Katılım Esasları Çerçevesinde Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik
Ülkemizde sigortacılık sektörü, finans piyasasının bankacılıktan sonraki en büyük ikinci sektörü olmakla birlikte mevcut durum itibariyle gelişmiş ülkelerdeki sigortacılık seviyesinin gerisindedir. Toplumumuzun önemli bir kesimi inanca bağlı olarak veya verilen paranın boşuna verildiği algısı nedeniyle sigortacılığa mesafeli yaklaşabilmektedir. Sigorta sektörünün geliştirilmesi açısından finansal kapsayıcılık ve sigorta bilincini – farkındalığını artırıcı çalışmalar son derece olup; bu bakımdan katılım sigortacılığı öne çıkmaktadır. Uluslararası literatürde tekâfül olarak bilinen “katılım sigortacılığı”; sosyal dayanışma, işbirliği, yardımlaşma gibi İslami referanslara dayanarak kayıpların ortaklaşa giderilmesini amaçlayan bir sigortacılık sistemidir. Ülkemizde katılım sigortacılığı faaliyetleri 2009 yılında başlamış olup, yaklaşık 12 yıllık bir geçmişe sahiptir. Katılım sigortacılığında 2020 yılı Haziran ayı itibarıyla pencere usulüyle faaliyet gösterenler de dâhil olmak üzere 6’sı hayat, 8’i hayat dışı işlem yapan sigorta şirketi faaliyet göstermektedir.
Katılım sigortacılığı özelindeki öne çıkan mevzuatsal gelişmelere tarihsel bir perspektifle baktığımızda; 2013 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) bünyesinde düzenlenen Faizsiz Finans ve Katılım Bankacılığı Çalıştayı’na ilişkin yayımlanan raporda sektörün ilkelerini daha net yansıtması ve katılım bankacılığına paralellik sağlaması açısından ‘tekâfül’ ifadesi yerine ‘katılım sigortacılığı’ ifadesinin kullanılması önerilmiştir. 20.09.2017 tarihli ve 30186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Katılım Sigortacılığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” ile yasal altyapıya kavuşmuş olup; katılım bankacılığına benzer şekilde “katılım sigortacılığı” terminolojisi tercih edilmiştir. 2017 yılı Aralık ayında “Katılım Sigortacılığının Uygulanmasına İlişkin Genelge” yayımlanmış ve söz konusu Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin esaslar açıklanmıştır. Bununla birlikte ülkemiz sigortacılık ve özel emeklilik sektörleri açışından önemli gelişmelerden biri de Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK) 2019 yılında kurulmasıdır.
2008’de yaşanan küresel finansal kriz ile birlikte borca dayalı mevcut küresel finansal sistemin taşıdığı sistemik riskler ve bu risklerin yıkıcı etkileri dikkate alındığında, katılım finansı; ahlaki değerleri öncelemesi, varlığa dayalı olması ve risk paylaşımını esas alması sebebiyle sistemik risklerin azaltılması ve reel sektör ile finansal kesim arasındaki yakın bağın tesis edilmesi açısından çok önemli bir alternatif ortaya koymaktadır. Bu bakımdan son dönemlerde dünya genelinde ciddi gelişmelerin kaydedildiği katılım finans sisteminde, ülkemizde de önemli bir ivme kazanılmıştır. Ülkemizin üst seviyede öncelikleri arasındaki katılım finans sisteminin geliştirilmesi; sektöre yönelik özellikle güçlü kamusal desteğin varlığı ile birlikte İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olmasına da büyük katkılar sağlayacağı öngörülmektedir. Bu bakımdan 2019-2023 dönemini kapsayan 11.Kalkınma Planı’nda yenilikçi, kapsayıcı ve dinamik bir katılım finans ekosisteminin oluşturulmasına yönelik olarak 252.11 no.lu politika tedbiri ışığında katılım sigortacılığını teşvik edici mahiyette mevzuat ve kurumsal yapının geliştirilmesi ve her tür risk grubuna hitap eder şekilde yaygınlaştırılması hedeflenmiş ve 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda ise aşağıdaki şekilde detaylandırılmıştır:
- Katılım Sigortacılığı Genel Görünüm ve Durum Tespit Raporu hazırlanarak katılım sigortacılığına ilişkin iyileştirme alanlarının tespit edilmesi,
- Katılım sigortacılığı faaliyetlerinin faizsiz finans prensipleriyle uyumlu olacak şekilde gelişimini teminen katılım sigortacılığı mevzuatında değişiklik çalışması yapılması,
- Etkin denetim ve gözetimi sağlamak amacıyla Katılım Sigortacılığı Denetim ve Gözetim Rehberi hazırlanması.
