Bankacılık Kanunu Değişiklik Tasarısı
Geçtiğimiz hafta Perşembe günü (06.02.2020) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na “Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” (Değişiklik Tasarısı / Kanun Teklifi) sunuldu. Bu yazımızın konusunu söz konusu Kanun Teklifi’nde yer alan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na ilişkin değişiklikler oluşturuyor.
Değişikliklerin ayrıntısına girmeden önce Tasarı’da, Bankacılık Kanunu ile ilgili öne çıkan değişiklikleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
– Bankaların, bankacılık faaliyetleri yoluyla manipülasyon yapmalarına ceza geliyor. Bankacılık Kanunu’nun 76 ncı maddesinden sonra gelmek üzere eklenmesi öngörülen “Finansal piyasalarda manipülasyon ve yanıltıcı işlemler” başlıklı 76/A maddesinde, bu manipülasyon bankacılık faaliyetleri yolu ile finansal piyasalarda yapay arz, talep veya döviz kuru dahil fiyat oluşumunu sağlamak amaçlı işlem ve uygulamaların yapılması, internet ortamı dahil farklı araçlarla gerçeğe aykırı veya yanıltıcı bilgilerin yayılması, tasarruf sahiplerinin gerçeğe aykırı veya yanıltıcı şekilde yönlendirilmesi ya da bu amaçları sağlamaya yönelik benzer işlem ve uygulamaların yapılması olarak tanımlanmış. Bu suça karşı uygulanması öngörülen yaptırım ise; bu işlemlerle sağlanan menfaatin 2 katından az olmamak üzere bir önceki yıl sonu finansal tablolarında yer alan faiz, kar payı gelirleri, alınan ücret ve komisyonları ile bankacılık hizmet gelirlerinin %5’ine kadar idari para cezası olarak belirlenmiş.
– TCMB’nin mevcutta bankaların ödünç para verme işlemleri ve mevduat kabulünde (yani mevduat ve kredi işlemlerinde) uygulanacak azamî faiz oranlarını belirleme konusundaki yetkisi “bankaların her türlü işlemlerinden elde edecekleri ücret ve komisyonlar” şeklinde genişletiliyor.
– Bankacılık Kanunu’ndaki idari para cezaları 4 ila 100 kat arasında değişen oranlarda artırılıyor. Bazı tutarlardaki artış Kanun’un yayımlandığı 2005 yılından bu yana yeniden değerleme oranlarındaki artış ile paralel seviyede gözükse de, bazı ceza tutarlarının bu oranın da üzerinde arttırıldığı görülüyor. Örneğin, bankaların uygulamakla yükümlü olduğu Tekdüzen Hesap Planı’na (THP’ye) aykırılık cezasının alt sınırı 50 bin TL olurken, kredi karşılıklarının ayrılmamasının alt cezasının 5 bin TL’den 500 bin TL’ye yükseltildiği görülüyor. Sermaye Yeterliliği Standart Rasyosu (SYSR), Likidite Karşılama Oranı (LKO), kredi sınırları gibi sınırlamalara uyulmaması hâlinde ise 500 bin Türk Lirasından az olmamak üzere aykırılık oluşturan tutarın %5’ine kadar idari para cezası uygulanması öngörülüyor.
– Kalkınma ve Yatırım Bankalarına yönelik düzenlemeler dikkat çekiyor. Bu bankaların katılım bankaları gibi faizsiz finans kapsamındaki işlemlerinin kredi tanımına dahil edilmesi, mevduat toplayamayan bu bankaların mevduat sayılmayan işlemlerinin genişletilmesi gibi değişiklikler var.
– Banka risk grubu tanımına genel müdür yardımcıları ile başka unvanlarla istihdam edilseler dahi yetki ve görevleri itibarıyla bunlara denk veya daha üst konumlarda görev yapan yöneticiler ile bunların eş ve çocukları, birlikte veya tek başına, doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol ettikleri ya da sınırsız sorumlulukla katıldıkları veya yönetim kurulu üyesi ya da genel müdürü oldukları ortaklıklar dahil ediliyor.
– Müşteri sırrına ilişkin KVKK’ya ilave olarak uygulanması gereken düzenlemeler var. Bankacılık Kanunu’ndaki bir istisnaya ya da diğer kanunların emredici hükümlerine girmiyorsa müşteriden KVKK uyarınca açık rıza alınmış olsa dahi müşteriden talep veya talimat gelmedikçe müşteri bilgilerinin üçüncü kişilere aktarılması kısıtlanıyor.
Değişiklik Tasarısı’nda Bankacılık Kanunu’na ilişkin yer alan düzenlemelerin tamamını aşağıda veriyoruz.
1- İMZA YETKİSİNİN GEÇİCİ KALDIRILMASI CEZASININ KAPSAMININ GENİŞLETİLMESİ:
Önceden sadece çalıştığı bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşüren banka mensuplarının imza yetkileri kaldırılırken Bankacılık Kanunu’nun 26 ncı maddesine yeni eklenmesi planlanan düzenleme ile “bankacılık sisteminin emin çalışmasını” tehlikeye düşürdükleri tespit edilen banka mensuplarının imza yetkilerinin de geçici olarak kaldırılması öngörülüyor. Diğer bir ifadeyle banka mensubunun sadece kendi bankasına karşı işlediği menfi fiilin yanısıra, diğer bankalara yönelik bir menfi fiili varsa bu da imza yetkisinin geçici olarak kaldırılmasına yol açabilecek (Değişiklik Tasarısı md. 1)
2- KALKINMA YATIRIM BANKALARININ KREDİ SAYILAN İŞLEMLERİNİN KAPSAMI GENİŞLETİLİYOR:
Değişiklik Tasarısı’nın 2 nci maddesi ile Bankacılık Kanunu’nun 48 inci maddesinde yapılan değişiklikle kalkınma ve yatırım bankalarına katılım bankalarına benzer şekilde taşınır ve taşınmaz mal ve hizmet bedellerinin ödenmesi suretiyle veya kâr ve zarar ortaklığı yatırımları, taşınmaz, ekipman veya emtia temini veya finansal kiralama, mal karşılığı vesaikin finansmanı, ortak yatırımlar veya benzer yöntemlerle sağladıkları finansmanların da Kanun uygulamasında kredi sayılması sağlanıyor. Ayrıca, değişen koşullar altında yeni finansman yöntemlerinin oluşması durumunda bunların da kredi sayılabilmesi için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (Kurul)’na yetki veriliyor.
3- BANKA RİSK GRUBU TANIMININ GENİŞLETİLMESİ:
Değşiklik Tasarısı’nın 3 üncü maddesi ile Bankacılık Kanunu’nun 49/2 fıkrasında yapılan değişiklikle banka risk grubu tanımına genel müdür yardımcıları ile başka unvanlarla istihdam edilseler dahi görevleri itibarıyla bunlara denk veya daha üst konumlarda görev yapan yöneticileri ile bunların eş ve çocukları, birlikte veya tek başına, doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol ettikleri ya da sınırsız sorumlulukla katıldıkları veya yönetim kurulu üyesi ya da genel müdürü oldukları ortaklıklar ekleniyor. Madde gerekçesinde bu değişikliğin Basel İlkelerine uyum amacıyla yapıldığı belirtiliyor.
4- KAMU BANKALARININ RİSK GRUBU TANIMI DEĞİŞİYOR:
Bankacılık Kanunu’nun 49/5 fıkrasında yapılması planlanan değişiklikle sermayesinin çoğunluğu ayrı ayrı veya birlikte Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş.’ye, Türkiye Varlık Fonu (TVF)’na ve bunlara ait fonlara veya merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ait bankaların her birinin doğrudan veya dolaylı olarak kontrol ettikleri ortaklıkları ile birlikte ayrı bir risk grubu oluşturması sağlanıyor. Bu değişikliğin bazı kamu bankalarının hisselerinin TVF’ye devredilmesi sonucu ortaya çıkan bir mevzuat değişikliği ihtiyacı olduğu görülüyor. Maddenin önceki halinde TVF yerine genel veya katma bütçeli idareler tanımı vardı. Bu değişikliğin temel olarak söz konusu bankaların hisselerinin TVF’ye geçmeden önceki uygulamaya göre bir değişiklik yaratmadığı, bu bankaların hisselerinin TVF’ye devriyle oluşan duruma adaptasyon olduğu görülüyor.
5- TÜRKİYE VARLIK FONUNA AİT DİĞER ŞİRKETLERİN RİSK GRUBU TANIMININ NETLEŞTİRİLMESİ:
Değişiklik Tasarısı’nın 3 üncü maddesi ile Bankacılık Kanunu’nun 49/6 maddesinde yapılan değişiklikle hisselerinin çoğunluğu TVF A.Ş.’nin ve TVF’nin veya bunlara ait fonların elinde bulunan diğer kamu kurum ve kuruluşlarının her birinin, sermaye, yönetim ve denetimlerine hâkim oldukları bağlı ortaklık, iştirak ve müesseseler ile birlikte ayrı bir risk grubu oluşturacağı düzenleniyor.
Aslında bu düzenlemenin de bu kuruluşlar açısından TVF kurulmadan önceki duruma göre bir değişiklik yaratmadığı, yapılan düzenleme ile hisselerinin çoğunluğu TVF A.Ş. ile TVF ve bunlara ait fonlara geçen kamu kurum ve kuruluşları açısından daha önceki risk grubu tanımının devam etmesinin amaçlandığı anlaşılıyor.
6- Değişiklik Tasarısı’nın 3 üncü maddesi ile Bankacılık Kanunu’nun 49/7 fıkrasında yapılan değişiklikle de, risk gruplarının ve risk grubu tanımının düzenlendiği 49 uncu maddenin uygulanmasına ilişkin detayların belirlenmesi hususunda Kurul’un yetkilendirilmesi öngörülerek Basel İlkelerine uyum sağlanması amaçlanmış.
7- TVF A.Ş., TVF ve BUNLARA AİT FONLARLA YAPILAN İŞLEMLER KREDİ SINIRLAMALARINDAN MUAF TUTULUYOR:
Bankacılık Kanunu’nun “Kredi sınırlamalarına tabi olmayan işlemler” başlıklı 55 inci maddesine, Türkiye Varlık Fonu A.Ş., Türkiye Varlık Fonu veya bunlara ait fonlarla yapılan işlemler ile bu kurumlarca çıkarılan ya da ödenmesi garanti edilen bono, tahvil ve benzeri menkul kıymetler karşılığı yapılan işlemler eklenerek bu işlemlerin Kanun’daki kredi sınırlarından muaf tutulması öngörülüyor.
8- KALKINMA VE YATIRIM BANKALARININ MEVDUAT SAYILMAYAN İŞLEMLERİ GENİŞLİYOR:
Değişiklik Tasarısı’nın 5 inci maddesi ile kalkınma ve yatırım bankalarının mevduat sayılmayan işlemlerinin düzenlendiği Bankacılık Kanunu’nun 60/4 fıkrası yeniden düzenleniyor. Yapılması planlanan değişiklikle mevduat toplamaları mümkün bulunmayan kalkınma ve yatırım bankalarının fon sağlayabilecekleri alanlar genişletilerek Kanun’un 60 ıncı maddesinde yer alan müstakriz ibaresi kaldırılırken, kalkınma ve yatırım bankalarının Kurul’un belirleyeceği esaslar çerçevesinde tüm kredi müşterilerinden sağlayacakları fonların ve nitelikli paya veya denetim komitesine üye atama imtiyazına sahip ortaklarından sağlayacakları fonların mevduat sayılmaması amaçlanıyor. Madde gerekçesinde, nitelikli pay atfı ile bankanın tüm ortaklarından sağlayacağı fonların mevduat sayılmamasına ilişkin uygulamanın sağlıklı bir şekilde takip edilebilmesi için küçük pay sahiplerinin kapsam dışı bırakıldığı belirtiliyor.
9- SİSTEMİK ÖNEMLİ BANKALARA ÖNLEM PLANI HAZIRLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ:
Değişiklik Tasarısı’nın 6 ncı maddesi ile Bankacılık Kanunu’na 66 ncı maddesinden sonra gelmek üzere eklenmesi planlanan “bankalarca hazırlanacak önlem planı” başlıklı 66/A maddesi ile Kurul tarafından sistemik önemli olarak belirlenen bankalara, Bankacılık Kanunu ve bu Kanuna istinaden çıkarılan düzenlemelerde yer alan koruyucu hükümlere uyumsuzluk nedeniyle veya sair suretle mali bünyelerinde bozulma yaratacak hallerden herhangi birinin görülmesi veya görülme ihtimalinin ortaya çıkması halinde alınacak tedbirlerin önceden belirlenmesi amacıyla Kurul’ca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde önlem planı hazırlama ve BDDK’ya gönderme yükümlülüğü getiriliyor. Bu bankalar mali bünyelerinde bozulma yaratacak hallerden herhangi birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin ortaya çıkması durumlarında önlem planında yer alan konsolide veya konsolide olmayan bazda uygulanacak tedbirleri almak ve Kuruma bildirmekle yükümlü kılınıyorlar.
Sistemik önemli bankaların yukarıdaki kapsamda hazırladıkları önlem planında öngörülen tedbirleri derhal almamaları, alınan tedbirlere rağmen sorunların giderilmemesi veya tedbirlerin alınması durumunda dahi sonuç alınamayacağının belirlenmesi halinde Kanun’un 68 (düzeltici önlemler), 69 (iyileştirici önlemler) ve 70 (kısıtlayıcı önlemler) nci maddelerinde öngörülen önlemler alınması öngörülüyor.
10- MÜŞTERİ SIRRINA İLİŞKİN 6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU’NA İLAVE DÜZENLEMELER:
Değişiklik Tasarısı’nın 10 uncu maddesi ile Bankacılık Kanunu’nun “Sırların Saklanması” başlıklı 73 üncü maddesine yapılan ilave ile “bankacılık faaliyetlerine özgü olarak bankalarla müşteri ilişkisi kurulduktan sonra oluşan gerçek ve tüzel kişilere ait verilere, müşteri sırrı haline gelir” denilerek müşteri ilişkisi çerçevesinde öğrenilen tüm verilerin müşteri sırrı olduğu konusu netleştiriliyor. Diğer kanunların emredici hükümleri ve Bankacılık Kanunu’ndaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla müşteri bilgilerinin 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (KVKK’ya) göre açık rıza alınmış olsa dahi müşterinin kendisinden gelen bir talep veya talimat olmadıkça yurtiçindeki ve yurtdışındaki gerçek ve tüzel kişilerle paylaşılamayacağı belirtiliyor. Kurul ekonomik güvenliği göz önüne alarak müşteri bilgilerinin yurt dışına aktarılması konusunda ilave kısıtlamalar getirmeye de yetkili kılınıyor.
Madde bu yazımı bankaların, Bankacılık Kanunu’ndaki destek hizmeti gibi istisnalar hariç müşteri bilgilerini KVKK açık rızaları olsa bile üçüncü kişilere aktarılmasını kısıtlayacağı için bankaları oldukça zorlayacak gözüküyor.
11- FİNANSAL PİYASALARDA MANİPÜLASYON VE YANILTICI İŞLEM YAPMA SUÇU:
Değşiklik Tasarısı’nın 11 inci maddesi ile 5411 sayılı Kanuna 76 ncı maddesinden sonra gelmek üzere eklenen “Finansal piyasalarda manipülasyon ve yanıltıcı işlemler” başlıklı 76/A maddesi ile bankalar tarafından bankacılık faaliyetleri yolu ile finansal piyasalarda yapay arz, talep veya döviz kuru dahil fiyat oluşumunu sağlamak amaçlı işlem ve uygulamaların yapılmasının, internet ortamı dahil farklı araçlarla gerçeğe aykırı veya yanıltıcı bilgilerin yayılmasının, tasarruf sahiplerinin gerçeğe aykırı veya yanıltıcı şekilde yönlendirilmesinın ya da bu amaçları sağlamaya yönelik benzer işlem ve uygulamaların yapılmasının finansal piyasalarda manipülasyon ve yanıltıcı işlemler olarak kabul edilmesi amaçlanıyor. Hangi işlem ve uygulamaların bu madde kapsamına gireceği Kurul tarafından belirlenerek Resmi Gazete’de yayınlanacak.
Bu suçun cezası da Kanun’un 146 ncı maddesinde bu işlemlerle sağlanan menfaatin 2 katından az olmamak üzere bir önceki yıl sonu finansal tablolarında yer alan faiz, kar payı gelirleri, alınan ücret ve komisyonları ile bankacılık hizmet gelirlerinin %5’ine kadar idari para cezası uygulanır şeklinde belirlenmiş.
12- KALKINMA YATIRIM BANKALARINA FARKLI ORANLAR UYGULANMASI, FAİZSİZ YÖNTEMLERLE FAALİYET GERÇEKLEŞTİRME YETKİSİ VERİLMESİ:
Kanun’un Kalkınma ve Yatırım Bankalarına ilişkin hükümler başlıklı 77 inci maddesinin başlığı “Katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına ilişkin hükümler” şeklinde değiştirilirken madde içeriğinde yapılan değişikliklerle BDDK’ya kalkınma ve yatırım bankalarının biri, bir grubu ya da tamamı için bankacılık sistemi için belirlenen standart oran ve sınırlardan farklı oranlar belirlenmesi yönünde yetki veriliyor.
Ayrıca, katılım bankalarının yanı sıra kalkınma ve yatırım bankalarının da faizsiz yöntemlerle gerçekleştirebilecekleri faaliyetlere ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda BDDK yetkili kılınmış. Katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarınca faizsiz finansman sağlamak amacıyla katılınan ortaklıkların ilgili bankanın risk grubunda sayılmamasına ilişkin bir değişiklik yer alıyor.
13- BANKALARIN HER TÜRLÜ İŞLEMLERİNDEN ELDE EDECEKLERI ÜCRET, MASRAF, KOMİSYONLARI BELİRLEMEDE TCMB’YE YETKİ VERİLİYOR:
Bankacılık Kanunu’nun 144 üncü maddesi uyarınca mevcutta bankaların ödünç para verme işlemleri ve mevduat kabulünde (yani mevduat ve kredi işlemlerinde) uygulanacak azamî faiz oranlarını belirleme konusunda yetki Cumhurbaşkanı’nda, Cumhurbaşkanı da bu yetkisini TCMB aracılığıyla kullanılıyordu. Değişiklik Tasarısı ile bu yetkiler doğrudan TCMB’ye verilirken önceden sadece mevduat ve kredi işlemlerine ilişkin olan sınırlamanın “bankaların her türlü işlemlerinden elde edecekleri ücret ve komisyonlar” şeklinde genişletildiği görülüyor. Buradan ticari müşterilerle yapılacak işlemlerden alınan komisyonlara da bir sınırlama geleceğini bekleyebiliriz.
14- İDARİ PARA CEZALARINDA ARTIŞ:
Kanun’un 146, 147 ve 148 inci maddelerindeki para cezalarının 4 ila 100 kat arasında değişen oranlarda artırıldığı görülüyor. Bu artışın bir kısmı Kanun’un yayımlandığı 2005 yılından bu yana yeniden değerleme oranlarına göre yapılan artışlarla paralel gözükse de bazı idari para cezalarının bu oranında üzerinde arttığı görülüyor. THP’ye aykırılık cezasının alt sınırı 50 bin TL olurken, Kanun’daki en alt idari para cezasının 50.000 TL olduğu; karşılıkların ayrılmamasına ilişkin idari para cezasının alt sınırı 5 bin TL iken 500 bin TL olduğu görülüyor. Yine TCMB’nin ücret, faiz, komisyon sınırlamalarına uyulmaması halinde 500 bin TL, ayrıca miktar ve oran şeklinde bir sınırlama varsa bu oran veya tutarı aşan kısmın 10 katına kadar ceza kesilecek.
15- KANUNLA BELİRLENEN SINIRLAMA VE ORANLARA AYKIRI İŞLEM CEZASI (SYSR, LKO VS)
Bankacılık Kanununa veya bu Kanuna istinaden çıkarılan düzenlemelerde yer alan sınırlamalara uyulmaması hâlinde 500 bin Türk Lirasından az olmamak üzere aykırılık oluşturan tutarın %5’ine kadar,
İlgili maddelerine göre, BDDK tarafından bu Kanuna dayanılarak alınan kararlara ve verilen talimatlara, çıkarılan yönetmelik ve tebliğlere ve yapılan diğer düzenlemelere uyulmaması hâlinde 50 bin Türk Lirasından 500 bin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanabilecek.
16- İZİNSİZ BANKACILIK FAALİYETLERİNDE BULUNAN KİŞİLERİN İNTERNET SİTELERİNE ERİŞİM YASAĞI GELİYOR
17- İŞTİRAK SINIRLARINDA AŞIM OLURSA AŞAN TUTARIN ANA SERMAYEDEN İNDİRİLMESİ CEZASI KALDIRILIYOR:
Değişiklik Tasarısı’nın 18 inci maddesi ile Bankacılık Kanunu’nun “ortaklık paylarına ilişkin sınırlamalar” başlıklı 56 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasındaki “Birinci fıkrada zikredilen sınırların aşılması hâlinde, aşım tutarı özkaynak hesaplamasında ana sermayeden indirim kalemi olarak dikkate alınır.” hükmü yürürlükten kaldırılıyor. Bu değişikliğin gerekçesi olarak ortaklık sınırlarının aşılması halinde aşım tutarının özkaynak hesaplamasında ana sermayeden indirilmesi yerine söz konusu aşım tutarının Basel standartları uyarınca daha yüksek risk ağırlığına tabi tutulmasını teminen ilgili fıkranın yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiş.
Saygılarımızla,
“UYARI: Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.”
BANKACILIK KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE GEREKÇESİ
BANKACILIK KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ MADDE METİNLERİ