Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine İlişkin Tebliğ Taslağı
Bilindiği üzere finansal hizmetlerde dijitalleşme ve teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte finans sektöründe hizmet ağları, iş modelleri ve mimari yapı kökten bir değişim ve dönüşüm geçirmektedir. Bu süreçte 2015 ila 2019 yılları arasındaki mevcut duruma öne çıkan mevzuatsal gelişmeler perspektifinden özetle aşağıda yer verebiliriz:
- Ülkemizde 31.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren “Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği” ile konut finansmanı hariç tüketici finansman sözleşmelerinin elektronik ortamda kurulmasına imkan tanınmıştır.
- Sermaye Piyasası Kurulu’nun 01.08.2015’te yayımlanan “III-45.1 sayılı Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri İle Yan Hizmetlere İlişkin Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında Tebliğ“ ile sermaye piyasası sözleşmelerinin elektronik ortamda kurulmasının önü açılmıştır.
- Mali Suçları Araştırma Kurulu (“MASAK”) Başkanlığı mevzuatı uyarınca yüz yüze kimlik tespit yükümlülüğünden ötürü hesap açılmadan potansiyel müşteriler ile elektronik ortamda sözleşme kurulamamaktadır.
- Dijital bankacılık yoluyla müşteri ediniminin önünde engel, Bankacılık İşlemleri ile Banka ve Kredi Kartı Sözleşmeleri’nin yazılı ve imzalı veya güvenli elektronik imza ile düzenlemesi yükümlülüğü denilebilir.
- Ülkemizde güvenli elektronik imza yaygın olmadığı için dijitalleşen dünyada müşteriden yazılı ve imzalı evrak alınması; müşteri memnuniyetsizliğine sebebiyet vermesinin yanı sıra ciddi bir operasyon yükü ve maliyet unsuru da (kağıt, posta, kurye masrafı vd.) oluşturabilmektedir.
Devletin 2019-2023 dönemini kapsayan 11.Kalkınma Planı’nda finansal kuruluşların müşterileriyle yaptıkları işlemlerde “fiziki belge” ve “ıslak imza”* kullanımının azaltılması hedeflenmiştir. Koronavirüs (COVID-19) salgınıyla ortaya çıkan “sosyal mesafeli” yeni hayat tarzımızsa finans başta olmak üzere hizmet sektörlerinde dijitalleşmenin artık bir seçim değil, zaruret olacağını göstermiştir. Nitekim COVID-19 salgınıyla iş yapış şekilleri tamamen değişikliğe uğramış, izolasyonla “elektronik bankacılık” bu süreçte müşteriler için bir opsiyon olmaktan çıkarak ana bankacılık kanalı haline gelmiştir. Pandemi ile ortaya çıkan yeni konjonktüründe etkisiyle karar alıcılar bu doğrultuda sektör düzenlemelerini de şekillendirmektedir:
(*Türk Borçlar Kanunu’nda “elle atılan imza” şeklinde bahsedilmekle birlikte mevzuatta ve literatürde “ıslak imza” olarak nüfuz ettiği ve şifahen yaygın olarak kullanıldığı için galat-ı meşhur olan bu kavrama yer verilmiştir.)
- 15.03.2020 tarihinde yayımlanan Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin yürürlük tarihi 01.01.2021’e ertelenen uzaktan kimlik tespiti ve 3.tarafa güven başlıklı 43.maddesi ile uzaktan müşteri edinimi ilk defa düzenlenmiştir.
- 26.06.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7247 Sayılı Kanun ile; finansal kuruluşların müşterileriyle akdettikleri bankacılık işlemleri, kart, sermaye piyasası işlemleri, ödeme hizmetleri, finansal kiralama, faktoring ve finansman sözleşmelerinin elektronik ortamda kurulmasının önü açılmıştır.
- Mali Eylem Görev Gücü’nün (“FATF”) yayımladığı Dijital Kimlik Rehberi’nde COVID-19 nedeniyle fiziken yüz yüze gelinmesi riskli bulunarak devletlerin finansal kurumlarıyla birlikte çalışarak risk temelli bir yaklaşımla dijital finansal hizmetler vermesi teşvik edilmektedir.
- MASAK tarafından hesap açılışlarında uzaktan kimlik tespitine imkan verecek düzenleme çalışmalarının devam ettiği bilinmektedir.
Finansal sistemde köklü bir dönüşümün habercisi sayılabilecek bu gelişmeler ışığında finansal kuruluşlar ile potansiyel müşteriler arasında ilk defa sözleşme ilişkisi tesis edilirken yüz yüze gelme ihtiyacı ortadan kaldırılarak sürecin dijital ortamda başlayıp dijital ortamda sonlanmasının önü açılmıştır. Bununla birlikte 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 76.maddesinin ikinci fıkrası ve Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 43.maddesi kapsamında bankalarca yeni müşteri kazanımında ve müşteri kimliğinin doğrulanmasında kullanılabilecek uzaktan kimlik tespiti yöntemlerini belirlemek üzere Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (“BDDK”) tarafından hazırlanan “Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine İlişkin Tebliğ Taslağı” 21.09.2020 tarihinde BDDK’nın internet sitesinde yayımlanarak kamuoyu ile paylaşılmıştır. Anılan Taslak Tebliğ ile;
- Uzaktan kimlik tespitine ilişkin genel ilkeler
- Görüntülü görüşme ile uzaktan kimlik tespitini gerçekleştirecek personel ve çalışma ortamı
- Görüntülü görüşme ile uzaktan kimlik tespiti sürecinde uyulması gereken ilkeler
- Kullanılabilecek kimlik belgeleri ve bunların doğrulanması
- Kimliği tespit edilecek kişinin doğrulanması
- Görüntülü görüşme ile kimlik tespiti sürecinin sonlandırılması
- İşlem doğrulama kodunun iletimi
- Verilerin saklanması
- Uzaktan kimlik tespitinde sorumluluk
başlıkları altında bankalar tarafından yeni müşteri kazanımında ve müşteri kimliğinin doğrulanmasında kullanılabilecek uzaktan kimlik tespiti yöntemlerine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmektedir. 7247 sayılı Kanun ile elektronik ortamda sözleşmelerin tesisinde tüzel kişi müşterileri kapsamaması için bir engel bulunmamakla birlikte uzaktan müşteri edinimine ilişkin anılan taslak düzenlemenin sadece gerçek kişi müşterileri kapsadığı görülmektedir.
Bakıldığında Taslak Tebliğin yürürlük başlıklı 13.maddesi uyarınca 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girmesinin planlandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca görüntülü görüşme ile uzaktan kimlik tespiti yönteminin, Almanya, İspanya, İsveç ve Estonya başta olmak üzere Avrupa’da etkili bir şekilde kullanıldığı bilinmektedir. Bu bakımdan ülkemizde uzaktan kimlik tespiti, elektronik ortamda sözleşmelerin kurulması ve üçüncü tarafa güven kapsamındaki uygulamaların; BDDK’nın ikincil mevzuatı ve MASAK düzenlemeleri ile birlikte 01.01.2021 tarihinden itibaren gündelik hayatımıza gireceğini söyleyebiliriz.
Bilindiği üzere 7247 sayılı Kanun ile finansal kuruluşlarca, müşterileri ile imzaladıkları sözleşmeler; mesafeli olup olmadığına bakılmaksızın, BDDK, SPK veya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (“TCMB”) gibi üst kuruluşların yazılı şekil yerine belirleyeceği bilişim veya elektronik haberleşme cihazları üzerinden gerçekleştirilebilecektir. Ayrıca anılan Kanun ile birlikte aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, ödeme hizmetleri ve elektronik para kuruluşlarına da kimlik paylaşım sistemine (KPS) erişim yetkisi verilmiştir. Bu açıdan bankalar ile ilk kez deneyimlenecek olan uzaktan müşteri edinimi uygulamalarına ilişkin olarak finansal sektörün diğer aktörleri ve araçlarının büyümesi, olgunlaşması ve derinleşmesi için düzenleme arbitrajına yol açan farklılıkların da bu yönden zamanla giderilerek tüm finansal sektörü kapsayacağı söylenebilecektir.
Uzaktan müşteri edinimi ile ilgili daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz üzere muhtemel etkilerine ilişkin görüşlerimize tekrardan değinmek gerekirse; müşterilerden ıslak imza şartı aranmaksızın elektronik ortamda da kağıt, posta, kurye masrafı olmaksızın sözleşme imzalanması, görüntülü görüşme ile kimlik tespiti mümkün olacaktır. Bankaların müşteri tanı ve kabul süreçleri dijitalleşirken, müşteriler de kullanıcı deneyimi açısından yazılı ve imzalı evraklarla uğraşmak gibi bürokratik süreçlerden kurtulacaklardır. Kağıtsız ortamlar hiç şüphesiz doğayı korumamıza da yarar sağlayacaktır. Diğer taraftan, ülkemiz dijital dönüşüm stratejileri ile uyumun sağlanması ve özellikle son dönemde COVID-19 salgını kapsamında alınan önlemlere uygun olarak getirilen bu planlı ve koordineli düzenlemeler potansiyel müşteriler açısından bir güven oluşturacağından finansal piyasalara erişimi ve tabana yayılımı genişletici bir katkı da sağlayacağı da söylenebilecektir. Sektörde artık çok şubeli, bayili çalışan kuruluşlar kadar dijital olarak hizmet veren kuruluşlarında daha kolay müşteri edinme imkanı oluşabileceğinden bu durum rekabeti de ivmelendirebilecektir. İlaveten uzaktan müşteri edinimi uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte veri saklama ve güvenliği maliyetlerinin artması sebebiyle veri merkezlerinin kurulması ve bulut teknolojisine yatırım yapılması da daha önemli hale geleceği belirtilebilir. Bu kapsamda, yurt içinde ulusal bulut hizmet sağlayıcılarının teşvik edilmesi ve sayısının artırılması kritik öneme haiz denilebilir.
Bu süreçte bankalarca birlikler (Türkiye Bankalar Birliği / Türkiye Katılım Bankaları Birliği) nezdinde çalışma grupları ihdas edilebileceği veya bünyelerinde ilgili birimlerinden belirlenen yönetici ve katılımcılarla komite oluşturabileceği ve düzenleyici otoritelerce uygulamaya konulacak ikincil düzenlemelere ilişkin gelişmeler yakından takip edilerek dijitalleşme stratejileri ışığında yol haritalarını belirleyerek uzaktan müşteri edinimi “digital onboarding” uygulamalarını hayata geçirilebilecekleri söylenebilir.
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
“UYARI: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.”
Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine İlişkin Tebliğ Taslağı: