Basel Komitesi’nin “Bankaların Yasal Sermaye Rasyolarındaki Marjinal Farklılıkların Azaltılması” Raporu
Hatırlarsanız “Basel IV Adı Verilebilecek Yeni Düzenlemeler Özetle Neleri İçerecek” isimli 30.01.2015 tarihli yazımızda; Basel Komitesi’nin 12 Kasım 2014 tarihli “Reducing excessive variability in banks’ regulatory capital ratios” isimli duyusurundan bahsetmiştik ve yazımızın sonunda söz konusu rapordan daha detay bahsedeceğimizi duyurmuştuk. Bu yazı, Basel Komitesinin G20’ye sunmuş olduğu söz konusu raporu konu almakta ve detayına yer vermekte.
G20, Basel düzenlemelerinin uluslararası düzeyde uygulanmasını değerlendirmek üzere Basel Komitesi tarafından başlatılmış olan “Kapsamlı Global Bankaların Sermaye Düzenlemelerinin Uyumlaştırma Programı (RCAP)” çalışmasını 2012 yılı içerisinde onaylamıştır. Bu program çerçevesinde, Basel Komitesi, bankaların bankacılık hesapları ve alım-satım portföylerinin risk ağırlıklandırmasını değerlendiren 3 çalışma gerçekleştirdi. Bu çalışmalar, bankaların maruz kaldıkları risklerin türleri ve tutarları dışındaki başka faktörlerin bankaların yasal sermaye rasyolarında önemli denebilecek farklılıklara neden olduğunu, bu farklılıkların söz konusu rasyolara olan güveni azalttığını gösteriyor. Bu sebepledir ki, Komite bankaların sermaye rasyolarındaki söz konusu marjinal farklılıkları ortadan kaldırmaya yönelik adımlar atıyor.
Bu çerçevede Komite tarafından yapılacak çalışmalara ilişkin takvim aşağıda yer almakta.
Bu çerçevede Komite’ce 3 alanda çalışmalar yapılmaktadır;
- Politika; Yasal sermaye hesabında, modele dayalı olmayan standart yaklaşımların geliştirilmesi, bu yaklaşımlar ile elde edilen sonuçların model kullanılarak elde edilebilecek sonuçların analizinde taban veya gösterge olarak kullanılabilmesi, model kullanımlarının ve modellere ilişkin yaklaşımların çok daha detaylı şekilde yeniden ele alınması, kaldıraç oranının gözden geçirilmesi
- Kamuyu Aydınlatma; Risk ağırlıkları ile ilgili bilgilendirmelerin kapsamının genişletilmesi
- İzleme; Hipotetik Portföyler (Hypothetical Portfolio Exercises) kullanılarak risk ağırlıklı varlık kompozisyonundaki değişimin sonuçlarının gözlemlenerek Basel düzenlemelerin doğru uygulanmasını temin etmek
Söz konusu başlıklar atındaki çalışmalara ilişkin daha detay açıklamalar aşağıda yer alıyor.
1-Politika Önlemleri
- Standart Yaklaşım Yöntemlerinin Gözden Geçirilmesi
Basel Komitesi “Kredi Riskinin Standart Metodla Ölçümünün Gözden Geçirilmesi” başlıklı çalışmasını 22 Aralık 2014 tarihinde görüşe açtı. Komite, Ekim 2014 içerisinde operasyonel risk standart yaklaşımının gözden geçirilmiş halini, daha önceki tarihlerde de piyasa riski ve karşı taraf riski ölçümünde kullanılacak standart yaklaşımlara ilişkin çalışmalarını görüşe açmıştı. Söz konusu gözden geçirmeler ve devam eden çalışmalar ile standart yaklaşım yöntemleri geliştirilerek riske daha duyarlı hale getirilmeye çalışılmakta. Hedeflenen şekle getirildiği takdirde, standart yaklaşım yöntemleri ile hesaplanan riske esas tutarlar, içsel modellerle hesaplanan riske esas tutarların marjinal sapmalar gösterip göstermediğinin takip edilmesi ve model sonuçlarının anlamlı olup olmadığının test edilmesinde taban/eşik (capital floor) olarak kullanılabilecek.
- Sermaye Tabanı/Eşiği (Capital Floor)
İçsel modeller ile hesaplanacak sermaye yükümlülüklerinin çok düşük çıkması olasılığına karşı ihtiyatlı bir yaklaşım olarak, söz konusu sermeye yükümlülüklerinin belli bir tutarın altına düşmesini önlemek amacıyla sermaye eşikleri (capital floor) belirlenmesi amaçlanmakta. Bilindiği üzere, Basel II kuralları çerçevesinde içsel modeller kullanılarak hesaplanan sermaye yükümlülüklerinin Basel I kuralları ile hesaplanacak sermaye yükümlülüğü tutarının %80’ninin altına düşemeyeceğine ilişkin olarak Basel düzenlemelerinde zaten sınırlama yer almakta. Ancak, mevcut eşiklerin uygulanmasında bir takım eksiklikler tspit edildiğinden, Komite sermaye eşikleri ile ilgili yeni düzenlemeler yapma ihtiyacı hissediyor.
Komite, 22 Aralık 2014 tarihinde yayımladığı duyuru ile sermaye eşikleri ve standart yaklaşımlara ilişkin yeni çerçeve hakkındaki görüşlerini tartışmaya açtı. Duyuruda, risk yönetimi verilerinin toplanması, karşılıkların kredi riski ölçümünde kullanılan içsel model ve standart yaklaşım yöntemlerinde dikkate alınmasına ilişkin farklılıkların ortadan kaldırılması ve standart yaklaşım seçimi konuları ele alınmakta.
Riske dayalı sermaye ölçümlerine olan güveni artırmak amacıyla, sermaye eşiklerinin tüm risk çeşitlerini kapsaması amaçlanırken, içsel modelle hesaplanan sermaye yükümlülük tutarlarının belirli bir eşiğin altına düşmesinin önüne geçilmek isteniyor. Standart yaklaşım yönteminde yapılan revizyon ile, standart yaklaşım ile ölçülen risk tutarları ile içsel model ile ölçülen risk tutarlarının karılaştırılabilir olmasının sağlanması da hedefleniyor.
- Kredi Risk Modellerinin Uygulanması ile İlgili Önlemler
Komite, kredi riskine ilişkin içsel derecelendirme modelleri yaklaşımlarındaki farklılıkları azaltmak için öneriler getiriyor.
Bu öneriler nelerdir dersek;
• Düşük temerrüt sayılı (fazla temerrüde düşmedi gözlemlenen) olması, bu nedenlede sınırlı sayıda kayıp verisi elde edilmesinden dolayı LGD (Loss-given default) parametresi üretilmesinde güçlük çekilebilen teminatsız kredi portföyü için sabit LGD parametreleri belirlemek. Bu çalışmasının İleri Düzey(Advanced) ve Temel (Foundation) IRB (içsel derecelendirmeye dayalı yöntemi) yaklaşımını kullanan bankalarca hesaplanan LGD parametlerleri arasındaki farklılığı da azaltacağı ve bankaların uygulama farklılıklarından kaynaklı (practice-based) risk ağırlıklı varlık kompozisyonlarındaki değişkenlikleri önemli ölçüde azaltacağı bekleniyor.
•Rotatif nitelikli kredilere ilişkin IRB vade düzeltme katsayısının uygulanmasında aynı standart yaklaşımın benimsenmesini temin etmek. Önerilen yaklaşım vade parametresinin belirlenmesinde kredinin vade tarihini baz alıyor. Anılan yaklaşımın kredinin geri ödeme dönemlerini baz alan esasa göre çok daha uygulanabilir ve muhafazakar bir yaklaşım olduğu belirtiliyor. Bu önerinin bankaların risk ağırlıklı varlık kompozisyonlarında gözlemlenen değişkenlikler üzerinde çok sınırlı etkisi olacağı beklenirken rotatif gibi vadesiz kredi portföyleri üzerinde önemli etkileri olacağı bekleniyor.
•Risk tutarlarının hesaplanmasında teminat ve garantilerin ele alınış şeklinde değişiklikler.
•IRB yaklaşımlarındaki risk tanımları ile standart metod yaklaşımındaki risk tanımları arasındaki farklılıkları ortadan kaldırmak.
•Model validasyonu konusunda düzenleyici otorite uygulamaları, temerrüt tanımı ve temerrüde uğramış risklerin dikkate alınması gibi konulardaki mevcuat standartların daha tutarları şekilde uygulanmasını temin etmek.
IRB yaklaşımına ilişkin sözkonusu değişikliklerin bankaların model seçim konusundaki insiyatiflerini azaltarak, IRB yaklaşımları arasındaki fakrlılıkları ortadan kaldıracağı ve karmaşıklığı azaltacağı umuluyor.
- Bankaların Piyasa Risk Ölçüm Modelleri Uygulamaları ile İlgili Önlemler
RCAP çalışması, bankaların piyasa riskine ilişkin risk ağırlıklı varlıklarının kompozisyonunda dikkat çekici farklılıklar olduğunu gösteriyor ki, bu değişkenliğin çok küçük bir bölümü bankaların risk iştahlarındaki ve iş modellerindeki farklılıklarla açıklanabilmektedir. Komite’ce bankaların alım-satım portföylerinin gözden geçirilmesi çalışması sonucu içsel modele dayalı yaklaşım yenilenmiş. Söz konusu çalışma, risk ağırlıklı varlıklar hakkında RCAP çalışmasında yer alan görüşlere ilişkin olarak aşağıdaki önerileri getirmekte.
•Kamunun Daha Fazla Bilgilendirilmesi. Öneriye göre, tüm bankalar alım-satım portföyü içerisindeki tüm varlık kalemlerinin gerektirdiği sermaye yükümlüğünü hesaplayarak detaylı şekilde kamuya açıklamalı.
•Bankaların model seçimlerinin sınırlandırılması. Piyasa riski ölçümüne ilişkin önerilen içsel model yaklaşımı, bankaların model seçimi konusundaki serbestliğini bazı açılardan sınırlamaktadır; a) bankaların içsel modellerinin gözden geçirilmesinde (kalibrasyon) kullanılan veri dönemi uzunluğunu sabitlemek ( 12 ay). b) piyasa riskini etkileyen risk unsurlarınının (risk factors) kapsamını geniş tutarak sağlanabilecek çeşitlendirme imkanının sınırlandırılması. c) Daha çok kredi riski bileşeni olan ve likiditesi düşük finansal araçlardan doğan ve VAR ile ölçümlenemeyen riski (incremental default risk) ölçmekte kullanılan risk unsurları (risk factors)nın seçimindeki serbestliğin kısıtlanması
- Bankaların Operasyonel Risk Ölçüm Modelleri Uygulamaları ile İlgili Önlemler
Komite operasyonel risk ölçümüne ilişkin İleri Düzey Ölçüm (Advanced Measurement Approaches-AMA) yaklaşımının artı ve eksilerini gözden geçiriyor. Bilindiği üzere, düzenleyici otoritenin onayından geçmek şartıyla operasyonel risk ölçümünde içsel yöntem kullanılabilmektedir. AMA ilk olarak 2004 yılında Basel II ile kabul edilmişti. Çok karmaşık olduğu düşünülen AMA yaklaşımına düzenleyici otoritelerin mesafeli durması nedeniyle, Komite daha anılan yaklaşımın daha uygulanabilir ve basit olmasına yönelik kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç olup olmadığını değerlendirmekte.
- Kaldıraç Oranı
2015 yılından itibaren gözlem amaçlı raporlanmaya başlayacak olan kaldıraç oranı 2018 yılında yasal olarak tutturulması gereken bir rasyo olarak hayatımıza giriyor. Bu süreç içerisinde izleme ve gerekli ayarlamalar yapılarak uygulanmasının en optimal hale getirilmesi planlanıyor.
2-Kamunun Daha Fazla Bilgilendirilmesi
Basel düzenlemelerinin 3. ayağı olan “Kamuyu Aydınlatma” yükümlülüklerinin gözden geçirilmiş en son hali 28.01.2015 tarihinde yayımlandı. Mevcut yükümlülüklerin, özellikle risk ağırlılık varlıklara ilişkin raporlama ve açıklamalar açısından yetersiz olduğu kabul edilmeye başlanmıştı. Söz konusu eksikliklerden en önemlisi olarak, raporlama formatları ve açıklanan bilgilerin detayı ve kamuyu aydınlatma yükümlülüklerinin yorumlanması açılarından bankalar arasında tutarlılığın olmaması gösteriliyor.
Yeni düzenlemelerle, maruz kalınan riskler ile risk ölçümü ve yönetimi konularında bankalarca açıklanmış bilgiler arasındaki tutarlılığın artırılması hedefleniyor. İçsel modellerle hesaplanan risk tutarlarının doğruluğunun test edilmesindeki güçlükler, farklı içsel modellerin kullanılması gibi nedenlerle içsel modellerin kullanımı konusundaki kafa karışıklıkları devam etmekte.
3-Sürekli İzleme;
Komite, hipotetik portföy örneklemleri kullanarak, bankaların risk ağırlıklandırma davranışlarındaki değişim ile mevcut ve planlanan politika önlemlerinin bankaların risk ağırlıklı varlık kompoziyonlarındaki değişkenliği azaltıp azaltmadığını test etmeye devam ediyor. Bu tür çalışmaların alım-satım ve bankacılık hesaplarındaki varlıkların risk ağırlıklandırma çalışmalarını uyumlaştıracağı ve farklılıkları minumum düzeye indireceği tahmin ediliyor.
Komite yasal sermaye çerçevesinin yapısını sürekli olarak gözden geçirmeye, daha kapsamlı reformlara ihtiyaç olup olmadığını test etmeye devam ediyor.
Komitenin söz konusu gözden geçirmelerinde;
- Bankaların içsel model kullanarak yasal sermaye hesaplamalarının avantajları ve dezavantajlarının neler olduğu,
- İçsel model kullanımının daha etkin risk ve sermaye yönetimine ne ölçüde katkı sağladığı,
- Yasal sermaye yükümlülüğünün tespit edilmesinde kullanılabilecek içsel modellere bağımlılığı azaltacak alternatif yaklaşımların neler olabileceği
gibi hususların göz önünde bulundurulduğu görülüyor.
2 Cevaplar
[…] 5 Şubat 2015 tarihli “Basel Komitesi’nin “Bankaların Yasal Sermaye Rasyolarındaki Marjinal Farklılıkların Azaltı…“ başlıklı yazımızda halihazırda Basel komite tarafından değerlendirilen ve görüşe […]
[…] ve güvenilirliği konusunda çok fazla soru işrati doğdu. 05.02.2015 tarihli “Basel Komitesi’nin “Bankaların Yasal Sermaye Rasyolarındaki Marjinal Farklılıkların Azaltı… başlıklı yazımızda içsel modellere dayalı risk ölçümlerinden doğabilecek risklerin […]