Bankaların Sermaye Yeterliliği Hesaplamasında KOBİ Olarak Dikkate Alacakları Firmalara İlişkin Kriterler Değişiyor
30 Kasım 2016 tarihinde BDDK internet sitesinde yayımlanan “Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı” hakkındaki açıklamalarımıza 04 Aralık 2016 tarihinde yayımladığımız yazımızda yer vermiştik.
Söz konusu Yönetmelik Değişiklik Taslağı 09.12.2016 tarihli ve 29913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Resmi Gazete’de yayımlanan Değişiklik Yönetmeliği’ne bakıldığında, daha önce taslak olarak yayımlanan değişikliklerin aynı şekilde kabul edildiği görülüyor. Söz konusu değişikliklere ilişkin açıklamalarımızı aşağıda veriyoruz:
1– Mevcut Sermaye Yeterliliği Yönetmeliği’ndeki KOBİ tanımı değiştirilerek mevcutta 19.10.2005 tarihli ve 2005/9617 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik”teki kriterlere göre yapılan KOBİ ayrımının bu Yönetmelik yerine BDDK Kurul Kararı ile belirlenecek ciro sınırına göre yapılması öngörülüyor.
Mevcutta kullanılan KOBİ kriterleri ilgili Yönetmelik’te;
“MADDE 5 – KOBİ’ler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır.
a) Mikro işletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri bir milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler.
b) Küçük işletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri sekiz milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler.
c) Orta büyüklükteki işletme: İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri kırk milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler.”
şeklinde belirlenmiştir. Görüldüğü gibi mevcutta KOBİ’lerin belirlenmesi için hem çalışan sayısı hem de mali tablo büyüklüklerine (ciro, aktif büyüklüğü) bağlı bir sistem varken Sermaye Yeterliliği Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle BDDK’nın bu ayrımı sadece ciro kriterine bağlı olarak kurul kararı ile belirlemesi sağlanmıştır.
Mevcutta bankaların, sermaye yeterliliği hesaplamalarında KOBİ olarak sınıflandırdıkları müşterilerin bu sınıflandırmaya dayanak teşkil eden ciro, aktif büyüklüğü ve çalışan sayısı verilerinin muteber belgelerle ispatlanması zorunluluğu bulunduğu için yapılan değişikliğin KOBİ ciro kriterinin belirlenmesinde BDDK’ya esneklik sağlaması, mevcut ciro sınırının daha üst bir eşiğe çekilerek KOBİ tanımına girecek firma sayısını artırması ve tek bir kritere bağlı sınıflandırmayı muteber bir belge ile ispatlamanın daha kolay olması nedeniyle genel olarak olumlu olduğu düşünülmektedir.
BDDK ilgili KOBİ ciro sınırını mevcut sınırın üzerinde belirler ise mevcutta kredi riski hesaplamasında bankalarca %100 risk ağırlığı uygulanan bazı kredilerin %75 risk ağırlığına girmesi ve bankalara daha az sermaye gerekliliği doğurması mümkün olabilecektir.
2– Mevcut Yönetmelik’te KOBİ kredilerinin perakende alacak sınıfına dahil edilerek %75 risk ağırlığı uygulanabilmesi için çalışan sayısı ve mali tablo büyüklükleri (ciro, aktif büyüklüğü) kriterlerini sağlaması tek başına yeterli olmamakta, ayrıca Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin 2 nci fıkrasındaki tüm kriterlerin (karşı taraf, tutar ve ürün kriterlerinin) birlikte sağlanıyor olması şartı aranmaktadır. Yönetmeliğin 6 ncı madde 2 nci fıkrasındaki şartlardan KOBİ kredilerini ilgilendiren en önemlisi borçlu müşterinin veya borçlu risk grubunun bankaya ve konsolide edilen finansal kuruluş niteliğindeki bağlı ortaklıklarına olan toplam borç tutarının 2,75 milyon TL’yi geçmemesi şartıdır.
Yönetmeliğin ilgili maddesinde yapılan değişiklik ile yukarıda bahsedilen maddedeki limitin (halihazırda 2,75 milyon TL olan) belirlenmesi yetkisi Kurula (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’na) verilmiştir. Böylece bundan sonra söz konusu limitin belirlenmesinin Yönetmelik değişiklikleri yerine BDDK Kurul kararları ile yapılması sağlanarak bir esneklik getirilmektedir. Söz konusu limit BASEL düzenlemelerinde 1.000.000 EUR olarak belirlendiği için burada mevcut 2,75 milyon TL’lik limitin BDDK kurul kararı ile 4 milyon TL seviyesine çıkarılması beklenmektedir. Böyle bir değişiklik toplam krediler içinde KOBİ kredilerinin payını artırırken mevcutta %100 risk ağırlığı uygulanan bazı kredilere %75 risk ağırlığı uygulanmasına imkan tanıyarak bu kredilerin bankalara olan sermaye maliyetini düşürecektir.
3– 28 Eylül 2016 tarihli yazımızda belirttiğimiz üzere BDDK tarafından 27.09.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle “Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik”te yapılan değişiklikle, tüketicilere, konut edinmeleri amacıyla kullandırılacak kredilerde ve taşıt kredileri hariç konut teminatlı kredilerde, kredi tutarının teminat olarak alınan konutun değerine oranı için % 75 olan sınırlama % 80’e artırılmıştı. Böylece tüketicilere kullandırılan konut kredileri ve konut teminatlı kredilerde, teminat alınan konutun değerinin %80’ine kadar (önceden %75’ine kadardı) kredi kullandırılabilmesi imkanı tanınmıştı.
Buna karşın, Sermaye Yeterliliği Yönetmeliği’nin EK-1’inin 45/c maddesindeki risk ağırlıklı aktif hesaplamasında kullanılacak risk ağırlığının belirlenmesinde kullanılan %75’lik kredi teminat oranı sınırlaması değiştirilmemişti. Oluşan bu durum neticesinde, Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılan kredi kullandırımlarına Sermaye Yeterliliği Yönetmeliği uyarınca avantajlı risk ağırlığı (% 35) uygulanamamakta, bu alacaklara kredi riski hesaplamasında % 75 risk ağırlığı uygulanması gerekmekte idi. Bu çerçevede, Sermaye Yeterliliği Yönetmeliği’nin EK-1’inin 45-c maddesinde yapılan değişiklikle mevcut %75’lik sınır %80’e çekilerek düzenlemenin Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik’te 27.09.2016 tarihinde yapılan değişikliğe paralel olması ve bu alacaklara da %35 risk ağırlığı uygulanması sağlanmıştır.
4– Son olarak mevcut düzenleme uyarınca bankalar uygulayacakları risk ağırlıklarının tespiti için kullandıkları Kredi Derecelendirme Kuruluşları (KDK)’nı Risk Merkezi’ne bildiriyorlardı. Sermaye Yeterliliği Yönetmeliği’nin bankaların kredi riski risk ağırlıklarının tespiti için kullandıkları KDK’ları Risk Merkezi’ne bildirmelerini düzenleyen EK-1’in İkinci Bölümü’nün 1 inci fıkrasında yapılan değişiklikle, bu bildirim mercinin Risk Merkezi yerine BDDK olması hüküm olunmuştur.
Söz konusu Yönetmelik Değişiklikleri Resmi Gazete’de yayımlandığı 09.12.2016 tarihinde yürürlüğe girdiğinden değişiklikler bankaların Aralık 2016 ay sonu finansallarından itibaren geçerli olacaktır. Ancak, Yönetmelik değişikliklerinin anlam kazanabilmesi için değişiklikle BDDK’ya verilen yetkiler dahilinde BDDK’nın alacağı bir Kurul Kararı ile KOBİ sayılacak kredi müşterilerine ilişkin ciro kriterini ve azami risk tutarı kriterini belirlemesi beklenecektir. Söz konusu BDDK kararı da yayımlandıktan sonra ilgili limitlerin altında kalan ve mevcutta %100 risk ağırlığı uygulanan bazı kredi müşterilerine %75 risk ağırlığı uygulanması yoluyla bankaların sermaye yeterlilikleri olumlu etkilenecektir.
Öte yandan, bankaların kredi riski risk ağırlıklarının tespiti için kullandıkları KDK’lar için BDDK’ya yapılacak bildirimlerin hangi yolla yapılacağına ilişkin BDDK’dan gelecek yazıların takip edilmesi gerekecektir. BDDK, bankalardan bu bildirimleri yüksek ihtimalle mevcutta bankaların gözetim raporlamalarını yaptıkları “Bankacılık Veri Transfer Sistemi (BVTS)“ne ekleyeceği bir gözetim formu elektronik ortamda alacaktır.
Hamdi GİRGİN
“NOT: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir.”
Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik |
|
ESKİ DÜZENLEME | YENİ DÜZENLEME |
Tanımlar MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte yer alan; … (vv) Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ): 19/10/2005 tarihli ve 2005/9617 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelikte “KOBİ” olarak adlandırılan ekonomik birimler ile muadil yabancı ülke düzenlemeleri uyarınca “KOBİ” olarak kabul edilen kuruluşları, |
Tanımlar MADDE 3- (1) Bu Yönetmelikte yer alan; … (vv) Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ): Kurulca belirlenecek bir sınırın altında cirosu olan işletmeleri
|
Risklerin Standart Yaklaşım kapsamında sınıflandırılması MADDE 6 – … (2) Maruz kalınan riskin birinci fıkranın (g) bendinde atıf yapılan perakende alacak sınıfına dahil edilebilmesi için, söz konusu riskin aşağıdaki koşullara uygun olması gerekir; a) Maruz kalınan riskin gerçek kişilerle ya da KOBİ’lerle ilgili olması, b) Borçlu müşteriden veya borçlu risk grubundan olan kredi riski azaltımı dikkate alınmadan hesaplanan alacak tutarları toplamının EK-1’in elli sekizinci fıkrası hükümleri de dikkate alınarak bulunacak tutarlar hariç perakende alacak sınıfına dahil tüm alacakların binde ikisini aşmaması, c) Brüt tahsili gecikmiş alacaklar dâhil, EK-1’in kırk üçüncü fıkrası kapsamında risk ağırlığı uygulanan alacaklar hariç olmak üzere borçlu müşterinin veya borçlu risk grubunun bankaya ve konsolide edilen finansal kuruluş niteliğindeki bağlı ortaklıklarına olan toplam borç tutarının 2,75 milyon TL’yi geçmemesi gerekir. Bu sınırın hesaplanmasında 5 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen gayrinakdi krediler ile taahhütler, 5 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen oranlar uygulandıktan sonraki tutarları üzerinden; hangi hesapta izlendiğine bakılmaksızın türev işlemler pozitif gerçeğe uygun değerleri üzerinden; hangi hesapta izlendiğine bakılmaksızın repo işlemleri, menkul kıymet veya emtia ödünç verme/alma işlemleri pozitif net alacak tutarları üzerinden dikkate alınır. Bankalarca bu bilgilerin edinilmesi için her türlü tedbir alınır.
|
Risklerin Standart Yaklaşım kapsamında sınıflandırılması MADDE 6 – … (2) Maruz kalınan riskin birinci fıkranın (g) bendinde atıf yapılan perakende alacak sınıfına dahil edilebilmesi için, söz konusu riskin aşağıdaki koşullara uygun olması gerekir; a) Maruz kalınan riskin gerçek kişilerle ya da KOBİ’lerle ilgili olması, b) Borçlu müşteriden veya borçlu risk grubundan olan kredi riski azaltımı dikkate alınmadan hesaplanan alacak tutarları toplamının EK-1’in elli sekizinci fıkrası hükümleri de dikkate alınarak bulunacak tutarlar hariç perakende alacak sınıfına dahil tüm alacakların binde ikisini aşmaması, c) Brüt tahsili gecikmiş alacaklar dâhil, EK-1’in kırk üçüncü fıkrası kapsamında risk ağırlığı uygulanan alacaklar hariç olmak üzere borçlu müşterinin veya borçlu risk grubunun bankaya ve konsolide edilen finansal kuruluş niteliğindeki bağlı ortaklıklarına olan toplam borç tutarının bu fıkranın uygulanması amacıyla Kurulca belirlenen perakende kredi limitini geçmemesi gerekir. Bu sınırın hesaplanmasında 5 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen gayrinakdi krediler ile taahhütler, 5 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen oranlar uygulandıktan sonraki tutarları üzerinden; hangi hesapta izlendiğine bakılmaksızın türev işlemler pozitif gerçeğe uygun değerleri üzerinden; hangi hesapta izlendiğine bakılmaksızın repo işlemleri, menkul kıymet veya emtia ödünç verme/alma işlemleri pozitif net alacak tutarları üzerinden dikkate alınır. Bankalarca bu bilgilerin edinilmesi için her türlü tedbir alınır. |
EK-1 9. GAYRİMENKUL İPOTEĞİYLE TEMİNATLANDIRILMIŞ ALACAKLAR 9.1 İkamet amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan alacaklar 45. Kırküç ve kırkdördüncü fıkralarda yer alan uygulamada aşağıdaki hususlar ile Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ’in 21 inci maddesinde belirtilen şartların yerine getirilmesi gerekir. a) Gayrimenkulün değerini ve borçlunun performansını birlikte etkileyen makroekonomik faktörler haricinde, teminata konu gayrimenkulün değerinin borçlunun kredi değerliliğine önemli ölçüde bağlı olmaması gerekir. b) İlgili borcun geri ödemeleri esasen teminata konu gayrimenkul veya projenin performansına değil, borçlunun diğer kaynaklardan geri ödeme kapasitesine bağlı olması gerekir. Borcun geri ödemesinin, teminat olarak gösterilen gayrimenkulün yarattığı nakit akışına önemli ölçüde bağlı olmaması gerekir. c)Bu fıkra hükmünün uygulanmasında Gayrimenkule İlişkin Kabul Edilebilir Teminat Tutarı (GKETT) aşağıdaki formül ile hesaplanan tutardır, GKETT’in alacak tutarının tamamından büyük ya da eşit olması durumunda alacak tam teminatlı olarak kabul edilir. Formülde; n: Bankanın sahip olduğu en alt derecedeki ipotek, i: Bankanın sahip olduğu ipoteğin bulunduğu dereceyi, KTOi: i=1 (1. Derece ipotek) için yüzde yetmiş beşi; i>1 (2 ve sonraki derecelerdeki ipotekler) için yüzde elli olarak uygulanacak olan kredi teminat oranını, İpotek Tutarıi: Bankanın i ipotek derecesinde tahsis ettirdiği tutarı, GKDi (Gayrimenkulün Kullanılabilir Değerii): i derecesinde tesis edilmiş ipoteklere ilişkin olarak gayrimenkulün değerinden, i derecesinden önce yer alan boş ipotekler de dâhil tesis edilmiş diğer ipotek tutarlarının düşülmesi; eğer bankanın tescil ettirdiği ipotek i derecesi içerisindeki öncelik sırası belirlenmiş bir alt dereceye ait ise boş ipotekler de dâhil i derecesinden daha öncelikli tesis edilmiş ipotek tutarları ve bankanın bulunduğu alt dereceden daha öncelikli diğer alt derecelerdeki boş ipotekler de dâhil tesis edilmiş ipotek tutarları toplamının gayrimenkulün değerinden düşülmesi ile elde edilen kalan değerin bankanın bulunduğu derece veya alt derecedeki ipotek payı ile çarpılması sonucu elde edilen değeri; İpotek Payı: Bir derece veya alt derecede banka adına tesis edilen ipotek tutarının aynı derece veya alt derece için tescil edilmiş toplam ipotek tutarına oranını, ifade eder. |
EK-1 9. GAYRİMENKUL İPOTEĞİYLE TEMİNATLANDIRILMIŞ ALACAKLAR 9.1 İkamet amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan alacaklar 45. Kırküç ve kırkdördüncü fıkralarda yer alan uygulamada aşağıdaki hususlar ile Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ’in 21 inci maddesinde belirtilen şartların yerine getirilmesi gerekir. a) Gayrimenkulün değerini ve borçlunun performansını birlikte etkileyen makroekonomik faktörler haricinde, teminata konu gayrimenkulün değerinin borçlunun kredi değerliliğine önemli ölçüde bağlı olmaması gerekir. b) İlgili borcun geri ödemeleri esasen teminata konu gayrimenkul veya projenin performansına değil, borçlunun diğer kaynaklardan geri ödeme kapasitesine bağlı olması gerekir. Borcun geri ödemesinin, teminat olarak gösterilen gayrimenkulün yarattığı nakit akışına önemli ölçüde bağlı olmaması gerekir. c)Bu fıkra hükmünün uygulanmasında Gayrimenkule İlişkin Kabul Edilebilir Teminat Tutarı (GKETT) aşağıdaki formül ile hesaplanan tutardır, GKETT’in alacak tutarının tamamından büyük ya da eşit olması durumunda alacak tam teminatlı olarak kabul edilir. Formülde; n : Bankanın sahip olduğu en alt derecedeki ipotek, i: Bankanın sahip olduğu ipoteğin bulunduğu dereceyi, KTOi: i=1 (1. Derece ipotek) için yüzde sekseni; i>1 (2 ve sonraki derecelerdeki ipotekler) için yüzde elli olarak uygulanacak olan kredi teminat oranını, İpotek Tutarıi: Bankanın i ipotek derecesinde tahsis ettirdiği tutarı, GKDi (Gayrimenkulün Kullanılabilir Değerii): i derecesinde tesis edilmiş ipoteklere ilişkin olarak gayrimenkulün değerinden, i derecesinden önce yer alan boş ipotekler de dâhil tesis edilmiş diğer ipotek tutarlarının düşülmesi; eğer bankanın tescil ettirdiği ipotek i derecesi içerisindeki öncelik sırası belirlenmiş bir alt dereceye ait ise boş ipotekler de dâhil i derecesinden daha öncelikli tesis edilmiş ipotek tutarları ve bankanın bulunduğu alt dereceden daha öncelikli diğer alt derecelerdeki boş ipotekler de dâhil tesis edilmiş ipotek tutarları toplamının gayrimenkulün değerinden düşülmesi ile elde edilen kalan değerin bankanın bulunduğu derece veya alt derecedeki ipotek payı ile çarpılması sonucu elde edilen değeri; İpotek Payı: Bir derece veya alt derecede banka adına tesis edilen ipotek tutarının aynı derece veya alt derece için tescil edilmiş toplam ipotek tutarına oranını, ifade eder. |
EK-1 İKİNCİ BÖLÜM KDK’ların Kredi Derecelendirmelerinin Risk Ağırlıklarının Tespiti İçin Kullanılması 1. UYGULAMA 1. Bankalar, uygulanacak risk ağırlıklarının tespiti için bir veya birden fazla KDK tayin edebilir ve tayin ettiği KDK’ların isimlerini Risk Merkezi’ne iletir. Bankalar belirledikleri KDK’ların müşterilerine ilişkin derecelendirme notlarını risk yönetimlerine ilişkin bir girdi olarak kullanır. |
EK-1 İKİNCİ BÖLÜM KDK’ların Kredi Derecelendirmelerinin Risk Ağırlıklarının Tespiti İçin Kullanılması 1. UYGULAMA 1. Bankalar, uygulanacak risk ağırlıklarının tespiti için bir veya birden fazla KDK tayin edebilir ve tayin ettiği KDK’ların isimlerini Kurum’a iletir. Bankalar belirledikleri KDK’ların müşterilerine ilişkin derecelendirme notlarını risk yönetimlerine ilişkin bir girdi olarak kullanır. |
2 Cevaplar
[…] Aralık 2016 tarihinde yayımladığımız yazımızda 09.12.2016 tarihli ve 29913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren […]
[…] Aralık 2016 tarihinde yayımladığımız yazımızda, 09.12.2016 tarihli ve 29913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren […]