EMIR’in Türkiye Uyarlaması: Veri Depolama Kuruluşlarına Yapılacak Raporlamalara İlişkin Tebliğ Taslağı
Kısa adı “EMIR” olan “European Market Infrastructure Regulation”, 2008 yılında Lehman Brothers’in battığı ve birçok global bankanın büyük mali zararlara uğradığı finansal kriz sonrasında türev ürünlere ilişkin tezgahüstü piyasalarda şeffaflığın artırılması amacıyla bu işlemlerin merkezi bir otoriteye (The European Markets and Securities Authority (ESMA)) bildirilerek izlenmesini sağlamak üzere Avrupa Birliği’nde ortaya çıkmış bir mevzuattı.
Türk bankaları da Avrupa Birliği’nde faaliyet gösteren bu raporlamaya tabi bankalarla yaptıkları türev işlemler dolayısıyla kısmi olarak bu mevzuat kapsamındaki işlemlerin mutabakatı, LEI numarası temini ve çalışılacak merkezi karşı tarafın seçimi gibi yükümlülüklere tabi idi. Avrupa Birliği’nde 2012 yılı ortalarında yayımlanan ve 15 Mart 2013 tarihinde devreye giren EMIR’in yerel mevzuatımıza ilk yansıması 30.12.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn)”nun “Veri Depolama Kuruluşları“na ilişkin 87 nci maddesi ile olmuştu. Bu maddeye göre Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) sistemik riskin gözetimi ve finansal istikrarın korunması amacıyla, sermaye piyasasında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak bu işlemleri gerçekleştirenlerden, bu işlemlere ilişkin bilgilerin, belirleyeceği şekil ve içerikte, doğrudan kendisine veya yetkilendireceği bir veri depolama kuruluşuna bildirilmesini isteyebilme konusunda yetkilendirilmişti.
SERMAYE PİYASASI KANUNU
Veri depolama kuruluşları
MADDE 87 – (1) Sistemik riskin gözetimi ve finansal istikrarın korunması amacıyla, Kurul, sermaye piyasasında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak, bu işlemleri gerçekleştirenlerden, bu işlemlere ilişkin bilgilerin, belirleyeceği şekil ve içerikte, doğrudan kendisine veya yetkilendireceği bir veri depolama kuruluşuna bildirilmesini isteyebilir. Bu madde kapsamında, bildirim yapmakla yükümlü olanlar, özel mevzuatındaki gizlilik ve sır saklama yükümlülüklerini ileri sürerek talep edilen bilgileri vermekten imtina edemez.
(2) Bildirimin Kurul tarafından yetkilendirilen bir veri depolama kuruluşuna yapılması durumunda, ilgili veri depolama kuruluşunun yükümlülüğü, bilgilerin hangi şekil ve ortamda tutulacağı ile bu madde kapsamındaki görevlerine yönelik faaliyet usul ve esasları Kurulca yapılacak düzenleme ile belirlenir.
(3) Veri depolama kuruluşları nezdindeki bilgilerin kamu tüzel kişileri dâhil üçüncü kişiler ile paylaşımı Kurulun onayına tabidir. Bu fıkranın uygulanmasında kişisel verilerin kullanılmasına ilişkin mevzuata riayet edilir.
(4) Kurul, veri depolamada etkinliğin artırılması amacıyla, Türkiye’de finansal işlem gerçekleştiren gerçek ve tüzel kişilerin, Kurulca belirlenecek bir kurumdan tanımlayıcı bir kod veya numara almalarını zorunlu tutabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurulca düzenlenir.
SPK, 03.04.2015 tarih ve 2015/427 sayılı toplantısında da, SPKn’nun 87 nci maddesi uyarınca “Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. (MKK)“yi veri depolama kuruluşu olarak yetkilendirmiş ve MKK bu görevlendirme çerçevesinde tezgahüstü piyasalarda gerçekleştirilecek türev işlemlerin uluslar arası standartlarda MKK’ya raporlanmasını sağlayacak “e-VEDO: Elektronik Veri Deposu” projesini başlatmıştı. MKK’nın konuyla ilgili 716 No’lu Genel Mektubu’nda yapılan açıklamada bu kapsamda yatırım kuruluşlarınca MKK’ya yapılacak ilk bildirimlerin 2016 yılının ilk çeyreğinde başlamasının hedeflendiği bildirilmişti. Bu konuda belirtilen tarihlerde bir raporlama başlamamış olsa da konuya ilişkin alt mevzuat yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. SPK tarafından 10 Mart 2016 tarihinde kuruluş birliklerine,
1- Veri Depolama Kuruluşunun Faaliyet, Çalışma ve Denetim Esasları Hakkında Yönetmelik Taslağı ile
2- Veri Depolama Kuruluşlarına Yapılacak Raporlamalara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ Taslağı’nın dağıtımı yapıldı.
SPK’nın hazırladığı taslak düzenlemelerden ilki veri depolama kuruluşu olarak seçilen MKK’nın bu kapsamda yürüteceği faaliyet esaslarını düzenlerken “Veri Depolama Kuruluşlarına Yapılacak Raporlamalara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ Taslağı” (Tebliğ Taslağı) yatırım kuruluşlarının, kaldıraçlı işlemler hariç olmak üzere tezgahüstü türev araç işlemlerine ilişkin MKK’ya yapacakları raporlamalara ilişkin esas ve usulleri belirliyor.
Bu çerçevede banka ve aracı kurum gibi yatırım kuruluşlarına Tebliğ Taslağı ile getirilen yükümlülükleri ve Taslak Tebliğ’deki önemli hususları aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:
Hangi İşlemler Raporlamaya Tabi Olacak?
Kaldıraçlı alım satım işlemleri (Foreks) hariç olmak üzere tezgah üstü türev araç işlemleri SPK tarafından veri depolama kuruluşu (VDK) olarak seçilen MKK’ya raporlanacak. Yatırım Kuruluşları tezgah üstü piyasalarda kendi portföyleri için veya alım satım aracılığı faaliyeti kapsamında müşterileri ile akdedikleri veya akdedilmesine aracılık ettikleri türev araç sözleşmelerini çifte kayda yol açmayacak şekilde MKK’ya raporlayacaklar.
Diğer bir ifadeyle kaldıraçlı alım satım işlemleri ve borsalar ve teşkilatlanmış diğer pazarlarda yapılan türev araç işlemleri raporlama yükümlülüğü dışında.
Raporlama Yükümlülüğü Kim Tarafından Yerine Getirilecek?
Taslak Tebliğin 6 ncı maddesinde işlemlerin tipleri ve karşı taraflarına göre raporlama yükümlülüğünü yerine getirecek kuruluşlar belirlenmiş durumda. Buna göre:
1- İki yatırım kuruluşu arasında akdedilen tezgah üstü türev araç sözleşmelerinde bildirim yükümlülüğü her iki yatırım kuruluşuna ait.
2- Yatırım kuruluşlarının müşterileri ile akdettikleri ya da müşterileri adına karşı tarafı yurtdışında olacak şekilde akdedilmesine aracılık ettikleri tezgah üstü türev araç sözleşmeleri ile hazine işlemleri nedeniyle yurtdışında yerleşik kişilerle akdettikleri tezgâh üstü türev araç sözleşmelerinde raporlama yükümlülüğü ilgili yatırım kuruluşuna ait.
3- İşlem aracılığı faaliyetine yetkili yatırım kuruluşlarının müşterileri adına karşı tarafı yurtiçinde yerleşik bir yatırım kuruluşu olacak şekilde akdediimesine aracılık ettikleri tezgah üstü türev araç sözleşmelerinde, raporlama yükümlülüğü sözleşmenin tarafı olan portföy aracılığı faaliyetine yetkili yatırım kuruluşuna ait.
4- Takası yurtiçinde yerleşik bir Merkezi Karşı Taraf (MKT) tarafından gerçekleştirilen işlemlerde raporlama yükümlülüğü yurtiçi yerleşik MKT tarafından yapılacak. Takası yurtdışında yerleşik bir MKT tarafından gerçekleştirilen işlemlerde ise raporlama yükümlülüğü ilgili yatırım kuruluşu ya da yurtdışı yerleşik MKT tarafından yerine getirilebiliyor.
Raporlama Yükümlülüğünün Devri
Taslak Tebliğ’in 7 ncı maddesine göre (Taslak Tebliğ’de 7 nci madde yerine sehven iki defa 6 ncı madde kullanılmış, biz madde numarasını düzelterek ifade ettik) yatırım kuruluşları Tebliğ kapsamındaki raporlama yükümlülüklerini sözleşmenin karşı tarafı olan yatırım kuruluşuna veya sözleşmede taraf olmayan üçüncü bir yatırım kuruluşuna devredebiliyor. Ancak, bu devrin Tebliğ kapsamındaki veri sağlama yükümlülüğünü ortadan kaldırmaktan çok raporlamayla ilgili mutabakat yükümlülüğünün devri gibi amaçlara hizmet edebileceğini düşünüyoruz.
Raporlamanın Başlayacağı Tarih
Tebliğ’de raporlama ile ilgili iki kritik tarih var: 01.04.2016 ve 01.10.2016 tarihleri. Tebliğe göre yatırım kuruluşları için raporlama yükümlülüğü 01.10.2016 tarihinden itibaren başlıyor. 01.10.2016 tarihinden önce yapılmış ve halen yaşayan sözleşmelerin raporlanması için ise ek süreler belirlenmiş. Buna göre;
- 01.04.2016 tarihinden önce akdedilmiş ve 01.10.2016 tarihi itibariyle sonuçlandırılmamış olan türev araç sözleşmeleri 01.01.2017 tarihine kadar,
- 01.04.2016 tarihinden önce akdedilen ancak 01.04.2016 tarihi itibarıyla sonuçlandırılmamış türev araç sözleşmeleri de 01.07.2017 tarihine kadar
MKK’ya raporlanacak.
Raporlama İşlemi Takip Eden Gün Yapılacak
Raporlanması istenen veriler Tebliğ’in eklerinde belirlenmiş durumda. Bu çerçevede, iki ayrı tablo halinde “sözleşmenin taraflarına ilişkin bilgiler” ile “sözleşme detaylarına ilişkin bilgiler”in raporlanması isteniyor. Raporlanacak sözleşmenin detayları en geç işlemin akdedilmesi, sözleşmede değişiklik yapılması, sonuçlandırılması ya da sonlandırılmasını takip eden iş gününde MKK’ya bildirilecek. Bu haliyle oldukça dinamik bir raporlama yapısı kurulmuş. Yatırım kuruluşlarının da tezgah üstü türev araç işlemlerinin kayıt ve raporlama süreçlerini bu yapıya uygun hale getirmeleri gerekecektir.
İşlemlerin Günlük Bazda Değerlemesinin Yapılması Gerekecek
Taslak Tebliğ’in yatırım kuruluşlarına getireceği en önemli değişikliğin tezgah üstü işlemlerin ve teminatlarının değerlemesinin günlük bazda yapılması noktasında olduğunu düşünüyoruz. Tebliğe göre Raporlama yükümlülüğüne tabi kuruluşlar, raporladıkları sonuçlandırılmamış olan sözleşmelerin değerlerini ve teminat değerlerini günlük bazda piyasa fiyatına göre değerlemekle yükümlü. Piyasa fiyatına göre değerlemenin mümkün olmadığı durumlarda Tebliğ değerlemenin bir modele göre yapılmasına da izin veriyor. Değerlemeye ilişkin bildirimler de takip eden iş günü MKK’ya raporlanacak. Günlük bazda değerleme konusu yatırım kuruluşlarının muhasebe sistemlerinde ek geliştirme ve yatırım yapılmasını gerektirebilir.
Tezgah Üstü Türev İşlemlere İlişkin Mutabakat Süreçleri Değişebilir
Tebliğ, yatırım kuruluşlarını, MKK’ya yapılacak raporlamalarda bildirilecek detaylar üzerinde işlemin taraflarıyla mutabakat sağlamakla yükümlü kılıyor. Mutabakat sağlamaya ilişkin usul ve esaslar MKK tarafından belirlenecek. Mutabakat sürecine ilişkin MKK tarafından yapılacak düzenlemelerin de yatırım kuruluşlarının mevcutta bu konu ile ilgili oluşturdukları süreçlerinde değişiklikler ortaya çıkarabileceğini düşünüyoruz.
Sır Saklama Yükümlülüğü
Taslak Tebliğ’de raporlama yükümlülüğüne tabi kuruluşların özel mevzuatındaki gizlilik ve sır saklama yükümlülüklerini ileri sürerek talep edilen bilgileri vermekten imtina edemeyecekleri belirtiliyor. Aynı hüküm SPKn’nun 87 nci maddesinde de bulunduğu için tezgah üstü türev işlemlerle ilgili müşteri verilerini de içerecek bilgilerin MKK’ya raporlanmasının bankalar için Bankacılık Kanunu’ndaki, diğer şirketler için ise Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gibi özel kanunlardaki düzenlemelere aykırılık oluşturmayacağı görülüyor.
Kimlik Kodu (LEI) Kullanma Zorunluluğu
Taslak Tebliğ ile yatırım kuruluşlarına getirilen yeni ve önemli bir başka yükümlülüğün de raporlamalarda; tezgâh üstü türev sözleşmelere taraf olan diğer tüzel kişiler ile MKT ve takas üyesi tüzel kişileri tanımlamak için Tüzel Kişilik Kimlik Kodu (LEI- Legal Entity Identifier) kullanılması zorunluluğu olduğunu düşünüyoruz. Raporlamalarda, Tüzel Kişi Kimlik Kodu’na sahip olmayan tüzel kişi tarafları tanımlamak için, taraflarca bu kod temin edilene kadar bu kişilere ait vergi kimlik numarası (VKN) kullanılabilecek. LEI ve VKN’dan her ikisinin de bulunmadığı tüzel kişiler için ise bu kod temin edilene kadar bu kişilere ait ISO 9362 İle uyumlu İş Kimlik Kodu (BIC- Business Identifier Code) kullanılacak.
Tüzel Kişilik Kimlik Kodu (LEI) temin edilmesi için yatırım kuruluşlarına Taslak Tebliğ’in Geçici 1 inci maddesi ile raporlamanın başlangıç tarihi olan 01.10.2016 tarihinden itibaren 1 yıllık süre tanınmış. Bu kod mevcutta ülkemizde ücreti karşılığında Takasbank tarafından tahsis ediliyor (www.leiturkey.com). Daha önce AB bölgesindeki finansal kuruluşlarla tezgah üstü türev işlem gerçekleştirmiş Türk banka ve aracı kurumları EMIR mevzuatı kapsamında bu kodu teminat etmiş ve işlemin karşı tarafı olan AB finansal kuruluşlarına bildirmişti. Şimdi herhangi bir şekilde bu kodu temin etmemiş banka ve aracı kurumlar ile diğer tüzel kişilikler de yerel mevzuatımız uyarınca bu kodu temin etmek durumunda olacak. Burada banka ve aracı kurumların işlemin karşı tarafı olan tüzel kişi müşterilerinden bu kodu alarak müşterilerinin özlük bilgileri arasına kaydetmeye ve raporlamaya ilişkin bir süreç oluşturmaları gerekecek. Tezgah üstü türev işlem yapan şirketler için ise bu kodun temini için Takasbank’a başvurulması ile tahsis ve her yıl bu koda ilişkin bir bakım ücreti ödenmesi maliyeti oluşacaktır.
Sözleşmeye taraf olan gerçek kişileri tanımlamak için ise T.C. Kimlik numarası (TCKN), T.C. Kimlik numarasının bulunmadığı durumlarda yabancı kimlik numarası (YKN), T.C. Kimlik numarası ya da yabancı kimlik numarasının bulunmadığı durumlarda da müşteri kodu kullanılacak.
İşlem Kodu Kullanımı Zorunluluğu
Tebliğ’in yatırım kuruluşları için getirdiği bir diğer önemli yükümlülükte, VDK (MKK)’ya yapılacak raporlamalarda, taraflarca her sözleşme için mutabık kalınan özgün bir işlem kodu kullanılması zorunluluğu. Raporlamada işlem kodunun,
- MKT tarafından takası gerçekleştirilen sözleşmelerde MKT,
- İki yatırım kuruluşu tarafından akdedilen sözleşmelerde satıcı olan yatırım kuruluşu,
- Yatırım kuruluşlarının müşterileri ile akdettikleri ya da akdedilmesine aracılık ettikleri sözleşmelerde raporlama ile yükümlü yatırım kuruluşu,
tarafından üretilmesi gerekiyor. İşlem kodunun üretilmesine ilişkin usul ve esaslar MKK tarafından yapılacak bir alt düzenleme ile ileriki tarihlerde belirlenecek. Bu konuda da, yatırım kuruluşlarının MKK tarafından yayımlanacak düzenlemeyi bekleyerek oluşturulacak esaslar çerçevesinde her bir sözleşme için özgün bir işlem kodu oluşturulması ve bunun MKK’ya raporlanması sürecini kurmaları gerekecek. İşlem kodu mevcutta banka ve aracı kurumlarda her bir işlem için arka planda bilgi işlem sistemleri tarafından oluşturuluyor. Ancak, MKK’nın bu kodun oluşturulmasına ilişkin ayrı bir süreç veya kodlama tekniği belirlemesi halinde bu konu bilgi işlem sistemlerinin alt yapısında bir geliştirme gerektirebilir.
Ürün Kodlarının Kullanımı
Taslak Tebliğ son olarak raporlamalarda işlem başına olduğu gibi türev araç tipine (ürüne) özelde bir kod kullanılmasını istiyor. Bu kod AB’de kabul gören özel bir kod olabiliyor. AB’de kabul gören özgün bir kodun bulunmaması halinde ise raporlamada türev araç sözleşmesi, ISO 6166 ISIN kodu ya da Alternatif Araç Kodu (AH -Alternatif Instrument Identifier) ile uygun ISO 10962 CFI kodunun birleşimi ile tanımlanabilecek. Bu kodların raporlamalarda kullanılmasının mümkün olmadığı durumlarda ise tezgah üstü türev araçlar Tebliğ’de belirlenen tip (fark sözleşmeleri, forward oran sözleşmeleri, forward, future, opsiyon ve diğer sözleşmeler) ve sınıflarına (emtia, kredi, döviz kuru, hisse senedi, faiz oranı, diğer) göre raporlanacak.
Hamdi GİRGİN
“ÖNEMLİ NOT: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir.”
1 Cevap
[…] Tebliğ taslak halinde iken yaptığımız incelemeye ilişkin yazımızı 24 Nisan 2016 tarihinde yayınlamıştık. Tebliğ taslak hali ile karşılaştırıldığında en önemli farklılığın […]