7247 sayılı Kanun ile Finansal Hizmetlerde Yeni Dönem: Uzaktan Müşteri Edinimi “Digital Onboarding”
Finansal hizmetlerde dijitalleşme ve teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte finans sektöründe hizmet ağları, iş modelleri ve mimari yapı kökten bir değişim ve dönüşüm geçirmektedir. Koronavirüs (COVID-19) salgını ile ortaya çıkan yeni konjonktüründe etkisiyle karar alıcılar bu doğrultuda sektör düzenlemelerini de şekillendirmektedir. Nitekim Devletin 2019-2023 dönemini kapsayan 11.Kalkınma Planı’nda 248.7 no.lu politika tedbiri ışığında finansal kuruluşların müşterileriyle yaptıkları işlemlerde “fiziki belge” ve “elle atılan imza” kullanımının azaltılmasına yönelik aksiyonlar hayata geçirilmektedir.
Bu bağlamda finansal sistemde köklü bir dönüşümün habercisi olan 7247 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (“7247 sayılı Kanun”) 26 Haziran 2020 tarih ve 31167 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Böylelikle finansal kuruluşlar ile potansiyel müşteriler arasında ilk defa sözleşme ilişkisi tesis edilirken yüz yüze gelme ihtiyacı ortadan kaldırılarak sürecin dijital ortamda başlayıp dijital ortamda sonlanmasının önü açılmıştır.
7247 sayılı Kanun ışığında finans sektörüyle ilgili önemli yenilik ve değişikliklere aşağıda yer verilmiştir:
1. Finansal hizmetlerde “uzaktan müşteri edinimi” hayatımıza girmektedir.
Birden fazla kanunda değişiklik öngören 7247 sayılı Kanun ile birlikte yazılı şeklin yerine geçebilecek, bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek ve kimlik doğrulama imkânı sağlayacak yöntemler ile mesafeli sözleşme kurulabilecektir. Finans sektöründeki birtakım düzenlemeler muhtelif sözleşmelerin yazılı olarak akdedilmesini zorunlu kılmaktaydı. Bu konuya değinilen 25.04.2016 tarihli finansal hizmetlerde hangi sözleşmeler mesafeli olarak düzenlenebilir adlı inceleme yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte finansal kuruluşlar ile müşteriler arasında ilk defa sözleşme ilişkisi kurulması esnasında zorunlu olarak yüz yüze yapılan işlem(ler)in elektronik ortamda da aynı güven seviyesinde yapılabiliyor olması mühimdir. COVID-19 nedeniyle Mali Eylem Görev Gücü’nün (Financial Action Task Force – FATF) yayımladığı Dijital Kimlik Rehberi’nde (Guidance on Digital ID) de fiziken yüz yüze gelinmesi riskli bulunarak devletlerin finansal kurumlarıyla birlikte çalışarak risk temelli bir yaklaşımla dijital finansal hizmetler vermesi teşvik edilmektedir.
Bu konu özelinde 10.04.2020 tarihli Finansal Hizmetlerde Uzaktan İletişim Araçlarıyla Mesafeli Sözleşmelerin Kurulmasına İlişkin Taslak Torba Kanunun Getirdikleri adlı yazımızda 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 76.maddesinde ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 24.maddesinde yapılması planlanan değişikliklere değinmiştik. 7247 sayılı Kanun salgın döneminde sekteye uğrayan bankacılık işlemlerinin olası bir ikinci dalga salgın durumunda tekrar sekteye uğramaması amacıyla alınan önlemlerden birisi özelliğini taşımakla birlikte Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliği’nin uzaktan kimlik tespiti ve üçüncü tarafa güven başlıklı 43.maddesi 01.01.2021 tarihinde yürürlüğe girecek maddeler arasındadır. Bu bağlamda finansal hizmetlerde (bankacılık işlemleri, kredi kartı vd.) uzaktan iletişim araçlarıyla mesafeli sözleşmelerin kurulması, uzaktan kimlik tespiti ve üçüncü tarafa güven kapsamındaki uygulamaların gereklerine yönelik Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (“BDDK”) ikincil mevzuatı ve Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) düzenlemeleri ile birlikte 01.01.2021 tarihinden itibaren gündelik hayatımıza gireceğini söyleyebiliriz.
Dünyadaki uygulamalarına bakıldığında uzaktan kimlik tespitiyle müşteri ediniminde (digital onboarding) ağırlıklı olarak video konferans yöntemi, dijital ID ya da e-kimlik kartı kullanımı ve üçüncü tarafa güven ilkesiyle ilerlendiği görülmektedir. Böylelikle bu uygulamalar ile birlikte finansal kuruluşlar, şubelerine yönlendirmeksizin müşterilerinin kimliğini uzaktan kimlik tespiti yöntemleri (video konferans, görüntülü kimlik tanıma sistemleri, elektronik imza, biyometrik özellikli kimlik kartları vb.) ile tespit edebilecek ya da bunu yapmak için, söz konusu müşterilere daha önce kimlik tespiti yapmış başka bir bankadan – açık bankacılık servisleri aracılığıyla – hizmet alabileceklerdir. Bu yöntemlerin hangisinin hangi koşullarda kullanılabileceği, kişisel verilerin korunması ve güvenliğine ilişkin düzenlemeler açısından irdelenmesi, asgari standartları tabi ki düzenleyici otoritelerin ikincil düzenlemeleriyle netleşecektir.
7247 sayılı Kanun ile birlikte finansal hizmetlerde uzaktan iletişim araçları kullanılarak müşterilerle sözleşme ilişkisinin akdine imkan tanıyan diğer düzenleme değişikliklerine aşağıda yer verilmektedir:
Finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketleri ile müşterileri arasındaki sözleşmelerin yazılı olarak veya 7247 sayılı Kanun ile eklenen uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle BDDK’nın yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirlediği ve bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek ve müşteri kimliğinin doğrulanmasına imkân verecek yöntemler ile sözleşme akdedilebileceği düzenlenmiştir. Bu sözleşmelere ilişkin usul ve esaslar BDDK tarafından belirlenecektir.
Yeni Kanun ile birlikte Sermaye Piyasası Kanunu’na eklenen hüküm uyarınca yatırım kuruluşları ve portföy yönetim şirketleri ile müşterileri arasındaki ilişkiler, yazılı şekilde veya uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle Sermaye Piyasası Kurulu’nun (“SPK”) yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirlediği ve bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek ve müşteri kimliğinin doğrulanmasına imkân verecek yöntemler yoluyla sözleşme kurulabileceği düzenlenmiştir. Kurulacak sözleşmelere ilişkin usul ve esaslar, SPK tarafından belirlenecektir.
6493 sayılı Kanun’da da benzer bir hüküm ile ödeme hizmetlerine ilişkin tarafların hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiği çerçeve sözleşmenin yazılı şekilde veya 7247 sayılı Kanun ile eklenen uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (“TCMB”) yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirlediği ve bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek ve müşteri kimliğinin doğrulanmasına imkân verecek yöntemler yoluyla kurulabileceği hüküm altına alınmıştır.
Bilindiği üzere BDDK uhdesinde bulunan ödeme hizmeti sağlayıcıları, ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarına yönelik düzenleme ve denetleme yetkisi 2020 yılı başından itibaren TCMB’ye devredilmişti. Değişiklikle, teknolojideki devasa ilerlemeler ve ödemeler sahasındaki yeni ürün ve hizmetler dikkate alınarak, daha önceki ikili düzenleme ve kontrol mekanizmasının dünya pratiklerine uygun şekilde tek bir çatı altında daha etkin şekilde yürütülmesi amaçlanmıştı.
2. Kimlik Paylaşım Sistemi’ne erişebilen finansal kuruşların kapsamı genişletilmektedir.
Bilindiği üzere Kimlik Paylaşımı Sistemi (KPS), Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından tutulan kişiye ait nüfus ve yerleşim yeri bilgilerine kamu kurumları ve diğer tüzel kişilerin güncel ve güvenli bir şekilde, 7 gün 24 saat esasıyla on-line erişmesine imkân sağlayan bir sistemdir.
Ülkemizde finans sektörü; bankacılık, sermaye piyasaları, finansal kiralama, faktoring, finansman şirketleri, varlık yönetim şirketleri, ödeme sistemleri, sigortacılık ve bireysel emekliliği içeren birçok alt sektörü ve kurumu kapsamaktadır. Bankacılık başta olmak üzere finans sektörümüz; özel düzenlemeleri olan, çok sayıda kamu kurumu tarafından denetlenen, her faaliyeti kayıtlı, düzenli ve kontrole tabi bir sektördür, geniş kitlelerle muhataptır, eğitim seviyesi yüksek yetkin bir beşeri sermayeye sahiptir ve yapısı gereği yüksek rekabet altında çalışmaktadır. Bununla birlikte aynı sektörde faaliyet gösteren kuruluşlar arasındaki düzenleme farklılıkları rekabet eşitsizliğine yol açabilmekte ve farklı kuruluşlara verilen imkanların sektördeki diğer kuruluşlara da eşit şartlarda tanınması önem arz etmektedir. Bu açıdan finansal sektörün aktörleri ve araçlarının büyümesi, olgunlaşması ve derinleşmesi için düzenleme arbitrajına yol açan farklılıkların giderilmesi zaruridir.
11.Kalkınma Planı’nda kamu verisinin paylaşımına yönelik düzenlemeler yapılacağı 815.1 no.lu politika tedbiri ile ortaya konmuştur. Bununla beraber KPS; Banka, sigorta ve emeklilik şirketleri, finansal kiralama ve finansman şirketlerine açıkken, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, ödeme hizmetleri ve elektronik para kuruluşlarına açık değildi. Bu kuruluşlar suç gelirlerinin aklanmasının ve terörün finansmanının önlenmesi mevzuatındaki tedbirleri uygulamakla yükümlü şirketler arasında yer almakla birlikte KPS’ye erişim yetkilerinin olmaması handikap olarak değerlendirilebilecek nitelikteydi. 7247 sayılı Kanun ile birlikte aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, ödeme hizmetleri ve elektronik para kuruluşlarına da KPS’ye erişim yetkisi verilmiştir.
Ayrıca 27 Haziran 2020 tarih ve 31168 sayılı Resmi Gazete’de Kimlik Paylaşımı Sistemi Üzerinden Alınan Bilgiler Karşılığında Katılma Payı Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yapılan değişiklikle genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kuruluşlardan her sorgulama işleminden alınan 2 kuruşluk katılma payı %50 zamlanarak 3 kuruşa yükseltilmiştir.
3. Karşılıksız çek suçuna ilişkin olarak düzenlemeye gidilmektedir.
7226 sayılı Torba Kanun ile getirilen 5941 sayılı Çek Kanunu’nun geçici 5.maddesi uyarınca karşılıksız çek düzenleme suçundan mahkûm olanların cezalarının infazı durdurulmuş, hükümlünün tahliye tarihinden itibaren çek bedelinin ödenmeyen kısmını alacaklıya maddede belirlenen şartlar altında ödemesi imkanı getirilmiştir. Madde uyarınca hükümlünün tahliye tarihinden itibaren 3 ay içerisinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini, kalan kısmını ise üç aylık sürenin bitiminden itibaren ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ödemesi gerekmektedir.
7247 sayılı Kanun ile söz konusu düzenlemede yer alan 3 ay içerisinde onda birini ödeme şartı 1 yıl şeklinde yeniden düzenlenmekte, böylece borçlunun bu süre içerisinde ekonomik faaliyetlerini gerçekleştirerek ödeme imkanının güçlendirilmesi ve alacaklının da alacaklarını tahsil imkanı sağlanması amaçlanmaktadır.
Sonuç
Bu yazımızda 7247 sayılı Kanun ışığında finans sektörüyle ilgili “digital onboarding” olarak tarif edebileceğimiz uzaktan müşteri edinimine ilişkin gelişmelere odaklanılmıştır. Müşterilerden ıslak imzalı sözleşme alma zorunluluğu sona erdirilerek ıslak imza şartı aranmaksızın elektronik ortamda da kağıt, posta, kurye masrafı olmaksızın sözleşme imzalanması mümkün hale getirilmiştir. Bu sayede, finansal kuruluşların müşteri tanı ve kabul süreçleri dijitalleşirken, müşteriler de kullanıcı deneyimi açısından yazılı ve imzalı evraklarla uğraşmak gibi bürokratik süreçlerden kurtulacaklardır. Bilindiği üzere tüketiciyi korumak için artan düzenlemeler ve finansal tüketicinin bilgilendirilmesi yükümlülükleri, işlem sürelerini ve imza atılması gereken evrakları artırması nedeniyle müşteri memnuniyetsizliklerine sebebiyet verebilmektedir. Bu konulara değinilen 31.01.2015 tarihli “Finansal Hizmetlerde Mesafeli Sözleşme Dönemi Başlıyor” adlı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Diğer taraftan, ülkemiz dijital dönüşüm stratejileri ile uyumun sağlanması ve özellikle son dönemde COVID-19 salgını kapsamında alınan önlemlere uygun olarak getirilen bu planlı ve koordineli düzenlemeler potansiyel müşteriler açısından bir güven oluşturacağından finansal piyasalara erişimi ve tabana yayılımı genişletici bir katkı da sağlayacağı da söylenebilecektir. İlaveten mesafeli sözleşmelerin yaygınlaşmasıyla birlikte veri saklama ve güvenliği maliyetlerinin artması sebebiyle veri merkezlerinin kurulması ve bulut teknolojisine yatırım yapılması da daha önemli hale geleceği belirtilebilir. Bu kapsamda, yurt içinde ulusal bulut hizmet sağlayıcılarının teşvik edilmesi ve sayısının artırılması kritik öneme haizdir.
Sonuç itibariyle finansal sistemde köklü bir dönüşümün habercisi mevzuattaki sayılan gelişmeler ve istikametinin seyri gözetildiğinde bu süreçte bankalar başta olmak üzere finansal kuruluşlarca birlikler nezdinde çalışma grupları ihdas edilebileceği veya bünyelerinde ilgili birimlerinden belirlenen yönetici ve katılımcılarla komite oluşturabileceği ve düzenleyici otoritelerce uygulamaya konulacak ikincil düzenlemeler yakından takip edilerek dijitalleşme stratejileri ışığında yol haritalarını belirleyerek “digital onboarding” uygulamalarını hayata geçirilebilecekleri dile getirilmektedir.
Saygılarımızla,
Vahdet Deniz AKÇAOĞLU
“UYARI: Bu çalışmada yer alan görüşler, yazarın kendi görüşleri olup, çalıştığı kurumun görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacıyla yayımlanmış olup, herhangi bir hukuki görüş, yönlendirme ve tavsiye içermemektedir. Ayrıca, bilgiler yazının hazırlandığı tarihteki mevzuat göz önünde bulundurularak verilmiş olup, yazı içeriği aradan geçen zaman içerisinde mevzuat değişiklikleri ve ilgili kurumların konu hakkındaki görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabilir.”
7247 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun: