BDDK, Basel ileri yöntemlere geçiş ile ilgili bankalardan beklentilerini TBB organizasyonu ile düzenlenen toplantıda açıkladı…
BDDK, Basel ileri yöntemlere geçiş ile ilgili bankalardan beklentilerini TBB organizasyonu ile düzenlenen toplantıda açıkladı…
BDDK Risk Yönetimi Dairesi tarafından 27 Şubat 2015 tarihinde, İçsel Derecelendirmelere Dayalı Yaklaşımlar (IRB, Internal Ratings Based) ve İleri Ölçüm Yaklaşımların (AMA, Advanced Measurement Approach) kullanımına hakkında Değerlendirme, İzin ve Validasyon Sürecine ilişkin toplantı düzenledi.
BDDK Risk Yönetimi Dairesi tarafından gerçekleştirilen toplantıda Basel Sermaye Düzenlemeleri kapsamında ileri yöntemler ile kredi riski ve operasyonel risklerin hesaplanmasına geçmek isteyen bankalar için hazırlanan tebliğ taslakları, değerlendirme süreci, validasyon süreci ve bankalardan genel olarak beklentiler yapılan sunumla anlatıldı.
Sunumda daha önce Tebliğ taslağında her yıl Haziran ayında alınacağı belirtilen başvuruların Ocak ve Haziran aylarında olmak üzere iki dönemde gerçekleştirileceği, başvurularda her bankaya eşit yaklaşmaya özen gösterileceği ve sürecin olabildiği kadar şeffaf yürütülerek süreç hakkında yapılacak açıklama ve uygulamalar hakkında tüm sektörün eşanlı bilgilenmesine önem verileceği belirtildi.
Bunun yanında söz konusu ileri yöntemleri BDDK’dan izin alarak uygulamaya geçmeyi planlayan bankaların başvurularında Tebliğ’e belirtilen hususların tamamına hazır bir şekilde başvurularının yapılmasının beklendiği, eksiksiz olarak başvurulmasının önemi vurgulandı. Başvuru yapan bankaların değerlendirme için sıralanmasında başlıca kriterlerin aktif büyüklüğü, kapsama oranı, iç süreçlerde ileri yöntemlerin kullanım düzeyi ve modellerde kullanılan verilerin olgunluk düzeyi olduğu belirtildi.
BDDK’ya yapılacak başvurularda, bankaların Risk Yönetimi organizasyonları altında asıl iletişimi yürütecek, tüm modellerden ve başvuru sürecinden sorumlu, kullanılan modellerin banka içerisinde diğer birimlerle ya da dışardan alınan danışmanlık/destek ile oluşturulmuş olması halinde bile tüm detaya hakim “Kredi Riski Kontrol Birimi (KRKB)”nin oluşturulmuş olması gerektiği, bunu yanında yine risk yönetimi organizasyonları altında KRKB’den ayrı ve bağımsız bir “Validasyon Birimi” tarafından da tüm validasyon çalışmalarının gerçekleştirilmesinin beklendiği ifade edilmiştir. Tüm bu süreçleri denetleyecek iç denetim birimlerinin de bu konularda bilgi birikimlerini geliştirmeye yönelik çalışmaların yapmasının önemli olduğu belirtilmişti.
Bankalara sermaye yeterliliği hesaplamasında avantaj getiren bu ileri yöntemlerin bir araç olduğu, asıl amacın ise bankalar tarafından bu süreç ve uygulamaları entegre bir şekilde risk yönetimi, organizasyon, kurumsal yönetim, raporlama, karar alma ve fiyatlama gibi uygulamalarda dikkate alan bir yapı kurulması olduğu belirtildi.
Bu kapsamda özet olarak, sadece ileri yöntemleri kullanmak için başvuru yapmayı planlayan bankalar tarafından geliştirilen modellerin uygulamada kullanılması ve yeterli kapsamda olması ile Tebliğde belirlenen asgari dokümantasyon ve içsel süreçlerin mevcut olması yeterli olmamakta, yukarıda belirtilen organizasyonel yapının mevcut olması, banka içi kurumsal yapı ile üst yönetimin içsel derecelendirmeye veya ekonomik sermayeye dayalı uygulamalar hakkında bilgi sahip olması ve uygulamalarda kullanılıyor olması beklenmektedir.
Toplantıda öne çıkan diğer bazı hususlar ise aşağıdaki şekilde özetlenebilir;
- 2015 yılında Türkiye düzenlemelerinin Basel düzenlemelerine uyumunun değerlendirileceği RCAP çalışmalarının önceki dönemde AB mevzuatında tam uyum kapsamında Sermaye Yeterliliği ve diğer alt düzenlemelerde Basel metni yerine referans alınan CRD (Capital Regulation Directive) düzenlemelerinin, 2014 yılında AB sermaye yeterliliği düzenlemeleri için gerçekleştirilen değerlendirme neticesinde CRD düzenlemelerinin “material non-complaint” çıktığı bu nedenle 2015 yılında BDDK tarafından daha önce yapılan Bankacılık Kanunu dahil sermaye yeterliliği ve iç sistemleri yönetmeliği gibi düzenlemelerde Basel metnine uyum sağlamak açısından değişiklikler yapılması gerektiği, bu değişiklikler neticesinde 12 Aralık 2014 tarihinde AB komisyon Kararı ile muadil ülke istisnasından çıkarılan Türkiye’nin oylamaya tabi olmaksızın RCAP ve FSAP değerlendirmelerinde belirtilen kriterleri taşıması nedeniyle doğrudan muadil ülke olarak tanınmasının amaçlandığı,
- BDDK tarafından Tebliğ kapsamında başvuru kriterlerinden biri olan başvuruda kullanılmak istenen rating modellerinin kapsama oranlarının hesaplamasında daha önceden “kalıcı kısmi kullanım” kapsamında dikkate alınmayan ülke risklerinin -bundan sonraki süreçte CRD düzenlemelerinin referans alınmacak olması nedeniyle- dikkate alınacak olmasının başvuru yapmayı planlayan bankaların karşılama oranlarını daha da geriye çekebileceği, ancak Türk hazinesinden olan alacakların daha çok %0 risk ağırlığına tabi TL cinsinden olması nedeniyle sınırlı kalacağı,
- Basel Komite tarafından yayımlanan taslak düzenlemelerin bir şekilde kesinleşerek yerel mevzuatımıza da etki etmesi nedeniyle bankaların, danışmanlık firmalarının taslaklar hakkındaki görüşlerini Bankalar Birliği veya BDDK aracılığı ile bildirebilecekleri, bunun yanında görüşlerini doğrudan Basel Komiteye iletmelerinin de mümkün olduğu belirtildi. Basel düzenlemelerinin tüm Dünyada kabul edilerek uygulamaya zamanla geçilmesi nedeniyle piyasa katılımcılarının taslakları dikkatli şekilde takip ederek Basel taslaklarına görüşlerini kesinleşmeden iletmelerinin yerinde olacağı, bu taslakların kesinleşmesi sonrası ülke düzenleme otoritelerine sınırlı şekilde ulusal insiyatif imkanı verilmesi nedeniyle kesinleşen hükümlerin sonradan ülke özelinde düzeltilmesinin zor olduğu
belirtilmiştir.
Hatırlarsanız 5 Şubat 2015 tarihli “Basel Komitesi’nin “Bankaların Yasal Sermaye Rasyolarındaki Marjinal Farklılıkların Azaltılması” Raporu“ başlıklı yazımızda halihazırda Basel komite tarafından değerlendirilen ve görüşe açılan bazı konuları özetlemiştir. Bu ve benzer taslakların ülkemiz, bankacılık sektörü ve reel sektöre olumsuz etkilerinin azaltılması için zamanında görüş verilmesinin önemli olduğunu bilgilerinize sunar, pro-aktif değerlendirmelerin Basel Komiteye tüm piyasa katılımcıları tarafından aktarılmasının önemini hatırlatmak isteriz.
BDDK tarafından yayımlanan Tebliğ ve düzenleme taslaklarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
- İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımların Ve İleri Ölçüm Yaklaşımının Değerlendirilmesine Ve Validasyonuna İlişkin Rehber Taslağı
- İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımların Ve İleri Ölçüm Yaklaşımının Başvuru Süreçlerine İlişkin Rehber Taslağı
- Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