Genel Kurul Dönemi ve Kar Dağıtımı Zorunluluğu
Özel hesap dönemine sahip olanlar hariç olmak üzere, halka açık şirketler için 2014 yılı finansal tablolarının peş peşe açıklandığı şu günlerde genel kurul sezonu da açılmış bulunuyor.
Türk Ticaret Kanunu’nun 409 uncu maddesi uyarınca olağan genel kurul toplantısı her faaliyet dönemi sonundan itibaren 3 ay içerisinde yapılır. Yani halka açık olsun ya da olmasın her anonim şirketin en geç yıllık hesap dönemini takip eden 3 ay içerisinde genel kurul toplantısı yapması zorunludur. Uygulamada kimi şirketlerde rastlandığı üzere 2-3 yılda bir genel kurul toplantısı yapılmasının ise yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Bununla birlikte Türk Ticaret Kanunu’nda genel kurul toplantısını 3 aydan sonra yapanlara yönelik bir yaptırım da düzenlenmediğinden söz konusu hükmün tavsiye niteliği taşıdığı düşünülmektedir.
Sermaye Piyasası Kurulu’nun, yürürlükten kaldırılan Seri: IV, No: 27 sayılı “Sermaye Piyasası Kanununa Tabi Olan Halka Açık Anonim Ortaklıkların Temettü ve Temettü Avansı Dağıtımında Uyacakları Esaslar Hakkında Tebliğ”inin “Temettü dağıtım zamanı” başlıklı 6’ncı maddesinde yer verilen “Temettü dağıtımı, ortaklıklarca hesap dönemini izleyen 5 inci ayın sonuna kadar tamamlanmak zorundadır.” hükmü 23.01.2014 Tarih ve 28891 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “II-19.1 sayılı Kar Payı Tebliği”nde bulunmamaktadır. Bunun yerine SPK, yeni Tebliğ’de payları halka arz edilmiş olan veya halka arz edilmiş sayılan tüm anonim ortaklıkların bir kar dağıtım politikası belirleyip bu politika doğrultusunda dağıtım yapmasını düzenlemiştir. Bu politika genel kurul kararı hükmündedir. Bu nedenle her faaliyet dönemi sonunda varsa net dağıtılabilir dönem karı matrahı üzerinden dağıtım yapılıp yapılmamasına o döneme ilişkin olağan genel kurul toplantısında karar verilir.
Başka bir deyişle, kar dağıtımına aslında, o yıla ilişkin faaliyet sonuçlarının görüşüldüğü genel kurul toplantısında karar verilir. Ancak bu genel kurul kararı, kanun, tebliğ veya esas sözleşme gibi genel kurul kararının üzerinde hüküm arz eden bir düzenleme uyarınca belirlenmiş bir kar dağıtım zorunluluğuna aykırı olamaz.
Bununla birlikte, aslında bir genel kurul kararı olan kar dağıtım politikası yeni bir genel kurul kararı ile değiştirilebileceği gibi (içinde bulunulan dönemin finansal tablolarının görüşüleceği bir sonraki olağan genel kurul toplantısından geçerli olmak üzere) kanaatimizce haklı sebeplerin varlığı halinde, bu politikaya aykırı olarak karar alınması da yasal olarak mümkündür. Nitekim politika olarak %20 oranında kar dağıtımını benimsemiş bir şirketin genel kurulunda daha yüksek dağıtım yapılması ne kadar mümkün ise hiç dağıtım yapılmamasına karar vermek de o kadar mümkün olmalıdır.
Ancak, bu durumda şirketlerin göz önünde bulundurmaları gereken husus daha önce alınan kar dağıtım politikasının uygulanmaması değil, bu politikaya güvenerek yatırım yapmış olan yatırımcıların zarar görüp görmedikleri konusudur.
Yukarıdaki örnekten devam edersek, esas sözleşmesinde her hangi bir kar dağıtım oranı öngörülmeyen bir şirketin kar dağıtım politikasında asgari %20 kar dağıtılacağı bilgisi varsa, olağan genel kurul toplantısında bu oranda bir dağıtım yapmamaya karar verilmesi durumunda bu beklenti ile yatırım yapan yatırımcıların varsa bundan görecekleri zararın tazmin edilmesi zorunluluğu ortaya çıkacaktır.
SPK, düzenleyici otorite olarak işletmelerin ekonomik kararlarına müdahale etme yetkisine sahip olmadığı gibi işletmelerin finansal yapılarına etki edecek bu tür bir kararı ortaklar yerine vermekten de kaçınmaktadır. Dikkat edilirse, daha önceki SPK düzenlemelerinde var olan asgari kar dağıtım zorunluluğu ve bunun zamanlaması, yeni Tebliğ ile yürürlükten kaldırılmış, yerine ortakların beklenti oluşturabilmeleri ve gerektiğinde haklarını arayabilmeleri için daha açık ve şeffaf bir yapı düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile amaçlanan, yatırımcıların şirket faaliyetlerinden elde edecekleri gelirden dağıtıma konu edilecek kısmın açık ve kesin bir şekilde önceden tahmin edilebilmesinin sağlanmasıdır. Başka bir deyişle yıl içinde yüksek tutarda kar elde eden şirketlerin genel kurul zamanında kar dağıtmamaya karar vermesi gibi kötü sürprizlerin yatırımcılar üzerindeki olumsuz etkisini azaltmaya yönelik bir tavır söz konusudur. Kar dağıtım politikasında çok düşük bir oranın belirlenmiş olmasına rağmen genel kurulda daha yüksek bir dağıtım kararı alınması halinde ise yatırımcıların zarar gördüğünü söylemek kolay değildir. Ancak bu durum, uzun vadeli yatırımcı çekmek isteyen şirketler için bir handikap oluşturmaktadır.
İşletmelerin yıllık faaliyetlerinin görüşüleceği, bu faaliyetlerden elde edilen karın ortaklar arasında bölüşümüne karar verileceği ve yeni dönem için yönetimin belirleneceği genel kurul toplantıları önümüzdeki bir kaç hafta daha gündemde olacaktır. Bu süreçte, şirketlerin 2014 yılı karlarının dağıtımında 2015 yılı beklentilerini dikkate alırken, mevcut ortakların da zarara uğratılmayacağı bir yapı ile hareket etmeleri sağlıklı olacaktır.
Saygılarımızla,
PROCOMPLIANCE