Firmaların Yurtdışından Sağladıkları TL Kredilerin Geri Ödemesinin Döviz Cinsinden Olması Durumunda KKDF Yükümlülüğü
TCMB’nin 02.01.2002 tarih ve 2002/YB-1 sayılı Sermaye Hareketleri Genelgesi’nin “1.6. Türkiye’de Yerleşik Kişilerce Yurt Dışından Türk Lirası Kredi Sağlanması” başlıklı maddesinde,
“Türkiye’de yerleşik kişiler Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın 17/a maddesine göre yurt dışından kredi temin etmeleri ve bu kredileri bankalar aracılığıyla kullanmaları serbest olduğundan, uluslararası piyasalardaki banka ve kredi kurumlarından Türk lirası kredi sağlayabilirler. Bu krediler yurt dışından sağlanan döviz kredisi hükümlerine göre değerlendirilecektir. Ancak Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu yönünden Türk lirası kredi veya Dövize Endeksli Türk lirası kredilere uygulanan esaslara tabi tutulacaktır.
… Bu kredilerin geri ödemesi(ana para, faiz ve masraflar) Türk Lirası ile yapılabileceği gibi ana para ve faiz alacağının kredi verenin yapacağı başvuruya istinaden döviz olarak geri ödenmesi de mümkündür. …”
denilmektedir.
Buna göre Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki banka ve kredi kurumlarından TL kredi temin etmeleri ve bu kredilerin geri ödemelerini döviz cinsinden yapmaları mümkündür.
28.07.2015 tarihinde burada “Yurtdışından Sağlanan Nakdi Kredilerde Yurda Gelen Döviz Cinsinin Kredi Sözleşmesinden Farklı Olması Halinde KDDF ve Raporlama Yükümlülükleri” başlığı ile yayımladığımız yazımızda, kredi sözleşmeleri ile yurda gelen döviz cinsinin farklı olduğu yurt dışından sağlanan nakdi kredi işlemlerinde hangi döviz cinsinin KKDF yükümlülüğüne temel teşkil edeceği konusunda Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’nın 25.06.2015 tarihli yazısı ile verdiği görüşte; bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları kredilere ilişkin KKDF hesaplamasında kredi sözleşmesinde yer alan para biriminin esas alınması gerektiğinin belirtildiğini, ayrıca, TL kredilerden geri ödemesi döviz cinsinden olanların KKDF açısından döviz kredisi olarak değerlendirilmesi ve bu kapsamda KKDF kesintisine tabi tutulması gerektiği açıklamasının yapıldığını belirtmiştik.
Maliye Bakanlığı’nın 25.06.2015 tarihli görüş yazısının bankalara ulaşmasının ardından, bu görüşe ilişkin olarak Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından T.C. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na bir başvuru yapılarak, Türkiye’de yerleşik kişilerce yurt dışından temin edilen kredilerin KKDF hesaplamasına esas olmak üzere, borca ilişkin para biriminin tespit edilmesi bakımından kredi sözleşmesinde belirlenen borcun para biriminin dikkate alınması hususu anlaşılmakla beraber, kredi sözleşmesine göre TL olarak borçlanılmış olan (kur riski ve faiz oranı bakımdan da yükümlülüklerin TL para birimi ile tekemmül ettiği) kredilerin, salt geri ödeme para biriminin yabancı para olmasından dolayı, yabancı para borçlara uygulanan KKDF oranlarının dikkate alınması hususunun anlaşılamadığı; TL cinsinden borçlanılan kredinin ödeme günü kurundan döviz karşılığı ile ödenmiş olmasının krediyi döviz kredisi yapmayacağı belirtildi.
Gelir İdaresi Başkanlığı, TBB’nin bu başvurusuna 07.04.2016 tarihli yazısı ile cevap verdi. Konuyla ilgili idarenin cevabında;
– TCMB’nin bu konuda “… banka ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları TL kredilerden geri ödemesi döviz olanların KKDF açısından döviz kredisi olarak değerlendirilmesinin uygun olacağı …” görüşünün bulunduğu,
– Gelir İdaresi Başkanlığı’na yansıyan çeşitli olaylardan da, yürürlükteki kambiyo mevzuatı çerçevesinde yurt dışından TL olarak kullanılan kredilerin geri ödemelerinin döviz olarak yapılmasının mümkün olması ve TL üzerinden yapılan kısa vadeli yurt dışı borçlanmalarda KKDF maliyetinin daha az olması nedenleriyle şirketler tarafından yurt dışından Türk Lirası borçlanılıp kredi geri ödemelerinin döviz olarak yapılmasının talep edildiği, böylelikle KKDF ödemesinden kısmen kaçınılmaya çalışıldığının anlaşıldığı belirtilerek daha önce bu konuda 25.06.2015 tarihli yazılarında yaptıkları açıklamaya ilave edilecek bir husus olmadığı belirtiliyor.
Bu çerçevede; bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları ve bankalar aracılığıyla ülkemize getirdikleri TL kredilerden geri ödemesi döviz cinsinden olanların KKDF açısından döviz kredisi olarak değerlendirilmesi ve bu çerçevede KKDF kesintisi yapılması gerektiği anlaşılıyor.
KKDF Hakkında 6 Sıra No.lu Tebliğe göre, KKDF kesintileri TL kredilerde tahakkuk ettirilen faiz tutarı üzerinden, döviz kredilerinde ise kredinin kullanıldığı tarihteki kredi anapara tutarı üzerinden hesaplanmaktadır. Aynı Tebliğe göre bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları döviz ve altın kredilerinde (fiduciary işlemler hariç) güncel KKDF kesintisi oranları ise aşağıdaki şekildedir:
i) Ortalama vadesi 1 yıla kadar olanlarda %3,
ii) Ortalama vadesi 1 yıl (1 yıl dahil) ile 2 yıl arasında olanlarda %1,
iii) Ortalama vadesi 2 yıl (2 yıl dahil) ile 3 yıl arasında olanlarda %0,5,
iv) Ortalama vadesi 3 yıl (3 yıl dahil) ve üzerinde olanlarda %0.
Buna göre, bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları Türk Lirası kredilerden geri ödemesi döviz cinsinden olanların KKDF açısından döviz kredisi olarak değerlendirilmesi ve bu çerçevede kredinin kullanıldığı tarihteki kredi anapara tutarı üzerinden KKDF kesintisi yapılması gerekecektir.
Saygılarımızla,
ProCompliance