tutarı yerine rayiç değerin esas alınması, 3) Krediler ve diğer alacaklar toplamının yüzde bir (% 1) ve üstünü teşkil eden kredi ve diğer alacakların teminatı olan gayrimenkuller ve herhalde ipotek tutarı iki milyon Yeni Türk Lirasının üzerinde olan gayrimenkullerin rayiç bedel tespitinin ise Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara göre yapılması, yapılacak tespitte, bedelin ipotek değerinden düşük çıkması halinde teminatların düşük çıkan bedel üzerinden özel karşılık hesaplamasında dikkate alınması, b) Emtia ve işletme rehni niteliğindeki teminatların değerlemesinde, 1) Rayiç bedelin tespitinde ikinci el piyasa fiyatlarının veya sigortaya tabi olanlar için sigortaya esas bedelin kullanılması, 2) Tespit edilen bedelin rehne konu tutardan düşük çıkması halinde, teminat hesaplamalarında düşük çıkan bedel üzerinden işlem yapılması gerekmektedir. c) Bankalar teminatlarını, risk doğuran herhangi bir gelişme ortaya çıktığında veya bundan bağımsız olarak makul aralıklarla önemli ölçüde değer düşüklüğüne maruz kalıp kalmadıklarının tespiti bakımından değerlendirirler. (2) Teminatın değerlenmiş tutarı belirlendikten sonra, bu tutarın bankanın tamamen tasarrufunda ve nakde dönüştürülebilecek olan kısmı, özel karşılığa tabi olan alacak tutarının belirlenmesinde dikkate alınır. Teminat üzerinde banka dışında bir başka tarafın hakkı veya tasarrufu mevcut ise bankanın tasarrufunda bulunmayan tutar, özel karşılığa tabi olan alacak tutarının belirlenmesinde dikkate alınmaz. (3) Üçüncü grup teminatlar arasında yer alan kredibilitesi borçlununkinden daha yüksek gerçek ve tüzel kişilerin kefaletlerinin teminat olarak değerlenmesi, kredi istihbarat birimlerinin değerlendirmelerinden ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki risk merkezi kayıtlarından da faydalanılarak söz konusu kefillerin ya da garantörlerin, mali ve ekonomik gücünün parasal olarak ölçülmesi suretiyle yapılır. Bu tür bir teminatın değerlemesinde kişilerin vermiş oldukları kefaletlerin tutarı ya da yükümlü oldukları tutarlar yerine bu kişilerin yükümlülüklerini ödeme güçleri dikkate alınır. Kredi değerliliği bulunmayan gerçek ve tüzel kişilerden alınan kefalet ve garantiler ile bu kişilerce keşide edilen senet ve çek niteliğindeki kıymetler bu Yönetmelik uygulamasında teminat olarak değerlendirilmez. (4) Teminat olarak verilen kambiyo senetlerinin değerlemesi yapılırken senet borçlularının kredi değerlilikleri ve ödeme güçleri de, bu senetlerin rayiç değerlerinin belirlenmesinde dikkate alınır. |
Teminatların değerlemesi MADDE 14 – (1) TFRS 9 uygulayan ve uygulamayan bankalarca teminatların değerlemesine ilişkin olarak aşağıdaki esaslar dikkate alınır. a) Karşılık hesaplamasında teminatlar net gerçekleşebilir değer üzerinden dikkate alınır. b) Bankalar 6/9/2014 tarihli ve 29111 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ kapsamında kredi riski azaltım tekniği olarak dikkate alınabilecek nitelikteki teminatlarını bu tebliğde yer verilen esas ve usullere göre değerlemeye tabi tutar. c) Bankalar, Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ kapsamında kredi riski azaltım tekniği olarak dikkate alınamayacak nitelikteki teminatlarını, teminat türleri ile kredilerin vadesine göre belirleyecekleri makul aralıklarla değerler. Bankalar teminatların değerleme sıklıklarına ilişkin politikalarını gerekçeleri ile belgelendirir. ç) Bankalar (b) ve (c) bentlerinden bağımsız olarak teminatın değerini etkileyecek bir risk doğuran herhangi bir gelişme ortaya çıktığında teminatlarını önemli ölçüde değer düşüklüğüne maruz kalıp kalmadıklarının tespiti bakımından değerlendirir. d) Donuk alacak olarak sınıflandırılan kredilerin gayrimenkul ipoteği niteliğindeki teminatları, sınıflandırma tarihini takip eden ay sonuna kadar bu maddedeki esaslar çerçevesinde yeniden değerlemeye tabi tutulur. e) Kredi değerliliği bulunan gerçek ve tüzel kişilerden alınan kefaletlerin değerlemesinde, kefalet veya yükümlülük tutarları yerine bu kişilerin ödeme güçleri dikkate alınır. Ödeme gücünün belirlenmesi, kredi istihbarat birimlerinin değerlendirmelerinden ve Risk Merkezi kayıtlarından da faydalanılarak söz konusu kefillerin ya da garanti verenlerin, mali ve ekonomik gücünün parasal olarak ölçülmesi suretiyle yapılır. f) İşletme rehni niteliğindeki teminatların değerlemesinde, gerçeğe uygun değerin tespitinde ikinci el piyasa fiyatları veya sigortaya tabi olanlar için sigortaya esas bedel kullanılır. Tespit edilen bedelin rehne konu tutardan düşük çıkması halinde, düşük çıkan bedel dikkate alınır. (2) Kurul, TFRS 9 uygulamayan bankalar için piyasa koşullarındaki gelişmeler ile teminat türlerindeki yoğunlaşmaları ve teminatların kredi zararlarını karşılama kapasitesini göz önünde bulundurarak, özel karşılık hesaplamasında, teminatların banka bazında veya sektör genelinde net gerçekleşebilir değerlerinden daha düşük bir tutar üzerinden dikkate alınmasını teminen farklı oranlar belirlemeye yetkilidir.