Belirtilen gelişmeler çerçevesinde SEDDK tarafından 19.12.2020 tarihli ve 31339 sayılı Resmi Gazete’de Katılım Esasları Çerçevesinde Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik (Yeni Yönetmelik) yayımlanmış olup; uyum için yayım tarihten itibaren 6 aylık bir geçiş süreci tanınmıştır. Ayrıca bu sürecin bitiminde Katılım Sigortacılığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliği’de yürürlükten kalkacaktır.
Yeni Yönetmelik ışığında getirilen önemli yenilik ve değişikliklere özetle aşağıda yer verilmiştir:
- Katılım sigortacılığında “pencere” usulü çalışma 31 Aralık 2021’de sona erecektir.
Katılım Sigortacılığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik geçiş süreci başlıklı geçici madde 1’in ikinci fıkrası kapsamında pencere usulü çalışan sigorta şirketlerinin geçiş dönemi 2020 yılı sonunda sona ermekteydi. İlgili Yönetmelik maddesi Hazine ve Maliye Bakanlığı’na sürenin iki yıl daha uzatılabilmesi yönünde yetki vermekteydi. 19.12.2020 tarihli ve 31339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Katılım Sigortacılığı Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Katılım Sigortacılığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin geçici 1.maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Yeni Yönetmelik ile hâlihazırda pencere usulüyle faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin faaliyet süresi; 31 Aralık 2021’e kadar uzatılmıştır. Bu tarihten itibaren, sahip olunan portföy, sigortalıların onayı dahilinde katılım sigortacılığı faaliyetinde bulunan diğer sigorta şirketlerine devredilecektir. İlgili sigortacılık mevzuatı hükümleri saklı kalmak kaydıyla söz konusu devir SEDDK’nın iznine tabi olacaktır.
- Katılım esasları çerçevesindeki sigortacılık ve bireysel emeklilik faaliyetleri Yeni Yönetmeliğe tabidir.
Yeni Yönetmelik; katılım esasları çerçevesinde sigortacılık ve bireysel emeklilik faaliyetlerinin yürütülmesi için gerekli usul ve esasları düzenlemektedir. Ülkemizde katılım esasları çerçevesinde faaliyet gösteren sigorta, reasürans ve emeklilik şirketlerini, sigorta kooperatiflerini ve özel kanunları uyarınca sigorta sözleşmesi yapan kuruluşları; katılım esaslı faaliyetleri ile sınırlı olmak üzere birlik, birim, büro, merkez, komite, hesap ve havuzlar, aracılar, eksperler ve aktüerleri kapsamaktadır.
- Katılım sigortacılığı kurumsal yönetişim yapısının çerçevesi çizilmiştir.
Katılım sigortacılığı faaliyetleri “güven ve dayanışma” olgusu üzerine kurulduğu ve varlığını sürdürdüğü için bahse konusu faaliyetleri yürüten yapı, fonksiyon, birim ve kişiler bu güveni sağlamaya çalışmak zorundadır. Söz konusu güveni tesis etmenin en önemli araçlarından biri etkin bir kurumsal yönetişim sistemidir.
