BDDK’ca Yayımlanan Likidite Riskinin Yönetimine İlişkin Rehber-Bölüm I
Bankaların İç Sistemleri ve İçsel Sermaye Yeterliliği Değerlendirme Süreci Hakkında Yönetmelik’in (Yönetmelik) “Risk yönetiminin amacı ve risk yönetim sisteminin tesisi” başlıklı 35 inci maddesi çerçevesinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 19.03.2015 tarihli Likidite Riskinin Yönetimine İlişkin Rehber yayımlanmıştr. Bu rehberle ortaya konulan ilkelerle likidite risk yönetiminin etkinliğinin ve yeterliliğinin sağlanmasının amaçlandığı ifade edilmektedir.
Rehber kapsamlı olduğunda 2 bölüm halinde ele alınmış olup, “Bilgi Sistemleri”bölümüne kadar olan bölümü bu yazıda değerlendirilmiş olup Rehberin kalan kısmı ikinci yazı ile ele alınacaktır.
Bu rehberde genel olarak aşağıdaki konular ele alınmaktadır.
- a) Likidite riski yönetim yapısı,
- b) Likidite riski yönetiminde organizasyon yapısı,
- c) Likidite riskine ilişkin strateji, politika ve prosedürler,
- d) Likidite riski yönetim süreci,
- e) Acil ve beklenmedik durum planı ile iş sürekliliği planı.
Likidite Riski Yönetim Yapısının Oluşturulması
İlke 1. Bankalarda faaliyetlerin emin bir şekilde sürdürülmesini temin edecek strateji, politika ve prosedürlerin yer aldığı etkin bir likidite riski yönetim yapısı oluşturulmalıdır. Likidite riski yönetiminde normal ekonomik koşullarda veya teminatlı/teminatsız fon kaynaklarına erişimin ciddi şekilde zorlaştığı ya da imkansızlaştığı stres koşullarında alınacak tedbirler ve gerçekleştirilecek uygulamalar yazılı hale getirilmelidir. Bu uygulamaların bünyesinde; her türlü ekonomik koşulda yeterli likidite düzeyinin teminini sağlayan, teminata konu edilmemiş yüksek kaliteli likit varlıklardan oluşan bir likidite tamponunun tesis edilmesine ilişkin kurallar da yer almalıdır.
İlkede kastedilen likidite riski yönetim yapısı ile likidite riski stratejisi, politikaları ve prosedürleri (iş akış şemaları dahil olmak üzere) oluşturulması, bu strateji, politika ve prosedürlerin Yönetim Kurulunca onaylanarak yürürlüğe konması gerektiği anlamı çıkmakta. Yapı derken ayrı bir likidite riski yönetim ekibi veya birimi kurulması zorunluluğu olduğu yönünde bir anlam çıkmamakta.
Bankalarca günlük likidite ihtiyaçlarının karşılanabilmesi, piyasa veya banka kaynaklı likidite krizi dönemlerinde banka faaliyetlerinin emin bir şekilde sürdürülebilmesi amacıyla, bu gibi durumlarda alınacak tedbirler ve gerçekleştirilecek uygulamaların yazılı hale getirilmesi, gerekli politikaların oluşturulması esastır.
Dikkate çeken diğer bir konu, likidite sıkışıklığının yaşandığı ekonomik koşullarda dahi kullanılabilecek sağlam bir likidite kaynağı teşkil eden likidite tamponu oluşturulması zorunluluğudur.
Bankaların faaliyet gösterilen piyasanın ve likidite profilinin özelliklerine göre yeterli sermaye ile çalışıldığına ilişkin değerlendirme yapmaları gerekecek
Likidite Riski Yönetimi
İlke 2. Üst düzey yönetim, likidite riskinin likidite risk iştahı ile uyumlu olarak etkin bir şekilde yönetilmesini ve yeterli likiditenin sürekli olarak elde bulundurulmasını sağlayacak strateji, politika ve prosedürleri geliştirmeli, gerekli uygulamaları hayata geçirmelidir. Üst düzey yönetim, likidite durumuna ilişkin verileri sürekli izleyerek, rutin raporlamalar ile yönetim kurulunu bilgilendirmelidir. Yönetim kurulu, likidite riski yönetimine ilişkin strateji, politika ve uygulama sonuçlarını yeterli sıklıkta gözden geçirmelidir.
Yönetim Kurulunun Görevleri
Yönetim Kurulunun Likidite Risk İştahına İlişkin Görevleri
İlke 3. Yönetim kurulundan; normal ve stresli ekonomik koşullar altında bankanın tür ve büyüklük olarak üstlenebileceği, banka politika ve stratejileri ile uyumlu yazılı bir likidite risk iştahı belirlemesi beklenmekte.
Bankaların faaliyetlerinin büyüklüğü, finansal yapısı gibi ölçütlere uygun bir risk iştahı belirlenmesi gerekirken, bu iştahın, bir ay veya daha uzun süre stresli ekonomik koşullarda faaliyetlerin emin bir şekilde sürdürülebilmesini temin edebilecek özellikte olması beklenmekte.
Likidite risk iştahının normal ekonomik koşullarda alınmak istenen likidite riski düzeyi yüksek/orta; stresli ekonomik koşullarda düşük şeklinde kalitatif bir belirleme yapmaya elverecek şekilde olması, yasal düzenlemelerde yer alan yasal likidite oranlarına ilaveten, içsel bir limit tesis edilmesi, likidite sıkışıklığının yaşandığı dönemlerde faaliyetlerin emin bir şekilde sürdürülebilmesini temin edecek asgari limitlerin belirlenmesi, muhtelif vade dilimlerine ilişkin azami likidite riski düzeyi gibi kantitatif ölçütleri de içerecek kapsamda bir risk iştahının belirlenmesi ve likidite risk yönetim politikasında risk iştahının dikkate alınması gerekmekte.
Bankanın likidite pozisyonuna ilişkin ortaya çıkabilecek sorunlara dair asgari olarak aşağıda sayılan acil durumlarda yönetim kurulunun derhal bilgilendirilmesi beklenmekte.
- Fonlama maliyetlerindeki önceden belirlenmiş eşik seviye/değer üstünde artışlar,
- Muhtelif vadelerdeki fon açıklarında meydana gelen önemli artışlar,
- Fon kaynaklarındaki yoğunlaşmalar,
- Önemli büyüklükte fon temin edilen piyasalardaki olumsuz gelişmeler,
- Alternatif fon kaynaklarında meydana gelen azalışlar,
- Limitlerin önemli bir tutarda veya sıklıkla aşılması,
- Likidite tamponunda yer alan herhangi bir işlemde teminata konu edilmemiş ve likiditesi yüksek varlıklarda kompozisyon ve miktar olarak meydana gelen önemli değişmeler ve azalışlar,
- Teminata verilen varlıkların piyasa fiyatındaki muhtemel düşüşlerden kaynaklanan ek teminat yükümlülüklerinde (margin call) görülen artışlar,
- Faaliyet çevresindeki likidite riski doğurabilecek nitelikteki önemli gelişmeler.
Üst Düzey Yönetimin Yetki ve Sorumlulukları
Likidite Risk yönetiminin sorumluluğu esas olarak yönetim kuruluna ait olmakla birlikte, yönetim kurulu bu görevini üst düzey yönetime, APKO veya başka bir birim/komite aracılığı ile yerine getirebilir. Ancak üst düzey yönetim likidite riski yönetiminde ilgili birimlerin haiz oldukları sorumlulukları açık şekilde belirlemelidir.
Üst düzey tarafından hazırlanan likidite riski yönetim politikası normal ve stresli ekonomik koşullarda gerekli likiditeyi sağlama amacına hizmet etmeli ve asgari aşağıdaki hususları dikkate almalı;
- Yönetim kurulu tarafından belirlenen likidite riski iştahı,
- Likidite risk yönetim stratejisi
- Likidite riski yönetim sorumlulukları;
- Likidite risk yönetim sistemleri;
- Acil ve beklenmedik durum planı;
- Yeni ürün onaylama süreçleri, fiyatlamada ve performans ölçmede likidite maliyetleri, faydaları ve risklerinin açık bir şekilde belirtilmesi (Likidite Transfer Fiyatlaması).
Likidite risk yönetim stratejisinde minimum olarak aşağıdaki hususların yer alması beklenmekte.
- a) Varlık ile yükümlülüklerin vade ve kompozisyonu,
- b) Fonlama kaynaklarının çeşitliliği ve istikrarı,
- c) Gün içi likidite yönetimi,
- d) Varlıkların likiditesine, nakde dönüştürülebilirliğine ve varlıklara olan talebe ilişkin varsayımlar
Likidite risk yönetim sistemleri çerçevesinde kullanılan sistem ve araçların asgari aşağıdaki özellikleri bünyesinde barındırması beklenmektedir.
a) Çeşitli likidite limitleri ve oranlarına ilişkin bilgiler (Örn; hedef likidite oranı, vade ve döviz cinsi bazında uyuşmazlık limitleri, kredi-mevduat oranı, yoğunlaşma riskine ilişkin limitler),
b) Teknik ve davranışsal varsayımları da içerecek şekilde, normal ve stresli ekonomik koşullara yönelik olarak kullanılan nakit akışı analizlerinin yazılı çerçevesi,
c) Likidite riskinin izlenmesine yönelik raporlama sistemi;
İlke 4. Bilanço dışı işlemler de dahil tüm önemli faaliyetler bazında likidite riski içeren işlemlerin maliyet, fayda ve risklerinin fiyatlama mekanizmalarında, performans ölçümlerinde ve yeni ürün onaylama süreçlerinde dikkate alınmasının sağlanması için gerekli uygulamalar Yönetim Kurulu tarafından oluşturulmalıdır.
Likidite (Fon) transfer fiyatlaması yapısına ilişkin sisteme, üst düzey yönetim tarafından faaliyet ortamındaki ve finansal piyasalardaki değişimlerin etkilerinin periyodik olarak gözden geçirilerek yansıtılması gerekmekte. Fon transfer fiyatlama sisteminin bünyesinde barındırması gereken özelliklerde rehber de sayılmıştır. Bu özellikler aşağıdaki şekilde sayılmaktadır.
- Faaliyetlerin yapısında bulunan likidite riski seviyesini yansıtmalıdır,
- Bilanço dışı işlemler dahil olmak üzere muhtemel kayıplara neden olabilecek tüm önemli faaliyetleri kapsamalıdır,
- Likidite ölçüm ve tahsisinde; varlıkların elde tutma süresi ile yükümlülüklerin beklenen vadeleri, piyasa likidite riski özellikleri, istikrarlı fon kaynaklarına ulaşım imkanları da dahil olmak üzere tüm önemli diğer faktörleri dikkate almalıdır,
- Sözleşmelerin vadeleriyle yetinmemeli, ihtiyatlılık prensibi çerçevesinde tahmin edilen vadeleri de dikkate almalıdır,
- Likiditeye ilişkin maliyet, fayda ve risklerin sayısallaştırılarak ölçülebilmesi için faaliyet kolları seviyesinde doğrudan ve şeffaf bir yönetime imkan sağlamalıdır,
- Stresli ekonomik koşulların likiditeye etkilerini yansıtabilmelidir,
- Erken ödeme opsiyonu taşıyan ürünlere ilişkin risklerin etkisini fiyatlamada dikkate alabilmelidir.
İlke 5. Likidite riskinin tespiti, ölçümü, izlenmesi ve kontrolüne ilişkin etkin süreçler tesis edilmelidir. Bu süreçler; varlık, yükümlülük ve bilanço dışı işlemlerden kaynaklanan nakit akışlarının belirli zaman dilimleri için kapsamlı olarak tahmin edilmesine yönelik etkin bir yapının kurulmasını da içermelidir.
Bu ilke ile bankaların likidite riskinin ölçümü, izlenmesi ve kontrolünde yapmaları gerekenler, kurması gereken sistemler hakkında genel bir çerçeve sağlamaktadır. Likidite riski yönetim süreci ile ilgili olarak bankaların yapması gerekenler arasında yer alan “Likidite pozisyonlarındaki veya risklerindeki muhtemel kırılganlıkların tanımlanması için erken uyarı sistemlerinin tasarlanması ve uygulanması” şeklindeki husus dikkat çekmektedir.
Bankaların likidite riskinin ölçülmesi ve analiz edilmesi için kullanılacak likidite ölçütlerinin banka üst düzey yönetimine günlük likidite pozisyonları ve yapısal likidite uyumsuzlukları ile stresli ekonomik koşullar altında bankanın dayanıklılığı hakkında fikir vermesi beklenmekte ayrıca aşağıdaki amaçların gerçekleştirilmesine hizmet etmesi beklenmekte.
- Normal ve stresli ekonomik koşullar altında farklı zaman dilimlerinde gelecekteki nakit akışları tahmin edilerek muhtemel fonlama uyumsuzluklarının tespit edilmesi (Nakit akışlarıtahmin edilirken makul ve uygun varsayımlar kullanılmalı ve söz konusu varsayımlar periyodik olarak gözden geçirilmeli, onaylanmalı ve yazılı hale getirilmelidir.)
Bu açıklamadan hem normal hem de stres koşullar için ayrı ayrı nakit akımları tahmin edilmesi gibi bir anlam çıkmakla birlikte, normal nakit akımlarına stres koşullarının uygulanması sonucu hesaplanacak nakit akışlarını baz alan tek bir analiz yapılması bankalar için iş yükünü azaltacaktır.
- Bilanço yapısı ve faaliyet alanlarının barındırdığı gerçekleşme olasılığı çok düşük olanlar da dahil muhtemel likidite risklerinin değerlendirilmesi,
- Bankanın fon sağlama kabiliyeti ile birlikte temel fon kaynaklarındaki yoğunlaşma ve kırılganlıkların değerlendirilmesi,
- Bankanın farklı döviz türlerindeki likidite duyarlılığının tespit edilmesi.
Bankaların likidite riskinin sayısallaştırılması için muhtelif ölçüm yöntemleri kullanmaları beklenmekte. Riskin ölçümünde bankalara aşağıdaki ölçütlerden de faydalanılabilme imkanı verilmiştir;
Sözleşme vadesine ve nakit giriş çıkışlarının seyrine ilişkin varsayımlara dayanan vade uyumsuzluğu analizi,
- Fon kaynaklarının kompozisyonu, kalitesi, çeşitliliği ve yoğunlaşması hakkında bilgi,
- Stresli ekonomik koşullar altında likidite sağlama kapasitesini değerlendirmek üzere likidite tamponunun büyüklüğü, kompozisyonu ve temel özellikleri hakkında bilgi,
- Faaliyet yapısına uygun olarak hesaplanacak diğer rasyo ve ölçütler.
Dolayısıyla, bankalara likidite riski ölçümü için içsel model kullanımı zorunluluğu getirilmemekte, likidite riski ölçümüne ilişkin etkin analizler yapmaları beklenmekte. Bankaların istikrarlı mevduatın gelişimi gibi likidite ölçütlerinin değer ve trendleri muhtemel likidite sorunlarını tespit etmek üzere düzenli olarak analiz etmeleri gerekmekte.
Rehberden, bankaların likidite riski içeren işlemlerin kontrol altına alınması ve izlenmesi için likidite ölçütleri bazında faaliyetlerin karmaşıklığıyla ve risk iştahıyla uyumlu limitler ihdas etmesi gerekmektedir. Örneğin, her bir zaman dilimi için vade uyumsuzluğu limiti belirlenebilir. Limitlerin, stresli ekonomik koşullar altında bile faaliyetlerin sürmesi için yeterli olacak şekilde belirlenmesi beklenmekte.
Rehberde dikkate çeken konulardan bir diğer bankaların likidite ölçütlerine ilave olarak, erken likidite pozisyonu veya olası fon gereksinimlerine ilişkin artan risklerin önceden tespit edilmesine yönelik olarak erken uyarı göstergeleri kullanılmalarının istenmesidir. Nitel ve nicel olarak belirlenebilecek erken uyarı göstergeleri için kullanılabilecek asgari faktörler de yönetmelikte sayılmıştır.
Asgari faktörler incelendiğinde sübjektif değerlendirme hususlarının fazla olduğu ya da bankacılık sektörünün genel görünümü niteliğinde olan bankaya özgü olmayan hususlarında öncü gösterge olarak kabul edilebildiği görülmektedir.
Örnek vermek gerekirse; Borçlanma ve kredi temerrüt spredlerinin genişlemesi ile varlık, yükümlülükler ve fonlama kaynaklarında yoğunlaşmanın artması öncü gösterge olarak kabul edilebilecek faktörler arasında sayılmıştır.
Bankaların borçlanma spredlerinin genişlemesi bankaya özgü veya genel piyasa koşulları nedeniyle sıkça karşılaşılan sektörün geneline özgü bir durumdur. Pasif tarafta ise mevduat ağırlıklı fonlama yapısı ile çalışması yine tüm bankacılık sektörü için geçerli, bankacılık sektörüne özgü bir husustur. Bu iki faktör ile ilgili gelişmelerin ne şekilde dikkate alınacağı bankalara bırakılmaktadır.
Rehber, bankaların likidite riski yönetiminde bilgi sistemleri ile ilgili olarak yapmaları gerekenler hakkında da açıklamalara yer vermektedir. Bu çerçevede, mevcut ve gelecekteki tahmini likidite pozisyonu hakkında zamanında bilgi sağlayabilecek güvenilir bir bilgi sistemi kurulması gerekmektedir. Bu kapsamda, bankaların bilgi sistemlerinde;
Likidite pozisyonunun, aktif olarak işlem yapılan her bir para birimi için münferiden ve toplulaştırılarak izlenebileceği,
Likidite pozisyonunun, konsolidasyona tabi tüm birimleri içerecek şekilde ortaklık, şube ve grup bazında hesaplanabileceği,
Gün içi, günlük, haftalık ve bankaca uygun görülen diğer zaman dilimleri için likidite pozisyonunun ve net fon ihtiyacının hesaplanabileceği,
Yasal ve banka içi limitler ile işlem prosedürlerinin izlenebileceği,
Fon kaynaklarındaki yoğunlaşmanın seviyesini çeşitli açılardan(vade, kaynak cinsi, karşı taraf vb.) ortaya koyabilecek şekilde gerekli ayarlamaları veya değişiklikleri yapmaları gerekecektir. Bu noktada, bankaların bilgi işlem sistemlerinde kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyacakları görülmekte.
Örnek vermek gerekirse, bankaların bilgi sistemlerinin mevduatın ortalama vadesinin azalmasına veya mevduat tabanının kırılgan hale gelmesine dair sinyalleri tespit edebilecek istatistiksel ve davranışsal analizlere olanak tanıması gerekecek.
Saygılarımızla
PROCOMPLIANCE