Bankalarca Risk Yönetimine İlişkin Kamuya Yapılacak Açıklamalar Hakkında Tebliğde Yapılan Değişiklikler
29 Kasım 2015 tarihinde burada yayımladığımız yazımızda BDDK tarafından Basel Düzenlemelerine Uyum kapsamında 23.10.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ve Tebliğ değişiklikleri ile bankaların risk yönetimine ilişkin kamuya yapacakları açıklamaların kapsamının genişletildiğini belirtmiştik. BDDK’nın devam eden RCAP süreci (Regulatory Consistency Assessment Programme – Düzenleme Tutarlılığı Değerlendirme Programı) kapsamında 23.10.2015 tarih ve 29511 sayılı Resmi Gazete‘de yayımladığı düzenlemelerden “Bankalarca Risk Yönetimine İlişkin Kamuya Yapılacak Açıklamalar Hakkında Tebliğ” BASEL III düzenlemelerinin kamuya yapılacak açıklamaların düzenlediği Üçüncü Yapısal Blok (Pillar III) kapsamında yayımlanan bir Tebliğ. 31.03.2016 tarihinde yürürlüğe girecek olan Tebliğ kapsamında bankaların risk yönetimine ilişkin açıklamalarını tablo ya da şablon biçiminde sunmaları ve bu tablo ve şablonları söz konusu Tebliğ’in Ek-1’inde yer alan çizelgede belirtilen formatlar ve raporlanma sıklığı esas alınarak kamuya açıklamaları öngörülüyor. Bu Tebliğ ile yapılan düzenlemelere 29 Kasım 2015 tarihinde yayımladığımız yazımızda değinmiştik.
Söz konusu Tebliğ, henüz yürürlüğe girmeden BDDK tarafından 20.01.2016 tarihli ve 29599 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Tebliğ ile değişikliğe uğradı. 20.01.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğ ile yapılan değişikliklere baktığımızda 23.10.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğ’in “içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşım altındaki kredi riskine’’ ilişkin açıklamaların yer aldığı 10-1-(ç) bendinin (6) numaralı alt bendinde yer alan Şablon KR10: İDD (İhtisas kredileri ve basit risk ağırlığı yaklaşımına tabi hisse senedi yatırımları)’nin “Volatilitesi yüksek ticari gayrimenkul” kısmının beşinci sütununda “%50, %70, %70, %90, %115” olarak yer alan risk ağırlıklarının sırasıyla “%70, %95, %95, %120, %140” olarak değiştirildiğini görüyoruz.
Söz konusu şablonun içsel derecelendirmeye dayalı (İDD) yaklaşımları kullanan bankalar tarafından doldurulması öngörüldüğü ve hali hazırda Türkiye’de İDD yaklaşımını kullanan banka olmadığı için değişikliğin önemli bir etkisi bulunmuyor.
Öte yandan, Türkiye’de içsel modellerin kullanımı yaygın olmasa da yurtdışında içsel modellerin kullanımı arttı ve bu modellerin kullanımına ilişkin eleştiriler de ortaya çıkmaya başladı. Basel Komitesi’nin 2013 yılında yayımladığı bir çalışmada içsel modellerin artan kullanımının ve ulusal inisiyatiflerin bankaların SYSR karşılaştırılabilirliğini zorlaştırdığı, benzer portföylere sahip bankaların risk ağırlıklı varlıklarının ölçümünde ciddi farklılıkların ortaya çıktığı ve bunun da Pillar III’ün etkinliğini azalttığı söyleniyor. İçsel modellere ilişkin diğer eleştiriler de içsel modeller vasıtasıyla riskler daha doğru hesaplansa da bankaların riskleri için daha az sermaye tutma eğiliminde olmaları, ayrıca, bazı portföyler için model geliştirilmesinin çok zor olması konularında toplanıyor ve içsel modellerin her zaman daha doğru olduğu varsayımları zayıflıyor. Türkiye’deki bankalarda bu modellerin kullanımı henüz resmi olarak ortaya çıkmadığı için bu konularda değerlendirme yapamıyoruz.
Son olarak daha evvelde belirttiğimiz üzere BDDK’nın RCAP süreci kapsamında yayımladığı Yönetmelik ve Tebliğlerin halen BDDK internet sitesinde yer almamış olması bu düzenlemelerin takibini güçleştiriyor. “Bankalarca Risk Yönetimine İlişkin Kamuya Yapılacak Açıklamalar Hakkında Tebliğ“in 23.10.2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan ‘pdf’ formatındaki hali ise oldukça hacimli ve net olmayan bir kopyadan oluşuyor. Bu düzenlemelerin temiz ve güncel versiyonlarına BDDK internet sitesinde yer verilmesi düzenlemelerin takibi ve uygulamasını kolaylaştıracaktır.
Saygılarımızla,
ProCompliance