Yeni Yönetmelikle birlikte yönetim kuruluna bağlı danışma komitesi ile katılım uyum birimi ve iç denetimden oluşan bir nevi kurumsal yönetişim sistemi ihdas edilmiştir. Yapının en üst düzeyde dikkate alınması ile etkin bir şekilde işletimi ve gözetimi açısından şirket yönetim kurulu, danışma komitesi ve uyum ve denetim faaliyetleri (katılım iç denetim raporu) çerçevesinde yeni görev ve sorumluluklar getirilmiştir. Bunun yanı sıra şirket bünyesinde teşkili zorunlu tutulan katılım uyum biriminin, şirket yönetim kuruluna raporlama yapmakla birlikte idari açıdan icranın başındaki genel müdüre bağlanması sakıncalı olarak değerlendirmeye açıktır. Bu açıdan bakıldığında katılım uyum biriminin şirket organizasyon yapısında icranın başındaki genel müdürle hiyerarşik bağının bulunmaması ve performans ile mali ve özlük haklarına ilişkin değerlendirmelerin icrai görevi bulunmayan üst yöneticiler nezdinde yapılması uyum faaliyetlerinin sağlıklı ve etkin bir şekilde işletimi açısından kritik diyebiliriz. Bu tercihin; çıkar çatışmalarının doğmasına ve şirket içi uyum – kontrol fonksiyonlarının gücünü azaltarak icrai fonksiyonların etkisinde faaliyet yürütmelerine yol açabileceğini belirtmekte fayda görüyoruz.
Yeni Yönetmelik kapsamında her bir şirketin; büyüklüğü, faaliyet yapısı ve ürünlerinin karmaşıklığına uygun kapsam, içerik ve detayda işlevsel görev ayrımını sağlayacak ve menfaat çatışmalarına yol açmayacak şekilde kurumsal yönetişim çerçevesini oluşturması gerekecektir.
- Danışma Komitesi’nin çalışma modeli ve esasları belirlenmiştir.
Şirket bünyesinde teşkili zorunlu olan Danışma Komitesi’nin yapısı, üyelerinin taşıması gereken temel nitelikler, atanma şartları, görev ve yetkileri ile çalışma usul ve esasları detaylı bir şekilde düzenlenmiştir.
Danışma Komitesi, şirket faaliyetlerinin katılım esaslarına uygunluğunun sağlanması konusunda kurumsal yapının en önemli bileşenlerinden biridir. Danışma Komitesi faaliyetlerinin etkin bir şekilde yerine getirilmesi için yürütülecek sekretarya çalışmaları şirket bünyesinde ihdas edilecek Katılım Uyum Birimi’nce yapılacaktır.
- TARSİM, DASK gibi Kuruluşlar kapsama alınarak katılım sigortacılığı ekosistemi genişletilecektir.
Katılım sigortacılığı ekosisteminin genişletilmesine imkan sağlayacak şekilde Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) gibi kuruluşlar Yeni Yönetmelik’te düzenlenmiştir. Bununla birlikte tanımı yapılan kuruluşların, katılım sigortacılığı faaliyetleri ile sınırlı olmak üzere belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekecektir.
- SEDDK’ca yayımlanacak katılım denetim rehberi uygulamalara ışık tutacaktır.
SEDDK tarafından Yeni Yönetmelik hükümlerine uyumu sağlamak amacıyla Katılım Denetim Rehberi yayımlanacak ve bu rehber çerçevesinde uyum denetimi icra edilecektir. Ülkemizde katılım sigortacılığı faaliyeti gösteren şirketler konvansiyonel sigortacılık yapan tüm şirketlerin tabi olduğu ikincil düzenlemelere tabidirler. Bu düzenlemelere ilave olarak katılım sigortacılığı sektörüne münhasır ikincil düzenlemelere uyumlu ve uygun hareket etmeleri de zorunludur. Bununla birlikte Yeni Yönetmelikte düzenlenmeyen hususlar için sigortacılık ve bireysel emeklilik mevzuatının ilgili diğer hükümleri kıyasen uygulanabilecektir.
Sonuç
Katılım bankacılığı ve sigortacılığının, bankacılık ve sigortacılık sektörlerindeki paylarının sırasıyla yaklaşık %6,3 ve %5 seviyelerinde olması; yenilikçi, kapsayıcı ve dinamik bir katılım finans ekosisteminin oluşturulmasına yönelik çalışmaların hızlandırılması gerektiğine işaret etmektedir.
Bununla birlikte Yeni Yönetmelik; katılım sigortacılığına özgü sağlıklı bir mevzuat altyapısının oluşması, güçlü bir yönetişim kültürünün ihdasıyla kurumsal iletişim, algı ve itibar yönetimi açısından etkinliğin artırılması, sermayelerini katılım finansta değerlendirmek isteyen yatırımcıların yurda çekilmesi ve ülkemizin kalkınmasına zemin hazırlaması açısından kritik niteliktedir.
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
NOT: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.
Katılım Esasları Çerçevesinde Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik: