İkiz Dönüşüme Destek Programı Uygulama Esasları Belirlendi
Dünyada tüm politikaların iklim değişikliği ile mücadele ekseninde yeniden şekillendiği bir süreçten geçiyoruz. İhracat yapan Türk şirketlerini de yakından ilgilendiren önemli gelişmelerden biri, Avrupa Birliği’nde ithal edilecek ürünlerin içerdiği karbon yoğunluğuna göre vergilendirilmesini öngören Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’dır. Bu uygulama, 2026 yılı ve sonrasında emisyon kaynaklı mali yükümlülükler getirecektir.
Türkiye’de ise, cumhuriyetin yeni yüzyılında 2053 net sıfır emisyon hedefinin yanı sıra, 2030 yılı için emisyon azaltım hedefi %21’den %41’e yükseltilmiştir. 2053 vizyonu çerçevesinde On İkinci Kalkınma Planı (2024-2028) ve Orta Vadeli Program (2024-2026) ile çizilen politika ve tedbirler ışığında; iklim değişikliği ile mücadele de kamudaki politika belirleme ve çözüm geliştirmeye dönük yeşil – dijital dönüşüm çalışmalarının hızlandığını ve 2025 yılında ticari hayatta etkilerinin de hissedilmeye başlanacağını belirtebiliriz. Bu doğrultuda atılan önemli adımlardan biri de yeşil ve dijital dönüşüm olarak adlandırılan ikiz dönüşüm ile bağlantılı 2 adet Tebliğin, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 26.07.2024 tarihli ve 32613 sayılı Resmi Gazete nüshasında yayımlanmasıdır.
- Dijital Dönüşüm Destek Programı Uygulama Esaslarına İlişkin Tebliğ
- Yeşil Dönüşüm Destek Programı Uygulama Usul ve Esasları Tebliği
Bu kapsamlı destek programları, Türkiye’de yerleşik sermaye şirketlerine ikiz dönüşüm yolculuklarında önemli fırsatlar sunmaktadır. Bilhassa KOBİ’ler için bu destekler, dijitalleşme ve yeşil teknolojilere geçiş süreçlerini hızlandırarak büyümelerine katkı sağlayacaktır. Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması gibi küresel gelişmeler ışığında, ikiz dönüşüm (twin transformation) artık sadece bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu bakımdan daha yeşil, daha dijital ve daha müreffeh bir Türkiye için destek programlarının, yatırım teşviklerini daha etkin mekanizmalarla ikiz dönüşüme yönlendirmesi kritik öneme sahiptir.
Bahse konu Tebliğler ile destek programına başvuru, değerlendirme, izleme, revizyon ve tamamlama süreçlerinde tatbik edilecek kurallar ile programın yönetim detayları düzenlenmektedir. Kamu tarafında, ikiz dönüşüm destek programlarının teşvik eden bir yapıdan daha etkin, rehberlik eden bir mekanizmaya evrileceği öngörülmektedir. Program doğrultusunda, işletmelerin ikiz dönüşümde kısa, orta ve uzun vadeli ihtiyaçlarını adresleyecek yol haritalarını sunmaları beklenecektir. Sunulan yol haritalarıyla uyumlu yatırımlar, öncelikli yatırımlar uygulaması ile desteklenecektir. Söz konusu projeleri gerçekleştiren tesislere, yol haritasının uygulama süresince de “Yeşil Dönüşüm Merkezi” veya “Dijital Dönüşüm Merkezi” unvanı verilecektir. Bu merkezlerde görev alacak yeşil ve dijital dönüşüm ekipleri ile yeşil ve dijital dönüşüm kültürünün yerleşmesine ve kurumsallaşmasına hizmet etmesi öngörülmektedir. Ayrıca yakın bir zamanda http://ikizdonusum.gov.tr/ internet sitesi de kullanıma açılacak diyebiliriz.
Sonuç itibariyle ikiz dönüşüm destek programları, Türkiye’de yerleşik sermaye şirketlerine teşvik sağlamakla kalmayacak aynı zamanda yeşil ve dijital dönüşüm yolculuklarında onlara rehberlik edecektir. Bu programlar sayesinde işletmeler, atık yönetimi, enerji verimliliği, su tasarrufu gibi konularda önemli iyileştirmeler yapabilecek, yeni teknolojilere yatırım yaparak rekabet güçlerini artırabilecek ve sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlayabilecektir. Programlardan yararlanabilecek şirketlerin yeşil ve dijital dönüşüm süreçlerine aktif olarak katılmaları Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacaktır.
Sözün özü, “ikiz dönüşüm”; küresel gelişmeler ışığında şirketlerin hayatta kalabilmesi için artık sadece bir ekonomik zorunluluk değil, aynı zamanda gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için bir fırsattır.
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
“UYARI: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.”