7529 Sayılı Kanun ile Reklam Kurulu’na Artan Cezai Yetkiler!
Son dönemlerde Reklam Kurulu’nca aldatıcı reklamlar ve ticari uygulamalar için kesilen idari para cezaları kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır. Bu yazımızda Reklam Kurulu hakkında genel bilgi verip, tüketicilerin yanıltılmasının ve istismar edilmesinin önüne geçilmesi amacıyla daha caydırıcı cezalar verebilmesi için yetkilendirildiği 7529 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“7529 sayılı Kanun”) ile getirilen yeni düzenlemeleri inceleyelim istedik. Malumunuz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 24.10.2024 tarihinde kabul edilen 7529 sayılı Kanunun önümüzdeki günlerde Resmi Gazete’de yayımlanması bekleniyor.
Ticaret Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Reklam Kurulu, ticari reklamların ve haksız ticari uygulamaların denetimiyle görevlendirilmiş tek idari otoritedir. Kurulun görev ve yetkileri, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (“TKHK” veya “6502 sayılı Kanun”) 63. maddesinde düzenlenmektedir. Kamu kurumlarından 10, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından ise 9 olmak üzere toplam 19 üye ile sektörler itibarıyla iş bölümü ve uzmanlaşma sağlanmaktadır. Reklam Kurulu, tüketicilerin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının ticari reklamlar aracılığıyla zarar görmesini engellemek için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Mevzuata aykırı reklamlara ilişkin ihlalin niteliğine göre Kurul aşağıdaki yaptırımlardan bir veya birkaçını uygulayabilir:
- 3 Aya Kadar Tedbiren Durdurma Cezası
- Durdurma Cezası
- Düzeltme Cezası
- İdari Para ve Durdurma Cezası
- Erişim Engeli Tedbiri
Reklam Kurulu’nun uygulamaları, devam eden çalışmaları ve istatistiklerine dair detaylı bilgi için Mevzuat Uyum Derneği tarafından 15.08.2024 tarihinde gerçekleştirilen “Ticari Reklam Hukukunda Reklam Kurulu Kararları Işığında Yaşanan Son Gelişmeler ve Mevzuat Uyum Webinarı”nı buradan izleyebilirsiniz.
7529 sayılı Kanun’daki Reklam Kurulu ile ilgili öne çıkan yenilik ve değişikliklere aşağıda yer veriyoruz:
- Reklam Kurulu İdari Para Cezalarına Karşı Uzlaşma Yolu:
6502 sayılı Kanunun uzlaşma başlıklı 77/A maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılarak, hâlihazırda uzlaşma müessesesi kapsamında bulunmayan Reklam Kurulu tarafından verilen idari para cezalarında da muhataplara uzlaşma imkânı tanınmaktadır. Ticari reklam ve haksız ticari uygulamalara dair mevzuat ihlalleri nedeniyle doğrudan yargı yolu yerine uzlaşma müessesine başvurulabilecektir. Bu sayede, ticari reklam ve haksız ticari uygulamalara dair hükümlerin ihlalinden kaynaklanan idari işlemlere ilişkin dava süreçlerinin neden olacağı kamusal maliyetler ile ihlalin ve sürecin hızlı ve kesin bir şekilde sonlandırılması ile elde edilecek kamusal faydalar dikkate alınarak, Kanunun diğer hükümlerinin ihlali halinde mevcut durumda uygulanmakta olan uzlaşma müessesesinin ticari reklam ve haksız ticari uygulamalara ilişkin hükümler için de tatbikine imkân tanınmaktadır. Böylece, TKHK kapsamındaki diğer hükümlerle uyumlu olarak, ticari reklam ve haksız ticari uygulamalara yönelik cezai yaptırımlar için de uzlaşma imkânı tanınarak eşitlik sağlanmaktadır.
- Reklam Kurulu’nun İdari Para Cezası Yetkilerinin Artırılması:
Ticari reklam ve haksız ticari uygulamalara yönelik maktu olarak belirlenmiş idari para cezaları, caydırıcılığın artırılması ve tüketicilerin etkin şekilde korunabilmesi amacıyla alt ve üst sınırlar ihdas edilmek suretiyle yeniden düzenlenmektedir. Reklam Kurulu’na bu sınırlar dâhilinde, aykırılığın içeriği, elde edilen menfaatin veya zararın büyüklüğü, aykırılığı gerçekleştirenin kusur ve ekonomik durumu gibi kriterleri dikkate alarak idari para cezası verme yetkisi tanınmaktadır.
7529 sayılı Kanun kapsamındaki güncellenen idari para cezası tutarlarını değişiklik öncesi ve sonrasını yansıtarak tablo şeklinde veriyoruz.
Konu | Mevcut Kanun | 2024 Yılı için Güncel Tutar | 7529 sayılı Kanun ile Getirilen Alt – Üst Limit Tutarları |
İhlal yerel düzeyde yayın yapan televizyon kanalı aracılığı ile gerçekleşmişse | 10.000 TL | 109.988 TL | 110.000 TL – 1.100.000 TL |
İhlal ülke genelinde yayın yapan televizyon kanalı aracılığı ile gerçekleşmişse | 200.000 TL | 2.200.258 TL | 2.210.000 TL – 22.100.000 TL |
İhlal süreli yayınlar aracılığı ile gerçekleşmişse | a ve b bentlerinde belirtilen cezaların yarısı | 54.994 TL | 55.000 TL – 550.000 TL |
1.100.129 TL | 1.105.000 TL – 11.050.000 TL | ||
İhlal yerel düzeyde veya uydu üzerinden yayın yapan radyo kanalı aracılığı ile gerçekleşmişse | 5.000 TL | 54.987 TL | 60.000 TL – 600.000 TL |
İhlal ülke genelinde yayın yapan radyo kanalı aracılığı ile gerçekleşmişse | 50.000 TL | 550.059 TL | 600.000 TL – 6.000.000 TL |
İhlal uydu üzerinden yayın yapan televizyon kanalı veya internet aracılığı ile gerçekleşmişse | 50.000 TL | 550.059 TL | 600.000 TL – 6.000.000 TL |
İhlal kısa mesaj aracılığı ile gerçekleşmişse | 25.000 TL | 275.012 TL | 280.000 TL – 2.800.000 TL |
İhlal diğer mecralar (Afiş, broşür) aracılığı ile gerçekleşmişse | 5.000 TL | 54.987 TL | 60.000 TL – 600.000 TL |
Bilindiği üzere idari para cezaları; kabahatler nedeniyle uygulanan idari yaptırımlar olup, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu uyarınca her yıl yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanmaktadır.
Sonuç
Reklam Kurulu’nun uzlaşma mekanizmasının genişletilmesi ve cezaların alt-üst sınırlarla yeniden belirlenmesi gibi yeni yetkilerle donatılması, yasal süreçlerin hızlanması ve kamusal kaynakların etkin kullanımı açısından önemli bir adımdır. Sektör genelinde artan uyum gereksinimleri, kuruluşların uyum süreçlerini daha titiz yönetmelerini zorunlu kılmaktadır. Etkili bir uyum yönetimi ise, şirketlerin yasal risklerini azaltmasına, itibar kaybını önlemesine ve tüketiciler nezdinde güvenilir bir profil oluşturmalarına katkı sağlar.
Bu düzenlemeler, mevzuat uyum fonksiyonunun (compliance) gerekliliğini ve önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Şirketlerin, 7529 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin farkında olarak ticari reklam faaliyetlerinde 6502 sayılı Kanun ve ilgili mevzuata azami özeni göstermesi gereklidir.
Sonuç olarak, her sektör ve kurum için giderek daha kritik hale gelen mevzuat uyum fonksiyonunun, gelecekte çok daha belirgin bir rol üstleneceği aşikârdır.
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
“UYARI: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.”