Bankaların Sermaye Yeterliliği Hesaplamalarında Mart 2016 Sonunda Neler Değişecek?
BDDK, Basel Bankacılık Denetim Komitesi (Basel Komitesi) tarafından 2012 yılında oluşturulmuş olan Düzenleme Tutarlılığı Değerlendirme Programı (RCAP – Regulatory Consistency Assessment Programme) kapsamında ülkemizin Basel Standartlarına uyumuyla ilgili yapılan çalışmalar çerçevesinde bankacılık mevzuatımızda 23.10.2015 tarihli ve 20.01.2016 tarihli Resmi Gazetelerde yayımladığı düzenlemelerle birçok yönetmelik ve tebliğde değişiklik yaptı. Bu kapsamda yapılan birçok değişikliğin yürürlük tarihi 31 Mart 2016. Yapılan değişikliklere ana hatlarıyla 25 Ekim 2015 tarihinde ve 25 Ocak 2016 tarihinde yayımladığımız yazılarımızda değinmiştik.
Yapılan mevzuat değişiklikleri sırasında bazı yönetmelikler yeni baştan yazılarak aynı konudaki eski yönetmelikler yürürlükten kaldırıldı. Bu çerçevede 23 Ekim 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik” ve bu Yönetmelik’te 20 Ocak 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile yapılan değişiklikler yayımlanan düzenlemeler arasında bankacılık sektörü açısından en önemlilerini oluşturuyor. Bu düzenlemelerin önemliliği bankaların sermaye yeterliliği hesaplamasında yapılan değişikliklerle bankaların faaliyetleri sırasında yasal olarak bulundurmakla yükümlü oldukları sermaye düzeyinde farklılık yaratmalarından kaynaklanıyor. Bu çerçevede “Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik“te yapılan değişiklikleri aşağıda veriyoruz.
YÖNETMELİK’TE 23 EKİM 2015 TARİHİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
1- İçsel derecelendirmeye dayalı (İDD) yaklaşım ile kredi riskine esas tutarın hesaplanması durumunda, kredi riskine esas tutar bu yaklaşım ile bulunacak risk ağırlıklı tutarlar toplamının 1,06 katına eşit kılındı. Diğer bir ifadeyle, kredi riskine esas tutarın hesaplanmasında içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşımı kullanacak bankalar hesapladıkları risk ağırlıklı tutarı 1,06 katsayısı ile ağırlıklandırarak sermaye yeterliliği hesaplamasında kullanmakla yükümlü kılındılar. Henüz bankacılık sistemimizde yasal raporlamalarında kredi riskini İDD yaklaşımı ile hesaplayan banka olmadığı için bu değişikliğin pratik anlamda önemli bir etkisi bulunmuyor.
2- Gayrinakdi kredi ve taahhütler için risk tutarı belirlenmesinde, ürün bazında bir ayrım yapılmadan yalnızca orijinal vade kriterine göre sınıflandırma yapılması hükme bağlandı. Gayrinakdi krediler ve taahhütler için hesaplanacak risk tutarının belirlenmesinde kullanılan sınıflandırma aşağıdaki şekilde değiştirildi:
a) Orijinal vadesi bir yıla kadar olan taahhütlere %20 oranı ve bir yıl üzerinde olanlara %50 oranı uygulanır. Lakin herhangi bir anda bir şarta bağlı olmaksızın banka tarafından ön bilgilendirme yapmadan iptal edilebilen veya borçlunun kredi değerliliğindeki bozulmadan dolayı etkin bir şekilde otomatik iptali yapılan taahhütlere %0 oranı uygulanır.
b) Doğrudan kredi verme ile aynı riski taşıyan kalemlere (nakit temini amaçlı verilen garanti ve kefaletler, lehdarın üstlendiği bir finansal yükümlülüğün teminatı olarak verilen garanti ve kefaletler) ve aval verilen kabul kredilerine (bu nitelikteki cirolar dahil olmak üzere) %100 oranı uygulanır.
c) Kredi riskinin bankada kaldığı banka aktif değerleri ile ilgili geri alım taahhüdüyle yapılan satış işlemlerine %100 oranı uygulanır.
ç) Repo türü işlemler (repo, ters repo, menkul kıymet ödünç alma/verme işlemleri) dahil olmak üzere menkul kıymetlerin ödünç verildiği veya teminata verildiği işlemlerde %100 oranı uygulanır.
d) Belirli tutarı ödenmiş taahhütleri temsil eden vadeli aktif değerler alım taahhütleri, vadeli mevduat satım taahhütleri ve iştirak ve bağlı ortaklıkların sermayesine iştirak taahhütlerine %100 oranı uygulanır.
e) Nakit temini amacıyla verilenler dışında bir işlemin gerçekleşmesi şartına bağlı kalemlere %50 oranı uygulanır.
f) Menkul kıymet ihracında satın alma garantilerine ve menkul kıymet ihracına aracılık taahhütlerine %50 oranı uygulanır.
g) Yükümlülüğü bulunan bankalar açısından vesaik mukabili kısa vadeli akreditiflere %20 oranı uygulanır.
Bu değişiklik sonucunda hali hazırda bankalarca %20 risk ağırlığı uygulanan kredi kartı harcama limiti taahhütlerine ve çekler için ödeme taahhütlerine yeni Yönetmelik kapsamında %50 risk ağırlığı uygulanacağı düşünülmektedir. Bu da sektör için ilgili ürünlerin bankalara yarattığı sermaye bulundurma yükünü artırmaktadır. Çekler için ödeme taahhütlerinin ilgili çek yaprakları bankaya iade olmadan veya üzerinde basım tarihi yer alanlar için basım tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe, kredi kartlarında da borçluya ön bilgilendirme yapılmadan iptali yapılamadığı için bu taahhütlerin Yeni Yönetmelik’te yer alan “herhangi bir anda bir şarta bağlı olmaksızın banka tarafından ön bilgilendirme yapmadan iptal edilebilen veya borçlunun kredi değerliliğindeki bozulmadan dolayı etkin bir şekilde otomatik iptali yapılan taahhütlere yüzde sıfır oranı uygulanır.” istisna hükmünden de yararlanamayacağı düşünülmektedir.
Taahhütler için risk tutarı belirlenmesinde, ürün bazında ayrım yapılmadan orijinal vade kriterine göre sınıflandırma yapılması yaklaşımının benimsenmesi, hali hazırda %0 risk ağırlığı uygulanan aval verilmemiş kabul kredileri, ciro zincirinde herhangi bir banka bulunan cirolar, iki güne kadar valörlü döviz alım satım taahhütleri, aktif değerler satım taahhütleri ve vadeli mevduat alım taahhütleri gibi işlemlerin de daha yüksek risk ağırlıklarına taşınması sonucunu doğuracaktır.
3- Yeni Yönetmelik ile perakende alacak sınıfında sınıflandırılacak alacaklara ürün kriteri de getirilmiştir. Maruz kalınan riskin perakende alacak sınıfında dahil edilebilmesi için aşağıda sayılan ürün türlerinden birisi olması gerekmektedir:
a) Kredi kartları ve kredili mevduat hesapları dahil olmak üzere rotatif krediler ve kredi limitleri,
b) Taksitli krediler, taşıt kredileri ve finansal kiralama alacakları, eğitim kredileri ve ihtiyaç kredileri gibi tüm bireysel krediler ve bireysel finansal kiralama alacakları,
c) KOBİ kredileri.
4- Operasyonel riskin temel gösterge yaklaşımına göre hesaplanmasında esas alınan brüt gelirin hesabında gerçekleşen net faiz gelirleri ile net faiz dışı gelirlerin toplamının dikkate alınması; yıllık brüt gelirin hesaplanmasında, hesaplamada yer alan gelirlere ilişkin karşılıklar ile bankanın destek hizmeti aldığı kişi ya da kuruluşlara yapılan ödemeler de dâhil olmak üzere faaliyet giderlerinin düşülmemesi öngörülmüştür. Önceki düzenlemede brüt gelir hesabından hesaplama yapan bankanın ana ortağı, bağlı ortaklıkları veya ana ortağının bağlı ortaklıkları veya bu Yönetmelik veya muadili düzenlemelere tabi kuruluşlardan alınan destek hizmeti karşılığı yapılan faaliyet giderleri ve bir bankadan alınan destek hizmeti karşılığı yapılan faaliyet giderleri indirilebilmekteydi.
5- Yeni Yönetmelik’te TCMB’den olan alacaklara %0 risk ağırlığı uygulanabilmesi için alacağa karşılık gelen aynı para cinsinden fonlamanın yapılıyor olması şartı getirilmiştir. Burada ifade çok açık olmasa da bankaların TL yükümlülükleri için TCMB’de YP cinsinden bulundurdukları zorunlu karşılıklara önceden olduğu gibi %0 risk ağırlığı uygulanamayacağı anlaşılmaktadır. Daha evvel %0 risk ağırlığı uygulanan TCMB nezdindeki Yabancı Para cinsinden zorunlu karşılıklara ülkemizin yabancı para notunun eşleştiği risk ağırlığının (mevcut durumda %50) uygulanmaya başlanacağı görülmektedir. Bankacılık Sektörü Sermaye Yeterliliği Standart Rasyosu (SYSR) hesaplamasında en fazla bu değişiklikten olumsuz yönde etkileniyor. Ayrıca, bu değişiklik TCMB Rezerv Opsiyonu Mekanizmasının işleyişini de olumsuz etkileyecektir. Ancak, burada yaygın beklenti BDDK’nın yapacağı bir değişiklikle TCMB nezdinde TL yükümlülükler için YP tutulan zorunlu karşılıkların risk ağırlığını tekrar %0’a indireceği yönünde.
6-Yürürlükten kalkan “Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesi ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik”in Ek:1’inde Bölgesel veya Yerel Yönetimlerden Alacaklar başlığı altındaki 10A maddesinde “yurt içindeki yerel yönetimlerden TL cinsinden düzenlenen ve TL cinsinden geri ödenecek olan alacaklar %20 risk ağırlığına tabi tutulur” hükmüne yer verilmekte idi.
Yeni yayımlanan Yönetmelik’te ise bu hüküm kaldırılmış ve tüm alacakların 8 inci maddede yer alan hükümler kapsamında bankalardan olan alacaklara uygulanan risk ağırlıkları tablosuna uygun olarak sınıflandırılacağı ve bankalardan olan kısa vadeli alacaklar için düşük risk ağırlığı imtiyazının da kullanılamayacağı ifade edilmiştir. Yerel Yönetimlerin büyük çoğunluğunun derecelendirilmediği hususu göz önüne alındığında bu alacaklara uygulanacak risk ağırlığının %50 olacağı ve bu durumun hali hazırda %20 risk ağırlığı ile ağırlıklandırılan bu türden alacakları bilançolarında bulundurulan bankalar için ciddi bir risk ağırlıklı varlık artışı yaratacağı görülmektedir.
7- Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Kalkınma Bankası (ECOBank-ECO Trade and Development Bank) ve Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası (Black Sea Trade and Development Bank) %0 risk ağırlığı uygulanacak çok taraflı kalkınma bankalarına ilişkin alacaklar sınıflamasından çıkartılmıştır.
8- Bankalar ve aracı kurumlardan olan alacakların kısa veya uzun vade ayrımında “KALAN VADE” yerine “ORJİNAL VADE”ye göre sınıflandırma yapılması uygulamasına geçilmiştir.
9- İkamet amaçlı gayrimenkul ipoteğiyle teminatlandırılmış alacaklara avantajlı risk ağırlığı uygulanabilmesi için gayrimenkulün tamamının teminatlandırılmış olması şartı getirildi. Başka bir deyişle, önceki düzenlemenin aksine, kısmi teminatlandırılan alacaklara düşük risk ağırlığı uygulanamayacak. İkamet amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan alacaklarda, yalnızca alacağın tam teminatlı olduğu durumda %50 (20 Ocak değişikliği ile %35) risk ağırlığı uygulanması öngörülmektedir.
10- İnşa halindeki ikamet amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan alacaklara avantajlı risk ağırlığı (%50 – 20 Ocak değişikliği ile %35) uygulaması kaldırıldı.
11- Ofis yerleşkeleri, çok amaçlı ticari yerleşkeler ve çok taraf kullanımlı ticari yerleşkeleri gibi ticari amaçlı gayrimenkullerin üzerinde tesis edilen ipoteklerle tamamı veya bir kısmı teminatlandırılan alacakların tam teminatlı kısımlarına aşağıda yer alan şartların sağlanması ve bu şartları sağlayan bilgi ve verinin BDDK tarafından kamuya açıklanması durumunda %50 risk ağırlığı uygulanacağı belirtilmiştir:
a) Ticari amaçlı gayrimenkullerin ipoteği ile teminatlandırılan alacaklardan kaynaklanan kayıp tutarlarının, toplam alacak tutarına oranının binde beşi geçmemesi gerekir.
b) Ticari amaçlı gayrimenkullerin gerçeğe uygun değerinin %50’si ile ipotek teminatlı kredi değerinin %60’ından küçük olanına kadar tutarda söz konusu gayrimenkullerin ipoteği ile teminatlandırılan alacaklardan kaynaklanan kayıp tutarlarının, toplam alacak tutarına oranının binde üçü geçmemesi gerekir.
Burada ticari amaçlı ticari amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan alacaklara %50 risk ağırlığı uygulanması için yukarıdaki kuralların sağlandığına dair BDDK tarafından bir açıklama yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. BDDK tarafından açıklama yapılana kadar yukarıdaki sınırlara uyulmadığı kabul edileceğinden ya da bu uyum bilinemeyeceğinden ticari gayrimenkul ipoteği ile teminat altına alınan krediler için %100 risk ağırlığı uygulanacağı ortaya çıkmaktadır.
12- Önceki düzenlemede donuk alacakların teminatsız kısımlarına uygulanacak risk ağırlığının belirlenmesinde, ayrılan özel karşılık tutarının, alacak tutarına oranının %20 üstü (%100 RA) veya altında (%150 RA) olması önem taşımakta idi. Yapılan değişiklikle bu rakama yeni bir oran eklendi ve oranın %50 veya daha fazla olması durumunda teminatsız kısma %50 risk ağırlığı uygulanması hükme bağlandı.
YÖNETMELİK’TE 20 OCAK 2016 TARİHİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
BDDK, 20 Ocak 2016 tarihli Resmi Gazete‘de yayımladığı Yönetmelik ile de sermaye yeterliliği düzenlemelerinde yukarıda verilen değişikliklerin bankaların sermaye yapılarındaki olumsuz etkilerini azaltıcı yönde bazı değişikliklere imza attı. Bu değişiklikler ise:
13- Borçlusunun maliki olduğu ve ikamet edilen veya edilecek olan ya da kiraya verilen ikamet amaçlı gayrimenkullerin tümü üzerinde tesis edilen ipotekle tamamı tam teminatlandırılmış alacakların risk ağırlığı %50’den %35’e düşürüldü. Bu değişiklikle birlikte, temerrüt istatistiklerinin söz konusu alacaklar için daha farklı bir risk ağırlığının uygulanmasını gerektirdiği kanaati oluşması durumunda BDDK’ya bahse konu risk ağırlığını %35’ten az olmamak üzere farklılaştırma yetkisi verildi.
14- Daha önce %100 ila %250 arasında değişen risk ağırlıklarına tabi tutulan aşağıdaki kapsamdaki kredi kartı ve tüketici kredilerinin risk ağırlıkları %75’e düşürüldü.
a) Daha önce %150 risk ağırlığına tabi tutulan kalan vadesi bir yıldan (onikinci ay hariç) iki yıla kadar (yirmidördüncü ay dahil) olan Konut kredileri, Sosyal Güvenlik Kurumu ile banka arasında yapılan protokole istinaden emekli maaşını banka aracılığı ile alanlara maaşın ödenmeye devam ettiği süre ile sınırlı olmak üzere kullandırılan krediler ile kredi kartları vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan krediler dışındaki tüketici kredilerinden kaynaklanan alacaklar,
b) Daha önce %200 risk ağırlığına tabi tutulan kalan vadesi iki yılı (yirmidördüncü ay hariç) aşan Konut kredileri, Sosyal Güvenlik Kurumu ile banka arasında yapılan protokole istinaden emekli maaşını banka aracılığı ile alanlara maaşın ödenmeye devam ettiği süre ile sınırlı olmak üzere kullandırılan krediler ile kredi kartları vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan krediler dışındaki tüketici kredilerinden kaynaklanan alacaklar.
c) Daha önce %100 risk ağırlığına tabi tutulan kredi kartı vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan kredilerin kalan vadesi 1 aydan (bu ay hariç) 6 aya kadar (bu ay dahil) olan taksit ödemeleri tutarları,
d) Daha önce %200 risk ağırlığına tabi tutulan kredi kartları vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan kredilerin kalan vadesi 6 aydan (bu ay hariç) 12 aya kadar (bu ay dahil) olan taksit ödemeleri tutarı,
e) Daha önce %250 risk ağırlığına tabi tutulan lredi kartları vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan kredilerin kalan vadesi 12 ayı aşan taksit ödemeleri tutarı.
f) Daha önce %150 risk ağırlığına tabi tutulan Sermaye Piyasası mevzuatı ile muadil yabancı ülke düzenlemeleri uyarınca tanımlanan risk sermayesi ve girişim sermayesi yatırımları.
BDDK, 18 Haziran 2011 tarihinde o dönem yürürlükte olan Sermaye Yeterliliği Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikle daha önceki uygulamada teminat durumuna göre değişmekle birlikte genelde %100 risk ağırlıklı aktifler arasında sınıflandırılan,
a) Taşıt ve konut kredileri dışındaki tüketici kredilerinden kaynaklanan ve kalan vadesi bir yıldan (onikinci ay hariç) iki yıla kadar (yirmidördüncü ay dahil) olan alacakların risk ağırlığını %150’ye,
b) Taşıt ve konut kredileri dışındaki tüketici kredilerinden kaynaklanan ve kalan vadesi iki yılı (yirmidördüncü ay hariç) aşan alacakların risk ağırlığını ise %200’e yükseltmişti.
Aynı Yönetmelik’te 08.10.2013 tarihinde yapılan değişiklikle ise yüksek risk ağırlığı uygulanan alacaklara bu kez taşıt kredilerinden kaynaklanan tüketici kredileri de dahil edilmiş ve
1- Kredi kartı vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan kredilerin,
– kalan vadesi 1 aydan (bu ay hariç) 6 aya kadar (bu ay dahil) olan taksit ödemelerine %75 olarak uygulanan risk ağırlığı %100’e,
– kalan vadesi 6 aydan (bu ay hariç) 12 aya kadar (bu ay dahil) olan taksit ödemelerine %150 olarak uygulanan risk ağırlığı %200’e,
– kalan vadesi 12 ayı aşan taksit ödemelerine hali hazırda %200 olarak uygulanan risk ağırlığı %250’ye
çıkarılmış, ayrıca, uygulama kapsamına kredi kartı vasıtasıyla nakit olarak kullanılan krediler de dahil edilmiş,
2- Tüketicilere kullandırılan taşıt kredilerinden kaynaklanan,
– kalan vadesi bir yıldan (onikinci ay hariç) iki yıla kadar (yirmidördüncü ay dahil) olan alacaklara hali %75 olarak uygulanan risk ağırlığı %150’ye,
– kalan vadesi iki yılı (yirmidördüncü ay hariç) aşan alacaklara %75 olarak uygulanan risk ağırlığı %200’e
çıkarılmıştı. Bu düzenleme o dönem tüketici kredilerindeki genişlemeyi azaltmak için makroekonomik bir tedbir olarak uygulamaya alınmış ve bu tedbirin (yüksek risk ağırlığı uygulaması ile bu kredilerin bankalar için sermaye maliyetini artırmak yoluyla kullanımının azaltılması) maliyetini sermaye yükü olarak bankaların sırtına yüklemişti.
BDDK, 20 Ocak 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımladığı Yönetmelik ile BASEL III kapsamında yaptığı sermaye düzenlemelerinin bankalara yarattığı ilave sermaye yükünü hafifletmek için yukarıdaki tüketici kredilerindeki yüksek risk ağırlığını geri çekti. Daha doğrusu bu kredilerin risk ağırlıklarını BASEL standartları seviyesine getirdi. Ancak, tüketici kredilerinde yüksek düzeylerde artış olması halen makroekonomik açıdan istenen bir durum değil. Bu kredilerin bankalarca kullandırılmasının önündeki sermaye maliyeti engeli azaltıldığı için bu alandaki bir genişlemeyi önlemek üzere şimdi BDDK yönetimi bireysel kredilerin borç/gelir, borç servisi/gelir limitleri esas alınarak sınırlandırılması çerçevesinde yeni bir düzenleme üzerinde çalışıyor. Halen herhangi bir taslağı yayımlanmayan düzenlemede kredi kartlarında olduğu gibi kişilerin gelirlerinin birkaç katına kadar borçlanmalarına (tüketici kredisi almalarına) izin verilecek bir sınırlama getirileceği bekleniyor.
Öte yandan, BDDK tarafından 20 Ocak 2016 tarihinde yapılan düzenlemenin daha çok konut kredileri dahil tüketici kredisi ve kredi kartı alacakları yüksek düzeylerde olan bankalarda sermaye yeterliliği açısından bir rahatlama yaratması beklenmelidir. Tüketici kredisi portföyü yüksek olmayan bankalar 23 Ekim 2015 tarihinde yapılan ve Mart 2016 ayı sonunda yürürlüğe girecek düzenlemelerden daha olumsuz etkilenecektir.
2016 yılı her halükarda bankacılık açısından zor bir yıl olacak. Basel’e uyum çerçevesinde Mart 2016 ay sonunda yürürlüğe girecek BDDK düzenleme değişikliklerinin bankalara yaratacağı ilave sermaye yükleri, bankaların katkı sermaye hesabında gösterdikleri bazı sermaye benzeri kredilerin bu tarihten sonra özkaynak hesaplamasına dahil edilemeyecek olması, BDDK tarafından sistemik önemli olarak sınıflandırılacak bankalara getirilecek ilave çekirdek sermaye yükümlülüğü gibi düzenlemeler tüketicilerden hesap işletim ücreti tahsil edilememesi yönelik danıştay kararı, TL’nin 2015 yılında döviz sepeti karşısında %18 değer kaybetmesinin TL tutulan özkaynakları aşağı çekmesi, reel sektör firmalarındaki problemler, bankalara yönelik gelir azaltıcı ve maliyet artırıcı çeşitli düzenlemeler gibi faktörlerle birleştiğinde bazı bankaların sermaye yeterliliği rasyosunda yaklaşık 100 – 200 puan azalma görmemiz muhtemeldir.
Türk bankalarının sermaye yeterliliği oranları uluslararası karşılaştırmalara göre halen iyi bir düzeyde olmakla birlikte son dönemde gerileme eğiliminde. Bu gerileme eninde sonunda bankaların kredi arzına etki edecek ve bu arzı yavaşlatacak ve piyasaları olumsuz etkileyebilecektir. TBB’de yakın zamanda buna dikkat çekti. Bankalarımızın sermaye yapılarının güçlü ve karlılıklarının yüksek olması tüm ekonomimiz için önem arz eden bir konu. Bir banka üst düzey yöneticisinin dediği gibi bankaların kâr etmesi değil, etmemesi bir problem.
Saygılarımızla,
ProCompliance
23.10.2015 TARİHLİ VE 29511 SAYILI RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANAN BANKALARIN SERMAYE YETERLİLİĞİNİN ÖLÇÜLMESİNE VE DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK
YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN BANKALARIN SERMAYE YETERLİLİĞİNİN ÖLÇÜLMESİNE VE DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK
MÜLGA BANKALARIN SERMAYE YETERLİLİĞİNİN ÖLÇÜLMESİNE VE DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK EK-1
MÜLGA BANKALARIN SERMAYE YETERLİLİĞİNİN ÖLÇÜLMESİNE VE DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK EK-2
MÜLGA BANKALARIN SERMAYE YETERLİLİĞİNİN ÖLÇÜLMESİNE VE DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK EK-3
20.01.2016 TARİHLİ VE 29599 SAYILI RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANAN BANKALARIN SERMAYE YETERLİLİĞİNİN ÖLÇÜLMESİNE VE DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 20.01.2016 tarih ve 29599 sayılı Resmi Gazete |
|
ESKİ DÜZENLEME | YENİ DÜZENLEME |
Menkul kıymet bazlı spesifik risk sermaye yükümlülüğü
MADDE 12- … (7) Nitelikli borçlanma araçları kategorisine çok taraflı kalkınma bankaları ve Ek-1 uygulamasında idari birimler ve ticari olmayan girişimlerden alacaklar risk sınıfına giren kamu kuruluşları tarafından ihraç edilen borçlanma araçları ile aşağıdaki diğer borçlanma araçları girer: a) En az iki KDK’dan “yatırım yapılabilir” derecelendirme notu almış olan borçlanma araçları. b) Bir KDK tarafından verilmiş “yatırım yapılabilir” derecelendirme notu olan ve herhangi başka bir KDK’dan “yatırım yapılabilir”den daha düşük bir notu bulunmayan borçlanma araçları. c) Derecelendirilmemiş ancak ihraççısı, teşkilatlanmış bir menkul kıymet borsasında işlem gören herhangi bir menkul kıymetin ihraççısı olan ve banka tarafından, derecelendirme kuruluşlarının “yatırım yapılabilir” kredi notunu alabilecek kadar yatırım kalitesine sahip olduğu öngörülen borçlanma araçları.
ç)Kredi riskine esas tutar hesaplanmasında, bir portföyünü içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşımla ölçen bankalarda; kullanılan yaklaşım için aranan şartlara uyumsuzluk tespit edilmemiş olmak kaydıyla, içsel derecelendirme sistemlerinin “yatırım yapılabilir” düzeye eşit derece verdiği ve ihraççısı teşkilatlanmış bir menkul kıymet borsasında işlem gören herhangi bir menkul kıymetin ihraçcısı olan borçlanma araçları. d) Yurt içi banka ve aracı kurumlar ile sermaye yeterliliği oranının hesaplanması ve oranın sağlanmaması halinde alınacak önlemler açısından yurt içi bankalar ile eş değer uygulamalara tabi olan yurt dışı bankalar tarafından ihraç edilen borçlanma araçları. e) Banka dışı yurt içi finansal kuruluşlarca ihraç edilen ve banka tarafından, derecelendirme kuruluşlarının “yatırım yapılabilir” kredi notunu alabilecek kadar yatırım kalitesine sahip olarak görülen borçlanma araçları. (8) Yedinci fıkranın (c) bendi uygulamasından yararlanabilmek için bankalar; a) Borçlanma aracını “yatırım yapılabilir” kredi notunu alabilecek kadar yatırım kalitesine sahip olarak görmesine dayanak teşkil eden değerlendirmelerini yazılı olarak belirlemek, denetime hazır bulundurmak ve bunların geçerliliğini, b) Bu borçlanma aracının ihraçcısının teşkilatlanmış bir menkul kıymet borsasında işlem gören herhangi bir menkul kıymetinin var olup olmadığını, raporlama dönemleri itibariyle izlemek zorundadır. Bu zorunluluğun yerine getirilmediğinin tespiti halinde, diğer yasal işlemler saklı kalmak kaydıyla, Kurum tarafından yapılacak bildirimden itibaren iki yıl boyunca yedinci fıkranın (c) bendi uygulamasından yararlanılamaz. (b) bendi kapsamındaki zorunluluğa ve uyulmaması halinde öngörülen yaptırıma ilişkin hükümler yedinci fıkranın (ç) bendi hükmünden yararlanılması açısından da aranır. (9) Yedinci fıkranın (ç) bendi uygulaması bakımından “yatırım yapılabilir” düzeye eşitlik, borçlanma aracının bir yıllık temerrüt olasılığının, yetkili derecelendirme kuruluşu tarafından yatırım yapılabilir veya daha iyi bir kredi derecesi verilmiş olan bir borçlanma aracının uzun dönem ortalama bir yıllık temerrüt olasılığının ifade ettiği bir yıllık temerrüt olasılığına eşit veya daha düşük olması anlamına gelir. |
Menkul kıymet bazlı spesifik risk sermaye yükümlülüğ
MADDE 12 … (7) Nitelikli borçlanma araçları kategorisine çok taraflı kalkınma bankaları ve Ek-1 uygulamasında idari birimler ve ticari olmayan girişimlerden alacaklar risk sınıfına giren kamu kuruluşları tarafından ihraç edilen borçlanma araçları ile aşağıdaki diğer borçlanma araçları girer: a) En az iki KDK’dan “yatırım yapılabilir” derecelendirme notu almış olan borçlanma araçları. b) Bir KDK tarafından verilmiş “yatırım yapılabilir” derecelendirme notu olan ve herhangi başka bir KDK’dan “yatırım yapılabilir”den daha düşük bir notu bulunmayan borçlanma araçları. c) Kurumca uygun görülmesi şartıyla, derecelendirilmemiş ancak ihraççısı, teşkilatlanmış bir menkul kıymet borsasında işlem gören herhangi bir menkul kıymetin ihraççısı olan ve banka tarafından, derecelendirme kuruluşlarının “yatırım yapılabilir” kredi notunu alabilecek kadar yatırım kalitesine sahip olduğu öngörülen borçlanma araçları ç)Kredi riskine esas tutar hesaplanmasında, bir portföyünü içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşımla ölçen bankalarda; kullanılan yaklaşım için aranan şartlara uyumsuzluk tespit edilmemiş olmak kaydıyla, içsel derecelendirme sistemlerinin “yatırım yapılabilir” düzeye eşit derece verdiği ve ihraççısı teşkilatlanmış bir menkul kıymet borsasında işlem gören herhangi bir menkul kıymetin ihraçcısı olan borçlanma araçları. d) Yurt içi banka ve aracı kurumlar ile sermaye yeterliliği oranının hesaplanması ve oranın sağlanmaması halinde alınacak önlemler açısından yurt içi bankalar ile eş değer uygulamalara tabi olan yurt dışı bankalar tarafından ihraç edilen borçlanma araçları.
e) Kredi kalitesi yatırım yapılabilir kredi derecesine eşdeğer sayılan ve bu Yönetmelikteki düzenlemeler bakımından karşılaştırılabilir düzenleme ve denetime tabi kabul edilen kuruluşlarca ihraç edilen menkul kıymetler (8) Yedinci fıkranın (c) bendi kapsamında Kurum tarafından verilecek onaylarda; a) Borçlanma aracının “yatırım yapılabilir” kredi notunu alabilecek düzeyde yatırım kalitesine sahip olarak görülmesine dayanak teşkil eden banka değerlendirmeleri,
b) Bu borçlanma aracının ihraççısının teşkilatlanmış bir menkul kıymet borsasında işlem gören menkul kıymetine ilişkin bilgiler, aranır.
(9) Yedinci fıkranın (ç) bendi hükmünden yararlanılması açısından borçlanma aracının ihraçcısının teşkilatlanmış bir menkul kıymet borsasında işlem gören herhangi bir menkul kıymetinin var olup olmadığının bankaca raporlama dönemleri itibariyle izlenmesi zorunludur. Bu zorunluluğun yerine getirilmemesi halinde, diğer yasal işlemler saklı kalmak kaydıyla, Kurum tarafından yapılacak bildirimden itibaren iki yıl boyunca, yedinci fıkranın (ç) bendi hükmünden yararlanılamaz. Yedinci fıkranın (ç) bendi uygulaması bakımından “yatırım yapılabilir” düzeye eşitlik, borçlanma aracının bir yıllık temerrüt olasılığının, yetkili derecelendirme kuruluşu tarafından yatırım yapılabilir veya daha iyi bir kredi derecesi verilmiş olan bir borçlanma aracının uzun dönem ortalama bir yıllık temerrüt olasılığının ifade ettiği bir yıllık temerrüt olasılığına eşit veya daha düşük olması anlamına gelir. … |
EK-1
8. PERAKENDE ALACAKLAR 40. Tahsili gecikmiş alacaklar hariç olmak kaydıyla Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında sayılan kriterlere uygun olan alacaklardan; kredi kartı vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan kredilerin kalan vadesi 1 aydan (bu ay hariç) 6 aya kadar (bu ay dahil) olan taksit ödemeleri tutarları %100, diğerleri %75 risk ağırlığına tabi tutulur. Temerrüt istatistiklerinin perakende alacaklar için daha yüksek bir risk ağırlığının uygulanmasını gerektirdiği kanaati oluşması durumunda bahse konu risk ağırlığı kredi türü bazında Kurulca arttırılabilir. |
EK-1
8. PERAKENDE ALACAKLAR 40. Tahsili gecikmiş alacaklar hariç olmak kaydıyla bu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında sayılan kriterlere uygun olan alacaklar yüzde yetmiş beş risk ağırlığına tabi tutulur. Temerrüt istatistiklerinin perakende alacaklar için daha yüksek bir risk ağırlığının uygulanmasını gerektirdiği kanaati oluşması durumunda bahse konu risk ağırlığı kredi türü bazında Kurulca arttırılabilir. |
9.1 İkamet amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan alacaklar
43. Borçlusunun maliki olduğu ve ikamet edilen veya edilecek olan ya da kiraya verilen ikamet amaçlı gayrimenkullerin tümü üzerinde tesis edilen ipotekle tamamı 45 inci fıkranın (c) bendi kapsamında tam teminatlandırılmış alacaklara % 50 risk ağırlığı uygulanır. Bu fıkra uygulanması için Kurulca ilave şartlar belirlenebilir. |
9.1 İkamet amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan alacakla
43. Borçlusunun maliki olduğu ve ikamet edilen veya edilecek olan ya da kiraya verilen ikamet amaçlı gayrimenkullerin tümü üzerinde tesis edilen ipotekle tamamı kırk beşinci fıkranın (c) bendi kapsamında tam teminatlandırılmış alacaklara yüzde otuz beş risk ağırlığı uygulanır. Temerrüt istatistiklerinin söz konusu alacaklar için daha farklı bir risk ağırlığının uygulanmasını gerektirdiği kanaati oluşması durumunda bahse konu risk ağırlığı yüzde otuz beşten az olmamak üzere Kurulca farklılaştırılabilir. Bu fıkra uygulanması için Kurulca ilave şartlar belirlenebilir. |
45. 43 ve 44 üncü fıkralarda yer alan uygulamada Kurum tarafından, aşağıdaki hususlar ile Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ’in 21 inci maddesinde belirtilen şartların yerine getirilmesi gerekir.
a) Gayrimenkulün değerini ve borçlunun performansını birlikte etkileyen makroekonomik faktörler haricinde, teminata konu gayrimenkulün değerinin borçlunun kredi değerliliğine önemli ölçüde bağlı olmaması gerekir. b) İlgili borcun geri ödemeleri esasen teminata konu gayrimenkul veya projenin performansına değil, borçlunun diğer kaynaklardan geri ödeme kapasitesine bağlı olmalıdır. Borcun geri ödemesi, teminat olarak gösterilen gayrimenkulün yarattığı nakit akışına önemli ölçüde bağlı olmamalıdır. c) Bu fıkra hükmünün uygulanmasında Gayrimenkule ilişkin Kabul Edilebilir Teminat Tutarı (GKETT) aşağıdaki formül ile hesaplanan tutardır, GKETT’in alacak tutarının tamamından büyük olması durumunda alacak tam teminatlı olarak kabul edilir.
Formülde;
n : Bankanın sahip olduğu en alt derecedeki ipotek, i: Bankanın sahip olduğu ipoteğin bulunduğu dereceyi, KTOi: i=1 (1. Derece ipotek) için %75’i; i>1 (2 ve sonraki derecelerdeki ipotekler) için %50 olarak uygulanacak olan kredi teminat oranını,
İpotek Tutarı: Bankanın i ipotek derecesindeki hakkını, Gayrimenkulün Kullanılabilir Değeri : i=1 için gayrimenkulün değerinin bankanın bu derecedeki ipotek payı ile çarpılması sonucu elde edilen değeri, i >1 için ise gayrimenkulün değerinden kendinden önceki derecelerde yer alan boş veya başka taraflar lehine tesis edilmiş ipotek tutarları düşüldükten sonra kalan değerin bankanın bu derecedeki ipotek payı ile çarpılması sonucu elde edilen değeri, ifade eder. |
45. 43 ve 44 üncü fıkralarda yer alan uygulamada Kurum tarafından, aşağıdaki hususlar ile Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ’in 21 inci maddesinde belirtilen şartların yerine getirilmesi gerekir.
a) Gayrimenkulün değerini ve borçlunun performansını birlikte etkileyen makroekonomik faktörler haricinde, teminata konu gayrimenkulün değerinin borçlunun kredi değerliliğine önemli ölçüde bağlı olmaması gerekir. b) İlgili borcun geri ödemeleri esasen teminata konu gayrimenkul veya projenin performansına değil, borçlunun diğer kaynaklardan geri ödeme kapasitesine bağlı olmalıdır. Borcun geri ödemesi, teminat olarak gösterilen gayrimenkulün yarattığı nakit akışına önemli ölçüde bağlı olmamalıdır. c) Bu fıkra hükmünün uygulanmasında Gayrimenkule İlişkin Kabul Edilebilir Teminat Tutarı (GKETT) aşağıdaki formül ile hesaplanan tutardır, GKETT’in alacak tutarının tamamından büyük ya da eşit olması durumunda alacak tam teminatlı olarak kabul edilir.
Formülde;
n : Bankanın sahip olduğu en alt derecedeki ipotek, i: Bankanın sahip olduğu ipoteğin bulunduğu dereceyi, KTOi: i=1 (1. Derece ipotek) için yüzde yetmiş beşi; i>1 (2 ve sonraki derecelerdeki ipotekler) için yüzde elli olarak uygulanacak olan kredi teminat oranını, İpotek Tutarı: Bankanın i ipotek derecesinde tahsis ettirdiği tutarı, GKDi (Gayrimenkulün Kullanılabilir Değerii): i derecesinde tesis edilmiş ipoteklere ilişkin olarak gayrimenkulün değerinden, i derecesinden önce yer alan boş ipotekler de dâhil tesis edilmiş diğer ipotek tutarlarının düşülmesi; eğer bankanın tescil ettirdiği ipotek i derecesi içerisindeki öncelik sırası belirlenmiş bir alt dereceye ait ise boş ipotekler de dâhil i derecesinden daha öncelikli tesis edilmiş ipotek tutarları ve bankanın bulunduğu alt dereceden daha öncelikli diğer alt derecelerdeki boş ipotekler de dâhil tesis edilmiş ipotek tutarları toplamının gayrimenkulün değerinden düşülmesi ile elde edilen kalan değerin bankanın bulunduğu derece veya alt derecedeki ipotek payı ile çarpılması sonucu elde edilen değeri; İpotek Payı: Bir derece veya alt derecede banka adına tesis edilen ipotek tutarının aynı derece veya alt derece için tescil edilmiş toplam ipotek tutarına oranını, ifade eder.
|
9.2 Ticari amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan alacaklar
46. Ofis yerleşkeleri, çok amaçlı ticari yerleşkeler ve çok taraf kullanımlı ticari yerleşkeleri gibi ticari amaçlı gayrimenkullerin üzerinde tesis edilen ipoteklerle tamamı veya bir kısmı teminatlandırılan alacakların tam teminatlı kısımlarına aşağıda yer alan şartların sağlanması ve bu şartları sağlayan bilgi ve verinin Kurum tarafından kamuya açıklanması durumunda yüzde elli risk ağırlığı uygulanır. a) Ticari amaçlı gayrimenkullerin gerçeğe uygun değerinin yüzde ellisi ile ipotek teminatlı kredi değerinin yüzde altmışından küçük olanına kadar tutarda söz konusu gayrimenkullerin ipoteği ile teminatlandırılan alacaklardan kaynaklanan kayıp tutarlarının, toplam alacak tutarına oranının binde üçü geçmemesi gerekir, b) Ticari amaçlı gayrimenkullerin ipoteği ile teminatlandırılan alacaklardan kaynaklanan kayıp tutarlarının, toplam alacak tutarına oranının binde beşi geçmemesi gerekir. |
9.2 Ticari amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan alacaklar
46. Kurumca uzun zamandan beri var olduğu ve iyi gelişmiş olduğu değerlendirilen piyasalar için ofis büroları, çok amaçlı ticari yapılar ve çok taraf kullanımlı ticari yapılar gibi ticari amaçlı gayrimenkullerin üzerinde tesis edilen ipoteklerle tamamı veya bir kısmı teminatlandırılan alacakların tam teminatlı kısımlarına, aşağıda yer alan şartların sağlanması ve bu şartların sağlandığına dair bilginin Kurum tarafından kamuya açıklanması halinde yüzde elli risk ağırlığı uygulanır. a) Ticari amaçlı gayrimenkullerin gerçeğe uygun değerinin yüzde ellisi ile ipotek teminatlı kredi değerinin yüzde altmışından küçük olanına kadar tutarda söz konusu gayrimenkullerin ipoteği ile teminatlandırılan alacaklardan kaynaklanan kayıp tutarlarının, toplam alacak tutarına oranının binde üçü geçmemesi gerekir,
b) Ticari amaçlı gayrimenkullerin ipoteği ile teminatlandırılan alacaklardan kaynaklanan kayıp tutarlarının, toplam alacak tutarına oranının binde beşi geçmemesi gerekir.
|
49. İpotek Teminatlı Kredi Değeri (İTKD), gayrimenkulün değerinin Kurulca belirlenecek kredi teminatlandırma sınırı ile çarpılmış değeridir. Kurulca farklı bir oran belirleninceye kadar bu sınır yüzde seksen beş olarak uygulanır. Bu fıkra hükmünün uygulanmasında Gayrimenkule ilişkin Kabul Edilebilir Teminat Tutarı (GKETT) aşağıdaki formül ile hesaplanan tutardır. Alacak tutarının GKETT kadar olan kısmı tam teminatlı kısım olarak kabul edilir.
Formülde; GKDi: (Gayrimenkulün Kullanılabilir Değerii) i=1 için gayrimenkulün değerinin bankanın bu derecedeki ipotek payı ile çarpılması sonucu elde edilen değeri, i >1 için ise gayrimenkulün değerinden kendinden önceki derecelerde yer alan boş veya başka taraflar lehine tesis edilmiş ipotek tutarları düşüldükten sonra kalan değerin bankanın bu derecedeki ipotek payı ile çarpılması sonucu elde edilen değeri,
İTKDi = GKDi x Kurulca Belirlenecek Kredi Teminatlandırma Sınırı İpotek Tutarı: Bankanın 1 inci ipotek derecesindeki hakkını, n : Bankanın sahip olduğu en alt derecedeki ipotek sırası, i: Bankanın sahip olduğu ipoteğin bulunduğu dereceyi, KTOi: i=1 (1. Derece ipotek) için %50’yi; i>1 (2 ve sonraki derecelerdeki ipotekler) için %30’u, İpotek Tutarı: Bankanın i ipotek derecesindeki alacak hakkını,
ifade eder. |
49. İpotek Teminatlı Kredi Değeri (İTKD), gayrimenkulün değerinin Kurulca belirlenecek kredi teminatlandırma sınırı ile çarpılmış değeridir. Kurulca farklı bir oran belirleninceye kadar bu sınır yüzde seksen beş olarak uygulanır. Bu fıkra hükmünün uygulanmasında Gayrimenkule ilişkin Kabul Edilebilir Teminat Tutarı (GKETT) aşağıdaki formül ile hesaplanan tutardır. Alacak tutarının GKETT kadar olan kısmı tam teminatlı kısım olarak kabul edilir.
min{%50 x GKDl ;%60 x İTKD{; ÎpotekTutanv}+ SUMmin{%34 x GKD, ;%40 x İTKDl; İpotekTutar^ }
Formülde; GKDi: (Gayrimenkulün Kullanılabilir Değerii) i derecesinde tesis edilmiş ipoteklere ilişkin olarak gayrimenkulün değerinden, i derecesinden önce yer alan boş ipotekler de dâhil tesis edilmiş diğer ipotek tutarlarının düşülmesi; eğer bankanın tescil ettirdiği ipotek i derecesi içerisindeki öncelik sırası belirlenmiş bir alt dereceye ait ise boş ipotekler de dâhil i derecesinden daha öncelikli tesis edilmiş ipotek tutarları ve bankanın bulunduğu alt dereceden daha öncelikli diğer alt derecelerdeki boş ipotekler de dâhil tesis edilmiş ipotek tutarları toplamının gayrimenkulün değerinden düşülmesi ile elde edilen kalan değerin bankanın bulunduğu derece veya alt derecedeki ipotek payı ile çarpılması sonucu elde edilen değeri; İTKDi = GKDi x Kurulca Belirlenecek Kredi Teminatlandırma Sınırı İpotek Tutarı: Bankanın 1 inci ipotek derecesinde tahsis ettirdiği tutarı, n: Bankanın sahip olduğu en alt derecedeki ipotek sırası, i: Bankanın sahip olduğu ipoteğin bulunduğu dereceyi,
İpotek Tutarı: Bankanın i ipotek derecesinde tahsis ettirdiği tutarı, İpotek Payı: Bir derece veya alt derecede banka adına tesis edilen ipotek tutarının aynı derece veya alt derece için tescil edilmiş toplam ipotek tutarına oranını, ifade eder.
|
11. KURULCA RİSKİ YÜKSEK OLARAK BELİRLENEN ALACAKLAR
59. Aşağıda yüzde yüzelli, yüzde ikiyüz ve yüzde ikiyüzelli risk ağırlığına tabi tutulan alacaklar ile Kurul tarafından risk ağırlığı yüzde yüzelliye veya daha fazlasına çıkarılan alacaklar ve bu Ek’te yer alan hükümler çerçevesinde risk ağırlığı yüzde yüzelli veya daha fazla olan alacaklar yüksek riskli alacaklar olarak kabul edilir ve bu sınıfta izlenir.
Yüzde yüzelli risk ağırlığına tabi alacaklar;
Konut kredileri, Sosyal Güvenlik Kurumu ile banka arasında yapılan protokole istinaden emekli maaşını banka aracılığı ile alanlara maaşın Ödenmeye devam ettiği süre ile sınırlı olmak üzere kullandırılan krediler ile kredi kartları vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan krediler dışındaki tüketici kredilerinden kaynaklanan ve kalan vadesi bir yıldan (onikinci ay hariç) iki yıla kadar (yirmidördüncü ay dahil) olan alacaklar. Sermaye Piyasası mevzuatı ile muadil yabancı ülke düzenlemeleri uyarınca tanımlanan risk sermayesi ve girişim sermayesi yatırımları, Tahsili gecikmemiş ancak donuk alacak olarak sınıflandırılmış tüm alacaklar. Yüzde ikiyüz risk ağırlığına tabi alacaklar;
Kredi kartları vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan kredilerin kalan vadesi 6 aydan (bu ay hariç) 12 aya kadar (bu ay dahil) olan taksit ödemeleri tutarı, Konut kredileri, Sosyal Güvenlik Kurumu ile banka arasında yapılan protokole istinaden emekli maaşını banka aracılığı ile alanlara maaşın ödenmeye devam ettiği süre ile sınırlı olmak üzere kullandırılan krediler ile kredi kartları vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan krediler dışındaki tüketici kredilerinden kaynaklanan ve kalan vadesi iki yılı (yirmidördüncü ay hariç) aşan alacaklar. Yüzde ikiyüzelli risk ağırlığına tabi alacaklar; 1) Kredi kartları vasıtasıyla, mal ve hizmet alımı için veya nakit olarak kullandırılan kredilerin kalan vadesi 12 ayı aşan taksit ödemeleri tutarı.
|
11. KURULCA RİSKİ YÜKSEK OLARAK BELİRLENEN ALACAKLAR
59. Yönetmelik kapsamında veya daha sonra Kurul tarafından risk ağırlığı yüzde yüz elli veya daha fazlası olarak belirlenen alacaklar yüksek riskli alacaklar olarak kabul edilir ve bu sınıfta izlenir. Bu kapsamda tahsili gecikmemiş ancak donuk alacak olarak sınıflandırılmış tüm alacaklar yüzde yüz elli risk ağırlığına tabidir. Kurul yüksek risk ağırlıklı ilave kalemler belirleyebilir. |
2 Cevaplar
[…] 4- Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelikt…, […]
[…] getirdiği düzenlemelere ve bankaların sermaye yeterliliklerine etkilerine ilişkin 4 Mart 2016 tarihinde yayımladığımız yazımızda, bu hükümlerle yapılan […]