|
Özel karşılıkların hesaplanmasında teminatların dikkate alınması MADDE 10- … (5) Teminatların bu maddede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde değerlenmiş olan tutarları, Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Grupta izlenen donuk alacak tutarından, aşağıda belirtilen dikkate alınma oranlarında indirilerek, özel karşılığa tabi alacak tutarı hesaplanır. Özel karşılığa tabi alacak tutarının belirlenmesi işlemi, her bir borçlu için bankanın münferit alacağı ve o borçlunun teminatlarının değerlenmiş tutarları esas alınarak yapılır. Birinci grup teminatların dikkate alınma oranı : Yüzde yüz (% 100) İkinci grup teminatların dikkate alınma oranı : Yüzde yetmiş beş (% 75) Üçüncü grup teminatların dikkate alınma oranı : Yüzde elli (% 50) Dördüncü grup teminatların dikkate alınma oranı : Yüzde yirmi beş (% 25) (6) Özel karşılıkların hesaplanmasında dikkate alınacak değerlenmiş teminat tutarı donuk alacak miktarını aşamaz. Değerlenmiş teminat tutarının donuk alacak tutarını aşması durumunda, bunun sadece donuk alacak tutarına karşılık gelen kısmına yukarıda belirtilen dikkate alınma oranlarının uygulanması sonucu bulunacak tutar, indirilecek tutar olarak dikkate alınır. (7) Bir donuk alacak tutarı birden fazla grupta izlenen türde teminatla teminatlandırılmış ise; a) Özel karşılığa tabi olan alacak tutarının belirlenmesinde dikkate alınacak teminatların hesaplanmasına, grup sıralamasına göre en likit kabul edilen birinci gruptan başlanır. b) Her bir teminat türünün ayrı ayrı değerlenmiş tutarlarının, donuk alacak tutarını aşıp aşmadığı kontrol edilir. c) Hesaplamada birinci olarak ele alınan teminat türünün değerlenmiş tutarının, en fazla, donuk alacak tutarına eşit olan kısmı, bu teminata ait dikkate alınma oranı ile çarpılarak donuk alacak için özel karşılığın uygulanmayacağı kısım bulunur. Varsa, aynı teminat türünden olmaması kaydıyla, önce aynı gruptaki, müteakiben diğer gruplardaki teminat türleri için de aynı işlem ayrı ayrı ve sırasıyla tekrarlanır. ç) Bu işlemlerin sonucunda, donuk alacağa ilişkin olarak özel karşılık uygulanacak bir tutar kalırsa, bu kalan tutar üzerinden özel karşılık ayrılır. (8) Banka tarafından, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun 16/1/2005 tarihli ve 25702 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Finansal Tabloların Hazırlanma ve Sunulma Esaslarına İlişkin Kavramsal Çerçeve Hakkında Tebliğde belirtilen güvenilirlik ve ihtiyatlılık varsayımları esas alınarak, teminat tutarı dikkate alınmaksızın donuk alacağın sınıflandırıldığı grup için geçerli olan özel karşılık oranlarından az olmamak kaydıyla, söz konusu donuk alacak tutarının tamamına kadar özel karşılık ayrılabilir. |
Teminatların özel karşılık hesaplamasında dikkate alınması MADDE 15 – (1) TFRS 9 uygulamayan bankalar 11 inci madde gereği ayırmaları gereken özel karşılıkların hesaplamasında teminatları aşağıda belirtilen usul ve esaslara göre dikkate alır. a) Özel karşılığa tabi alacak tutarı, teminatların 14 üncü maddeye göre belirlenen net gerçekleşebilir değerleri aşağıdaki tabloda belirtilen dikkate alınma oranlarında donuk alacak tutarından indirilerek hesaplanır. Özel karşılığa tabi alacak tutarının belirlenmesi işlemi, her bir borçlu için bankanın münferit alacağı ve teminatlarının net gerçekleşebilir değerleri esas alınarak yapılır. b) Teminatın net gerçekleşebilir değerinin donuk alacak tutarını aşan kısmı özel karşılık hesaplamasında dikkate alınmaz. c) Donuk alacağa ilişkin olarak farklı gruplarda yer alan teminat türlerinin bulunması halinde; 1) Özel karşılığa tabi olan alacak tutarının belirlenmesinde 13 üncü maddede belirtilen grup sıralamasına göre en likit kabul edilen teminat grubundan başlanır. 2) Her bir teminat türünün ayrı ayrı net gerçekleşebilir değerlerinin kalan donuk alacak tutarını aşıp aşmadığı kontrol edilir. 3) Hesaplamada birinci olarak ele alınan teminat türünün net gerçekleşebilir değerinin, en fazla donuk alacak tutarına eşit olan kısmı, bu teminata ait dikkate alınma oranı ile çarpılarak donuk alacak için özel karşılığın uygulanmayacağı kısım bulunur. Aynı teminat türünden olmaması kaydıyla, önce aynı gruptaki, müteakiben diğer gruplardaki teminat türleri için de aynı işlem kalan donuk alacak bakiyesi üzerinden ayrı ayrı ve sırasıyla tekrarlanır. 4) Bu işlemlerin sonucunda, donuk alacağa ilişkin olarak özel karşılık uygulanacak bir tutar kalırsa, bu kalan tutar üzerinden özel karşılık ayrılır.
|
Bankaların alacaklarından dolayı edindikleri varlıklar MADDE 16 – (1) Bankalar, alacaklarından dolayı edindikleri emtia ve gayrimenkulleri, ilgili Türkiye Muhasebe Standartlarına göre muhasebeleştirir. (2) Bankalar alacaklarından dolayı edindikleri emtia ve gayrimenkulleri edinim tarihinden itibaren üç yıl içerisinde elden çıkarırlar. (3) Bankalar, alacaklarından dolayı edindikleri gayrimenkulleri, Kanunun 57 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen sınırı ve bankacılık faaliyetlerini yürütebilmek için ihtiyaç duydukları sayı ve büyüklüğü aşmamak ve gerekçelerini denetime hazır bulundurmaları kaydıyla kendi kullanımları için tahsis edebilir. Bankalar, bankacılık faaliyetlerini yürütebilmek için ihtiyaç duydukları sayı ve nitelikte olması koşuluyla alacaklarından dolayı edindikleri emtiayı, kendi kullanımlarına tahsis edebilir. |
|
Değerleme, muhasebeleştirme ve raporlama MADDE 12- (1) Bu Yönetmelikte belirtilen gruplarda sınıflandırılan krediler ve diğer alacakların değerlemesi ve muhasebeleştirilmesi ile ayrılan karşılıkların muhasebeleştirilmesi ve bunlara ilişkin hesapların bankaların mali tablolarında gösterilmesi, Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve ilgili Tebliğlerde yer alan esas ve usullere göre yapılır. (2) Bankalar kredileri ve diğer alacaklarını, 4 üncü maddede belirtilen sınıflandırma şekline uygun olarak servis kayıtlarına almak, gruplandırmak, izlemek ve değerlendirmek zorundadır. (3) Bankalar sınıflandırdıkları, “Tahsil İmkânı Sınırlı Krediler ve Diğer Alacaklar” ile “Tahsili Şüpheli Krediler”i, “Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabı”na, “Tahsili Şüpheli Diğer Alacaklar”ı, “Tahsili Şüpheli Ücret, Komisyon ve Diğer Alacaklar Hesabı”na, “Zarar Niteliğindeki Krediler ve Diğer Alacaklar”ı, “Zarar Niteliğindeki Krediler ve Diğer Alacaklar Hesabı”na aktarmak zorundadır. (4) “Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabı”na aktarma zorunluluğu, gayrinakdi kredilerin tahsil edilmeyen, nakit krediye dönüşmüş ya da tazmin edilmiş bedelleri için de geçerlidir. Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grup krediler ve diğer alacaklar altında sınıflandırılan gayrinakdi krediler tazmin edilmeden ya da nakde dönüşmeden “Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabı”nda izlenmez. Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grup krediler ve diğer alacaklar altında sınıflandırılmakla birlikte henüz tazmin edilmeyen ya da nakde dönüşmeyen gayrinakdi krediler için ayrılacak özel karşılıkların banka bilançolarının pasifinde muhasebeleştirilmesine ilişkin işlemler de Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve ilgili Tebliğlerde yer alan usul ve esaslara göre yapılır. (5) 5 inci maddeye göre donuk alacak olarak kabul edilen kredi ve diğer alacaklar değerlemeye tabi tutulmaz ve bunlar için faiz tahakkuku ve reeskontu yapılmaz. Donuk alacak haline dönüşen alacaklar için daha önce yapılmış bulunan faiz tahakkukları, reeskontları ve değerleme farkları ilgili gelir hesabı aynı tutarda borçlandırılarak muhasebe kayıtları üzerinde iptal edilmek suretiyle kapatılır. Katılım bankalarınca yabancı para katılma hesaplarından kullandırılan yabancı para kredilerin riski katılma hesaplarına ait olan kısmı cari kurlarla değerlenebilir. Faiz tahakkukları, reeskontları ve değerleme farklarının iptal edilmek suretiyle kapatılması özel karşılık ayrılması hükmündedir. (6) Yapılan faiz tahakkuk ve reeskontları veya değerleme farkları dâhil olmak üzere kayıtlı donuk alacak tutarı tamamen birinci grup teminatlar ile karşılanabilmekte ise bankalar, donuk alacak haline dönüşen tutar için nakden tahsil edilmediği halde gelir yazılan faiz tahakkukları ve reeskontlarını veya değerleme farklarını gelir hesaplarından çıkararak “Kredi ve Diğer Alacaklar Değerleme Fonu” hesabına aktarmak zorundadırlar. Bankalarca, “Kredi ve Diğer Alacaklar Değerleme Fonu” hesabına aktarılan tutarlara ilişkin faiz tahakkukları ve reeskontları ile değerleme farkları iptal edilmez. (7) Bankalar, yurtdışı şubeleri tarafından kullandırılan krediler ve diğer alacaklarını, şubelerin faaliyette bulundukları ülkelerde uygulanmakta olan sınıflandırma ve karşılık ayırma ilkelerinin yanısıra, bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara uygun olarak sınıflandırmak ve gerekli karşılıkları ayırmak zorundadır. Şubelerin faaliyette bulundukları ülke mevzuatı ve uygulamalarına göre ayrılan karşılık miktarı, bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara göre ayrılması gereken karşılık miktarından daha az ise aradaki fark ilave karşılık ayrılması suretiyle tamamlanır. (8) Bankanın edindiği tahvil ve benzeri sermaye piyasası araçları ile ortaklık paylarının fiyatlarında, bu varlıkları ihraç edenin kredi değerliliğine bağlı olmadan, makro-ekonomik nedenlerle ve münhasıran sermaye piyasalarındaki arz ve talebe bağlı olarak düşme görülmesi ve bu varlıkların fiyatlarının elde etme maliyetlerinin altında teşekkül etmesi durumunda, söz konusu varlıklar bu Yönetmelikte saptanan şekilde yeniden sınıflandırılmayabilir. (9) Bankalar, azami üç aylık bilanço dönemleri itibarıyla olmak üzere veya bu süreye bağlı kalmaksızın risk doğuran herhangi bir gelişme ortaya çıktığında, kredi verilmeden önce yapacakları kredi ve risk analizinden bağımsız şekilde kredi müşterilerinin, borçluların ve teminatların niteliklerini 4 üncü maddede belirtilen hususlar ve kredi değerliliği bakımından inceleyerek krediler ve diğer alacakların tamamen veya kısmen yeniden sınıflandırılıp sınıflandırılmayacağını değerlendirirler. Bu kapsamda, tutarı iki yüz elli bin Türk Lirasını aşan krediler ve diğer alacaklar ile her halde tutar olarak en büyük ilk iki yüz kredi veya diğer alacağa ilişkin değerlendirme sonuçlarının, gerekçeleri ile beraber münhasıran rapora bağlanması ve söz konusu raporların denetime hazır bulundurulması zorunludur. |
Gelir kaydı MADDE 17 – (1) (2) TFRS 9 uygulayan bankalar bu Yönetmeliğe göre donuk alacak olarak kabul edilen finansal varlıkları için hesapladıkları faiz tahakkukları, reeskontları ve değerleme farklarını finansal tablo dipnotlarında açıklar. Belgelendirme ve sistem MADDE 18 – (1) Bankaların, karşılık tutarlarını, kendi içsel politikaları, Türkiye Muhasebe Standartları ve Kurum tarafından çıkarılan düzenleme ve rehberler ile uyumlu bir biçimde belirlemeye yönelik olarak ölçekleri ve işlemlerinin karmaşıklığına uygun iç sistemleri kurması zorunludur. Bu sistemlerin kurulması ve işlerliğinin sağlanması, banka üst yönetiminin sorumluluğundadır. (2) Bankalar, bu Yönetmelikte yer alan kredilere ilişkin sınıflandırmalar ile kendi içsel politikalarına göre oluşturdukları derecelendirme sistemi arasında eşleştirmeyi yapmak ve bunu denetime hazır bulundurmak zorundadır. (3) Bankalar, donuk alacağın canlı olarak sınıflandırılmasına, donuk veya canlı alacakların alt grupları arasında daha yüksek kredi değerliliğini gösteren grupta yeniden sınıflandırılmasına ve ayrılan karşılık tutarlarına ilişkin değerlendirmelerini belgelendirmek ve denetime hazır bulundurmak zorundadır. (4) Bankalar, İkinci Grupta yer alan kredileri gecikme gün sayısına göre 0-30, 31-60 ve 61-90 gün olmak üzere üç ayrı alt grupta izlemek için gerekli alt yapıyı oluşturur. Bu kredilerin yakından izlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve politikaların oluşturulması banka üst yönetiminin sorumluluğundadır. (5) Borçlusuna herhangi bir imtiyaz sağlamayan sözleşme değişikliklerinde, bu değişikliklerin yapılma gerekçesi bankalarca belgelendirilir. (6) Bankalar, canlı veya donuk alacaklar altında sınıflandırılan yeniden yapılandırılmış kredilerin izlenmesine ve raporlanmasına yönelik gerekli sistemi oluşturur. (7) Bankalar, donuk alacak olarak sınıflandırılan kredilerin teminatlarından yapılan tahsilat tutarlarını teminat türü bazında takip etmek için gerekli sistemi kurar. (8) Bankalar, gerçek ve tüzel kişilerden alınan garanti ve kefaletler ile bunlar tarafından keşide edilen senet ve çeklerin teminat olarak dikkate alınması durumunda bu kişilerin kredi değerliliğine ilişkin değerlendirmeleri denetime hazır bulundurur. (9) 6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında, bankalar tutarı beş yüz bin Türk Lirasını aşan krediler ile her halde tutar olarak en büyük ilk iki yüz krediye ilişkin yapacakları değerlendirme sonuçlarını gerekçeleri ile beraber belgelendirmek ve denetime hazır bulundurmak zorundadır. (10) Bankalar, bu Yönetmeliğe göre sınıflandırılmış kredileri ilgisine göre, 26/1/2007 tarihli ve 26415 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tekdüzen Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğde veya 26/1/2007 tarihli ve 26415 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Katılım Bankalarınca Uygulanacak Tekdüzen Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğde belirtilen hesaplarda izlemek zorundadır.
|
Katılım bankalarınca kullandırılan fonlar ve diğer alacaklar MADDE 14- (1) Katılma hesaplarından kullandırılan fonlar ve diğer alacaklar için bu Yönetmelik hükümleri uyarınca ayrılan özel ve genel karşılıklar gider hesapları ile katılma hesaplarına Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin ilgili hükmü uyarınca belirlenen zarara katılma oranlarına göre yansıtılır. (2) Katılım bankaları, ayrılan karşılıkların katılma hesapları payına düşen kısmını 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklı kalmak ve genel kurullarınca uygun görülmek kaydıyla gider hesaplarına yansıtabilirler. (3) Katılım bankaları, Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin ilgili hükmü uyarınca düzenlenecek katılma hesabı sözleşmeleri ile tevsik edilmesi kaydıyla, katılma hesaplarına dağıtılacak kâr tutarlarının yüzde beşine kadar olan kısmını, katılma hesapları kaynaklı kredilere ilişkin terkin edilen alacaklardan yapılan tahsilatlar ile özel karşılıklar ve genel karşılıkların katılım payı iptallerini özel ve genel karşılıklar ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu priminin katılma hesapları payına düşen kısmının karşılanmasında kullanılmak üzere karşılık olarak ayırabilirler. (4) Bu Yönetmelikte geçen faiz ibareleri, Kanunun 48 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen katılım bankaları tarafından kullandırılan fonlar bakımından kâr payını ifade eder. |
Katılım bankalarınca kullandırılan fonlar MADDE 19 – (1) Katılım bankalarınca katılma hesaplarından sağlanan finansmanlar için bu Yönetmelik hükümleri uyarınca ayrılan özel ve genel karşılıklar gider hesapları ile katılma hesaplarına, 1/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin ilgili hükmü uyarınca belirlenen zarara katılma oranlarına göre yansıtılır. (2) Katılım bankaları, ayrılan karşılıkların katılma hesapları payına düşen kısmını 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklı kalmak ve genel kurullarınca uygun görülmek kaydıyla gider hesaplarına yansıtabilirler. (3) Katılım bankaları, Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin ilgili hükmü uyarınca düzenlenecek katılma hesabı sözleşmeleri ile tevsik edilmesi kaydıyla, katılma hesaplarına dağıtılacak kâr tutarlarının yüzde beşine kadar olan kısmını, katılma hesapları kaynaklı kredilere ilişkin terkin edilen alacaklardan yapılan tahsilatlar ile özel karşılıklar ve genel karşılıkların katılım payı iptallerini özel ve genel karşılıklar ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu priminin katılma hesapları payına düşen kısmının karşılanmasında kullanılmak üzere rezerv olarak ayırabilirler. (4) Bu Yönetmelikte geçen faiz ibareleri, Kanunun 48 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen katılım bankaları tarafından kullandırılan fonlar bakımından kâr payını ifade eder. |
Rehberler MADDE 20 – (1) Kurul, bu Yönetmeliğin uygulamasına ilişkin rehberler çıkarmaya yetkilidir. |
|
İstisnalar MADDE 13- (1) İlgili kanun, kararname ve tebliğlerle teşkil edilmiş fonlardan yetkili mercilerin talimatı ile tahsis olunan ve riski aracı bankalara ait bulunmayan krediler, bankaların “Kamu Kurum ve Kuruluşlarından Alacaklar” hesaplarında izlenen alacak tutarları, mülga 70 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, mülga 3182 sayılı Bankalar Kanununun ve mülga 4389 sayılı Bankalar Kanununun ilgili maddelerine göre tasfiye yoluyla başka bir bankaya intikal eden alacaklar ile 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan işlemler için özel ve genel karşılık oranları yüzde sıfır olarak dikkate alınır. |
İstisnalar MADDE 21 – (1) İlgili kanun, kararname ve tebliğlerle teşkil edilmiş fonlardan yetkili mercilerin talimatı ile tahsis olunan ve riski aracı bankalara ait bulunmayan krediler, bankaların “Kamu Kurum ve Kuruluşlarından Alacaklar” hesaplarında izlenen alacak tutarları, mülga 70 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, mülga 3182 sayılı Bankalar Kanununun ve mülga 4389 sayılı Bankalar Kanununun ilgili maddelerine göre tasfiye yoluyla başka bir bankaya intikal eden alacaklar ile 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan işlemler için özel ve genel karşılık oranları yüzde sıfır olarak dikkate alınır. |
Yürürlükten kaldırılan yönetmelik MADDE 15- (1) 30/6/2001 tarihli ve 24448 sayılı Resmi Gazete yayımlanan Bankalarca Karşılık Ayrılacak Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. |
Yürürlükten kaldırılan yönetmelik MADDE 22 – (1) 1/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. |
İntibak GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bankalar, durumlarını 1/1/2018 tarihine kadar 9 uncu maddeye uygun hale getirmek zorundadır. (2) Kurul, bankanın detaylı gerekçelerini içeren başvurusu üzerine yapacağı değerlendirmeye göre banka bazında TFRS 9 uygulamasına geçilmesi konusunda ilave süre tanınmasına karar verebilir. |
|
Genel karşılık oranlarına ilişkin uygulama GEÇİCİ MADDE 2 – (1) 10 uncu maddenin birinci fıkrasındaki genel karşılık oranları 1/1/2018 tarihine kadar aşağıdaki şekilde uygulanır: a) Standart nitelikli nakdi kredileri toplamının en az yüzde biri (%1) oranında. b) Yakın izlemedeki nakdi kredileri toplamının en az yüzde ikisi (%2) oranında. |
|
Yürürlük MADDE 16- (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. |
Yürürlük
MADDE 23 – (1) Bu Yönetmelik 1/1/2017 tarihinde yürürlüğe girer. |
Yürütme
MADDE 17- (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı yürütür. |
Yürütme MADDE 24 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı yürütür. |
1/1/2015 tarihine kadar genel karşılık uygulaması GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bankalar bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önceki en son ay sonu itibarıyla genel karşılık hesapladıkları standart nitelikli ve yakın izlemedeki nakdi krediler ile teminat mektupları, aval ve kefaletleri ile diğer gayrinakdi krediler için 7 nci maddenin birinci fıkrasında belirtilen oranlar üzerinden hesaplanan genel karşılık tutarlarının 31/12/2012 tarihine kadar en az % 40’ını, 31/12/2013 tarihine kadar en az % 60’ını, 31/12/2014 tarihine kadar en az % 80’ini, 31/12/2015 tarihine kadar % 100’ünü ayırır. |
|
Birden fazla kredisi olan müşterilere ilişkin 1/3/2011 tarihine kadarki uygulama GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrası 1/3/2011 tarihine kadar aşağıda belirtilen şekilde uygulanır. a) Birden çok kredisi bulunan kredi müşterisine ait kredilerden herhangi birinin yapılan sınıflandırma gereği donuk alacak olarak kabul edilmesi sebebiyle aynı grupta sınıflandırılan kredilerden ödemelerinde gecikme olmayanlar bankalarca özel karşılık uygulamasına tabi tutulabilir. b) Donuk alacak haline gelen kredi ve diğer alacakların ödemesi gecikmiş olan kısmının tahsili halinde, diğer krediler ve alacaklar 4 üncü madde çerçevesinde değerlendirilir ve donuk alacak sınıflandırılmasına ilişkin koşulların bulunmaması halinde, en az altı ay süreyle İkinci Grupta izlenmek kaydıyla Birinci Grupta sınıflandırılabilir. |
|
Kredilerin ve diğer alacakların yeniden yapılandırılması ve yeni sözleşme koşullarına bağlanmasına ilişkin 1/3/2011 tarihine kadarki uygulama GEÇİCİ MADDE 3 –(1) Bu Yönetmeliğin 11 inci maddesi 1/3/2011 tarihine kadar aşağıda belirtilen şekilde uygulanır. a) İkinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklar iki defayla sınırlı olmak üzere yeni sözleşme koşullarına bağlanabilir. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, toplam alacak tutarının yüzde onunun (% 10) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmesi nedeniyle Birinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklardan yeniden İkinci Grupta sınıflandırılan ya da yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmemesi nedeniyle İkinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde izlenmeye devam olunan ve ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, ancak toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (% 15) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Bu kapsamdaki kredi ve diğer alacakların, ilave kredi kullandırılmak suretiyle ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanmaları halinde, söz konusu kredi ve diğer alacaklar toplam alacak tutarının yüzde beşinin (% 5) geri ödenmesine kadar Üçüncü Grupta sınıflandırılır ve sözleşmede öngörülen ödemelerin belirtilen orana tekabül eden kısmının bu grupta sınıflandırma için belirlenen süreler içerisinde gerçekleşmesi koşuluyla bunlar için özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Bankalar yeni sözleşme koşullarına bağladıkları kredileri ve diğer alacaklarını, 4 üncü maddede belirtilen sınıflandırma esasları çerçevesinde değerlendirerek ilgisine göre Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grupta sınıflandırabilirler. b) 4 üncü maddede belirtilen sınıflandırma esasları kapsamında kredilere ve diğer alacaklara ilişkin olarak bankaya olan ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin geçici likidite sıkıntısından kaynaklanması halinde, borçluya likidite gücü kazandırmak ve banka alacağının tahsilini sağlamak amacıyla gecikmiş faizler de dâhil olmak üzere krediler ve diğer alacaklar, bu maddede belirlenen usul ve esaslara uyulmak kaydıyla, gerektiğinde ilave kredi açılmak suretiyle üç defayla sınırlı olmak üzere yeniden yapılandırılabilir ya da yeni bir itfa planına bağlanabilir. Yeniden yapılandırma, bu Yönetmelik uygulamasında, bir kredi veya alacağın bankaca uygun görülmesi halinde gerektiğinde ilave kredi kullandırımı ya da mevcut kredi ya da alacağın vadesinin uzatılması suretiyle veya bir başka şekilde yeni bir borç ödeme planına bağlanmasını ifade eder. İlave kullandırılan kredi, bu Yönetmelik uygulamasında yeniden yapılandırma uygulamasına taraf olan kredi müşterisinin yeniden yapılandırılan kredisinin izlendiği grupta değerlendirilir. c) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında, geçici likidite sıkıntısı, yükümlülüklerini zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirebilecek ödeme gücüne sahip olan bir kredi borçlusunun normal faaliyetlerden kaynaklanan fon giriş ve çıkışlarının, satış gelirlerinin veya faaliyet gelirlerinin beklenmedik ve geçici bir nedene bağlı olarak dalgalanmasından dolayı düzensiz hale gelmesinden kaynaklanan yönetilebilir bir nakit açığı olarak dikkate alınır. ç) Yeniden yapılandırılan krediler ve diğer alacaklar, 1) Birinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde beşinin (% 5) geri ödenmiş olması, en az üç ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 2) İkinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde onunun (% 10) geri ödenmiş olması, en az altı ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 3) Üçüncü yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (% 15) geri ödenmiş olması, en az bir yıl süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri ve ödeme planında öngörülen ödemelerin aksatılmaması kaydıyla “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılabilir. Bu süre içinde sözkonusu alacaklar için, olması halinde ilave kullandırılan krediler hariç olmak üzere, izlendikleri gruba uygulanan özel karşılık oranlarında karşılık ayrılmasına devam edilir. Yeniden yapılandırma kapsamında ilave kullandırılan krediler, yukarıda belirtilen sürelerde yeniden yapılandırılan krediyle aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, bu nitelikteki krediler için izlendikleri gruplar itibarıyla özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılan kredi ve diğer alacaklar en az altı ay süreyle İkinci Grupta sınıflandırılır. Bu kapsamdaki krediler ve alacaklar, ödemelerin aksatılmaması kaydıyla belirtilen sürenin sonunda Birinci Grupta yeniden sınıflandırılabilir. d) Borçlu tarafından, yeniden yapılandırmaya konu kredi ve alacakların en az yarısı tutarında Birinci Grup teminatın bankaya sağlanması halinde, Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci grup krediler ve diğer alacakların “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılmasına ilişkin süreler yarısı oranında uygulanır. e) Kanunun 49 uncu maddesinde belirtilen bankanın dâhil olduğu risk grubundaki gerçek ve tüzel kişilerden olan krediler ve diğer alacaklar, bu maddede belirtilen esaslar dâhilinde ilave kredi açılmaması kaydıyla yeni bir itfa planına bağlanabilir. |
|
Genel karşılıklara ilişkin 1/3/2011 tarihine kadarki uygulama GEÇİCİ MADDE 4- Bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen genel karşılık oranı, operasyonel riske esas tutar hariç, kredi riskine ve piyasa riskine esas tutar üzerinden hesaplanan sermaye yeterliliği standart oranı yüzde 16 ve üzerinde olan bankalarca, bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren kullandırılan kredi kartları dışındaki nakdi krediler için 1/3/2011 tarihine kadar yüzde sıfır olarak uygulanabilir. |
|
Libya’da yerleşik gerçek ve tüzel kişiler ile Libya’da ve/veya Libya’ya yönelik faaliyetleri bulunan gerçek ve tüzel kişilere kullandırılan krediler GEÇİCİ MADDE 5 – (1) Libya’da yerleşik gerçek ve tüzel kişiler ile Libya’da ve/veya Libya’ya yönelik faaliyetleri bulunan gerçek ve tüzel kişilere bankalarca kullandırılan krediler ve diğer alacaklar hakkında 31/12/2014 tarihine kadar aşağıda belirtilen hükümler uygulanır. a) Bankalarca Libya’da yerleşik gerçek ve tüzel kişiler ile Libya’da ve/veya Libya’ya yönelik faaliyetleri bulunan Türkiye’de veya yurt dışında yerleşik gerçek ve tüzel kişilere kullandırılan ve İkinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklar iki defa ile sınırlı olmak üzere yeni sözleşme koşullarına bağlanabilir. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, toplam alacak tutarının yüzde onunun (% 10) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmesi nedeniyle Birinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklardan yeniden İkinci Grupta sınıflandırılan ya da yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmemesi nedeniyle İkinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde izlenmeye devam olunan ve ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, ancak toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (% 15) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Bu kapsamdaki kredi ve diğer alacakların, ilave kredi kullandırılmak suretiyle ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanmaları halinde, söz konusu kredi ve diğer alacaklar toplam alacak tutarının yüzde beşinin (% 5) geri ödenmesine kadar Üçüncü Grupta sınıflandırılır ve sözleşmede öngörülen ödemelerin belirtilen orana tekabül eden kısmının bu grupta sınıflandırma için belirlenen süreler içerisinde gerçekleşmesi koşuluyla bunlar için özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Bankalar yeni sözleşme koşullarına bağladıkları kredileri ve diğer alacaklarını, 4 üncü maddede belirtilen sınıflandırma esasları çerçevesinde değerlendirerek ilgisine göre Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grupta sınıflandırabilirler. b) Libya’da yerleşik gerçek ve tüzel kişilere veya Türkiye’de veya yurt dışında yerleşik gerçek ve tüzel kişilere Libya’da ve/veya Libya’ya yönelik faaliyetleri ile ilgili olarak kullandırılan krediler ve diğer alacakların dışında Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grupta sınıflandırılan kredilerin veya diğer alacakların bulunması halinde Libya ile ilişkili krediler de aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, bu krediler için ilgili grup itibarıyla öngörülen oranlarda özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Söz konusu kredilere ve diğer alacaklara ilişkin olarak bankaya olan ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin geçici likidite sıkıntısından kaynaklanması halinde, borçluya likidite gücü kazandırmak ve banka alacağının tahsilini sağlamak amacıyla gecikmiş faizler de dâhil olmak üzere krediler ve diğer alacaklar, bu maddede belirlenen usul ve esaslara uyulmak kaydıyla, gerektiğinde ilave kredi açılmak suretiyle üç defayla sınırlı olmak üzere yeniden yapılandırılabilir ya da yeni bir itfa planına bağlanabilir. Yeniden yapılandırma, bu madde uygulamasında, bir kredi veya alacağın bankaca uygun görülmesi halinde gerektiğinde ilave kredi kullandırımı ya da mevcut kredi ya da alacağın vadesinin uzatılması suretiyle veya bir başka şekilde yeni bir borç ödeme planına bağlanmasını ifade eder. İlave kullandırılan kredi, bu Yönetmelik uygulamasında yeniden yapılandırma uygulamasına taraf olan kredi müşterisinin yeniden yapılandırılan kredisinin izlendiği grupta değerlendirilir. c) (b) bendi kapsamında yeniden yapılandırılan krediler ve diğer alacaklar, 1) Birinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde beşinin (% 5) geri ödenmiş olması, en az üç ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 2) İkinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde onunun (% 10) geri ödenmiş olması, en az altı ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 3) Üçüncü yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (% 15) geri ödenmiş olması, en az bir yıl süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri ve ödeme planında öngörülen ödemelerin aksatılmaması kaydıyla “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılabilir. Bu süre içinde söz konusu alacaklar için, olması halinde ilave kullandırılan krediler hariç olmak üzere, izlendikleri gruba uygulanan özel karşılık oranlarında karşılık ayrılmasına devam edilir. Yeniden yapılandırma kapsamında ilave kullandırılan krediler, yukarıda belirtilen sürelerde yeniden yapılandırılan krediyle aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, bu nitelikteki krediler için izlendikleri gruplar itibarıyla özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılan kredi ve diğer alacaklar en az altı ay süreyle İkinci Grupta sınıflandırılır. Bu kapsamdaki krediler ve alacaklar, ödemelerin aksatılmaması kaydıyla belirtilen sürenin sonunda Birinci Grupta yeniden sınıflandırılabilir. (2) Bu maddeye göre yeni sözleşme koşullarına bağlanan veya yeniden yapılandırılan kredi veya diğer alacaklar ile ilgili olarak yıl sonu ve ara dönemler itibarıyla kamuya açıklanacak finansal raporlarda bilgi verilir. |
|
Denizcilik sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan krediler GEÇİCİ MADDE 6 –(1) Bankalarca denizcilik sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan krediler ve diğer alacaklar hakkında 31/12/2016 tarihine kadar aşağıda belirtilen hükümler uygulanır. a) Bankalarca denizcilik sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan ve İkinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklar iki defa ile sınırlı olmak üzere yeni sözleşme koşullarına bağlanabilir. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, toplam alacak tutarının yüzde onunun (% 10) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmesi nedeniyle Birinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklardan yeniden İkinci Grupta sınıflandırılan ya da yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmemesi nedeniyle İkinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde izlenmeye devam olunan ve ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, ancak toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (% 15) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Bu kapsamdaki kredi ve diğer alacakların, ilave kredi kullandırılmak suretiyle ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanmaları halinde, söz konusu kredi ve diğer alacaklar toplam alacak tutarının yüzde beşinin (% 5) geri ödenmesine kadar Üçüncü Grupta sınıflandırılır ve sözleşmede öngörülen ödemelerin belirtilen orana tekabül eden kısmının bu grupta sınıflandırma için belirlenen süreler içerisinde gerçekleşmesi koşuluyla bunlar için özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Bankalar yeni sözleşme koşullarına bağladıkları kredileri ve diğer alacaklarını, 4 üncü maddede belirtilen sınıflandırma esasları çerçevesinde değerlendirerek ilgisine göre Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grupta sınıflandırabilirler. b) Bankalarca denizcilik sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan krediler ve diğer alacakların dışında Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grupta sınıflandırılan kredilerin veya diğer alacakların bulunması halinde bu krediler de aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, bu krediler için ilgili grup itibarıyla öngörülen oranlarda özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Söz konusu kredilere ve diğer alacaklara ilişkin olarak bankaya olan ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin geçici likidite sıkıntısından kaynaklanması halinde, borçluya likidite gücü kazandırmak ve banka alacağının tahsilini sağlamak amacıyla gecikmiş faizler de dâhil olmak üzere krediler ve diğer alacaklar, bu maddede belirlenen usul ve esaslara uyulmak kaydıyla, gerektiğinde ilave kredi açılmak suretiyle üç defayla sınırlı olmak üzere yeniden yapılandırılabilir ya da yeni bir itfa planına bağlanabilir. Yeniden yapılandırma, bu madde uygulamasında, bir kredi veya alacağın bankaca uygun görülmesi halinde gerektiğinde ilave kredi kullandırımı ya da mevcut kredi ya da alacağın vadesinin uzatılması suretiyle veya bir başka şekilde yeni bir borç ödeme planına bağlanmasını ifade eder. İlave kullandırılan kredi, bu Yönetmelik uygulamasında yeniden yapılandırma uygulamasına taraf olan kredi müşterisinin yeniden yapılandırılan kredisinin izlendiği grupta değerlendirilir. c) (b) bendi kapsamında yeniden yapılandırılan krediler ve diğer alacaklar, 1) Birinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde beşinin (% 5) geri ödenmiş olması, en az üç ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 2) İkinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde onunun (% 10) geri ödenmiş olması, en az altı ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 3) Üçüncü yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (% 15) geri ödenmiş olması, en az bir yıl süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri ve ödeme planında öngörülen ödemelerin aksatılmaması kaydıyla “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılabilir. Bu süre içinde söz konusu alacaklar için, olması halinde ilave kullandırılan krediler hariç olmak üzere, izlendikleri gruba uygulanan özel karşılık oranlarında karşılık ayrılmasına devam edilir. Yeniden yapılandırma kapsamında ilave kullandırılan krediler, yukarıda belirtilen sürelerde yeniden yapılandırılan krediyle aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, bu nitelikteki krediler için izlendikleri gruplar itibarıyla özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılan kredi ve diğer alacaklar en az altı ay süreyle İkinci Grupta sınıflandırılır. Bu kapsamdaki krediler ve alacaklar, ödemelerin aksatılmaması kaydıyla belirtilen sürenin sonunda Birinci Grupta yeniden sınıflandırılabilir. (2) Bu maddeye göre yeni sözleşme koşullarına bağlanan veya yeniden yapılandırılan kredi veya diğer alacaklar ile ilgili olarak yıl sonu ve ara dönemler itibarıyla kamuya açıklanacak finansal raporlarda bilgi verilir. |
|
Suriye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişiler ile Suriye’de ve/veya Suriye’ye yönelik faaliyetleri bulunan gerçek ve tüzel kişilere kullandırılan krediler GEÇİCİ MADDE 7 – (1) Suriye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişiler ile Suriye’de ve/veya Suriye’ye yönelik faaliyetleri bulunan gerçek ve tüzel kişilere bankalarca kullandırılan krediler ve diğer alacaklar hakkında 31/12/2014 tarihine kadar aşağıda belirtilen hükümler uygulanır. a) Bankalarca Suriye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişiler ile Suriye’de ve/veya Suriye’ye yönelik faaliyetleri bulunan Türkiye’de veya yurt dışında yerleşik gerçek ve tüzel kişilere kullandırılan ve İkinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklardan yeni sözleşme koşullarına bağlananlar toplam alacak tutarının yüzde onunun (% 10) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmesi nedeniyle Birinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklardan yeniden İkinci Grupta sınıflandırılan ya da yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmemesi nedeniyle İkinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde izlenmeye devam olunan ve ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, ancak toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (% 15) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Bu kapsamdaki kredi ve diğer alacakların, ilave kredi kullandırılmak suretiyle ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanmaları halinde, söz konusu kredi ve diğer alacaklar toplam alacak tutarının yüzde beşinin (% 5) geri ödenmesine kadar Üçüncü Grupta sınıflandırılır ve sözleşmede öngörülen ödemelerin belirtilen orana tekabül eden kısmının bu grupta sınıflandırma için belirlenen süreler içerisinde gerçekleşmesi koşuluyla bunlar için özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Bankalar yeni sözleşme koşullarına bağladıkları kredileri ve diğer alacaklarını, 4 üncü maddede belirtilen sınıflandırma esasları çerçevesinde değerlendirerek ilgisine göre Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grupta sınıflandırabilirler. b) Suriye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişilere veya Türkiye’de veya yurt dışında yerleşik gerçek ve tüzel kişilere Suriye’deki ve/veya Suriye’ye yönelik faaliyetleri ile ilgili olarak kullandırılan krediler ve diğer alacakların dışında Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grupta sınıflandırılan kredilerin veya diğer alacakların bulunması halinde Suriye ile ilişkili krediler de aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, bu krediler için ilgili grup itibarıyla öngörülen oranlarda özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Söz konusu kredilere ve diğer alacaklara ilişkin olarak bankaya olan ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin geçici likidite sıkıntısından kaynaklanması halinde, borçluya likidite gücü kazandırmak ve banka alacağının tahsilini sağlamak amacıyla gecikmiş faizler de dâhil olmak üzere krediler ve diğer alacaklar, bu maddede belirlenen usul ve esaslara uyulmak kaydıyla, gerektiğinde ilave kredi açılmak suretiyle üç defayla sınırlı olmak üzere yeniden yapılandırılabilir ya da yeni bir itfa planına bağlanabilir. Yeniden yapılandırma, bu madde uygulamasında, bir kredi veya alacağın bankaca uygun görülmesi halinde gerektiğinde ilave kredi kullandırımı ya da mevcut kredi ya da alacağın vadesinin uzatılması suretiyle veya bir başka şekilde yeni bir borç ödeme planına bağlanmasını ifade eder. İlave kullandırılan kredi, bu Yönetmelik uygulamasında yeniden yapılandırma uygulamasına taraf olan kredi müşterisinin yeniden yapılandırılan kredisinin izlendiği grupta değerlendirilir. c) (b) bendi kapsamında yeniden yapılandırılan krediler ve diğer alacaklar, 1) Birinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde beşinin (% 5) geri ödenmiş olması, en az üç ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 2) İkinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde onunun (% 10) geri ödenmiş olması, en az altı ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 3) Üçüncü yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (% 15) geri ödenmiş olması, en az bir yıl süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri ve ödeme planında öngörülen ödemelerin aksatılmaması kaydıyla “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılabilir. Bu süre içinde söz konusu alacaklar için, olması halinde ilave kullandırılan krediler hariç olmak üzere, izlendikleri gruba uygulanan özel karşılık oranlarında karşılık ayrılmasına devam edilir. Yeniden yapılandırma kapsamında ilave kullandırılan krediler, yukarıda belirtilen sürelerde yeniden yapılandırılan krediyle aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, bu nitelikteki krediler için izlendikleri gruplar itibarıyla özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılan kredi ve diğer alacaklar en az altı ay süreyle İkinci Grupta sınıflandırılır. Bu kapsamdaki krediler ve alacaklar, ödemelerin aksatılmaması kaydıyla belirtilen sürenin sonunda Birinci Grupta yeniden sınıflandırılabilir.” |
|
Konut kredisi dışındaki tüketici kredileri için 31/12/2015 tarihine kadar genel karşılık uygulaması GEÇİCİ MADDE 8 – (1) Bankalar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki en son ay sonu itibarıyla Birinci ve İkinci Gruplarda izlenen konut kredisi dışındaki tüketici kredileri için hesaplanan genel karşılıklarda bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte bu Yönetmelikte yapılan değişikliklerin uygulanmasından kaynaklanan artış tutarlarının 31/12/2013 tarihi itibarıyla en az yüzde yirmi beşini (% 25), 31/12/2014 tarihi itibarıyla en az yüzde ellisini (% 50), 31/12/2015 tarihi itibarıyla yüzde yüzünü (% 100) ayırır. |
|
Turizm sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan krediler GEÇİCİ MADDE 9 –(1) Bankalarca turizm sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan krediler ve diğer alacaklar hakkında 31/12/2016 tarihine kadar aşağıda belirtilen hükümler uygulanır. a) Bankalarca turizm sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan ve İkinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklar iki defa ile sınırlı olmak üzere yeni sözleşme koşullarına bağlanabilir. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, toplam alacak tutarının yüzde onunun (% 10) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmesi nedeniyle Birinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklardan yeniden İkinci Grupta sınıflandırılan ya da yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmemesi nedeniyle İkinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde izlenmeye devam olunan ve ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, ancak toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (% 15) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Bu kapsamdaki kredi ve diğer alacakların, ilave kredi kullandırılmak suretiyle ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanmaları halinde, söz konusu kredi ve diğer alacaklar toplam alacak tutarının yüzde beşinin (% 5) geri ödenmesine kadar Üçüncü Grupta sınıflandırılır ve sözleşmede öngörülen ödemelerin belirtilen orana tekabül eden kısmının bu grupta sınıflandırma için belirlenen süreler içerisinde gerçekleşmesi koşuluyla bunlar için özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Bankalar yeni sözleşme koşullarına bağladıkları kredileri ve diğer alacaklarını, 4 üncü maddede belirtilen sınıflandırma esasları çerçevesinde değerlendirerek ilgisine göre Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grupta sınıflandırabilirler. b) Bankalarca turizm sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan krediler ve diğer alacaklar dışında Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grupta sınıflandırılan kredilerin veya diğer alacakların bulunması halinde bu krediler de aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, bu krediler için ilgili grup itibarıyla öngörülen oranlarda özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Söz konusu kredilere ve diğer alacaklara ilişkin olarak bankaya olan ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin geçici likidite sıkıntısından kaynaklanması halinde, borçluya likidite gücü kazandırmak ve banka alacağının tahsilini sağlamak amacıyla gecikmiş faizler de dâhil olmak üzere krediler ve diğer alacaklar, bu maddede belirlenen usul ve esaslara uyulmak kaydıyla, gerektiğinde ilave kredi açılmak suretiyle üç defayla sınırlı olmak üzere yeniden yapılandırılabilir ya da yeni bir itfa planına bağlanabilir. Yeniden yapılandırma, bu madde uygulamasında, bir kredi veya alacağın bankaca uygun görülmesi halinde gerektiğinde ilave kredi kullandırımı ya da mevcut kredi ya da alacağın vadesinin uzatılması suretiyle veya bir başka şekilde yeni bir borç ödeme planına bağlanmasını ifade eder. İlave kullandırılan kredi, bu Yönetmelik uygulamasında yeniden yapılandırma uygulamasına taraf olan kredi müşterisinin yeniden yapılandırılan kredisinin izlendiği grupta değerlendirilir. c) (b) bendi kapsamında yeniden yapılandırılan krediler ve diğer alacaklar, 1) Birinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde beşinin (% 5) geri ödenmiş olması, en az üç ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 2) İkinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde onunun (% 10) geri ödenmiş olması, en az altı ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 3) Üçüncü yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (% 15) geri ödenmiş olması, en az bir yıl süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri ve ödeme planında öngörülen ödemelerin aksatılmaması kaydıyla “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılabilir. Bu süre içinde söz konusu alacaklar için, olması halinde ilave kullandırılan krediler hariç olmak üzere, izlendikleri gruba uygulanan özel karşılık oranlarında karşılık ayrılmasına devam edilir. Yeniden yapılandırma kapsamında ilave kullandırılan krediler, yukarıda belirtilen sürelerde yeniden yapılandırılan krediyle aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, bu nitelikteki krediler için izlendikleri gruplar itibarıyla özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. “Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabı”na aktarılan kredi ve diğer alacaklar en az altı ay süreyle İkinci Grupta sınıflandırılır. Bu kapsamdaki krediler ve alacaklar, ödemelerin aksatılmaması kaydıyla belirtilen sürenin sonunda Birinci Grupta yeniden sınıflandırılabilir. (2) Bu maddeye göre yeni sözleşme koşullarına bağlanan veya yeniden yapılandırılan kredi veya diğer alacaklar ile ilgili olarak yıl sonu ve ara dönemler itibarıyla kamuya açıklanacak finansal raporlarda bilgi verilir. |
|
Enerji sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan krediler GEÇİCİ MADDE 10 –(1) Bankalarca enerji sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan krediler ve diğer alacaklar hakkında 31/12/2016 tarihine kadar aşağıda belirtilen hükümler uygulanır. a) Bankalarca enerji sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan ve İkinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklar iki defa ile sınırlı olmak üzere yeni sözleşme koşullarına bağlanabilir. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, toplam alacak tutarının yüzde onunun (%10) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmesi nedeniyle Birinci Grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklardan yeniden İkinci Grupta sınıflandırılan ya da yeni sözleşme koşullarına bağlanan ve yeniden sınıflandırma için öngörülen koşulların yerine getirilmemesi nedeniyle İkinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde izlenmeye devam olunan ve ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, ancak toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (%15) geri ödenmiş olması koşuluyla Birinci Grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandırılabilir. Bu kapsamdaki kredi ve diğer alacakların, ilave kredi kullandırılmak suretiyle ikinci defa yeni sözleşme koşullarına bağlanmaları halinde, söz konusu kredi ve diğer alacaklar toplam alacak tutarının yüzde beşinin (%5) geri ödenmesine kadar Üçüncü Grupta sınıflandırılır ve sözleşmede öngörülen ödemelerin belirtilen orana tekabül eden kısmının bu grupta sınıflandırma için belirlenen süreler içerisinde gerçekleşmesi koşuluyla bunlar için özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Bankalar yeni sözleşme koşullarına bağladıkları kredileri ve diğer alacaklarını, 4 üncü maddede belirtilen sınıflandırma esasları çerçevesinde değerlendirerek ilgisine göre Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grupta sınıflandırabilirler. b) Bankalarca enerji sektöründe kullanılmak üzere kullandırılan krediler ve diğer alacaklar dışında Üçüncü, Dördüncü veya Beşinci Grupta sınıflandırılan kredilerin veya diğer alacakların bulunması halinde bu krediler de aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, bu krediler için ilgili grup itibarıyla öngörülen oranlarda özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Söz konusu kredilere ve diğer alacaklara ilişkin olarak bankaya olan ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin geçici likidite sıkıntısından kaynaklanması halinde, borçluya likidite gücü kazandırmak ve banka alacağının tahsilini sağlamak amacıyla gecikmiş faizler de dâhil olmak üzere krediler ve diğer alacaklar, bu maddede belirlenen usul ve esaslara uyulmak kaydıyla, gerektiğinde ilave kredi açılmak suretiyle üç defayla sınırlı olmak üzere yeniden yapılandırılabilir ya da yeni bir itfa planına bağlanabilir. Yeniden yapılandırma, bu madde uygulamasında, bir kredi veya alacağın bankaca uygun görülmesi halinde gerektiğinde ilave kredi kullandırımı ya da mevcut kredi ya da alacağın vadesinin uzatılması suretiyle veya bir başka şekilde yeni bir borç ödeme planına bağlanmasını ifade eder. İlave kullandırılan kredi, bu Yönetmelik uygulamasında yeniden yapılandırma uygulamasına taraf olan kredi müşterisinin yeniden yapılandırılan kredisinin izlendiği grupta değerlendirilir. c) (b) bendi kapsamında yeniden yapılandırılan krediler ve diğer alacaklar, 1) Birinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde beşinin (%5) geri ödenmiş olması, en az üç ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 2) İkinci yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde onunun (%10) geri ödenmiş olması, en az altı ay süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri, 3) Üçüncü yeniden yapılandırmada toplam alacak tutarının yüzde on beşinin (%15) geri ödenmiş olması, en az bir yıl süreyle izlendikleri grupta takip edilmeleri ve ödeme planında öngörülen ödemelerin aksatılmaması kaydıyla Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabına aktarılabilir. Bu süre içinde söz konusu alacaklar için, olması halinde ilave kullandırılan krediler hariç olmak üzere, izlendikleri gruba uygulanan özel karşılık oranlarında karşılık ayrılmasına devam edilir. Yeniden yapılandırma kapsamında ilave kullandırılan krediler, yukarıda belirtilen sürelerde yeniden yapılandırılan krediyle aynı grupta sınıflandırılır. Ancak, bu nitelikteki krediler için izlendikleri gruplar itibarıyla özel karşılık ayrılması bankaların ihtiyarındadır. Yenilenen ve İtfa Planına Bağlanan Krediler Hesabına aktarılan kredi ve diğer alacaklar en az altı ay süreyle İkinci Grupta sınıflandırılır. Bu kapsamdaki krediler ve alacaklar, ödemelerin aksatılmaması kaydıyla belirtilen sürenin sonunda Birinci Grupta yeniden sınıflandırılabilir. (2) Bu maddeye göre yeni sözleşme koşullarına bağlanan veya yeniden yapılandırılan kredi veya diğer alacaklar ile ilgili olarak yıl sonu ve ara dönemler itibarıyla kamuya açıklanacak finansal raporlarda bilgi verilir. |
Hamdi merhaba,
Hepimiz için tam bir başucu kitabı niteliğinde bir yazı olmuş. Ellerine sağlık,
Sevgiler, Saygılar,
The Real Person!
The Real Person!
Çok teşekkürler Barlas :)