Finansal Hizmetlerde Uzaktan İletişim Araçlarıyla Mesafeli Sözleşmelerin Kurulmasına İlişkin Taslak Torba Kanunun Getirdikleri
Dijitalleşme hayatın her sahasını derinden etkileyen global trendlerin başında gelmekte ve özellikle küresel çaptaki koronavirüs (COVID-19) salgını ile ortaya çıkan yeni konjonktür, finansal kuruluşların alternatif dağıtım kanallarının güçlendirilmesini ve iş modellerinin değişimini zorunlu kılmaktadır. Nitekim COVID-19 salgınının tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz finans sektöründe oluşturduğu olumsuzlukların en aza indirilmesine yönelik ortaya çıkan gereklilikler ile teknoloji ve iletişimdeki devasa ilerlemeler, artan dijital uygulamalarla bütünleşik bir takım tedbirlerin alınmasını da kaçınılmaz hâle getirmektedir. Bu gelişmeler; buna uygun kuralların ve hukuk uygulamalarının ortaya çıkmasına da öncülük etmektedir.
Bu bağlamda Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunulması gündemde olan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Taslağı” (Kanun Taslağı) ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun müşteri hakları başlıklı 76.maddesinde, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun sözleşme şartları başlıklı 24.maddesinde ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun faktoring sözleşmesi başlıklı 38 ve finansman sözleşmesi başlıklı 39.maddelerinde değişikliğe gidilmesi planlanmaktadır. Söz konusu değişikliklerin yasalaşması halinde kişiler, uzaktan erişim vasıtasıyla şubeye gitmeden banka müşterisi, kart sahibi olması ve faktoring / finansman sözleşme ilişkisinin kurulması gibi süreçleri dijital ortamda işletilebilecektir.
Bu konulara değinilen 25.04.2016 tarihli Finansal Hizmetlerde Hangi Sözleşmeler Mesafeli Olarak Düzenlenebilir adlı inceleme yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Bu yazımızın konusunu ise 62 maddeden oluşan Kanun Taslağı’ndaki anılan Kanunlarda yapılması planlanan değişiklikler oluşturmaktadır:
- 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 76.maddesinde Yapılması Planlanan Değişiklik
Bankalar ile bireysel müşteriler arasındaki sözleşmelerin şeklini düzenleyen 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun müşteri hakları başlıklı 76.maddesinin ikinci fıkrasında yapılması planlanan değişiklikle bireysel veya ticari ayrımı gözetmeksizin müşterilerin banka şubelerine gitmeden uzaktan erişim vasıtasıyla banka müşterisi olabilmesine yönelik bir düzenlemeye gidilmektedir. Söz konusu planlanan değişiklikle bankalar ve müşteriler arasındaki sözleşmeler; yazılı olarak veya uzaktan iletişim araçlarıyla mesafeli olarak ya da BDDK’nın yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirlediği ve bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek diğer yöntemler yoluyla kurulabilecektir. Böylelikle, bankalar ile müşteriler arasında ilk defa sözleşme ilişkisi kurulması esnasında bankaların potansiyel müşterilerle yüz yüze gelme ihtiyacının ortadan kaldırılması ve sürecin dijital ortamda başlayıp dijital ortamda sonlanmasının önünün açılmasının amaçlandığı görülmektedir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından 31069 sayılı ve 15.03.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 1 Temmuz 2020 tarihinde yürürlüğe girecek olan Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliği’nin uzaktan kimlik tespiti ve üçüncü tarafa güven başlıklı 43.maddesinde 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ve alt düzenlemelerinde yer alan yükümlülükler saklı kalmak kaydıyla, müşterinin veya müşteri adına hareket eden kişinin kimliğini tespit etmek amacıyla uzaktan kimlik tespiti yöntemleri kullanabileceği düzenlenmişti. Ayrıca uzaktan kimlik tespiti uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi BDDK’ya verilmişti.
Bununla birlikte bankalar ile müşteriler arasında ilk defa sözleşme ilişkisi kurulması esnasında zorunlu olarak yüz yüze yapılan işlem(ler)in elektronik ortamda da aynı güven seviyesinde yapılabiliyor olması önem arz etmektedir. Bilindiği üzere suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanı ile ilgili yasalar ülkeler özelinde farklılık göstermekle birlikte ülkemizinde üyesi olduğu Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force – FATF) bu konu özelinde standart koyucu bir organ niteliği taşımaktadır. Bu açıdan FATF Başkanı’nın 1 Nisan 2020 tarihinde COVID-19 ve yasadışı finansmanla mücadele tedbirleri konusundaki açıklamasında özü itibariyle sosyal izolasyon nedeniyle insanların hareket kabiliyetinin kısıtlandığı bu dönemde, dijital uygulamaların virüsün yayılma hızını azaltacağı, COVID-19’un getirdiği sorunların çözümünde finansal teknolojilerin kullanımının önemli fırsatlar sunduğu, uzaktan kimlik doğrulama ve müşteri tanıma yöntemleri ile finansal sistemin varlığını sürdürebileceğini belirterek Mart 2020’de yayımladıkları Dijital Kimlik Rehberi’ne (Guidance on Digital ID) de yönlendirme yaptığı görülmektedir.
Dijital kimlik kavramını hayatımıza katacak olan bu uygulamalar ile bankalar, müşteri veya müşteri adına hareket eden kişinin kimliğini uzaktan kimlik tespiti yöntemleri ile tespit edebilecek ya da bunu yapmak için, söz konusu kişilere daha önce kimlik tespiti yapmış başka bir bankadan açık bankacılık servisleri aracılığıyla hizmet alabileceklerdir. Bu sayede, bankaların müşteri tanı ve kabul süreçleri dijitalleşirken, müşteriler de kullanıcı deneyimi açısından yazılı ve imzalı evraklarla uğraşmak gibi bürokratik süreçlerden kurtulacaklardır. Bilindiği üzere tüketiciyi korumak için artan düzenlemeler ve tüketicinin bilgilendirilmesi yükümlülükleri, işlem sürelerini ve imza atılması gereken evrakları artırması sebebiyle müşteri memnuniyetsizliklerine sebebiyet verebilmektedir. Bu konulara değinilen 31.01.2015 tarihli “Finansal Hizmetlerde Mesafeli Sözleşme Dönemi Başlıyor” adlı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
- 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 24.maddesinde Yapılması Planlanan Değişiklik
Kart çıkaran kuruluşlar ile kart hamilleri arasındaki sözleşmelerin şeklini düzenleyen 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun sözleşme şartları başlıklı 24.maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yapılması planlanan değişiklikle bankalar ile müşteriler arasında kredi kartı sözleşme ilişkisinin uzaktan iletişim araçları vasıtasıyla mesafeli olarak da kurulabilmesinin ve fiziki belge ve ıslak imza kullanılmadan BDDK’nın yazılı şeklin yerine geçeceğini belirlediği günün teknolojisine uygun diğer yöntemlerin de kullanılabilmesinin önünün açılmasının amaçlandığı görülmektedir. Bu kapsamdaki sözleşmeler; yazılı olarak veya uzaktan iletişim araçlarıyla mesafeli olarak ya da BDDK’nın yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirlediği ve bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek diğer yöntemler yoluyla kurulabilecektir.
- 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 38 ve 39.maddelerinde Yapılması Planlanan Değişiklik
Faktoring / finansman şirketleri ile müşteriler arasındaki sözleşmelerin şeklini düzenleyen 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun faktoring sözleşmesi başlıklı 38.maddesinin ikinci fıkrası ve finansman sözleşmesi başlıklı 39.maddesinin üçüncü fıkrasında yapılması planlanan değişikliklerle söz konusu şirketlerin müşteriler arasındaki sözleşme ilişkisinin uzaktan iletişim araçları vasıtasıyla mesafeli olarak da kurulabilmesinin ve fiziki belge ve ıslak imza kullanılmadan BDDK’nin yazılı şeklin yerine geçeceğini belirlediği günün teknolojisine uygun diğer yöntemlerin de kullanılabilmesinin önünün açılmasının amaçlandığı görülmektedir. Bu kapsamdaki sözleşmeler; yazılı olarak veya uzaktan iletişim araçlarıyla mesafeli olarak ya da BDDK’nın yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirlediği ve bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek diğer yöntemler yoluyla kurulabilecektir.
Söz konusu değişikliklerle Devletin 2019-2023 dönemini kapsayan 11.Kalkınma Planı’nda finansal kuruluşların müşterileriyle yaptıkları işlemlerde fiziki belge ve ıslak imza kullanımının azaltılmasına yönelik düzenlemelerin yapılmasına ilişkin 248.7 no.lu politika tedbirindeki aksiyonlarında hayata geçirilmekte olduğu görülmektedir. Dolayısıyla COVID-19 salgını ile ortaya çıkan yeni konjonktür, ülkemizdeki gelişmeler ve istikametinin seyri; finans sektöründeki dijital ekosistem tasarımını tamamlayacak adımların atılmaya devam edileceğine işaret etmektedir. Yapılması planlanan değişikliklerin yasalaşması halinde E-Devlet’ten Dijital Türkiye Versiyon 1.1’e giden süreçte devletin sıfır belge politikasına binaen vatandaş ile özel sektör üzerindeki bürokratik yükleri azaltmak amacıyla Dijital Türkiye platformuna entegre çözümlerinde hayata geçirilebileceği zikredilmektedir.
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
NOT: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Taslağı: