Kamu Haznedarlığı Yönetmeliği
I- GİRİŞ
Kamu haznedarlığı; kapsam dahilindeki kamu kurum ve kuruluşlarındaki her türlü mali kaynakların kullanım yeri ve değerlendirme yöntemine yönelik belirlenen usul ve esaslar olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizde kamu haznedarlığı; ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının, mali kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ve izlenebilmesi amacıyla uygulanmaktadır. Söz konusu uygulamanın yasal dayanağı; 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu’nun nakit, borç ve risk yönetimi başlıklı 12’nci ve düzenleme yapma başlıklı 16’ncı maddeleridir. 1996 yılında ilk olarak hayata geçirilen kamu haznedarlığı uygulaması; başlangıcından bu yana çeşitli değişikliklere uğramıştır.
Son olarak 8 Mart 2019 tarihli ve 30708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Haznedarlığı Yönetmeliği (“Yönetmelik“) ile 8 Aralık 2016 tarihli ve 29912 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği (“Tebliğ“) yürürlükten kaldırılmıştır.
II- DÜZENLEMENİN GETİRDİKLERİ
Yeni yayımlanan Yönetmelik ile yapılan önemli değişikliklere aşağıda yer verilmektedir:
- Kamu haznedarlığı uygulama usul ve esaslarını düzenleyen mevzuatın türü; “Tebliğ” olarak belirlenirken uygulama değişikliği ile “Yönetmelik” olarak düzenlenmiş ve 810 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulmuştur.
- Mevduat, ters repo faiz oranı ile katılma hesabı beklenen / tahmini getiri oranlarında değişikliğe gidilmiştir. Buna göre kamu haznedarlığı uygulaması kapsamında kamu kurumlarının mali kaynaklarının değerlendirilmesi için kamu sermayeli bankalarda tüm vadeler için uygulanacak getiri oranlarının tavanı 5’er puan düşürülmüştür. Bilindiği üzere resmi kuruluşlar mevduatının / katılım fonunun zorunlu karşılığa tabi yükümlülüklerden hariç tutulmasına yönelik yapılan değişiklik hakkında detay bilgilere 23.01.2019 tarihli yazımızda değinmiştik. Söz konusu değişiklik, kamu haznedarlığı uygulaması uyarınca kamu sermayeli bankalar dışındaki bankaların zorunlu karşılık yükümlülüklerini sınırlı şekilde etkilemişti. Bakıldığında kamu sermayeli katılım bankaları için getiri oranı tavanında yeni düzenlemeyle likidite açısından kaynak maliyetini aşağı çekebilecek önemli bir değişikliğe daha gidilmiştir.
- Yapılan düzenleme ile kamu kurumlarının “ters repo” olarak değerlendirmeyi öngördükleri mali kaynakları için uygulanacak ters repo faiz oranının Yönetmeliğin 1 no.lu ekinde yer alan ve ilgili vadelere karşılık gelen oranlardan daha yüksek olamayacağı hüküm altına alınmıştır. Böylelikle kamu kurumlarının mevduat ve katılma hesabının yanı sıra “ters repo” olarak değerlendirmeyi öngördükleri mali kaynakları için uygulanacak ters repo faiz oranlarına da tavan getirilmiştir.
- Takasbank bünyesinde faaliyet gösteren para piyasaları veya Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen Türkiye’de kurulu diğer organize para piyasalarında TL cinsi borç verme işlemleri; kamu kurumlarının mali kaynaklarını değerlendirmek amacıyla kullanabileceği finansal araçlar arasında sayılmıştır. Düzenlemeyle kamu kurumlarının; yurt içinde yerleşik bankaların yanı sıra 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca faaliyet gösteren aracı kurumlar aracılığıyla da organize para piyasalarında TL cinsi borç verme işlemlerini yapabilme imkânı mevcut haliyle korunmuştur. Böylelikle genel bütçe kapsamı dışındaki kamu kurumlarının mali kaynaklarını; kamu sermayeli bankalarda değerlendirmesini mecburi kılan bu düzenlemenin aynı zamanda getirisine konulan tavan sınırın düşürülmesiyle birlikte bu kaynakların kamu sermayeli bankalarda değerlendirilmesi yerine piyasada kullanılmasına zemin hazırlayabilecektir.
- Kamu kurumlarının, mali kaynaklarının değerlendirilmesinde faiz veya kâr payı dışında ayni ya da nakdi herhangi bir menfaat temin edemeyecekleri hükmü mevcuttaki haliyle korunmuştur. Bunun yanında yeni düzenlemeyle bankalar, bu hükme aykırı talepte bulunan kamu kurumlarını ilgili denetim kurumlarına ve/veya birimlerine iletilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bildirmekle yükümlü kılınmıştır.
- Bankalar ve aracı kurumlar, kamu kurumlarının kendileri nezdindeki mali kaynakları ile kullandıkları kredi vb. yükümlülükleri hakkındaki bilgileri, içerik ve süresi Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen şekilde hazırlamak ve göndermekle yükümlü kılınmıştır. Aksi halde idari para cezası uygulanacağı hükmedilmiştir.
- Yönetmelik, genel itibariyle eskiden olduğu gibi uygulama kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarının tasarrufları altındaki her türlü mali kaynaklarının kamu sermayeli bankalarda değerlendirilmesi zorunluluğunu devam ettirmektedir. Özel sermayeli bankalar açısından bu durum rekabet hukuku perspektifiyle irdelenmesini gerektirebilir. Bakıldığında 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un uygulanmadığı yerlerin başında hukuki statüsü itibariyle teşebbüs ve teşebbüs birliği sayılmayan yasama, yürütme gibi devlet organlarının karar ve işlemleri ile bakanlık, müsteşarlık vb. kurumların kamu gücüne dayanarak aldıkları kararlar ve icra ettikleri işlemler gelmektedir. Rekabet hukukunun uygulama alanı iktisadi yarışın gerçekleştiği sahadır. Bu bakımdan rekabeti kısıtlayıcı hükümler içerse dahi Yönetmelik, Tebliğ gibi düzenleyici işlemlere yönelik 4054 Sayılı Kanun’un uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bununla birlikte mevcut uygulama; güvenlik, üstün fayda, kamu yararı, işlem kolaylığı gibi sayılabilecek saikler ile gerekçelendirilebilecek iken özel sermayeli bankalar açısından haksız sayılabilecek bir rekabet unsuru olarak da değerlendirilebilir.
- 18.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği” ile yapılan önemli değişikliklere 23.11.2015 tarihli yazımızda değinmiştik. Bahse konu tarihten bu zamana Tebliğ’de yapılan ve Kamu Haznedarlığı Yönetmeliği’nde de mevcut haliyle korunan önemli hükümleri / değişiklikleri bilgileri tazelemek açısından aşağıda belirttik:
08.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği ile Getirilen Önemli Düzenlemeler
- Kamu kurumlarının mevduat ve katılma hesabı olarak değerlendirmeyi öngördükleri mali kaynakları için uygulanacak vadeli mevduat faiz oranı ve katılma hesabı beklenen/tahmini getiri oranının, Yönetmeliğin 1 no.lu ekinde yer alan ve ilgili vadelere karşılık gelen oranlardan daha yüksek olamayacağı ilk defa hüküm altına alınmıştır.
- Genel bütçe kapsamı dışındaki kamu kurumlarının; mali kaynaklarını kamu sermayeli bankalarda kullanabileceği finansal araçlar arasına aşağıda sayılan araçlarda dahil edilmiştir:
- Kamu sermayeli bankalar tarafından ihraç edilen borçlanma araçları
- Kamu sermayeli katılım bankalarının kaynak kuruluş/fon kullanıcı olarak yer aldığı kira sertifikaları ihracı
- Katılım bankacılığı prensiplerine uygun piyasalarda emtia alım satımına dayalı katılım bankacılığı prensiplerine uygun finansman yöntemleri
Bilindiği üzere, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, mali kaynaklarını TCMB veya muhabiri olan bankada açılacak TL cinsi vadesiz hesaplarda tutmakla yükümlüdür.
Yapılan değişiklik ışığında katılım bankacılığının gelişiminin Devlet tarafından desteklenmeye devam edildiği, kira sertifikası (sukuk) ihraçları ve kamu sermayeli katılım banka yatırımlarının önemini artıran konular arasında yer aldığı o dönem için söylenebilecektir. Bakıldığında 26.02.2019 tarihli Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Kararı ile faaliyet izni verilen kamu sermayeli Türkiye Emlak Katılım Bankası A.Ş.’nin sektöre katılması da son dönemdeki önemli gelişmelerden biridir.
28.02.2018 Tarihli Resmi Gazete’de Yayımlanan Değişiklik Tebliği ile Getirilen Değişiklikler
- Yapılan değişiklikle “Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşları” Tebliğ’de tanımlanmıştır. Ayrıca kamu kurumlarının; faaliyetleri kapsamında yaptıracakları tahsilat ve ödeme işlemleri için yurt içinde yerleşik bankalar aracılığıyla olmak koşuluyla ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarını da kullanabilecekleri hüküm altına alınmıştı. Bunun yanında ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarının, kamu kurumları adına tahsil ettikleri tutarları anlaşma yaptıkları yurt içinde yerleşik bankalarda ilgili kamu kurumu adına açılacak hesaplara işlem yapılan gün içerisinde aktarmak zorunda oldukları düzenlenmişti.
- Bilindiği üzere özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip, özel bütçeli anonim şirket statüsünde bir kalkınma ve yatırım bankası olan İller Bankası A.Ş.’nin; ana faaliyet konuları yerel yönetimlerin finansman ihtiyacını karşılamak, mahalli müşterek hizmetlere ilişkin projeler geliştirmek ve bu idarelere danışmanlık hizmeti vermek şeklindedir. Düzenlemeyle anılan Bankanın ortağı olan belediyeler ve il özel idareleri için mali kaynaklarını, Yönetmeliğin kaynakların değerlendirilmesi ve nemalandırma başlıklı 6 ncı maddesinde belirlenen koşullar çerçevesinde İller Bankası A.Ş.’de değerlendirebilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
“UYARI: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.”
KAMU HAZNEDARLIĞI YÖNETMELİĞİ (08.03.2019)