Bankacılık Sektöründe İklim Riskleri: Isı Haritası Rehberi
İklim değişikliği, günümüzde en önemli küresel sorunlardan biri olup, etkileri yalnızca çevreyle sınırlı kalmamaktadır. Finans sektörü de iklim değişikliğinin doğurduğu risklerden giderek daha fazla etkilenmekte. Özellikle bankacılık sektörü, hem kredi portföyleri hem de operasyonları aracılığıyla bu risklere karşı oldukça hassas. Bu nedenle bankaların iklimle bağlantılı finansal riskleri etkin bir şekilde yönetmeleri artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Nitekim Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından 27 Eylül 2023 tarihinde internet sitesinde “Yeşil Varlık Oranı Tebliğ Taslağı” ve “İklimle Bağlantılı Finansal Risklerin Bankalarca Etkin Yönetimine İlişkin Rehber Taslağı” kamuoyunun görüşüne açılmıştır.
30 Ekim 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı‘nda, bankacılık sektörü için sürdürülebilir bankacılık, geçiş planları ve iklim risklerinin yönetimi konularında düzenleme yapılması öngörülmüştür. BDDK tarafından 2025 yılı içinde İklimle Bağlantılı Finansal Risklerin Bankalarca Etkin Yönetimine İlişkin Rehber Taslağı ve Yeşil Varlık Oranı Tebliğ Taslağı’nın yayımlanması beklenmektedir. Rehberde, kredi riskinin kapsamlı yönetimi başlıklı İlke 8’in 32. maddesi, bankaların iklimle bağlantılı risklerin yoğunlaştığı coğrafi bölge ve sektörleri belirlemek için ölçütler veya ısı haritaları kullanmalarını vurgulamaktadır.
Bu bağlamda Türkiye Bankalar Birliği ‘İklim Riskleri Çalışma Grubu’nun gerçekleştirdiği çalışmalarla “Isı Haritası Metodolojileri Oluşturulmasına İlişkin Rehber” hazırlanmış ve 6 Kasım 2024’te kamuoyuna duyurulmuştur. İklimle bağlantılı finansal risklerin ölçümünde en yaygın uygulamalardan biri, bankaların kredi portföylerinin iklim risklerine olan duyarlılığını gösteren ısı haritalarıdır. Türkiye’de, bilhassa büyük ölçekli bankalar başta olmak üzere bazı bankalar, iklim risklerine yönelik skorlama, ısı haritası, stres testi ve senaryo analizi gibi portföy düzeyinde analizler gerçekleştirmekte veya bu yönde kapasite oluşturmaya çalışmaktadır.
Sonuç olarak, 2025 yılına girerken iklim risklerinin yönetimine yönelik içsel kapasitenin geliştirilmesi, bankalar için öncelikli bir gündem maddesi olmaya devam edecektir. Bu gelişmeler, hem bankaların risk yönetim kabiliyetlerini güçlendirecek hem de ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlayacaktır.
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
“UYARI: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.”
Isı Haritası Metodolojileri Oluşturulmasına İlişkin Rehber: