679 ve 680 Sayılı KHK’larla Yapılan ve Banka ve Finans Kurumlarını İlgilendiren Düzenlemeler
06 Ocak 2017 Tarihli ve 29940 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de;
– “Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname” (679 sayılı KHK),
– “Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararname” (680 sayılı KHK) ve,
– “Olağanüstü Hal Kapsamında Milli Savunma ile İlgili Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında 681 sayılı Kanun Hükmünde Kararname” (681 sayılı KHK) yayımlandı.
Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında yayımlanan bu Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’lerle yapılan ve banka ve finans kurumlarını ilgilendirdiğini düşündüğümüz düzenlemeleri aşağıda veriyoruz:
KAPATILAN KURUMLARIN BORÇLARININ ÖDENMESİNDE SIRALAMA
19 Ağustos 2016 tarihinde burada yayımladığımız yazımızda, 17.08.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 670 sayılı KHK ile yapılan düzenleme ile OHAL kapsamında yürürlüğe konulan KHK’larla kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne veya Hazine’ye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarından alacaklı olduğu iddiasında bulunanlarca ilgili idarelere başvuru için bir hak düşürücü süre tanındığını belirtmiş ve bu kurumların borçlarının ödenmesinde uygulanacak sıralama hakkında bilgi vermiştik.
679 sayılı KHK’nın 6/1 maddesi ile bu borçların ödenmesinde uygulanacak sıralama değiştirildi. Yapılan değişiklikle kapatılan özel öğretim kurum ve kuruluşları, kurs, dershane, öğrenci yurtları ve pansiyonlara avans veya peşin ödeme şeklinde kapatma tarihinden sonraki dönemler için ifa edilmiş olan öğrenim ve barınma bedellerinin, daha önce belirlenen sıraya tabi tutulmaksızın iade edileceği düzenlendi. Ayrıca, borçların ödenmesinde daha önce belirlenen sıralama aşağıdaki şekilde değiştirildi:
BORÇLARIN ÖDENMESİNDE SIRALAMA |
|
Eski Sıralama |
Yeni Sıralama |
1- Malvarlığının aynından doğan vergi borçları, 2- rehinli alacaklar, 3- çalışanların sigorta primleri, 4- kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, fon kesintisi, pay gibi borçlar, 5- enerji, iletişim ve su kullanım borçları, 6- çeşidine bakılmaksızın beşyüz Türk Lirasını geçmeyen borçlar 7- diğerleri |
1- Kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, fon kesintisi, pay gibi borçlar, 2- çalışanların sigorta primleri, 3- rehinli alacaklar, 4- enerji, iletişim ve su kullanım borçları, 5- çeşidine bakılmaksızın beşyüz Türk Lirasını geçmeyen borçlar, 6- diğerleri |
TMSF’NİN KAYYIM OLARAK ATANDIĞI ŞİRKETLERİN KEFİL OLDUĞU BORÇLAR MADDESİNDEKİ MADDİ HATANIN DÜZELTİLMESİ
19 Aralık 2016 tarihinde burada yayımladığımız yazımızda, 678 sayılı KHK’nın 37 nci maddesi ile yapılan düzenlemeyle TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin, müşterek müteselsil borçluluğu kapsayan kefaletleri dahil, kefil olduğu borçların bulunması ve bu borçların tahsil edilmek istenmesi durumunda kayyımlık kararının devamı süresince borcun öncelikle asıl alacaklıdan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidileceğinin hüküm olunduğunu belirtmiştik. Burada ilgili maddenin yazımında sehven “alacaklıdan” ibaresinin kullanıldığı; 679 sayılı KHK’nın 6/6 maddesiyle “alacaklıdan” ibaresinin “borçludan” şeklinde değiştirilerek bu hatanın giderildiği/düzeltildiği görülmektedir. Bu değişiklik 22.11.2016 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
POLİSİN KAYBOLAN ÇOCUKLARIN BULUNMASI AMACIYLA ÇOCUK TARAFINDAN KULLANILAN HESAP HAREKETLERİNİ TALEP ETME YETKİSİ
680 sayılı KHK’nın 26 ncı maddesi ile Polis Vazife ve Salȃhiyet Kanunu’na eklenen “Kayıp çocukların araştırılması” başlıklı 13/A maddesi ile polise, kaybolan çocukların bulunması amacıyla, sulh ceza hâkiminin veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki idare amirinin yazılı veya sonradan yazılı hale getirilmek üzere sözlü emri ile kayıp çocuğa ait veya başkasına ait olmakla birlikte kayıp çocuk tarafından kullanılan her türlü banka hesap hareketlerini talep etme, telekomünikasyon yoluyla iletişimini denetleme ve sinyal bilgilerini değerlendirebilme yetkisi verildi. Maddeye göre mülki idare amirinin kararının, derhal mahkemenin onayına sunulması ve mahkemenin kararını en geç 24 saat içinde vermesi gerekiyor.
Böylece, Bankacılık Kanunu’nun 73 üncü maddesindeki sıfat ve görevleri dolayısıyla bankalara veya müşterilerine ait sırları öğrenenlerin bu sırları açıklayabilecekleri kanunen açıkça yetkili kılınan merciler arasına bir ekleme yapılmış oldu. Bu değişiklik öncesi polisin, bir savcılık veya mahkeme kararı olmadan bankalardan herhangi bir kişinin banka hesap bilgilerini alma yetkisi bulunmuyordu. Yapılan değişiklik ile polise – sadece kaybolan çocukların bulunması amacıyla sınırlı olmak üzere – sulh ceza hâkiminin veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki idare amirinin yazılı veya sonradan yazılı hale getirilmek üzere sözlü emri ile kayıp çocuğa ait veya başkasına ait olmakla birlikte kayıp çocuk tarafından kullanılan her türlü banka hesap hareketlerini talep etme yetkisi verilmiş olmaktadır.
KHK maddesine göre bankaların bu konuda polisten gelecek bilgi taleplerinde sulh ceza hâkiminin veya mülki idare amirinin yazılı emrini aramaları gerektiği görülüyor. Polisin konu ile ilgili mülki idare amirinin sözlü emri üzerine araştırma yapmak istemesi durumunda ise banka araştırması tamamlandıktan sonra Bankacılık Kanunu’nun 73 üncü maddesi çerçevesinde bir aykırılığa sebebiyet vermemek için mülki idare amirinin sonradan yazılı hale getirilecek emrinin veya bu konudaki mahkeme onayı/kararının alınıp saklanmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE İRTİBATLI OLDUKLARI MİT YA DA EGM TARAFINDAN BİLDİRİLEN GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLERİN KAMU İHALELERİNE KATILAMAMASI
19 Aralık 2016 tarihinde burada yayımladığımız yazımızda, 678 sayılı KHK’nın 30 uncu maddesi ile Kamu İhale Kanunu’na yapılan ekleme ile terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu, Millî İstihbarat Teşkilatı veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen gerçek ve tüzel kişilerin doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde kamu ihalelerine katılamayacaklarının düzenlendiği; yapılan düzenlemeye göre bu kapsamda olduğu tespit edilen isteklilerin ihale dışı bırakılacağı, ancak bunların verdikleri geçici teminatların gelir kaydedilmeyeceği belirtilmişti.
Bu defa 680 sayılı KHK’nın 65 inci maddesi ile Kamu İhale Kanunu’nun aynı maddesine yapılan ekleme ile terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan gerçek ve tüzel kişilerin doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde kamu ihalelerine katılamamasına yönelik olarak Millî İstihbarat Teşkilatı veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafında bildirim ve bu kişilerin ihale dışı bırakılması sürecinde görev alan kamu görevlilerinin, yaptıkları iş ve işlemler nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmayacağı düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme ile terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kişilerin kamu ihaleleri dışında bırakılması sürecinde yer alan kamu görevlilerine hukuksal, idari, mali ve cezai bir koruma sağlandığı görülmektedir.
Ayrıca, söz konusu süreçte yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen bilgi ve kayıtları, hukuka aykırı olarak kullanan, bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişinin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Yapılan bu düzenleme ile de terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan gerçek ve tüzel kişilere ilişkin olarak ihale makamlarına Millî İstihbarat Teşkilatı veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bildirimlerin gizliliğinin sağlanmasına yönelik bir tedbir alındığı görülmektedir.
YERLEŞİM YERİ YURT DIŞINDA OLAN TÜRK VATANDAŞLARININ ADRES KAYITLARININ TUTULMASI
680 sayılı KHK’nın 80 inci maddesi ile 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 49 uncu maddesinin mülga üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir:
“(3) Yerleşim yeri adresi yurt dışında olan Türk vatandaşlarının adres kayıtları, yaşadıkları ülkede kullanılan adres verilerine veya o ülke ve bağlı olduğu temsilcilik bilgisine göre tutulur.”
Söz konusu madde fıkrasında daha önce “Yerleşim yeri adresi yurt dışında olan Türk vatandaşlarının adres kayıtları yaşadıkları ülkenin ve şehrin adı itibarıyla tutulur.” hükmü bulunmakta iken maddede 18.05.2012 tarihinde yapılan değişiklikle söz konusu fıkra yürürlükten kaldırılmıştı (6304 sayılı Kanun md. 13). Mevcut durumda da yurt dışında yerleşik kişilerin MASAK mevzuatı kapsamında yapılacak adres teyitleri için Kimlik Paylaşım Sistemi (KPS)’ndeki adres kayıtlarına bakıldığında ilgili kişilerin sadece yaşadıkları ülke ve şehir bilgisi adres olarak gözükmektedir.
Yapılan değişiklikle bundan böyle yurt dışı yerleşik Türk vatandaşlarının KPS’deki adres bilgilerinin yaşadıkları ülkede kullanılan adres verilerine veya o ülke ve bağlı olduğu temsilcilik bilgisine göre tutulacağı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, yapılan değişiklik yurt dışı yerleşik Türk vatandaşlarının KPS’de kayıtlı yurt dışı adres bilgilerinin daha detaylı olarak tutulmasını sağlaması durumunda bu kişilerin MASAK mevzuatı çerçevesinde adres teyidi gerektiren bankacılık ve finans işlemlerinde yapılması gereken adres teyit işlemlerinin kolaylaşabileceği düşünülmektedir.
TMSF’NİN KAYYIM OLARAK ATANDIĞI ŞİRKETLERİN YÖNETİMİNİN ATANMASI, SATIŞ VE TASFİYESİNE İLİŞKİN KARAR ALMA YETKİLERİNİN BAKANA GEÇMESİ
05 Eylül 2016 tarihinde burada yayımladığımız yazımızda, 674 sayılı KHK’nın 19 uncu maddesi ile yapılan düzenleme ile,
a) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce (01.09.2016 tarihinden önce) terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkilerinin, hakim veya mahkeme tarafından TMSF’ye devredileceğinin ve devirle birlikte kayyımların görevlerinin sona ereceğinin (677 sayılı KHK ile yapılan düzenleme ile 11.2016 tarihinden önce 5271 sayılı Kanun’un 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkilerinin TMSF’ye devri için hakim veya mahkeme kararı alınmasının beklenmesi uygulamasına son verilmiş, 677 sayılı KHK’nın yayımı ile birlikte (22.11.2016 tarihinde) bu şirketlerde görev yapan kayyımların yetkilerinin otomatik olarak sona erdirilmiş ve kayyımlık yetkilerinin ve şirketlerin yönetiminin hakim veya mahkeme kararı olmaksızın TMSF’ye devredileceği düzenlenmiştir),
b) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra (01.09.2016 tarihinden sonra) ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve aynı Kanun’un 128 inci maddesi uyarınca el konulan taşınmaz, hak ve alacakların idaresi için kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak TMSF’nin atanacağı,
c) OHAL kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; yukarıdaki kapsamdaki şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının TMSF tarafından tespit edilmesi durumunda, TMSF’nin şirketin yahut varlıklarının veya aynı KHK’nın 13 üncü maddesinde belirtilen varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebileceği, satış ve tasfiye işlemlerinin TMSF tarafından yerine getirileceği
belirtilmişti. 674 sayılı KHK’nın 19 uncu maddesine, 675 sayılı KHK ile yapılan ekleme ile de TMSF’nin kayyım olarak atanmasına karar verilen şirketlerin, taşınmaz, hak, varlık ve alacakları hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca verilen elkoyma ve tedbir kararlarının, kayyım yetkisinin TMSF’ye devriyle birlikte kendiliğinden kalkacağı düzenlenmişti. 24.11.2016 tarihinde yayımlanan 6758 sayılı Kanun ile de 674 sayılı KHK, kanun olarak kabul edilmişti.
Bu defa 680 sayılı KHK’nın 81 inci maddesi ile yapılan değişiklikle 21.07.2016 tarihinde başlayan OHAL süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133 üncü maddesi uyarınca TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin yöneticilerinin atanması ve görevden alınmasına, şirketin yahut varlıklarının satılmasına veya feshi ile tasfiyesine ilişkin karar verme yetkileri TMSF’den alınarak, TMSF’nin ilişkili olduğu Bakana verildi. Satış ve tasfiye işlemleri de TMSF yerine, TMSF’nin ilişkili olduğu Bakan’ın atadığı şirket yönetim kurulu tarafından yerine getirilecek.
Maddenin değişen haline göre terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133 üncü maddesi uyarınca TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketler, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar, TMSF’nin gözetiminde, TMSF’nin ilişkili olduğu Bakan’ın atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetilecek. Bu şirketlerin yöneticileri TMSF’nin ilişkili olduğu Bakan tarafından atanacak ve görevden alınacak. Bu şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tespit edilmesi durumunda, şirketin yahut varlıklarının veya 5271 sayılı Kanun’un 128/10 maddesinde belirtilen malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine TMSF’nin ilişkili olduğu Bakan tarafından karar verilebilecek. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar da 17 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
Saygılarımızla,
OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI TEDBİRLER ALINMASI HAKKINDA 679 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME
OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI DÜZENLEMELER YAPILMASI HAKKINDA 680 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME
670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede 679 Sayılı KHK ile Yapılan Değişiklik |
|
Eski Düzenleme | Yeni Düzenleme |
Devir işlemlerine ilişkin tedbirler MADDE 5- … (5) Borçların ödenmesinde; malvarlığının aynından doğan vergi borçları, rehinli alacaklar, çalışanların sigorta primleri, kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, fon kesintisi, pay gibi borçlar, enerji, iletişim ve su kullanım borçları, çeşidine bakılmaksızın beşyüz Türk Lirasını geçmeyen borçlar ve diğerleri şeklinde sıralama esas alınır. |
Devir işlemlerine ilişkin tedbirler MADDE 5- … (5) Borçların ödenmesinde, kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, fon kesintisi, pay gibi borçlar, çalışanların sigorta primleri, rehinli alacaklar, enerji, iletişim ve su kullanım borçları, çeşidine bakılmaksızın beşyüz Türk Lirasını geçmeyen borçlar ve diğerleri şeklinde sıralama esas alınır. Kapatılan özel öğretim kurum ve kuruluşları, kurs, dershane, öğrenci yurtları ve pansiyonlara avans veya peşin ödeme şeklinde kapatma tarihinden sonraki dönemler için ifa edilmiş olan öğrenim ve barınma bedelleri, yukarıda belirtilen sıraya tabi tutulmaksızın iade edilir. |
673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede 679 Sayılı KHK ile Yapılan Değişiklik |
|
Eski Düzenleme | Yeni Düzenleme |
Ödenmeyecek ikramiyeler MADDE 5- (1) 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında 1/5/2014 tarihinden önceki uyuşturucu operasyonları nedeniyle anılan Kanuna göre ikramiye ödemesi yapılması gereken kişilerden, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya irtibatı olanlara, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra herhangi bir ödeme yapılamaz.
|
Ödenmeyecek ikramiyeler MADDE 5 – (1) 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında ikramiye ödemesi yapılması gereken kişilerden; terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğunun değerlendirilmesi üzerine kamu görevinden çıkarılanların paylarına düşen miktarlar ödenmez. Aynı nedenle haklarında adli veya idari soruşturma veya kovuşturma yürütülen kişilerin paylarına düşen miktarlar ise soruşturma veya kovuşturma sonuçlanıncaya kadar 10/12/2013 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında emanete alınır. |
675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede 679 Sayılı KHK ile Yapılan Değişiklik |
|
Eski Düzenleme | Yeni Düzenleme |
Peşin ödenen aylıklar ve mecburi hizmet MADDE 10- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler ile doğrudan veya anılan kanun hükmünde kararnamelerde öngörülen usuller çerçevesinde meslekten, kamu görevinden veya ilgili kurumların teşkilatından çıkarılanlar ile 15/8/2016 tarihli ve 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesi uyarınca öğrencilikle ilişikleri kesilenlerin; a) Çıkarıldıkları veya öğrencilikle ilişiklerinin kesildiği aya ilişkin olarak peşin ödenen mali ve sosyal haklarının çıkarılma tarihinden sonraki günlere tekabül eden kısımları geri alınmaz. b) Mecburi hizmet yükümlülükleri ve mecburi hizmete bağlı borç yükümlülükleri ortadan kalkar, buna ilişkin dava ve borç takibi işlemlerine son verilir. Bunlardan alınmış olan yüklenme senetleri ve muteber imzalı müteselsil kefalet senetlerinde yazılı olan tutarlar, ilgili kamu personelinden yahut kefillerinden talep ve tahsil edilmez. (2) Birinci fıkranın (a) bendi kapsamındaki mali ve sosyal haklardan bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımlandığı tarihe kadar tahsil edilmiş olan tutarlar geri ödenmez.
|
Peşin ödenen aylıklar ve mecburi hizmet MADDE 10- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler ile doğrudan veya anılan kanun hükmünde kararnamelerde öngörülen usuller çerçevesinde meslekten, kamu görevinden veya ilgili kurumların teşkilatından çıkarılanlar ile 15/8/2016 tarihli ve 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesi uyarınca öğrencilikle ilişikleri kesilenlerin; a) Çıkarıldıkları veya öğrencilikle ilişiklerinin kesildiği aya ilişkin olarak peşin ödenen mali ve sosyal haklarının çıkarılma tarihinden sonraki günlere tekabül eden kısımları geri alınmaz. b) Mecburi hizmet yükümlülükleri ve mecburi hizmete bağlı borç yükümlülükleri ortadan kalkar, buna ilişkin dava ve borç takibi işlemlerine son verilir. Bunlardan alınmış olan yüklenme senetleri ve muteber imzalı müteselsil kefalet senetlerinde yazılı olan tutarlar, ilgili kamu personelinden yahut kefillerinden talep ve tahsil edilmez. (2) Birinci fıkranın (a) bendi kapsamındaki mali ve sosyal haklardan bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımlandığı tarihe kadar tahsil edilmiş olan tutarlar geri ödenmez. Birinci fıkranın (b) bendi kapsamındaki borç yükümlülükleri çerçevesinde bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımlandığı tarihe kadar tahsil edilmiş olan tutarlar geri ödenmez. |
678 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede 679 Sayılı KHK ile Yapılan Değişiklik |
|
Eski Düzenleme | Yeni Düzenleme |
TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin kefaleti MADDE 37 – (1) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerde, şirketin doğrudan veya dolaylı borçlarının ödenmesi için öncelikle şirket lehine kefil olan ortak, yönetici veya bunlarla bağlantılı üçüncü gerçek veya tüzel kişilerin malvarlığına müracaat edilir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, bu kapsamda şirket borçlarının ödenmesi ya da şirket sermaye ihtiyacının karşılanmasını teminen, kefillerin varlıklarının doğrudan veya ticari ve iktisadi bütünlük yoluyla satılması konusunda yetkilidir. (2) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerin, müşterek müteselsil borçluluğu kapsayan kefaletler dahil, kefil olduğu borçlarda ise kayyımlık kararının devamı süresince borcun öncelikle asıl alacaklıdan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidilir.
|
TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin kefaleti MADDE 37 – (1) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerde, şirketin doğrudan veya dolaylı borçlarının ödenmesi için öncelikle şirket lehine kefil olan ortak, yönetici veya bunlarla bağlantılı üçüncü gerçek veya tüzel kişilerin malvarlığına müracaat edilir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, bu kapsamda şirket borçlarının ödenmesi ya da şirket sermaye ihtiyacının karşılanmasını teminen, kefillerin varlıklarının doğrudan veya ticari ve iktisadi bütünlük yoluyla satılması konusunda yetkilidir. (2) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerin, müşterek müteselsil borçluluğu kapsayan kefaletler dahil, kefil olduğu borçlarda ise kayyımlık kararının devamı süresince borcun öncelikle asıl borçludan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidilir. |
2559 sayılı Polis Vazife ve Salȃhiyet Kanununda 680 sayılı KHK ile Yapılan Değişiklik |
|
DAHA ÖNCEDEN MUADİLİ DÜZENLEME BULUNMAMAKTADIR |
Kayıp çocukların araştırılması MADDE 13/A- Kaybolan çocukların bulunması amacıyla, polis, sulh ceza hâkiminin veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki idare amirinin yazılı veya sonradan yazılı hale getirilmek üzere sözlü emri ile kayıp çocuğa ait veya başkasına ait olmakla birlikte kayıp çocuk tarafından kullanılan her türlü banka hesap hareketlerini talep edebilir, telekomünikasyon yoluyla iletişimini denetleyebilir ve sinyal bilgilerini değerlendirebilir. Tedbir kararı, en çok bir ay için verilebilir; ancak bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere bir ay daha uzatılabilir. Mülki idare amirinin kararı, derhal mahkemenin onayına sunulur. Mahkeme kararını en geç yirmidört saat içinde verir. |
4734 Sayılı Kamu İhale Kanununda 680 Sayılı KHK ile Yapılan Değişiklik |
|
İhaleye katılamayacak olanlar Madde 11- Aşağıda sayılanlar doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamazlar: a) Bu Kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak idarelerce veya mahkeme kararıyla kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan veya örgütlü suçlardan veyahut kendi ülkesinde ya da yabancı bir ülkede kamu görevlilerine rüşvet verme suçundan dolayı hükümlü bulunanlar. b) İlgili mercilerce hileli iflas ettiğine karar verilenler. c) İhaleyi yapan idarenin ihale yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler. d) İhaleyi yapan idarenin ihale konusu işle ilgili her türlü ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve onaylamakla görevli olanlar. e) (c) ve (d) bentlerinde belirtilen şahısların eşleri ve üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar kayın hısımları ile evlatlıkları ve evlat edinenleri. f) (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilenlerin ortakları ile şirketleri (bu kişilerin yönetim kurullarında görevli bulunmadıkları veya sermayesinin % 10’undan fazlasına sahip olmadıkları anonim şirketler hariç). g) Terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu, Millî İstihbarat Teşkilatı veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen gerçek ve tüzel kişiler. İhale konusu işin danışmanlık hizmetlerini yapan yükleniciler bu işin ihalesine katılamazlar. Aynı şekilde, ihale konusu işin yüklenicileri de o işin danışmanlık hizmeti ihalelerine katılamazlar. Bu yasaklar, bunların ortaklık ve yönetim ilişkisi olan şirketleri ile bu şirketlerin sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketleri için de geçerlidir. İhaleyi yapan idare bünyesinde bulunan veya idare ile ilgili her ne amaçla kurulmuş olursa olsun vakıf, dernek, birlik, sandık gibi kuruluşlar ile bu kuruluşların ortak oldukları şirketler bu idarelerin ihalelerine katılamazlar. Bu yasaklara rağmen ihaleye katılan istekliler ihale dışı bırakılarak geçici teminatları gelir kaydedilir. Ayrıca, bu durumun tekliflerin değerlendirmesi aşamasında tespit edilememesi nedeniyle bunlardan biri üzerine ihale yapılmışsa, teminatı gelir kaydedilerek ihale iptal edilir. Birinci fıkranın (g) bendi kapsamındaki bildirimlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca belirlenir. Söz konusu bent kapsamında olduğu tespit edilen istekliler ihale dışı bırakılır, ancak bunların teminatları hakkında dördüncü fıkrada yer alan hüküm uygulanmaz. |
İhaleye katılamayacak olanlar Madde 11- Aşağıda sayılanlar doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamazlar: a) Bu Kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak idarelerce veya mahkeme kararıyla kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan veya örgütlü suçlardan veyahut kendi ülkesinde ya da yabancı bir ülkede kamu görevlilerine rüşvet verme suçundan dolayı hükümlü bulunanlar. b) İlgili mercilerce hileli iflas ettiğine karar verilenler. c) İhaleyi yapan idarenin ihale yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler. d) İhaleyi yapan idarenin ihale konusu işle ilgili her türlü ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve onaylamakla görevli olanlar. e) (c) ve (d) bentlerinde belirtilen şahısların eşleri ve üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar kayın hısımları ile evlatlıkları ve evlat edinenleri. f) (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilenlerin ortakları ile şirketleri (bu kişilerin yönetim kurullarında görevli bulunmadıkları veya sermayesinin % 10’undan fazlasına sahip olmadıkları anonim şirketler hariç). g) Terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu, Millî İstihbarat Teşkilatı veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen gerçek ve tüzel kişiler. İhale konusu işin danışmanlık hizmetlerini yapan yükleniciler bu işin ihalesine katılamazlar. Aynı şekilde, ihale konusu işin yüklenicileri de o işin danışmanlık hizmeti ihalelerine katılamazlar. Bu yasaklar, bunların ortaklık ve yönetim ilişkisi olan şirketleri ile bu şirketlerin sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketleri için de geçerlidir. İhaleyi yapan idare bünyesinde bulunan veya idare ile ilgili her ne amaçla kurulmuş olursa olsun vakıf, dernek, birlik, sandık gibi kuruluşlar ile bu kuruluşların ortak oldukları şirketler bu idarelerin ihalelerine katılamazlar. Bu yasaklara rağmen ihaleye katılan istekliler ihale dışı bırakılarak geçici teminatları gelir kaydedilir. Ayrıca, bu durumun tekliflerin değerlendirmesi aşamasında tespit edilememesi nedeniyle bunlardan biri üzerine ihale yapılmışsa, teminatı gelir kaydedilerek ihale iptal edilir. Birinci fıkranın (g) bendi kapsamındaki bildirimlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca belirlenir. Söz konusu bent kapsamında olduğu tespit edilen istekliler ihale dışı bırakılır, ancak bunların teminatları hakkında dördüncü fıkrada yer alan hüküm uygulanmaz. Aynı bent kapsamındaki işlemlerin yürütülmesinde görev alan kamu görevlilerinin, yaptıkları iş ve işlemler nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz. Söz konusu bent hükümlerine göre yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen bilgi ve kayıtları, hukuka aykırı olarak kullanan, bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılır. |
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda 680 sayılı KHK ile Yapılan Değişiklik |
|
Adres bilgisi ve güncellenmesi MADDE 49- (1) İl özel idaresi ve belediyeler sorumluluk alanlarındaki adres bileşenlerini adres standardına uygun olarak tanımlayıp bunlara değiştirilemeyecek sabit tanıtım numarası vererek mahallindeki bütün adresleri kapsayacak şekilde adres bilgilerini oluşturmakla yükümlüdür. Herhangi bir sebeple sabit tanıtım numarası dışında adres bileşenlerinde yapılan değişiklikler de il özel idaresi ve belediyelerce takip edilerek ulusal adres veri tabanına işlenir. (2) Ulusal adres veri tabanı Genel Müdürlükte tutulur. Genel Müdürlük, ulusal adres veri tabanındaki yerleşim yeri adresi bilgilerini nüfus kütüklerindeki kişi kayıtları ile ilişkilendirerek elektronik ortamda, yedekleme sistemleri ile birlikte güncel olarak tutar. (3) (Mülga: 9/5/2012-6304/13 md.) MÜLGA HÜKMÜN METNİ “Yerleşim yeri adresi yurt dışında olan Türk vatandaşlarının adres kayıtları yaşadıkları ülkenin ve şehrin adı itibarıyla tutulur.” |
Adres bilgisi ve güncellenmesi MADDE 49- (1) İl özel idaresi ve belediyeler sorumluluk alanlarındaki adres bileşenlerini adres standardına uygun olarak tanımlayıp bunlara değiştirilemeyecek sabit tanıtım numarası vererek mahallindeki bütün adresleri kapsayacak şekilde adres bilgilerini oluşturmakla yükümlüdür. Herhangi bir sebeple sabit tanıtım numarası dışında adres bileşenlerinde yapılan değişiklikler de il özel idaresi ve belediyelerce takip edilerek ulusal adres veri tabanına işlenir. (2) Ulusal adres veri tabanı Genel Müdürlükte tutulur. Genel Müdürlük, ulusal adres veri tabanındaki yerleşim yeri adresi bilgilerini nüfus kütüklerindeki kişi kayıtları ile ilişkilendirerek elektronik ortamda, yedekleme sistemleri ile birlikte güncel olarak tutar. (3) Yerleşim yeri adresi yurt dışında olan Türk vatandaşlarının adres kayıtları, yaşadıkları ülkede kullanılan adres verilerine veya o ülke ve bağlı olduğu temsilcilik bilgisine göre tutulur.
|
6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede 680 sayılı KHK ile Yapılan Değişiklik |
|
Kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye MADDE 19– (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer. (2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu atanır. (3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilmesi durumunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu şirketin yahut varlıklarının veya bu Kanunun 13 üncü maddesinde belirtilen varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebilir. Satış ve tasfiye işlemleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilir. (4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atanmasına karar verilen şirket, taşınmaz, hak, varlık ve alacaklar hakkında Ceza Muhakemesi Kanununun 128 inci maddesi uyarınca verilen el koyma ve tedbir kararları, kayyım yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devriyle birlikte kendiliğinden kalkar. |
Kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye MADDE 19– (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer. (2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu atanır. (3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketler, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun gözetiminde, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetilir. Bu şirketlerin yöneticileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından atanır ve görevden alınır. Bu şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tespit edilmesi durumunda, şirketin yahut varlıklarının veya 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesinin onuncu fıkrasında belirtilen malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından karar verilebilir. Satış ve tasfiye işlemleri ilgili şirketin yönetim kurulu tarafından yerine getirilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan onayıyla belirlenir. (4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atanmasına karar verilen şirket, taşınmaz, hak, varlık ve alacaklar hakkında Ceza Muhakemesi Kanununun 128 inci maddesi uyarınca verilen el koyma ve tedbir kararları, kayyım yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devriyle birlikte kendiliğinden kalkar. |